İşdünyası ve Meslek Örgütlerinden Teröre Karşı Ortak Duruş
Antalya iş dünyası ve meslek örgütleri temsilcileri, teröre `dur` demek ve hain saldırılar karşısında iş dünyası ve meslek örgütlerinin birlikteliğini göstermek amacıyla, ortak bir basın açıklaması yaptı.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Atatürk Konferans Salonu`ndaki toplantıda, hazırlanan ortak bildiriyi Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman Budak okudu.Bildiride, “Türkiye, bölücü eşkıyanın yine karanlığa gizlenerek gerçekleştirdiği son hain saldırıda 24 genç vatan evladını şehit vermenin acısı içerisindedir. Vatan görevlerini yaparken; ailelerini, eşlerini, bebeklerini geride bırakarak toprağa düşen evlatlarımızın bir kez daha ay yıldızlı bayrağa sarılı cenazelerinin ardında yürüyoruz. Kırklareli`nden Ağrı`ya kadar 22 ilimizde yürekleri yakan acıyı bütün ülke olarak paylaşıyoruz. Ülkemizin başına bela edilmiş bu kiralık katiller çetesi, sadece güvenlik görevlilerimizi pusu kurarak ve karanlığı fırsat bilerek şehit etmekle kalmamakta, masum sivil vatandaşlarımızı, hatta anne karnındaki doğmamış bebekleri bile aynı hain pusu ve karanlık emelleriyle katletmektedir. Antalya iş alemi ve meslek örgütleri olarak şehit ve gazilerimize ve görev başında olan tüm er ve subaylara minnet duygularımızı ifade ediyor, yüce milletimize, Türk Silahlı Kuvvetlerimize başsağlığı dileklerimizi sunuyoruz. Kahraman Mehmetçiklerimizle ve şehitlerimizin geride bıraktığı ailelerle omuz omuza olduğumuzu bir kez daha haykırarak söylüyoruz. Katilleri ve destekçilerini nefretle lanetliyoruz” ifadelerine yer verildi.Budak`ın okuduğu ortak bildiride şu sözler yer aldı:“Türk milleti adına bu hain ve insanlık dışı cinayetleri gerçekleştiren katilleri ve destekçilerini nefretle lanetliyoruz. Terör saldırılarını kınamak yerine Devlete silah bırakma çağrısı yapan, teröre siyasal destek vererek sözcülüğünü yapan parti ve kuruluşları da aynı duygularla kınıyoruz. Terörün amacının Türk milletinde panik, şaşkınlık ve öfke yaratmak, nefret tohumları ekmek, Türk ve Kürt çatışması çıkarmak, teröre meşruiyet kazandırmak, kendilerini güçlü göstermek, Devleti ve milleti yıldırmak ve pazarlığa razı etmek olduğunu ve bu katillere karşı verilmesi gereken en iyi karşılığın kararlılık ve soğukkanlılık olduğunu biliyoruz. Buna rağmen iki günden bu yana en yetkili kişilerin bile tepkilerinin maalesef yetersiz ve hatalı olduğunu görüyoruz. Kaçıncı karakol saldırısı olduğunu bile artık sayamadığımız halde her büyük cinayetin ardından aynı sözleri, aynı şaşkınlık, öfke ve intikam seslerini dinlemekten, diğer taraftan tepkinin her zaman bir iç siyasi hesaplaşmaya dönüşmesinden artık bıktık. Biz, Türkiye`nin bu kadar haksız, bu kadar alçak ve canice bir terör ve cinayet şebekesiyle karşı karşıya olmasından, katillerin yaptıkları eylemlerden insanlık adına utanıyoruz. Çünkü en temel hak yaşama hakkıdır. Bir yaşama son vererek başka haklar aranamaz, bu insanlık suçudur. Türkiye bütün eksiklerine rağmen, Balkanlardan Asya`ya, Orta Doğu`ya, Kuzey Afrika`ya uzanan büyük bir coğrafyanın en demokratik ülkesidir. Türkiye`de herkesin seçme ve seçilme hakkı vardır ve Kürt kökenli vatandaşlarımız adına konuştuğunu iddia eden bir siyasal parti Meclis`tedir. Türkiye`de Kürt kökenli vatandaşlar, ABD`deki siyahlar, İngiltere`deki İrlandalılar, Avrupa ülkelerindeki Kuzey Afrika kökenliler, İsrail`deki Filistinliler gibi mağdur konumda değillerdir, azınlık değillerdir ve her yurttaş gibi tüm hak ve özgürlüklerden yararlanmaktadır. Türkiye`de idari uygulamaların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi`ne götürülmesi mümkündür ve Türkiye AİHM kararlarına saygılı bir devlettir. Buna rağmen Kürt kökenli vatandaşlarımızın hakları adına terör eylemleri yapılması, cinayet işlenmesi ve bunların bir siyasi mücadele gibi görülmesi kabul edilemez. Karanlıktan, cehaletten, nefret duygusundan, çağdışı bir kan davasından beslenen böyle bir cinayet şebekesinin varlığı ve ona destek veren kesimlerin varlığı insanlık adına tam bir yüz karasıdır. Bu cinayetler, terör suçu olmanın ötesinde insanlık suçudur ve insanlık suçunun kınanmaması da evrensel normlara göre suç niteliğindedir. Bununla ilgili ne gerekiyorsa yapılmalıdır. “Terör propagandasının TBMM`ne girmesine izin verildiği belirtilen ortak bildiride, “Türkiye Büyük Millet Meclisimizi, Hükümetimizi ve diğer ilgili kurumlarımızı terörle mücadelede bugüne kadar yapılan yanlışların muhasebesini açık olarak yapmaya davet ediyoruz. Terör sorununun bu boyuta ulaşmasında terörle mücadelede yapılan yanlışların payının da olduğu gerçeğini artık açık olarak konuşma zamanıdır. 