Bakan Yılmaz: Halk oylaması bir seçim değil; milletin kararını öğrenme yöntemi

Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, referandumun parti performanslarının ölçüldüğü bir seçim değil, Meclis'te uzlaşı sağlanamayan bir konuda milletin kararın

Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz, referandumun parti performanslarının ölçüldüğü bir seçim değil, Meclis'te uzlaşı sağlanamayan bir konuda milletin kararını öğrenmek için yapılan bir siyasi çözüm yolu olduğunu söyledi.

Bakan Yılmaz, Malatya Aktif İşadamları Derneği'nin Anemon Otel'de verdiği iftar yemeğine konuk oldu. Yemekte Malatyalı iş adamlarına seslenen Yılmaz, bazı partilerin 12 Eylül'deki referandumu seçim havasına bürüdüklerini, bu siyasi tavrın çağdışı olduğunu ifade etti.

Doğu Anadolu Bölgesi'nin büyük bölümünde 'evet' oyu çıkacağına inancının tam olduğunu belirten Yılmaz, "Bütün dünyada saygın itibarlı bir devlet olmak istiyorsak, sadece ekonomiyi değil, demokrasiyi de en ileri standartlara taşımak lazım. Maalesef bazı siyasi partiler, bu işi böyle bir parti çatışması meselesine taşımaya çalışıyorlar. Tabiri caizse, minderin dışına çıkıyorlar. İtiraz edecek bir şey yok. Bu milletin menfaatine, bu devletin menfaatine işler. Şu noktaya getiriyorlar. Niye bu işler AK Parti döneminde oldu? Siz de yapsaydınız geçmiş dönemde. Kendi menfaatlerini milletin menfaatinden üstün görmemeleri lazım. Ülkenin menfaatinin önünde görmemeleri lazım. Benim tavsiyem inadı bıraksınlar. Gelsinler onlar da 'evet' desinler. Bu bölgelerimiz ekseriyetle 'evet' diyecek. Bazı muhalefet liderleri de, referandumu seçim havasına sokmaya çalışıyor. Bu bir seçim değildir. Partilere oy verilmeyecek." dedi.

Bakan Yılmaz, bazı muhalefet liderlerinin de, referandumu seçim havasına sokmaya çalıştıklarına işaret ederek, bunun bir seçim olmadığını, partilere oy verilmeyeceğini, 10 ay sonra zaten bir genel seçimin olacağını aktardı.

Seçimde isteyenin istediği partiye oyunu verebileceğini anlatan Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: "On ay sonra beğendiğiniz hangi parti varsa, gidip oyunuzu vereceksiniz. Bu da en tabi hakkınız. Bir vatandaş olarak özgür iradenizle gidip oyunuzu vereceksiniz. Fakat bu referandum Anayasa değişsin mi, değişmesin mi, bu anayasaya daha ileri götürelim mi, yoksa olduğu gibi mi kalsın? Çok basit sorduğumuz soru bu. Neler getiriyoruz burada. Çocuklara, kadınlara, engellilere, şehitlerimizin dul ve yetimlerine, gazilerimize pozitif ayrımcılık yapalım mı diyoruz. 'Evet' mi diyorsunuz? 'Hayır' mı diyorsunuz? Pozitif ayrımcılık yapalım bu insanlarımıza? Bir de vatandaşın bilgi edinme hakkı olsun mu olmasın mı diyoruz. Vatandaş fişlenmesin diyoruz. Artık eski dönemlerdeki gibi bilgisi dışında vatandaşı fişleyip, aleyhinde bir takım şeyler yapmasın. Kişilerin bilgilerinin korunması diyoruz buna. Yine ombudsman dediğimiz, kamu denetçisi, yeni bir mekanizme getiriyoruz. İşte parası olan vardır, olmayan vardır. Her bürokrasi ile sorunu olanın mahkemeye gitmesi doğru değil. Mahkeme ile sorununuz olduğunda, artık avukatlara, mahkemelere düşmek yerine 'ombudsmana gidin' diyoruz. Zaten bu Osmanlıların kullandığı bir yöntem. Avrupalılar bizden öğrenmişler. Bir anlamda ana vatanına geri döndürüyoruz. Sadece bunun için referandumda 'evet' oyu verilmesi gerekir."

MAKİAD Başkanı Ömer Nalçacı da, iş adamları olarak daha öngörülebilir, daha müreffeh bir ülkeye kavuşmak için sivil bir anayasa istediklerini ifade etti.

"HALKOYLAMASI SİVİL ANAYASA İÇİN BİR BASAMAK OLACAK"

12 Eylül'deki referandum için 'keşke daha kapsamlı olsaydı' dediklerini anlatan Nalçacı, ancak bu halk oylamasının tamamen sivil bir anayasa için bir basamak olacağına inandıklarını söyledi.

Nalçacı, şöyle devam etti: "Bu anayasa değişikliğine 'evet' demenin daha müreffeh bir ülkeye ulaşmada bir basamak olacağına inanıyoruz. Daha iyi bir ülke, demokratik Türkiye'ye giderken çok önemli ve zor bir dönemeçten geçtiğimizi biliyoruz. Türkiye'nin bölgenin lokomotifi konumuna gelmesi yeni bir anayasa ile sağlanabilir. Şimdi önümüzde yeni bir fırsat vardır. Genç ve dinamik bir ülkenin gelişmesini destekleyen bir anayasa yapabiliriz. Muhalefet partilerinin referandumu iktidar-muhalefet çatışmasına çekmektense toplumun ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmaları gerekir. Artan genç nüfus, yükselen hayat standartlar daha fazla beklenti doğurmaktadır. 12 Eylül'deki referandum halkın seçtiklerinin iktidar olması için ilk ve önemli adımdır. Referanduma 'evet' diyecek olan bizler 'ihtiyaçlarımız için gereken hukuki düzenlemeleri demokratik ortam içinde kendimiz hazırlayabiliriz' demiş olacağız."

Konuşmaların ardından MAKİAD Başkanı Ömer Nalçacı Bakan Yılmaz'a günün anısına çeşm-i bülbül vazo hediye etti. Bakan Yılmaz, Vali Ulvi Saran, Milletvekilleri Mehmet Şahin, Öznur Çalık, Ömer Faruk Öz tarafından MAKİAD bünyesine yeni katılan 30 işadamına beratları verildi.