VOB, opsiyonla hacmi ikiye katlamayı hedefliyor

Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB) Genel Müdürü Çetin Ali Dönmez, opsiyon sözleşmelerinin Şubat ayında...


Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası (VOB) Genel Müdürü Çetin Ali Dönmez, opsiyon sözleşmelerinin Şubat ayından itibaren işlem görmeye başlayacağını belirterek, bu işlemlerle 2011 yılında işlem hacmini ikiye katlamayı hedeflediklerini söyledi.
         AA muhabirine açıklamalarda bulunan Dönmez, borsanın kurulduğu 2005 yılından bu yana işlem hacmini yüksek oranlarda artıran yapısını bu yıl da sürdüreceğini ifade etti.
         Borsa işlemlerinden BSMV ve stopaj yükünün kaldırılmasıyla özellikle döviz vadeli kontratların işlem hacimlerinin önemli oranda artacağını belirten Dönmez, bugüne kadar ithalatçı ve ihracatçılara döviz risklerinin çözümünde vadeli işlemlerin önemli bir araç olduğunu anlatmakta bu yükümlülükler nedeniyle başarılı olamadıklarını anlattı.
         VOB ilk açıldığında en çok işlemin döviz kontratlarında olmasına rağmen bir süre sonra bankaların BSMV yükünün çok ağır olduğunu gördüğünü, kurumların da stopaj yükü nedeniyle işlem yapmaktan çekindiğini ifade eden Dönmez, ithalatçı ve ihracatçıların döviz vadeli işlem kontratlarının farkında olması için çalışmalarını yoğunlaştıracaklarını ifade etti.
         Avro-dolar çapraz kuru vadeli kontratların da işleme açılması için hazırlık yapıldığına işaret eden Dönmez, "Döviz kontratlarının canlanmasında en büyük beklentimiz Türk yatırımcısından. BSMV'nin 1 Eylül, stopajın ise 1 Ekim'den itibaren kalkması döviz vadeli kontratların işlem hacmini bir kaç yüz milyon dolar mertebesine artıracak. Bu sistem oturduğu zaman sadece döviz vadeli işlem sözleşmelerinin günlük yarım milyar dolarlık işlem hacmine ulaşabileceğini düşünüyorum. Türkiye'de ciddi bir döviz işlemi var. Bu potansiyel yansımış olacak" dedi.
         Dönmez, işlem hacmini artırabilecek ikinci etkenin de opsiyon sözleşmelerinin devreye alınmasıyla gerçekleşeceğine dikkati çekti.
         VOB'un mevcut yazılımının İMKB'den alınma olduğunu, opsiyon sözleşmeleri için stratejik bir karar alarak yeni yazılım yaptırma kararı alındığını ifade eden Dönmez, tasarımı kendileri tarafından yapılan yazılımın Şubat ayında hizmete gireceğini ifade etti.
         Dönmez, şöyle konuştu:
         "Aslında hedefimiz 2010'du. Ancak yazılım projesi gecikti. Şu anda opsiyon sözleşmeleri için Şubat 2011 gözüküyor. Tasarım biraz karışık olduğu için süre alıyor. Yeni yazılımla sistemi baştan sona değiştiriyoruz. Bu radikal bir değişiklik. Bir nevi arabanın motorunu sökerek değiştiriyoruz. Tüm bileşenleri bu motora uyumlu hale getiriyoruz. Teminat sistemi de değişiyor. Şu anda VOB'da işlem gerçekleştiğinde teminat alınıyor. Yeni yapıda emir girişinde bir teminat kontrolü yapılacak, işlem gerçekleştikten sonra bir teminat kontrolü daha yapılacak. İşlem gerçekleştikten sonra teminat kontrolünü yapan yazılım şu anda Chicago, Eurex gibi dünyaca bilinen borsaların kullandığı bir metodolojidir.
         Aracı kurum ve bankaların yeni sistemi çok beğeneceklerini düşünüyoruz.
 Opsiyonda öncelikle hisse senedi endeksi ve döviz opsiyonlarını işleme açacağız.  Tek hisse opsiyonları yatırımcı için daha karışık bir yapıda olması nedeniyle daha sonra devreye alınacak."

