Genelkurmay Başkanı PKK'ya dikkat çekti

Genelkurmay Başkanlığı görevini devralan Orgeneral Işık Koşaner, "(Irak'ın) Ülke kuzeyinde yerleşmiş olan, bölücü terör örgütüne karşı, merkezi ve bölgesel otoriteler tarafından etkili tedbirler alınması sağlanamamıştır" dedi. Koşaner, yurt içinde, ikinci bir idari yapılanma tesis etme girişimlerine karşı etkili yasal önlemlerin süratle alınma...

Genelkurmay Başkanlığı görevini devralan Orgeneral Işık Koşaner, "(Irak'ın) Ülke kuzeyinde yerleşmiş olan, bölücü terör örgütüne karşı, merkezi ve bölgesel otoriteler tarafından etkili tedbirler alınması sağlanamamıştır" dedi. Koşaner, yurt içinde, ikinci bir idari yapılanma tesis etme girişimlerine karşı etkili yasal önlemlerin süratle alınmasını istedi. Orgeneral Koşaner, Genelkurmay Karargahı'ndaki devir teslim töreninde yaptığı konuşmasına, "Genelkurmay Başkanlığı görevini Sayın Komutanım Orgeneral İlker Başbuğ'dan devralmak üzere huzurlarınızdayım" diyerek başladı.

"Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu yüce makamında hizmet edecek olmanın heyecan ve gururunu yüklenecek olduğum sorumluluğun bilincinde olarak yaşıyorum" sözleriyle konuşmasını sürdüren Orgeneral Koşaner, şöyle devam etti:

"İçinde bulunduğumuz bilgi ve teknoloji çağı adı verilen bu yüzyılda yaşanan gelişmelerin ivmelendirdiği değişim süreci her gün, farklı bir boyutta ve yeni bir yönüyle karşımıza çıkmaktadır. Küreselleşen terörizm, enerji ve çevre sorunları, siber saldırılar, ekonomik ve finansal krizler, yeni ve salgın hastalıklar, kitlesel göç hareketleri, enerji kaynaklarının dolaşım yollarının korunması, ülkelerdeki iç karışıklıklar, uluslararası sistemi derinden etkilemekte ve güvenlik kavramına önceden algılanması zor boyutlar ekleyerek, ülkeleri ve uluslararası kuruluşları yeni arayışlara zorlamaktadır.

Ticaret sermaye hareketleri, teknolojinin ve bilginin yayılması, sınır ötesi menfaat gruplarını ve farklı milletlere mensup bireyleri sıkı bir şekilde birbirlerine bağlamaktadır. Dolayısıyla belirsizlik ve istikrarsızlıkların da arttığı uluslararası ortamda karşılıklı bağlılık ilişkisi daha önemli hale gelmektedir.

Süreçle birlikte güç kavramına, bilgiye ulaşabilme ve bilgiyi kullanabilme yeteneği de dahil olmuştur. Sonuç olarak tek kutuplu dünya düzeni yerini, ortak çıkarlar çerçevesinde birleştiren önce bölgesel, devamında küresel barışa daha çok hizmet eden çok kutuplu bir güvenlik sistemine bırakmaktadır."

Yaşanan gelişmelerin birçok devletin güvenlik konseptini savunmayı öngören kritiklere dayalı stratejik düşünceden, sadece güvenliğe ve risklere dayalı stratejik düşünceye dönüştürmesine neden olduğunu belirten Orgeneral Koşaner, "Böylece güvenlik kavramı, yine öncelikle ülke topraklarının savunması anlamına gelen askeri boyutlarının yanı sıra ekonomik, diplomatik, kültürel ve teknolojik boyutların da dahil olmasıyla genişlemiştir. Günümüzde dünyanın herhangi bir noktasındaki kriz, coğrafi olarak yakın bölgeler kadar, çok uzaktaki ülkelerin de milli menfaatlerini etkilemekte, ülke güvenliğinin sınırların ötesinden ve mümkün olduğunca uzaktan sağlanmasını gerektirmektedir" dedi.

