Bakan Günay: Kazı Hakkının İmtiyaza Dönüştürülmesine Son Veriyoruz
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, arkeolojik alanlarda kazı yapma hakkının imtiyaza dönüştürmüş olmasına son vermeye başladıklarını söyledi.
Laodikya Antik Kenti`nde Tapınak A törenle açıldı. Açılış törenine Bakan Günay, Denizli Valisi Abdülkadir Demir, Denizli Milletvekilleri Nihat Zeybekci, Mehmet Yüksel, Nurcan Dalbudak, Bilal Uçar, Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, Pamukkale Üniversitesi(PAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağcı ve davetliler katıldı. Açılışta, Laodikya Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Celal Şimşek, yapılan kazı çalışmaları ile ilgili bilgi verdi.
Burada bir konuşma yapan Bakan Günay, Laodikya’nın hayallerini boşa çıkarmayacağını ifade ederek, "Denizli turizmi Anadolu`ya çekmenin önemli kapılarından birisi. Toprağı bereketli ihracat ve üretim konusunda çok çalışkan bir halk var ve antik açıdan da dünyanın en eski yerleşim birimlerinden birisi olduğu da ortada. Biz turizme başladığımızda ziyaretçi sayısını 1 milyon, 3 milyon diye sayıyorduk. 2002 yılının sonunda 2003 yılının başında iktidara geldiğimiz bu rakam 13 milyondu. Bunu inşallah 9 yıl sonra 30 milyon rakamını geride bırakacağız." dedi.
"GELECEK YIL DA AYNI ŞEKİLDE ÇOK RADİKAL KARARLAR VERECEĞİZ"
Türkiye`nin arkeolojide çok hızlı bir devri yaşadığını vurgulayan Günay, 2000 yılında devletin arkeolojiye ayırdığı kaynağın 1 milyon iken kendi hükümetleri döneminde bunun geçen yıl 30 milyon çıkarıldığını açıkladı. Günay, “Benim toprağımda kazı yapma hakkı elde etmiş olanların bu hakkı bir imtiyaza dönüştürmüş olmasına son vermeye başladık ve kararlılıkla da son vereceğiz. Topraklarımızı sevenler hakkını verenler çalışacak. Yerli ve yabancı kazı başkanı demeden, çalışanla çalışmayanı, testiyi kıranla suyu getireni birbirinden ayırıyoruz. Yerli bir kazı başkanı, yeterince çalıştığı alanı sevmiyorsa, heyecanını yitirmişse kaynak bulmuyorsa, güzergâh ve hazırlık rotası çalışmaları yapmıyorsa, bulduğu eseri korumak için bir proje yapmıyorsa, korumak konusunda dikkatli çalışmıyorsa, yeterli zaman ayırmıyorsa, benim çok emektar saygı değer hocam bile olsa ona teşekkür ediyoruz. Kazı yerinden alıyoruz. Bunu yabancı bir kazı heyeti başkanı da yapıyorsa ona teşekkür diyoruz, onun da elinden alıyoruz. Bunu yapmaya devam edeceğiz. Gelecek yıl da aynı şekilde çok radikal kararlar vereceğiz. Performanslarına bakacağız. Zaman ayıranlar, kazı mekânını gerçekten sevip dikkatlice çalışanlar, koruma önlemleri alanlar devam edecekler, çalışmayıp da çalışıyormuş gibi yapanlar, koruyormuş gibi yapanlar, yani `mış` gibi yapanlar geçmişte kalacak. Mış gibi yapanları biz de mış gibi yapacağız, geride bırakacağız.” diye konuştu.
Türkiye arkeoloji açısından dünyanın en önemli en zengin topraklarından birisi olduğunu vurgulayan Günay, "Bu topraklarda bu alanlarda çalışanlar bu işin hakkını verecekler. Yabancı kazı heyetleri buluntuları ile ilgili yayın yapıyorlarsa, hem kendi dillerinde yapacaklar hem de bizim dilimizle de yapacaklar. Çünkü biz Türkçenin bilim dili olarak gelişmesini istiyoruz." şeklinde konuştu.
Türkiye`de arkeolojinin ayağa kalktığını anlatan Günay, "Şahlandı demek istemiyorum. İnşallah o günleri de göreceğiz. Şu an devlet olarak ciddi Kaynaklar ayırmaya çalışıyoruz. Yerel yönetimler, özel sektör işe girmeye başladı. Türkiye`nin tarihine toprağına ayırımsız sahip çıkıyoruz. Laodikya`da bir antik tapınağın ayağa kaldırılmasının heyecanını da yaşıyoruz, Divriği`de Ulucami ve Darüşşifa`yı da korumak için elimizden gelen dikkati taşıyoruz. Mimar Sinan`ın Selimiyesini de 10 yıllık 15 yıllık bir aradan sonra ilk defa UNESCO Dünya Miras Listesi`ne aldırmayı başardık." ifadelerini kullandı.
