Sendika Başkanının Hukuk Zaferi

Türkiye Kamu-Sen'in eski il temsilcisi Hüseyin Yurdakul, Balıkesir Orman Bölge Müdürlüğü'nden Dursunbey Orman İşletmesi'ne atanmasıyla ilgili alınan sürgün muamelesine karşı mahkemeye açtığı davayı kazandı

Sendika Başkanının Hukuk Zaferi
Türkiye Kamu-Sen'in eski il temsilcisi Hüseyin Yurdakul, Balıkesir Orman Bölge Müdürlüğü'nden Dursunbey Orman İşletmesi'ne atanmasıyla ilgili alınan sürgün muamelesine karşı mahkemeye açtığı davayı kazandı. Hukuki zaferini kamuoyuna duyuran Hüseyin Yurdakul, kendisiyle ilgili soruşturma dosyasındaki raporu hazırlayan başmüfettişi mahkemeye verip, en az 50 bin TL tutarında tazminat davası açacağını bildirdi.
Türkiye Kamu-Sen binasında bir basın toplantısı düzenleyen Türk Tarım Orman Sen Balıkesir ve Çanakkale şube başkanı Hüseyin Yurdakul, 2010 Nisan ayında Balıkesir'den Dursunbey'e sürgün edilmesiyle ilgili yaklaşık 3 ay önce Bursa Bölge İdare Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma kararının ardından Balıkesir İdare Mahkemesi'nin de esastan ele aldığı davayla ilgili kararında yapılan işlemin iptaline hükmettiğini açıkladı. Hüseyin Yurdakul, orman genel müdürlüğü aleyhinde idare mahkemesine açtığı davayı kazandığını duyurdu. Balıkesir'deki görevine geriye dönen Hüseyin Yurdakul, "Şimdi ben o daire amirlerine soruyorum, bu yaptığınızdan utanmayacak mısınız? 2 sivil memur, 2 memur 4 kişi ek ifadeye çağırılıp benim aleyhimde ifade verdiler. O devlet memurları ile o şahıslar ve raporu hazırlayan başmüfettiş hakkında tazminat davası açıyoruz. Orman genel müdürlüğünün başmüfettişini Başbakanlık Teftiş Kurulu'na da şikayet edeceğim. Bu uyduruk soruşturmanın devlete maliyeti tam 30 bin TL olmuştur. Bunu kim ödeyecek? Normalde hukuki cezası taksitle 110 TL, peşin ödenirse 80 TL olan sıradan bir işlem. Benimle beraber hepsi Kamu-Sen üyesi olan toplam 11 kişi hakkında dava açıldı, hepsi de geriye döndü. Sadece benimle alakalı verilen bu kararın maliyeti bin TL.. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı edebiyatı yapanlara soruyorum. 30 bin TL sokağa atıldı. Beni gönderenler döneceğimi de biliyor ve bunu çeşitli ortamlarda dile getiriyorlardı. Amaçları, 'biraz burnu sürtülsün'. Ben yıllardır sendikacılık yapıyorum. Hiçbir şekilde pişman da değilim. Bunu yapanların şimdi hiç mi vicdanları sızlamıyor?" diye tepki gösterdi.
Hüseyin Yurdakul, İvrindi ilçesindeki tapulu kesim dosyasında aracılık yaptığı iddiasıyla hazırlanan soruşturma raporuyla alakalı olarak uğradığı haksızlıklar zincirinin nihayet yargı kararıyla bozulduğunu belirtirken, "Yanlış hesap Bağdat'tan döner demişler. Öyle de oldu. Şimdi, orman genel müdürlüğü başmüfettişi Ahmet Gedikağaoğlu hakkında ayrıca tazminat davası açacağım" dedi. Yurdakul, tazminat davalarının 50 bin TL'den başladığını söyledi. İvrindi'deki söz konusu tapulu kesim dosyasıyla alakalı kendisinin kulaktan duyma laflarla kasıtlı olarak dahil edildiğini anlatan Yurdakul, "Kendilerince beni torbaya koymuşlar. Söz konusu dosyada Orman Bölge Müdürü'nün tutanak katibi olarak imzası var. Böyle bir şey olamaz. Üzerinden soruşturma açtıkları dosyayı başmüfettiş bilmiyor, onu da ben araştırdım. Ve dosyanın reddedilmiş olduğunu gördüm. 11 bin kişinin başkanıydım, ben. Sözde gözdağı verdiler. Sonuç ne oldu, 5 bin TL yol parası, bin TL evraklar, 3-3 bin 500 TL başmüfettiş harçlar. 11 kişinin devlete maliyeti 30 bin TL oldu. Başmüfettişin ifade için ilçelere gidip gelmesi, yediği balıklar hariç. Yaşanan bu dava sürece tam olarak Aziz Nesin'lik bir durum" diye konuştu.