37. Ulusal Hematoloji Kongresi

`si Ankara`da gerçekleştiriliyor

Kan bilimi konusunda yurt içi ve yurtdışından alanlarında söz sahibi uzman konuşmacıların katıldığı kongrede, kan biliminin her geçen gün gelişen tıpta yerini sağlamlaştırdığı ve öneminin gittikçe arttığı günümüzde, hematoloji her yönüyle masaya yatırıldı

Ankara`da Sheraton Otel`de gerçekleştirilen kongrenin ikinci üçüncü gününde Türk Hematoloji Derneği (THD) ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan, THD Genel Sekreteri Mutlu Arat, THD Araştırma Sekreteri Prof. Dr. Muzaffer Demir, THD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Teoman Soysal, Mount Sinai Tıp Merkezi Radyoloji Bölümü`nden Dr. Lale Kostakoğlu ile Minesota Üniversitesi, Kan ve Kemik İliği Transplantasyon Ünitesi`nden Dr. Celalettin Üstün konuşmacı olarak katıldı

Türk Hematoloji Derneği ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Muhit Özcan sigaranın lenfomaya yol açtığını açıklayarak şunları söyledi: "Sigaranın yaptığı kötülüklere bir yenisi daha eklendi. Çok yakında yayınlanan bir çalışma ki çok sayıda insanın üzerinde araştırmaları değerlendiren ortak bir analiz. Sigaranın lenf bezi kanseri olarak da adlandırılan lenfomanın özel bir tipi olan Hodgkin (hoçkin) Lenfoma riskini yüzde 80`e yakın oranda artırdığını ortaya koydu. Özellikle yaşlılarda ve erkeklerde bu risk çok yüksek, en yüksek olan risk o grupta. Bir rakam vermek gerekirse herhangi bir insanın lenfoma olma riskini 1 diye kabul edersek,içtiğimiz her bir sigarayla bu risk 1.007 artmakta. Yani tıpkı bir arabanın kilometre saati gibi içtiğiniz her bir sigarayla lenfoma olma riskiniz çok artıyor. İyi haber şu ki sigarayı bıraktığınız zaman bu risk azalıyor. Eğer 20 yıldan fazla sigara içmişseniz, günde 20`den fazla veya yılda 15 paketten fazla sigara içmişseniz, Hodgkin Lenfoma olma riskiniz her geçen gün artmakta. O nedenle sigara bir kötü yüzünü daha göstermiş oldu. Bunu böyle söylemek gerekir." THD Yönetim Kurulu Üyesi Prof Dr. Teoman Soysal ise gebelik döneminde yaşanan kansızlıkla ilgili, "ABD`de 597 aileyi taramışlar. Bu ailelerdeki doğumdan sonraki çocukları takip etmişler ve annelerin kayıtlarına bakarak kansızlığı olan annelerin çocuklarında ilk yıl yüzde 22, 6. yılda da yüzde 17 oranında astım görüldüğü saptanmış. Buradan çıkarmış olduğumuz sonuç şu; gebelikte kansızlığı olan annelerin çocuklarında bir sürü problem biliyoruz. Gelişme gerilikleri, gebelik kaybı ve burada saymaya zamanımızolmayacak bir sürü belirtiden haberdarız ama bu çocuklar izlenerek bulunan bulgu. Ayrıca astımla, gebelikteki kansızlığı olan annelerin çocukların önemli bir problemi olarak karşımıza çıkıyor. Bu da yeni bir bulgu. Yani diğer hastalıklara yeni bir problem olarak bunu saptadık. Gebelerde kansızlık sık görülüyor. Dünya Sağlık Örgütü değişik çevrelerde değişik kansızlık oranları bildiriyor. Kadınlarda kansızlık yüzde 20`nin üzerinde bekleniyor. Gebelerde bu oran iki katına çıkıyor. Dolayısıyla yüzde 40oranında kadınlarımızda gebe kaldıklarında kansızlık bekliyoruz. Kansızlığın en büyük sebebi de yüzde 95 oranına varan düzeyde demir eksikliği. Demir eksikliği toplumumuz için ve tüm dünya için en büyük sorunlardan bir tanesi" dedi.

Soysal, Türk toplumunun ve yetkili kuruluşluların kansızlık konusunda duyarlı olduğunu kaydederek, kendilerinin de THD olarak ellerinden geleni yaptıklarını kaydetti