Türkiye'nin aşırı milliyetçilik, kökten dincilik, terörizm, etnik ve mezhep çatışmaları gibi risklerin yer aldığı, Balkanlar, Kafakaslar ve Ortadoğu'nun ortasında yer aldığını, enerji kaynaklarına yakınlığı ve doğu-batı arasındaki ilişkilerde köprü konumunda olması nedeniyle, simetrikten asimetriye kadar değişen riske ve tehditlerle de karşı karşıya bulunduğunu vurgulayan Orgeneral Koşaner, şunları kaydetti:

"Güney komşumuz Irak'ta, ülke bütünlüğünün ve siyasi birlikteliğin korunması, ülkemizin güvenliği açısından önem arz etmektedir. Farklı etnik ve mezhepsel gruplar, ülke istikrarı açısından hassasiyet yaratmaya devam etmektedirler. Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelere ilişkin henüz bir çözüm getirilememiştir. ABD kuvvetlerinin Irak'tan çekilmesi sürecinde ortaya çıkacak güç boşluğunun, istikrarsızlığı artırması olasıdır.

Ülke kuzeyinde yerleşmiş olan, bölücü terör örgütüne karşı, merkezi ve bölgesel otoriteler tarafından etkili tedbirler alınması sağlanamamıştır. Diğer komşumuz İran'ın nükleer programının amaçları ve niteliği konusunda uluslararası toplumdaki soru işaretleri devam etmektedir. Yaptırım kararlarına rağmen, İran'ın nükleer programını sürdürmesi ve bunun sonucunda sorunun bir sıcak çatışmaya dönüşmesi ihtimali, ülke güvenliğimizi ciddi olarak etkileyecektir."

"TSK'ye karşı asimetrik ve psikolojik harekat"

Orgeneral Koşaner, Genelkurmay Karargahı'ndaki devir teslim töreninde yaptığı konuşmada, son yıllarda TSK'nın açık ve planlı bir asimetrik psikolojik harekat ile karşı karşıya olduğunu belirtti.

Bu faaliyetlerin asıl hedefinin, TSK üzerinden devleti yıpratmak olduğunun ortaya çıktığını kaydeden Orgeneral Koşaner, "Türk Silahlı Kuvvetleri ve bazı personeline yöneltilen, birçoğu doğruluğu henüz ispatlanamamış ve yargı sürecinde olan iddialar, belli merkezlerce kamuoyuna birer gerçekmiş gibi sunulmakta ve bunda da başarılı olunduğu görülmektedir" diye konuştu.

Orgeneral Koşaner, şunları söyledi: "Onur, şeref, haysiyet, vatan, millet ve bayrak sevgisi gibi duygularla yoğrulmuş insanlara karşı, bu duyguların değerini düşünmeyen kişi ve çevrelerin hukuk dışı ve maksatlı söz, yazı ve davranışları Türk Silahlı Kuvvetlerini ziyadesiyle üzüntüye sevk etmektedir. Bu saldırılar karşısında, itidalle hukuk çerçevesinde kalmaya çalışan Türk Silahlı Kuvvetleri, yargıya müdahale olarak değerlendirilmemek için sınırlı şekilde ve daha dikkatle hareket etmek mecburiyetinde kalmış, ancak maalesef iftira ve hukuk dışı uygulamalara hedef olmuştur. Bazı soruşturmalarda gizlilik kuralına riayet edilmeyerek ve soruşturma sonuçları basına sızdırılarak kamuoyunun yanlış yönlendirilmesine fırsat yaratılmıştır."

Askerlik hizmetinin kendine has bazı yasal mevzuatı ile kuralları olduğunu belirten Orgeneral Koşaner, "Ayrı bir ihtisas gerektirdiğine inandığımız bu konularda, adli yargının değerlendirme ve yargılarında bazı sıkıntılar olduğu görülmektedir" dedi.

"Elinde belge olduğunu iddia edenler"

TSK'nin şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuka saygılı olmaya devam edeceğini belirten Orgeneral Koşaner, şu açıklamalarda bulundu: "Adli yargının, askeri adli makamlarla işbirliği içerisinde olma uygulaması geliştirildiği takdirde, daha adil ve kamu vicdanını tatmin eden sonuçlara ulaşılacağından şüphe yoktur.

Hukuka saygılı olması gereken kurum sadece Türk Silahlı Kuvvetleri değildir. Herkesin, her kurum ve kuruluşun ve bilhassa yargı erkini kullananların da kendilerini bağlayan hukuk kurallarına itina ile uymasını beklemek ve istemek hakkımızdır. Yasaların verdiği yetkiler kurumları ve şahısları rencide etmek, araştırma, inceleme yapmadan suçlamak ve kamuoyunu belli bir istikamette yönlendirmek için kullanılmamalıdır.

