Osmanlı'nın en dramatik yaşam öyküsü romanlaştırıldı

İmparatorluğun Son Akşamı – Kuşçubaşı Eşref ve Yeniçeri romanlarının yazarı Hakan Kağan, Osmanlı İmparatorluğu'nun en dramatik yaşamına sahip şehzades

İmparatorluğun Son Akşamı – Kuşçubaşı Eşref ve Yeniçeri romanlarının yazarı Hakan Kağan, Osmanlı İmparatorluğu'nun en dramatik yaşamına sahip şehzadesi Cem Sultan'ın hayatını romanlaştırdı.

Timaş tarafından yayınlanan ve Hakan Kağan tarafından kaleme alınan "Cem – Tahtına Kavuşamayan İmparator" romanında Cem Sultan'ın dramatik hayat hikâyesi anlatılıyor.

İlk İmparator Fatih'in gözdesi Cem'in ağabeyine isyanı, ona karşı aldığı iki meydan yenilgisi, Rodos Şövalyelerine sığınması, son nefesine kadar Avrupa şehirlerinde, kulelerde ömrünü geçirmesi, başının değeri olarak Papalık'a her yıl 40.000 altın ödenmesi romanın ilgi çekici taraflarından.

Kitapta Cem Sultan'ın hayatı genel olarak şu başlıklar altında bir roman tadında anlatılıyor:

Din değiştirme ve birleşik haçlı ordusunun başına geçme tekliflerini hiçbir zaman kabul etmedi!

13 yıllık esaret süresi boyunca evladına, eşine ve vatanına hasret kaldı. Kendisine uzatılan kadehleri itti, hiçbir zaman haçı boynuna geçirmedi. Bir oğlu Sultan Bayezid, diğer oğlu da Kanuni tarafından boğduruldu. "Sultanlık olmazsa dervişlik de hoştur." sözünü kendine teselli edindi.

Evladının ölüm haberi geldi duygularını ancak muhteşem şiirlerinin mısralarına dökebildi.

Cem Sultan, şövalyelerin elinde şehirden şehire dolaşmayı artık kanıksamıştı. Fransa'da Roche Chinard Hisarı'nda olduğu sırada güzel Helene'yle karşılaştı. Helene onunla çok ilgileniyordu. Fakat Cem, şehri terk edeceği sabahın gecesinde Cemşid ile Hurşid efsanesini Fransızca olarak kâğıda döktü ve odasındaki masaya mektubu bırakıp dönmemek üzere Helene'ye veda etmek zorunda kaldı. Bu hikâye son şehir değişikliğinden önce yaşadığı en güzel ve en buruk şeydi. Osmanlı'nın en dramatik ve trajik hikâyelerinden olan Şehzade Cem'in hayatı Napoli de Capoua Şatosu'nda zehirlenmesiyle son buldu.