Bakan Günay, konuşmaların ardından Laodikya Antik Kentte Tapınak A`nın açılışının kurdelesini protokol üyeleriyle beraber keserek Laodikya Antik Kentini gezdi.
Tören öncesi kazı heyetinde çalışan arkeoloji bölümü öğrencileri, antik döneme ait kıyafetlerle bir tiyatro gösterisi sundular.
Burada bir konuşma yapan Bakan Günay, Laodikya’nın hayallerini boşa çıkarmayacağını ifade ederek, "Denizli turizmi Anadolu`ya çekmenin önemli kapılarından birisi. Toprağı bereketli ihracat ve üretim konusunda çok çalışkan bir halk var ve antik açıdan da dünyanın en eski yerleşim birimlerinden birisi olduğu da ortada. Biz turizme başladığımızda ziyaretçi sayısını 1 milyon, 3 milyon diye sayıyorduk. 2002 yılının sonunda 2003 yılının başında iktidara geldiğimiz bu rakam 13 milyondu. Bunu inşallah 9 yıl sonra 30 milyon rakamını geride bırakacağız." dedi.
"GELECEK YIL DA AYNI ŞEKİLDE ÇOK RADİKAL KARARLAR VERECEĞİZ"
Türkiye`nin arkeolojide çok hızlı bir devri yaşadığını vurgulayan Günay, 2000 yılında devletin arkeolojiye ayırdığı kaynağın 1 milyon iken kendi hükümetleri döneminde bunun geçen yıl 30 milyon çıkarıldığını açıkladı. Günay, “Benim toprağımda kazı yapma hakkı elde etmiş olanların bu hakkı bir imtiyaza dönüştürmüş olmasına son vermeye başladık ve kararlılıkla da son vereceğiz. Topraklarımızı sevenler hakkını verenler çalışacak. Yerli ve yabancı kazı başkanı demeden, çalışanla çalışmayanı, testiyi kıranla suyu getireni birbirinden ayırıyoruz. Yerli bir kazı başkanı, yeterince çalıştığı alanı sevmiyorsa, heyecanını yitirmişse kaynak bulmuyorsa, güzergâh ve hazırlık rotası çalışmaları yapmıyorsa, bulduğu eseri korumak için bir proje yapmıyorsa, korumak konusunda dikkatli çalışmıyorsa, yeterli zaman ayırmıyorsa, benim çok emektar saygı değer hocam bile olsa ona teşekkür ediyoruz. Kazı yerinden alıyoruz. Bunu yabancı bir kazı heyeti başkanı da yapıyorsa ona teşekkür diyoruz, onun da elinden alıyoruz. Bunu yapmaya devam edeceğiz. Gelecek yıl da aynı şekilde çok radikal kararlar vereceğiz. Performanslarına bakacağız. Zaman ayıranlar, kazı mekânını gerçekten sevip dikkatlice çalışanlar, koruma önlemleri alanlar devam edecekler, çalışmayıp da çalışıyormuş gibi yapanlar, koruyormuş gibi yapanlar, yani `mış` gibi yapanlar geçmişte kalacak. Mış gibi yapanları biz de mış gibi yapacağız, geride bırakacağız.” diye konuştu.
Türkiye arkeoloji açısından dünyanın en önemli en zengin topraklarından birisi olduğunu vurgulayan Günay, "Bu topraklarda bu alanlarda çalışanlar bu işin hakkını verecekler. Yabancı kazı heyetleri buluntuları ile ilgili yayın yapıyorlarsa, hem kendi dillerinde yapacaklar hem de bizim dilimizle de yapacaklar. Çünkü biz Türkçenin bilim dili olarak gelişmesini istiyoruz." şeklinde konuştu.
Türkiye`de arkeolojinin ayağa kalktığını anlatan Günay, "Şahlandı demek istemiyorum. İnşallah o günleri de göreceğiz. Şu an devlet olarak ciddi Kaynaklar ayırmaya çalışıyoruz. Yerel yönetimler, özel sektör işe girmeye başladı. Türkiye`nin tarihine toprağına ayırımsız sahip çıkıyoruz. Laodikya`da bir antik tapınağın ayağa kaldırılmasının heyecanını da yaşıyoruz, Divriği`de Ulucami ve Darüşşifa`yı da korumak için elimizden gelen dikkati taşıyoruz. Mimar Sinan`ın Selimiyesini de 10 yıllık 15 yıllık bir aradan sonra ilk defa UNESCO Dünya Miras Listesi`ne aldırmayı başardık." ifadelerini kullandı.
Bakan Günay, konuşmaların ardından Laodikya Antik Kentte Tapınak A`nın açılışının kurdelesini protokol üyeleriyle beraber keserek Laodikya Antik Kentini gezdi.
Tören öncesi kazı heyetinde çalışan arkeoloji bölümü öğrencileri, antik döneme ait kıyafetlerle bir tiyatro gösterisi sundular.