Merkez Bankası Başkanı Yılmaz: "İşsizlik Sürüyor, Cari Açık Büyük Tehlike"

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, işsizliğin uzunca bir süre daha süreceğini tahmin ettiklerini belirterek, "Cari açık da büyük riskler içeriyor. Bu konuda tedbirler alınması gerektiğini söylüyoruz" dedi.

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, ASKON’da "Merkez Bankası para politikaları ve 2011 perspektifi" konulu bir konferans verdi. ASKON Genel Başkanı Mustafa Koca, ASKON Genel Sekreteri M. Akif Bayramoğlu, sektör kurulu başkanları ve çok sayıda ASKON’lu işadamının katıldığı konferansta Türkiye’nin ekonomik yapısı ve para politikaları tartışıldı.Konferansın açılış konuşmasını yapan ASKON Genel Başkanı Mustafa Koca, Türkiye’nin çok çetin bir süreçten geçtiğini, ekonominin olumlu yönde tablolar sergilemesi için enstrümanları kontrol eden ve dengeleyen kurumların üzerine bu noktada önemli görevler düştüğünü hatırlatarak, "Mali yapı ve bu enstrümanların başındaki Merkez Bankası’nın bu yöndeki çalışmalarını önemsiyoruz" dedi.Dünyadaki ve Türkiye’deki ekonomik gelişmeleri geniş bir perspektiften ele alan Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, küresel ekonomik krizin tüm dünyayı çok olumsuz etkilediğini belirterek, "Fakat geldiğimiz noktada kriz göstergelerinde dünyanın geldiği nokta olumlu bir tablo çiziyor. Bu krizin sonucunda bugün kamu finansmanı açısından gerekse emek piyasası açısından, diğer göstergeler açısından durum nedir diye baktığımızda, kamu borcu açısından şunu görüyoruz: İzlanda, Portekiz, Yunanistan gibi çevreülkelerde bütçe açıklarının yüksek seyretmesi borçların sürdürülebilirliğine dair endişe yaratmakta ve Avrupa’nın büyümesine yönelik aşağıya yönde bir risk oluşturmaktadır. Özellikle gelişmiş ülkelerde uygulanan genişleyici mali politikalar açısından bütçe açıkları borç stokları uzun vadeli faiz oranlarını artırarak özel talebi olumsuz yönde etkileyecek bir unsurdur. Türkiye’de ise bu borç olumlu yöndedir. Türkiye’de kamu borcunun milli gelire oranına baktığımızda ülkemiz dünyada en iyi olan ülkelerdenbirisi olarak öne çıkmaktadır. Dünya genelinde istihdam piyasasına emek piyasalarına baktığımızda ülkemizi ABD ve Avrupa bölgeleriyle kıyasladığımızda şunu görüyoruz. Gelişmiş ülkelerin emek piyasalarında olumsuz gerilim devam ediyor. Özellikle ABD’de geçen hafta açıklanan işsizlik oranları gerçekten kötü durumda" diye konuştu.Türkiye’de istihdam koşullarındaki iyileşme devam etmekle beraber, işsizlik rakamlarının bir müddet daha yüksek seviyelerde süreceğini tahmin ettiklerini kaydeden Yılmaz, "Üç çeyrekte Türkiye’de toplam 1 milyonun üzerinde istihdam yaratıldı. Bu da Türkiye’deki işsizlik oranını yüzde 2.1 oranında geriletti. İşsizlik oranları yüzde 14 gibi bir rakamla tavan yapmıştı, ama ekonomik aktivitenin artmasıyla bu rakamın daha da düşeceğini tahmin ediyoruz. Şu anda geldiğimiz nokta hala kriz seviyelerininüzerindedir" diye konuştu.Kredi piyasalarında yılın üçüncü çeyreğinde durağan seyrin devam ettiğini ifade eden Yılmaz şöyle devam etti:"Bankacılık sektöründeki problemlerin henüz tam olarak giderilememiş olması, dalgalı seyreden kredi talebi gelişmiş ülkelerde dalgalı bir seyir izlemektedir. Türkiye’de ise bankacılık sisteminin güçlü olması sebebiyle kredi arzında yüksek arzlar yaşanmaktadır. Bizim bu noktada görevimiz kredi taleplerini canlandırmaktan ziyade, var olan canlanmayı biraz yavaşlatmakla ilgilidir."Türkiye ekonomisinin ikinci çeyrek itibariyle kriz öncesi dönemine geri döndüğünü söyleyen Yılmaz, "Üçüncü çeyrekteki hızlı büyümenin ardından Avrupa ekonomilerindeki olumsuz etkiler dolayısıyla bir yavaşlama beklenmiş, bu durum şimdilik yansımamıştır. Dış talepteki bu olumsuz yaklaşım yurt içi talep hızlı büyüme eğilimini düşürmüştür. 