Mersin Balığı'nın Türkiye'deki iki türü yok oldu
Yüksek ekonomik değeri nedeniyle 'Siyah altın' olarak adlandırılan havyarıyla tanınan Mersin Balığının Türkiye'de bulunan 5 türünden ikisi yok oldu. <
Mersin balıklarının başta Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya nehirleri olmak üzeri Karadeniz'e akan nehirlerindeki yaşama ve üreme alanlarının incelenmesi ve Türkiye'de yetiştiriciliğine başlanması amacıyla Bileşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü(FAO) tarafından desteklenen ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nca yürütülen 'Türkiye'deki Mersin balığı Popülasyonunun İyileştirilmesi ve Hapitat Değerlendirmesi ve Stok Takviyesi' adlı projenin tanıtımı ve yapılan çalışmalar hakkında Samsun'da bir program düzenlendi.
Büyük Otel'de düzenlenen toplantıda, Mersin Balıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği (MERKODER) Yönetim Kurulu Başkanı Yard. Doç. Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl basın mensuplarına açıklamada bulundu.
Dünyadaki birçok balık türünün nesli, giderek artan su kirliliği, balıkların yaşama ve üreme ortamlarının tahribi, aşırı ve usulsüz avcılık gibi insan kaynaklı nedenlerden tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirten Merkoder Yönetim Kurulu Başkanı Serap Ustaoğlu Tırıl, "Havyarı yani işlenmiş yumurtası 'siyah altın' olarak adlandırılan Mersin balıklarının nesli tükenme tehlikesindeki balıklar listesinin başında yer almaktadır." dedi. Yönetim Kurulu Başkanı Serap Ustaoğlu Tırıl , kuzey yarımkürenin hemen hemen bütün deniz, nehir ve göllerinde yaklaşık 200 milyon yıldır yaşamını sürdüren ve biyolojik çeşitlilik açısından çok değerli olan bu balıkları "yaşayan fosiller" olarak adlandırıldığını kaydederek, Mersin balığını dünya sularındaki en değerli balık olarak nitelendirmenin yanlış olmayacağını söyledi.
"MERSİN BALIKLARI BİR KEZ BİLE YUMURTLAYAMADAN HAVYARI İÇİN AVLANIYOR"
Mersin balığı havyarının, kilosu 10 bin dolara kadar alıcı bulabilen dünya çapında değerli ve pahalı bir gıda olduğunu vurgulayan Tırıl, "Havyarın bu kadar değerli olması, bu balıklar için bir dezavantaj oluşturmuştur. Neslinin yok olma noktasına gelmesindeki temel nedenlerden biri, mersin balıklarının bir kez bile yumurtlayamadan havyarı için avlanmasıdır. Mersin balıkları çok geç üreme olgunluğuna ulaşan balıklardır. Dünyanın en büyük tatlı su balığı olarak da nitelendirilen ve 100 yıl kadar yaşayabilen 'Mersin morinası' 6 metre boya 2 ton ağırlığa ulaşabilir, ancak ilk üreme olgunluğuna ulaşabilmesi için yaklaşık 20 yıl geçmesi gerekmektedir. Üreme olgunluğuna ulaşmadan avlanan mersin morinası ise nesline katkı sağlayamadan yok olmaktadır. Günümüzde doğal sulardaki mersin balıklarının sayısı ve doğal üreme olasılığı son derece azaldığından, avcılığı birçok ülkede yasaklanmış olup artık sadece kültür şartlarında elde edilen mersin balıklarından havyar üretimi gerçekleştirilmektedir." diye ifade etti.
Yönetim Kurulu Başkanı Serap Ustaoğlu Tırıl , "Avrupa, Asya ve Amerika kıtasının Kuzey yarımkürede bulunan sularında iki familya (Acipenseridae, Polyodontidae) ve 27 türle temsil edilen mersin balıklarının ülkemiz sularında 5 türü bulunmaktadır. Ancak son yıllarda yaptığımız bilimsel çalışmalar, ne yazık ki sularımızda sadece üç türünün (Acipenser gueldenstaedtii, Acipenser stellatus ve Huso huso) kaldığını göstermektedir." açıklamasında bulundu.