Bir yüksek mahkeme başkanımızın ifade ettiği gibi 'Yargı erkini kullananların adil yargılama yaptığını, tarafsız kaldığını ve herkesin güvencesi olduğunu topluma hissettirme borcu vardır'."

TSK personelinin arasında da suç işleyen ve hatalı davranışlarda bulunanların olabileceğini dile getiren Orgeneral Koşaner, "Türk Silahlı Kuvvetlerini veya personelini suçlamak için elinde bilgi ve belge olduğunu iddia edenler, eğer samimi iseler, bunları basına verip sansasyon yaratmak yerine, yetkili ve ilgili makamlara vermelidirler" dedi.

Demokratik özeklik talebi

Bölücü terör ve ayrılıkçı hareketlerin, yeni bir aşamayı gerçekleştirme çabasına girdiğini ifade eden Orgeneral Koşaner, "Temelinde etnik milliyetçilik bulunan bu hareketlerle, demokrasi ve hukuk devletinin sağladığı hak ve özgürlüklerin arkasına gizlenerek, bireysel seviyede kalması gereken talepler siyasal alana taşınmaya çalışılmakta ve her geçen gün adeta devletle pazarlık yaparcasına, bu talepler bir adım daha ileriye götürülmektedir" dedi.

Bölücü terörün, devletin ulus devlet ve üniter devlet yapısını kendi amaçları doğrultusunda ortadan kaldırmayı amaçladığını dile getiren Orgeneral Koşaner, şöyle konuştu: "Türk Silahlı Kuvvetleri, Anayasamızda yer alan devletin, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyet'i ve demokrasiyi koruma görevi kapsamında, ulus devlet, üniter devlet ve laik devletin korunmasında her zaman taraf olmuş ve olmaya devam edecektir. Bu konulara ilişkin görüş ve önerilerin Anayasa ve kanunlar çerçevesinde, uygun ortamlarda, ilgili makam ve kuruluşlara iletilmesine ve gerekli hallerde de kamuoyuyla paylaşılmasına bir görev olarak devam edilecektir.

Bölücü terör ve ayrılıkçı hareket, zora ve şiddete başvurarak taleplerini dayatmaya başlamış ve aynı etnik kökenli vatandaşlarımız üzerinde yoğun bir baskı tesis etmiştir. Güvenlik-özgürlük dengesindeki hassasiyet nedeniyle, mücadeleyi kolaylaştıracak yasal tedbirler alınamamış, buna karşılık bireysel hak ve özgürlüklerde yapılan her iyileştirme, örgüt sayesinde kazanılmış bir hak olarak algılanmıştır."

"Yasaların sağladığı serbestlik nedeniyle teröristlerin artık halkın içinde rahatça yaşayabilmekte, güvenlik güçlerince masum halkı ve teröristleri ayırt etmek her geçen gün biraz daha zorlaşmaktadır" diyen Orgeneral Koşaner, Irak kuzeyindeki yerel yönetimin sağladığı imkanların örgütün varlığını devam ettirmesini kolaylaştırdığını vurguladı. Orgeneral Koşaner, Üçlü Mekanizma çerçevesinde yapılan görüşmelerden henüz istenen sonuçların alınamadığını da belirtti.

Orgeneral Koşaner, şöyle devam etti: "Terör örgütü ve ayrılıkçı hareketlere karşı yürütülen mücadelede görevli kuvvet, kolluk kuvvetleri, sorumlu makam ise İçişleri Bakanlığı olmasına rağmen, Türk Silahlı Kuvvetleri mevcut yasalar çerçevesinde, bu mücadelede kendisine düşen görevleri azim ve kararlılıkla yerine getirmiş ve getirmeye devam etmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri, devletimizin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü uğruna, kendilerine yöneltilen her türlü haksız eleştiri, suçlama ve iftiralara rağmen, sarsılmaz bir görev anlayışı ve disiplin içerisinde mücadeleyi sonuna kadar sürdürecektir.

Yurt içinde, ikinci bir idari yapılanma tesis etme girişimlerine karşı etkili yasal önlemlerin süratle alınması, Irak merkezi hükümeti ve bölgesel yönetimin Irak kuzeyinde yuvalanmış terör örgütüne karşı etkin tedbirler almasının bir an önce sağlanması, bazı Avrupa ülkelerince örgüte ve örgüt mensuplarına sağlanan desteğin önlenmesi ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak kuzeyine operasyon yapma yetkisinin devam ettirilmesi önem arz etmektedir."