'Gül için ek madde getirilmeliydi'

Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin, Cumhurbaşkanı'nın görev süresiyle ilgili tartışmalara açıklık getirmesi gereken mercinin yasama organı olduğunu vurguladı

Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin, Cumhurbaşkanı'nın görev süresiyle ilgili tartışmalara açıklık getirmesi gereken mercinin yasama organı olduğunu vurguladı. Şahin, "Bunu bir başka kuruma havale etmenin, 'onlar karar versin' demenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Benim, 'bu sorunu parlamento' çözer' dedikten sonra Parlamento Başkanı olarak 5 veya 7 şeklinde bir kanaat belirtmem doğru olmaz" dedi.
Meclis Başkanı Şahin, Ankara Karabüklüler Derneği'nin Fevzi Hoca lokantasında verdiği iftar davetine katıldı. İftarda AK Parti Karabük Milletvekili Cumhur Ünal, Kamu-Sen Başkanı Bircan Akyıldız, Karabük Valisi İzzettin Küçük ve Ankara'daki Karabüklüler hazır bulundu. Açık havada verilen iftar sırasında yağmur bastırınca davetlilerin birçoğu şemsiye altında ve sandalyelerin örtüleriyle başlarını koruyarak iftar yemeklerini yemek zorunda kaldılar.
İftar davetinde bir konuşma yapan Şahin, Ankara Karabüklüler Derneği'nin, etkin bir sivil toplum kuruluşu olma yolunda ciddi bir atağa geçtiğini belirtti. Derneğin Ankara'da bir merkez inşa etmek için belirlediği bir alan bulunduğunu kaydeden Şahin, dernek üyelerine müjde vererek, "Düşündüğünüz yeri satın almanız için gerekli olan rakamın dörtte biri hesabınıza yattı. Kardemir yetkilileriyle konuştum, onlar da ciddi bir yardımda bulunacak. Geri kalan parayı da Karabüklü iş adamlarının desteğiyle kısa sürede tamamlayacağınıza inanıyorum" dedi.
İftar sonrasında Karabüklü öğrencilere burs verilmesi amacıyla kız öğrenciler tarafından nostaljik radyolar satışa sunuldu. TBMM Başkanı Şahin, 100 TL'ye nostaljik radyo satın aldı. Şahin, yanındakilere radyoyla ilgili anılarını da anlattı. Çocukluğunda Aga marka bir radyoları bulunduğunu hatırlatan Şahin, tarlada o radyonun Neriman Altındağ Tüfekçi'den, Nurettin Çamlıdağ'dan türküler çaldığını anlattı. 1960'lı yıllarda, ihtilalden sonra köyün muhtarı olan büyükbabasının evindeki büyük radyonun etrafında herkesin toplandığını ve ajans saatini ve Yassıada saatini dinlediğini belirten Şahin, "Çocukluğumda radyoyla haşırneşir bir yönüm vardı. Bataryası bittiğinde sobanın üstünde ısıtırdık ve bir süre daha çalışırdı. Rahmetli büyükbabam evde batarya yaptı. Onunla da radyoyu çalıştırdı. Şimdi dünya nereden nereye geldi. Cep telefonumuzla ne marifetler yapıyoruz" diye konuştu.
50-60 yıl içinde dünyanın bilim ve teknolojide dev adımlarla ilerlediğini ancak bu gelişmelerin insanoğlunu mutlu etmediğini ifade eden Şahin, savaşların yine sürdüğünü, bir şeylerin eksik olduğunu kaydetti. Şahin, "Bilim ve teknoloji geliştikçe insanların insani yönünün de gelişmesi lazım ama maalesef öyle olmuyor. Bu eksikliği bulabileceğimiz günler içindeyiz. Kendimize dönmek, bencilliği bir tarafa bırakmak lazım" diye konuştu.
Şahin, gazetecilerin sorularını da cevapladı. Cumhurbaşkanı'nın görev süresiyle ilgili bir soru üzerine Şahin, 30 Ağustos resepsiyonunda sohbet ederken bu konuda bir değerlendirme yaptığını hatırlattı. Cumhurbaşkanı'nın görev süresiyle ilgili, '7 yıl mı, 5 yıl mı?' şeklinde bir tartışma yaşandığına dikkat çeken Şahin, Cumhurbaşkanı seçildiğinde, Cumhurbaşkanı'nın görev süresinin 7 yıl olduğuna dair anayasanın yürürlükte olduğunu ancak seçildikten sonra anayasada değişiklik yapıldığını ve 5 yıla indirildiğini hatırlattı. Şahin şunları söyledi: "Şimdi tartışma şu. Seçildiği tarihteki anayasa hükümlerine mi tabidir, yoksa seçimin yapılacağı tarihte yürürlükte olan anayasaya mı tabidir tartışması var. Aslında 2007'deki referandumla kabul edilen ve Cumhurbaşkanı'nın görev süresini 5 yıla indiren anayasa değişikliği yapılırken bir geçici madde eklenmeliydi. O bir eksiklik olmuştur. O geçici madde de buna bir açıklık getirmeliydi. Bu gerçekleşmediği için bu tartışma var. Bu değişikliği yapan, milletin iradesinin tecelli ettiği TBMM'dir. Bu konuya açıklık getirmesi gereken mercii de bana göre yine yasama organıdır. Bunu bir başka kuruma havale etmenin, 'onlar karar versin' demenin doğru olmadığı kanaatindeyim. Bu nedenle o açıklamayı yaptım. Size göre hangisidir, 5 midir, 7 midir diye soracaksınız. Benim, 'bu sorunu parlamento' çözer' dedikten sonra Parlamento Başkanı olarak 5 veya 7 şeklinde bir kanaat belirtmem doğru olmaz."