Mersin balığının tanıtımı ve neslinin devamı için bir çok çalışma yaptıklarını ve olumlu sonuçlar aldıklarını söyleyen Serap Ustaoğlu Tırıl şöyle davem etti "Projelerde, Türkiye'deki mersin balığı stoklarının iyileştirilmesi amacıyla habitat değerlendirme ve rehabilitasyon çalışmaları yapılması, üretim ve yetiştiriciliğe yönelik gerekli adımların atılması amaçlanmaktadır. Proje kapsamında Suluova-Amasya'da DSİ'ye ait Yedikır Su Ürünleri Üretim İstasyonu'nun teknik kapasitesi güçlendirilmiş, üretim ve yetiştiricilik çalışmaları için gerekli donanım sağlanmış ve Mayıs 2010'da Rusya Federasyonu'ndan Acipenser gueldenstaedtii ve Acipenser stellatus türlerine ait birer kilogram döllenmiş yumurta getirtilerek istasyonda başarıyla kuluçkalanmıştır. Bu çalışma ile Türkiye'de döllenmiş mersin balığı yumurtasının kuluçkalanması, larva ve yavru üretimi başarılı bir şekilde başlatılmıştır. Şu anda yaklaşık 20 gram civarındaki 60 bin adet mersin balığı bu tesiste beslenmeye devam edilmektedir."
"60 BİN MERSİN BALIĞI YEŞİLIRMAK, KIZILIRMAK VE SAKARYA NEHİRLERİNE BIRAKILACAK"
Tırıl ayrıca çalışmalar kapsamında 1-9 Haziran 2010 tarihleri arasında Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya Nehirlerinde mersin balığı habitatlarının değerlendirilmesi konusunda uzman iki Alman bilim adamı eşliğinde Habitat Değerlendirme Çalışması yapıldığını nehirlerde yapılan çalışmalarda ise özellikle Yeşilırmak nehri üzerinde Kumköy regülatöründen ve Sakarya nehri üzerinde Pamukova barajından nehir ağızlarına kadar olan mesafelerde birçok yumurtlama alanı tespit edildiğini ve bu durumun, Mersin Balığı'nın bu nehirlerde yumurtlama ve yavruların beslenme potansiyelinin halen mevcut olduğunu, sularımızda bulunan ergin mersin balıklarının etkin bir şekilde korunması gerektiğini ve nehirlere girişlerini ve yumurtlama alanlarına çıkışlarını engelleyen unsurların mersin balığının geçişine izin verecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerektiğini ekledi.
Bu projede Yedikır'da halen beslenmeye devam eden yaklaşık 60 bin adet Mersin Balığı'nın markalanarak Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya nehirlerindeki uygun alanlara bırakılacağını açıklayan Ustaoğlu Tırıl konuşmasını şöyle tamamladı, "Belki 10-15 yıl sonra üreme olgunluğuna ulaşan bu balıklar bırakıldıkları bu nehirlere yumurtlamak üzere geri döneceklerdir. Bu yüzden nehir ekosistemlerini bozan faaliyetlerden vazgeçmeli ve nehir yataklarında mersin balıklarının geçişini engelleyen yapıları geçişe izin verecek şekilde düzenlemeliyiz. "Siyah altın" olarak ifade edilen havyarın kaynağı bu değerli balıklar tamamen sularımızdan yok olmadan onları korumalı ve gerekli önlemleri almalıyız. İşte bu nedenle Samsun'da balıkçılıkla ilgili bütün kişi, kurum ve kuruluşları mersin balıklarının korunması, sularımızda sayılarının artırılması ve yetiştiriciliğine başlanması konusunda gerekli adımları atmak üzere işbirliğine çağırıyoruz."