Mersin Balıklarının Korunması Çalışmaları

Nesli tükenmekte olan dünyaca ünlü Mersin balıklarının korunması ve tanıtımı ile ilgili toplantıda Samsunlu balıkçılara Mersin balıklarının önemi anlatıldı.

Mersin Balıklarının Korunması Çalışmaları
Nesli tükenmekte olan Mersin balıkları tanıtım toplantısı Mersin Balıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl'ın organizesinde Samsun'un Yakakent ilçesi Küplüağzı köyü Su Ürünleri Kooperatifi Eğitim Merkezi'nde yapıldı. Yakakent Kaymakamı Ali Arıkan, Yakakent Belediye Başkanı Burhan Bayrakdar, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nü (FAO) temsilen Dr. Özgür Atlan, Küplüağzı Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Sezai Özdemir, kurum müdürleri ve balıkçılar katıldı.
Toplantıda bir sunum yapan İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Devrim Memiş, Mersin balıklarının dünya çapındaki önemine değindi. 200 milyon yıldır yaşayan ve Türkiye'de Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya ırmaklarında üreyen Mersin balıklarının; barajlar, HES'ler, taş setler nedeniyle üreme ortamlarının bozulması, kirlilik ve aşırı avcılık nedeniyle tükenme noktasına geldiğini söyleyen Doç. Dr. Devrim Memiş, Sakarya ve Yeşilırmak'ta yapılması planlanan HES'lere mutlaka balık geçidi yapılması gerektiğini ve taş setlerin ise Mersin balıklarının geçişini engellemeyecek şekilde düzenlenmesi gerektiğini bildirdi.
Toplantıda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü'nden Dr. Bilal Akbulut tarafından FAO projesi çerçevesinde Mersin balıklarının Türkiye'deki üreme habitatlarında gerçekleştirilen araştırmalar tanıtılırken, Mersin Balıklarını Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl, "Koruma Stratejisi Olarak Mersin Balığı Yetiştiriciliğinin Önemi" başlıklı sunumunda, dünyada Mersin balıklarının üretiminin 1869 yılında ilk defa Rus bilim adamı Ovsyannikov tarafından gerçekleştirildiğini belirtti. 1960'lı yıllardan itibaren Mersin balıklarının üretiminin hem havyar ve et üretimine yönelik hem de stok takviyesi amacıyla Hazar Denizi'ne kıyısı olan ülkeler başta olmak üzere Almanya, Fransa, İtalya, Romanya gibi birçok Avrupa ülkesinin yanı sıra ABD, Kanada, Çin, İran gibi birçok ülkede gerçekleştirildiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Serap Ustaoğlu Tırıl, Mersin balığı üretiminin aslında alabalık, çipura, levrek gibi balıkların üretimi gibi kolay olduğunu, ancak Mersin balıklarının üreme olgunluğuna doğada 10-15 yıl, yetiştiricilik ortamında ise 5-6 yılda ulaştığından havyar üretimine yönelik yetiştiricilikte ilk ürünü elde etme süresinin uzun olduğunu, ancak binlerce dolara alıcı bulan havyarın değeri nedeniyle uzun süren bu yetiştiriciliğin bile aslında çok karlı olduğunu vurguladı. Tırıl, FAO istatistiklerine göre 1986 yılında sadece 180 ton olan dünya Mersin balığı yetiştiricilik miktarının, 2008 yılında yaklaşık 26 bin tona ulaştığını, dünya çapında havyara olan talebin her zaman bulunması nedeniyle bu rakamın girerek artacağını ve doğadaki Mersin balıkları üzerindeki baskının azaltılması için de yetiştiriciliğin zorunlu olduğunu söyledi.
Çevre ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nden Veteriner Hekim Deniz Kişisel, DSI'ye ait Yedikır Su Ürünleri Üretim İstasyonu'nda proje kapsamında Mayıs 2010'da Rusya Federasyonu'ndan getirtilen karaca ve sivrişka türlerine ait döllenmiş yumurtalarla başlatılan üretim ve yetiştiricilik faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü'nden Dr. Mustafa Zengin Türkiye sularında Mersin balığı avcılığının 1996 yılından itibaren uluslararası sözleşme ile tamamen yasak olduğunu, ancak tesadüfen yakalanan büyük balıkların halen yasa dışı yollardan pazarlandığını, Türkiye sularında bulunan erişkin Mersin balıklarının korunarak nehirlerde üremelerine fırsat verilmesi gerektiğini vurguladı. Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Süleyman Özdemir ise, balıkçıların trol av aracının, Mersin balığı gibi avlanması hedeflenmeyen türlerin avcılığını önleyecek şekilde dizayn edilebileceğini ve böylece Mersin balıklarının korunabileceğini vurguladı.