"HİSSEYE DAYALI VADELİ İŞLEMLER BUZDOLABINDA"
İMKB'deki varant işlemlerinin opsiyon işlemlerine rakip olamayacağını savunan Dönmez, dünya borsalarında varant sözleşmelerinin kayda değer bir işleminin bulunmadığını, opsiyon sözleşmelerinin ise özellikle Kore benzeri gelişmekte olan piyasalarda büyük ilgi çektiğini söyledi.
         Varant işlemlerinde denetim konusunda çeşitli endişelerin bulunduğunu söyleyen Dönmez, "İMKB'deki varantın açılışıyla VOB'daki opsiyonların açılışı çok farklı. İMKB'de varant işleminde eşleşme dışında pek bir kontrol yok. Kontrol daha çok aracı kuruma bırakılmış. Biz bunu aracı kurum tarafına bırakamayız.  Çünkü aracı kurumda bir şey olduğunda bunun bedelini tüm piyasa ödeyebilir.  İMKB'de de bence kontrollerin aracı kurum tarafına bırakılması bir risk. Belki bir başkası bizi çok paranoyak bulabilir. Ama ben öyle düşünmüyorum. Çünkü yapıda aracı kurum tarafından bir gedik açılırsa bu sadece o kurumun batmasıyla kurtarılamaz, tüm sistem risk altına girer" dedi.
         Dönmez, tek hisseye dayalı vadeli işlem kontratlarının SPK tarafından "buzdolabına konduğunu", konunun tekrar gündeme gelebileceğini belirten Dönmez, Türk yatırımcısının özellikle hisse senedi işlemlerinde açığa satış imkanlarından faydalanamadığını, ödünç piyasasının iyi çalışmadığını, bu sorunun hisseye dayalı vadeli işlem sözleşmeleriyle çözülebileceğini kaydetti.
         VOB'da enerji kontratlarının işleme sokulmasıyla ilgili de çalışmaların devam ettiğini kaydeden Dönmez, nakit vadeli elektriğe dayalı vadeli kontratlar için hazır olduklarını, bu konuda EPDK'nın 'evet' demesini ve SPK ile işbirliği yapmasını beklediklerini ifade etti.
         Elektrik piyasasında spot piyasanın raya oturduğunu ancak vadeli işlemle ilgili EPDK bünyesinde bir birim kurulduğunu kaydeden Dönmez, "EPDK bizim esas amacımızın nakit uzlaşma olduğunu gördü. Tüm vadeli işlemlerin VOB bünyesinde olmasında fayda var. Çünkü bizim uzmanlık alanımız bu. Orada spot işlemleri bir düzene girdi. Her gün fiyat oluşuyor. Bizim açımızdan o fiyat referans fiyat olacak. Harekete geçmek için oradaki gelişmeleri bekliyoruz" dedi.
         Tarım ürünlerine dayalı kontratların da İzmir Ticaret Borsası öncülüğünde kurulum çalışmaları süren lisanslı depolarla canlanacağını ifade eden Dönmez, işlemlerin öncelikle pamukla başlayacağını ifade etti.

ÜÇE KATLAMA HEDEFİ
         VOB'daki işlem hacminin yeni vadeli işlem kontratları ve opsiyon kontratlarının hizmete girmesiyle temposunu artıracağını kaydeden Dönmez, şu değerlendirmelerde bulundu:
         "İlk 6 ayın işlem hacmi TL olarak geçen yılın aynı döneminin yüzde 50 üzerinde, endeks bağlamında bakarsanız yüzde 60 üzerinde. Artış süreci devam ediyor. Toplam işlem hacminde 2010 yılı için yüzde 45-50 civarı artış olacağını bekliyorum.
         BSMV ve stopaj düzenlemesi ile avro-dolar vadeli kontratı da açarsak belki bu işlem hacmini daha da yukarıya çıkartabiliriz. Şubat ayında opsiyon sözleşmelerinin de devreye girmesiyle 2011'de bu yılı ikiye katlayabiliriz. Çünkü opsiyonlar ciddi hacim artışı getirecek. Yeni enstrümanların gelmesiyle birlikte artış devam edecek. Şu anki beklentim, 1 miyar dolarlık mevcut günlük işlem hacminin 3-4 yıllık süreçte üç katına çıkacağı, günlük hacmin 2,5-3 milyar dolar arasında oluşacağı yönündedir."
         Dönmez, "Yeni enstrümanlarla VOB'un sermaye piyasası içindeki ağırlığını artırmasının borsanın İstanbul'a taşınması yönündeki beklentileri güçlendirir mi?" sorusu üzerine ise VOB için lokasyonun öneminin bulunmadığını, yatırımcıya hizmet veren ana makinelerin İstanbul'da bulunduğunu söyledi.
         Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
         "İstanbul finans merkezi projesinin hedefi hantal Ankara bürokrasisini canlandırmaktı. Benim algılamam bu yönde. VOB'un fiziki olarak İstanbul'a taşınması gibi bir talep gelmedi. İstanbul'da bir finans kompleksi olacaksa onun bir yerinde VOB'un olmasının büyük faydası olur. VOB'un merkezi yine İzmir'de olur, buradaki binamızdan çıkarak daha büyük bir yere geçeriz ama İstanbul'da donanım ve telekom altyapısını kullanabileceğimiz, eğitim, tanıtım gibi aktiviteleri yapabileceğimiz bir yer muhakkak lazım. VOB'un İstanbul'a ihtiyacı var. Türkiye'de yaratılan katma değerin çok önemli bir kısmı İstanbul kaynaklı.  Merkezi İzmir'de kalmak koşuluyla İstanbul finans merkezi projesine hayır diyecek bir durumumuz yok."