"KONUNUN BİR ANAYASAL SORUN OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM"

TBMM Genel Kurulu'nda Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili bir kanun teklifinin bulunduğuna işaret eden Şahin, bu düzenlemenin Cumhurbaşkanı seçiminin nasıl yapılacağıyla ilgili olduğunu söyledi. Bu düzenlemede süreyle ilgili bir değişiklik yapılmasını ihtimal dahilinde görmediğini dile getiren Şahin, "Konunun bir anayasal sorun olduğunu düşünüyorum. Bunu yasama organı, grubu bulunan siyasi partiler, bu süreç yaklaştığı zaman gündeme alacaklardır diye düşünüyorum. Bu sorunun muhatabı TBMM'dir. 5 yıl dahi olsa
daha Cumhurbaşkanlığı seçimine var. Hemen bunun gündeme gelebileceğini tahmin etmiyorum ama mutlaka bu konu gündeme gelecektir" şeklinde konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır'da yapacağı miting öncesinde BDP'lilerin yaptıkları açıklamalarla ilgili soru üzerine Şahin, referandumla ilgili siyasi partilerin açıklamaları konusunda Meclis Başkanı olarak bir şey söyleyemeyeceğini ifade etti. Konumu itibariyle siyaset üstü, tarafsız bir konumda olduğunu belirten Şahin, siyasi tartışmaların içine girmeyeceğini söyledi.
Yargıtay üyelerine ait olbtırdık ve bir süre daha duğu iddia edilen ses kaydında, Öcalan'a büyük görev düştüğü yönünde ifadelerin yer aldığının hatırlatılması üzerine Şahin şunları kaydetti: "Bu iddia doğru mudur, bu konuşmalar kime aittir? İki kişi arasında geçtiği iddia edilen bu konuşmalar nasıl temin edilmiştir? Bir yargı kararıyla mı temin edilmiştir, yoksa yasa dışı bir dinlemenin sonucu mudur, önce bunun açıklığa kavuşturulması lazım. Her iki halde de bu konuşmadaki ifadeler son derece rahatsızlık
vericidir. Özellikle iddia edildiği gibi eğer yüksek yargı organı mensupları arasında geçen bir konuşma gerçekten böyleyse son derece düşündürücü ve vahimdir. Bunlar şu anda sadece iddiadır. Mutlaka ilgili mercilerin bu konuyla ilgili bir inceleme yapması gerekir. Kamuoyunun kafasında soru işaretleri var. Bu soru işaretleri, bir yüksek yargı organımızı da töhmet altında bırakmaktadır. Biz yargı organlarımızı korumalıyız, her türlü töhmetten uzak tutmalıyız. Çünkü adalet mülkün temelidir. Adaleti tecelli
ettirecek olan organlar töhmet altında olursa mülkün temeli sarsılır. Bu konular çok hassastır. Ulu orta konuşmalar, değerlendirmeler yapmamak gerekir. Ama madem ki şu anda kamuoyunun gündemine gelmiş bu tür bir konuşma ve iddialar vardır, bunun mutlaka üzerine gidilerek bir ciddi açıklama yapılmalı. 'Doğrudur, değildir, uydurmadır, bu kişilere ait değildir' denmesini tabi ki tercih ederim ama gerçekten aslı varsa kabul edilemez bir durumdur. Son derece endişe verici bir durumdur."
(ZÇ-EA-Y)