2010 yılının son çeyreğindeki öncü göstergeler üçüncü çeyrekteki yavaşlamanın kalıcı olmadığını, rakamların tekrar hızlanacağına işaret etmektedir. Bu göstergeler arasındasanayi üretimi kapasite kullanım oranı ve sipariş beklenti oranları görülmektedir" değerlendirmesini yaptı.Kurun değerli mi değersiz mi olduğu sorusunun dönemsel olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Yılmaz, "Türkiye’de dalgalı kur politikası izlenmektedir. Bu tercih hükümetin tercihidir. Fakat biz de bu kur dolayısıyla tamamen elimizi eteğimizi çekmiş değiliz, gerektiğinde müdahalede bulunabiliriz. Türk lirasındaki değerlenmeler tamamen piyasanın ortaya koyduğu değerlenmedir" dedi.Merkez Bankasının temel görevi olan enflasyona bakıldığında ise son dönemde gıda fiyatlarındaki artışa rağmen enflasyonun düştüğünü belirten Yılmaz, "Enflasyon rakamı şu anda yüzde 6.5 oranındadır. Bu rakam hedefin altında kalmıştır. Önümüzdeki aylarda enflasyondaki düşüşün devam etmesini bekliyoruz. Enflasyonu TÜİK ölçüyor, biz ölçmüyoruz. Enflasyon hedefini hükümetle birlikte Merkez Bankası tesbit ediyor. Hükümetle birlikte üç yıllık bir enflasyon hedeflemesi yapıyoruz. Bu hedef belirlendikten sonra,bu hedefe nasıl gidileceği, hangi araçlar kullanılarak gidileceği, tamamen Merkez Bankası’nın sorumluluk alanına giriyor. Merkez Bankası bu hedeflere ulaşamazsa, senede iki kez Bakanlar kuruluna gidiyor, iki kez Plan Bütçe Komisyonuna giderek hesap veriyor. Niçin hedeften sapıldığı konusunda bilgi veriliyor. Enflasyon sepetine baktığımızda gıdanın ağırlığı yüzde 28’tir" diye konuştu.Cari açıkta geldiğimiz noktanın ise artan bir trend olarak göze çarptığını kaydeden Yılmaz, "Bu cari açıktaki artış iki kanaldan oluyor. Bunlardan birincisi ucuz ve bol borçlanma imkanlarının ortaya çıkması. İkincisi Türk lirasındaki reel değerlenme eğilimiyle ortaya çıkan olumsuz tablo. Sizler diyorsunuz ki, ihracat yapabilmemiz için TL’nin değerlenmesini önleyin. Bu sebeple diyorsunuz ki, ’Faiz oranlarını düşürün’. Faiz oranları düşünce yabancılar Türkiye’ye getirdikleri döviz karşılığında daha azgelir sağlayacaklar. Faizler düşünce kredi talebi artıyor. Böylelikle alınan kredilerde alınan paraların tamamı yurt içine gitmiyor, bunun bir kısmı sızıyor, başka ekonomilere gidiyor, ithalata gidiyor. Bizim yaptığımız hesaplamalara göre dış mala olan talep daha baskın çıkıyor. Cari açık dikkatle izlenmesi gereken bir risk unsurudur. Cari açık şu anda yüzde 6 seviyelerine gelecek gibi görünüyor" dedi.Merkez Bankası’nın ekonomideki dengeler ve enstrümanlar arasındaki denge açısından üzerine düşen herşeyi yerine getirmek için çabaladığını belirten Yılmaz, bu noktada Para Politikaları kurulunda farklı çalışmalar yapıldığını ve 2011 perspektifine ilişkin yeni kararlar alındığını, Merkez Bankası olarak da üzerlerine düşen görevleri yerine getirdiklerini söyledi.
Kaynak: İHA