Angelopoulos Genç Sinemacıları 'Endişeli' Buluyor

Yunanistanlı film yönetmeni Theo Angelopoulos, Türkiye ve Yunanistan'daki genç kuşak sinemacıların oldukça önemli bir aşama katederken ciddi bir dönüşüm yaşamasına karşın, gelecekle ilgili kaygı ve endişe taşıdığını vurguladı

Yunanistanlı film yönetmeni Theo Angelopoulos, Türkiye ve Yunanistan'daki genç kuşak sinemacıların oldukça önemli bir aşama katederken ciddi bir dönüşüm yaşamasına karşın, gelecekle ilgili kaygı ve endişe taşıdığını vurguladı.
Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 17.'si organize edilen 'Altın Koza Uluslararası Film Festivali' devam ediyor. Festival kapsamında Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu'nda 'Balkanların Belleği' konulu bir söyleşi gerçekleştirildi. Moderatörlüğünü Aslı Selçuk ve Necati Sönmez'in üstlendiği etkinliğe, festivalin onur konuğu olarak öne çıkan Theo Angelopoulos konuşmacı olarak katıldı.
Angelopoulos'un yaptığı çalışmalar ve sinemaya bakış açısıyla ilgili olarak katılımcılara bilgi veren Selçuk, çok yönlü bir sinema diline sahip olan Angelopoulos'un, kendine özgü anlatımıyla geçmiş, şimdiki ve gelecek zaman arasında dolaşarak mesajını sunduğunu anlattı. Angelopoulos'un, 20. yüzyılının yanı sıra Yunanistan ve Balkanlar'ın tarihini geçmişle gelecek arasında dolaşarak anlattığını dile getiren Selçuk, politik gerçekliğin içine mitolojiyi de yerleştiren Angelopoulos'un, böylece izleyicinin
karşısına tarihin farklı bir katmanı, diğer bir ifadeyle de insani boyutu ile çıktığını ifade etti.
Selçuk, "Yönetmen, sığınmacılık ve sınır olgusunu işliyor. Böylelikle de filmlerinde sınır, bir metafora dönüşüyor. Angelopoulos'a göre sınırı aşmak, aynı zamanda ölüm düşüncesini aşmaktır. Yani tam özgürleşmek demektir. Sınırlar ona göre düş gücünün en katı engelleridir. Angelopoulos, mitolojilerle çağdaş gerçekliği karşılaştırıyor. Angelopoulos, 20. yüzyılın kendisini oluşturduğu karmaşık, sarsıcı etkilerini ele alırken söz konusu süreçte yaşananları bir yolculuk olarak nitelendiriyor" dedi.
Gerek Türkiye'deki gerekse de Yunanistan'daki genç kuşak sinemacıların oldukça önemli bir mesafe katettiğini vurgulayan Angelopoulos ise, buna rağmen genç sinemacıların gelecekle ilgili endişe ve kaygıları olduğunu, "Acaba Avrupa'nın ve dünyanın gelecekteki durumu nasıl olacak?" sorusuna yanıt aramaya çalıştığını anlattı. Kendisine yöneltilen sorulara da yanıt veren Angelopoulos, yeni kuşak sinemacıları incelediklerinde hem Türk hem de Yunan sinemacılarının çok büyük bir dönüşüm içinde olduğunun göze
çarptığını vurguladı.
Angelopoulos, "Örnek olarak Nuri Bilge Ceylan'ın çekmiş olduğu son filmi 'Üç Maymun'u gösterebiliriz. Burada parçalanan ve bölünen bir aile görüyoruz. Aile kavramının sorgulanması ve bu kavramla ilgili duyulan şüpheler dile getiriliyor" diye konuştu. Toplumlar değiştikçe ailenin yapısının da değiştiğine dikkat çeken Angelopoulos, bu durumu Ceylan'ın söz konusu filminde büyük bir ustalıkla işlediğini ve bunu da yalnızlık ve hüzün gibi duygularla da iyi bir şekilde harmanladığını dile getirdi.