1990`lı yıllarda terörle sadece silahlı mücadele yöntemleri kullanılma hatası yapılmışken, 2000`li yıllarda ise terörü siyasal bir sorun olarak görme ve terör örgütü ile pazarlık yapılarak siyasal bir çözüm arama yanlışına düşülmüştür. Terör propagandasının TBMM`ne girmesine dahi izin verilmiş ve bölge halkı terör örgütünün propagandası ve kontrolüne adeta terk edilmiştir. Bu süreçte terör örgütünün ateşkes oyunları da ne yazık ki, ciddiye alınarak terörle mücadelede birçok alanda ihmaller yapılmıştır. Hatta terörle mücadele bazen iç siyaset kaygıları karşısında ikinci planda bırakılmıştır. Geçen yıl Kamu Güvenliği Müsteşarlığı kurulması girişiminin yarım kalması, terörle mücadelede uzman askeri personel teminindeki gecikme bu konudaki örneklerden ikisidir. Bu çerçevede demokratik hukuk devleti kuralları içerisinde terörle mücadele için tüm meşru savunma önlemlerine başvurulmalıdır. Bu konuda ABD`deki 11 Eylül 2001 sonrasında Patriot Act olarak bilinen ve halen yürürlükte olan yasa gibi önlemler dikkate alınmalı ve terör örgütü silahlarını teslim etmediği sürece tüm askeri önlemler eksiksiz uygulanmalıdır. Terör örgütünü barındıran Irak ve özellikle Irak`ın kuzeyi ile ilişkiler gözden geçirilmeli, Irak`ın kuzeyinde tampon bölge dahil tüm meşru haklar kullanılmalıdır. Bölücü terörün haksız mesnetsiz gerekçeleri ve caniliği dünya kamuoyuna gerekli biçimde anlatılmalı, dünya medyasına ilanlar verilmeli ve gerekli tüm diplomatik girişimler tamamlanmalıdır. Sınır bölgelerinde terör örgütü ile mücadele için olağanüstü önlemler alınmalı ve sınır geçişleri kontrol edilmelidir. Sınırların kontrolünde, sınır karakollarının savunmasında donanım ve teknik açıdan hiçbir eksik kalmamalıdır. Bu konuda herhangi bir bütçe sorunu yaşanmamalı, gerekirse özel vergi ile tüm donanım ve teçhizat eksiği acilen giderilmelidir.Terör örgütüne siyasi destek verilmesi suç sayılmalı ve bu konuda yargı kuralları tavizsiz uygulanmalıdır. Avrupa ülkelerinde bu konudaki hukuk düzenlemelerinin ülkemizden daha katı olduğu unutulmamalı ve terörü kınamayan siyasal parti ve örgütler kapatılmalıdır. Terör örgütüne meşru zemin bırakmamak için, Kürtçe ve diğer etnik dillerin seçmeli ders olarak öğrenimi mümkün kılınmalıdır. Ancak bunun dışında yerel özerklik gibi hiçbir bölgesel ayrımcılığın kabul edilmeyeceği, terör örgütü ile pazarlık yapılmayacağı kararlılıkla ilan edilmelidir. Terörü kınayan tüm siyasal partileri, sivil toplum örgütlerini ve aydınları içine alan bir heyet kurularak bölge halkına hitap edecek çalışmalar başlatılmalıdır. Tüm politika ve önlemler bir eylem planı biçiminde biran önce açıklanmalı ve şehitlerimiz bir kez daha kanıksanmaya terk edilmemelidir. Türkiye`nin devleti ve milletiyle, terör çetesinin tüm unsurlarıyla silah bırakıncaya veya etkisiz hale getirilinceye kadar, ne kadar sürerse sürsün, ne kadar kayıp verirsek verelim, mücadele etmeye kararlı olduğunu herkese bir kez daha hatırlatıyor, milletimizin öfke ve nefret tuzağına düşmeden karşısındaki bir cinayet şebekesi olsa da her zamanki asaletini koruyacağına inanıyoruz“ ifadeleri yer aldı.TOPLANTIYA KATILANLARTeröre `dur` basın açıklamasına Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Antalya Ticaret BorsasıAntalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, Kumluca Ticaret ve Sanayi Odası, Antalya Barosu, İhracatçılar Birliği, Antalya Meslek Odaları Eşgüdüm Kurulu,TURSAB Antalya, Deniz Ticaret Odası, Kumluca Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Hasyurt Esnaf Odası, Konfeksiyoncular Odası, Fırıncılar Odası, Madeni Eşya Sanatkarları Odası, Kuaförler ve Manikürcüler Odası, Antalya Sütçüler ve Yoğurtçular Odası, Pansiyoncular Reklamcılar Matbaacılar Odası, Börekçiler Yufkacılar Odası, Rehberler Odası, Ziraat Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Eczacılar Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Makine Mühendisleri Odası, Konyaaltı İşadamları Derneği, Elektirik Mühendisleri Odası, Antalya Şehit Aileleri ve Gazileri Derneği, Kızılay, ANSİAD katıldı.
Kaynak: İHA