Sanatın Kelaynakları; Delbekçiler
Vurmalı çalgılardan olan Delbek, başta Muğla`nın Fethiye ilçesi olmak üzere, Teke Yöresinde çalınan Def benzeri vurmalı bir çalgı.
Orta Asya`dan göçen Yörüklerce yöreye getirildiğe belirtilen Delbek, halen Türkmenistan`da Debrek adıyla biliniyor.Yaklaşık 2 bin yıllık tarihi olduğu belirtilen ve eski zamanların büyü bozan, nazar önleyen ve dua eden "Şaman"ları olan Delbekçiler, bugün artık otantik ve yok olmaya yüz tutmuş bir sanat dalı.Delbekçilik geleneğini bugün sürdüren Fethiye`de yaklaşık 10 kadın bulunuyor. 50 yaşındaki Türkan Abacı ve 51 yaşındaki Ayşe Gencer`de bunlardan ikisi.Türkan Abacı Delbekçilik tarihinin çok eski zamanlara dayandığını belirterek, "Tarihi çok önceleri dayanıyor. Türkiye`de ise sadece Fethiye yöresine has bir sanat. Ancak bugün bu sanatı yapan da kalmadı. Bizimle birlikte yaklaşık 10 kişi ya var, ya yok. Bizden sonra sanırım unutulacak" dedi."Eskiden her gelini biz kocaya gönderirdik" diyen Türkan Abacı, "Delbek`de ağırlık olarak Fethiye yöresine has türkü ve manilerin yanı sıra dualar söylüyoruz" dedi.Delbekçiliğin atalarında miras kaldığını belirten Ayşe Gencer ise, "Delbek bize analarımız ve nenelerimizden miras kaldı. Eskiden her düğünde, kına gecesinde Delbek olmadan gelin çıkmaz, asker yola koyulmazdı. Ancak şimdi ise belli başlı kişiler düğünlerinde ve asker uğurlamalarında delbekçi çağırıyorlar. Ara arada çeşitli festival ve eğlencelere gidiyoruz. Ne yazık ki yeni nesilde bu sanata pek ilgi göstermiyor. Yani Delbekçilik öldü, Allah rahmet eylesin" dedi.TARİHİ İSLAMİYET ÖNCESİNE DAYANIYORTarih kitaplarına göre Delbek`in geçmişi İslamiyet öncesi Türk Kültürüne kadar dayanıyor. İslamiyet Öncesi Türk Kültürü`nde, Türkler Gök Tanrı inancına sahip bir topluluktu. Bu inanışta, yerin ve göğün yaratıcısı olan bir tanrı (Tengri) ve onun yardımcıları olan güçlü ruhlar bulunmaktaydı.Bu ruhlardan belli başlıları, Ulu büyük dağların ruhları, rüzgar ruhu, yağmur ruhu, toprak ruhu, genç kızların ve kadınların yönetici ruhu olan Akene (Ak-ana) idi.Kadınların yönetici ruhu-Tengri`nin yardımcısı olan Akene, kadının Türk Kültürü`nde önemli ve kutsal oluşu nedeniyle, sosyal hayata etki ediyor, bazı ritüellerin oluşmasına neden oluyordu. Bu ritüellerin en başında, Kam Ana kültü geliyordu.İslamiyet Öncesi Türk Tarihi`nde din adamları olan Şamanlar bulunmaktaydı. Şamanlar genellikle erkeklerden oluşuyordu, ancak, Altay dağları ve civarında yaşayan Türkler`de Şamanlar arasında, kadınlarda mevcuttu. Bu şamanlar halk tarafından Kam Ana olarak adlandırılıyor ve halk nazarında Akene`nin ruhunu temsil ediyordu. Kam Anaların başlıca görevleri , yaptığı dini törenler ile kadınlar üzerindeki birtakım büyüleri bozmak, hastalıkları tedavi etmek, hamile kadının veya loğusanın yaptığı büyülerle sağlığını korumaktı.Kam Analar dini törenlerini, Şaman Davulu olarak adlandırılan ve Delbek`in benzeri olan çalgılar ile elindeki küçük tokmakla Şaman Davuluna vurur, şifa için gelen kadının etrafında dönerek birtakım dualarda bulunur ve son kısımda transa girerek ruhları yönetip töreni bitirirdi.Bu bağlamda yakın tarihimizde, son kırıntıları 1960`lı yılların başlarına dek süren, yayla köylerinde ve Fethiye merkezde büyücülükle, nazar bozuculukla uğraşan, dualar okuyup birtakım dini törenler düzenleyen, kadınlar arasında saygın yeri olan ihtiyar kadınlar bulunuyordu. Bu kadınlar ayrıca, kına gecelerinde, kadınlar arası eğlencelerde evlenen kızın evliliğinin güzel geçmesi için elinde delbeği ile dualarla ile birtakım maniler okuyordu.Büyü bozma, nazar engelleme, hastalıklara şifa bulma gibi işlerle de ilgilenen bu ihtiyar kadınların okuduğu dualar ile aile hayatına adım atan kızın mutlu bir evlilik geçireceğine halk nazarında çok fazla inanılıyordu. Öyle ki, yeni evlenen kızın Delbekçi duasını almadan evlenmesi halk nazarında uğursuzluk sayılıyordu.1960 sonrası süreçte, sıkı yönetim baskısı ve laik devlet anlayışı ile büyü ve nazar işleriyle uğraşan bu ihtiyar kadınların hukuksal faaliyetler ile etkinliklerine son verilmeye başlandı. Bu olay sonucunda da nazar, büyü bozma gibi dinsel etkinliklerinin sona ermesiyle, bu ihtiyar kadınlar zamanla, sadece kına gecelerinde, düğünlerde, asker uğurlamalarında dualarla karışık boğaz havası, mani ve türkü okuyan Delbekçi görevi görmeye başladılar.Kökeni yaklaşık 2000 yılı geçik olduğu belirtilen Kam Ana Kült`ü bugün şekil değiştirerek günümüzde, eğlence düzenleyen Delbekçi kadın olarak yaşamaya çalışıyorlar.
Kaynak: İHA