Kılıçdaroğlu: 'Durmak yok, yolmaya devam'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Kahramanmaraş'ta halka seslendi. Hedefinde AK Parti vardı. İnegöl ve Dörtyol'daki gerilimin sorumlusu olarak iktidarı gösterdi. Kılıçdaroğlu, Dubai anlaşması ile ilgili iddialarını da tekrarladı ve "Recep Bey çıksın anlatsın ama anlatamaz, durmak yok yolmaya devam" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Kahramanmaraş'ta halka seslendi. Hedefinde AK Parti vardı. İnegöl ve Dörtyol'daki gerilimin sorumlusu olarak iktidarı gösterdi. Kılıçdaroğlu, Dubai anlaşması ile ilgili iddialarını da tekrarladı ve "Recep Bey çıksın anlatsın ama anlatamaz, durmak yok yolmaya devam" dedi. Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş Hafız Ali Sezal Meydanı'nda düzenlenen
mitingte yaptığı konuşmada, Başbakan Erdoğan'ın söylediklerinin tersini yapan bir
siyasetçi olduğunu iddia etti.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bunlar bizi ihanetle suçladılar. Dubai'de gittiler, bunlar bir anlaşma imzaladılar. İçinde siyasi şart vardı. Bir milyar dolar bağışı sonra almaktan vazgeçtiler. Biz itiraz ettik, 'Memleketi satıyorsunuz' diye. Buradan söylüyorum. Recep bey, sen Bilkent Otel'de, Ankara'da iki Dışişleri Bakanlığı diplomatı, Ali Babacan bir özel odada ne konuştunuz? Bu anlaşmadan niye vazgeçtiniz? Sütçü İmam'ın torunları Kahramanmaraşlılar, burada söylüyorum, Recep beye söylüyorum...

1 milyar doların altına niye imza attın ve sonra o imzayı niye geri çektin? O sözleşmeyi niye uygulamadın? Bunun adı vatana ihanet midir, değil midir? Sana, kim 'Bunu uygularsak durum kötü olur' dedi. Gelsin bunu Kahramanmaraş'ta Sütçü İmam'ın torunlarına anlatsın bakalım. Anlatamaz. Çünkü bunlar milleti düşünmüyor. 1 milyar dolara bu ülkeyi pazarladılar. Şikayet ediyorum. 1 milyar dolarlık antlaşmanın altına imzayı atıyorsan, sen memleketi pazarlıyorsun demektir. Bunu Kahramanmaraşlıların, Sütçü İmam'ın torunlarının affetmemesi lazım. Eğer affederseniz, hala AKP'ye oy verirseniz, yarın 2 milyar dolara başka şey yaparlar."


Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş gezisi sırasında bir dinlenme tesisinde gazetecilerle sohbet etti.

Kılıçdaroğlu, darbe tartışmalarına ilişkin sorular üzerine bugüne kadar yaşanan darbelerden en büyük mağduriyeti CHP'nin yaşadığını ifade ederek, "27 Mayıs Darbesi olmasaydı CHP iktidar olacaktı. Bütün seçim sonuçları bunu gösteriyor 12 Mart, 12 Eylül... CHP'nin iktidara en yakın olduğu dönemlerde darbeler olmuştur" diye konuştu.

Anayasa değişikliğinin referandumda kabul edilmesinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir destek anlamına gelip gelmeyeceğine ilişkin soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Hayır" karşılığını verdi.

Bir gazetecinin "anayasa değişikliği ve ayrışmadan söz ediyorsunuz. Son günlerde yaşanan olaylarla ilgili değerlendirmeniz ne olur?" sözlerine üzerine de Kılıçdaroğlu, olayların AK Parti'nin izlediği politikaların toplumu getirdiği nokta olduğunu ifade ederek, açılım politikasıyla beklentilerin çok yüksek tutulduğunu, ancak büyük bir hayal kırıklığı yaşandığını savundu.

Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Eskiden terör örgütü vardı. Hiç ayrışma yoktu toplumda. Şimdi toplumda ciddi bir ayrışma süreci çıktı. Yurttaşlar birbirlerinin etnik kimliklerini sorgulamaya başladılar. Bu son 8 yılda ortaya çıktı. Açılım politikasıyla tetiklendi ve toplum ayrışmaya başladı. Bunun sorumlusu hükümettir. Çok açık. Sayın Başbakan'ın öz eleştiri yapma anlayışı yok. Keşke otursa bir öz eleştiri yapabilse. Kurmaylarıyla değerlendirse. Biz nerede hata yaptık? Hatalarımızı nerede telafi edebiliriz? Diye düşünse ve kendisine yeni bir yol haritası çizse. Fakat Başbakan'ın böyle bir anlayışı da yok"

"Parlamentonun iradesine ipotek konuldu"

Başbakan Erdoğan'ın şimdi de hakim ve savcıları atamaya yönelik çaba içine girdiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, tarihte ilk defa Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun toplantısı sürerken ilgili bakanın toplantıdan çıkarak Başbakan'a bilgi verdiğini iddia etti.

Bunun hem anayasaya hem yasalara, hem de devlet geleneğine aykırı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, ancak AK Partililerin ise bunu sıradan ve olağan gördüğünü söyledi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Yargıçların atamasına Başbakan karar vermeyecekse kim karar verecek, diye bir anlayışları var. Çünkü onlar için Recep Bey'in söylediği her söz tartışılamaz. AK Parti içinde bir tartışma geleneği olsa, belki yanlışlardan dönme de olabilecektir. Belki bunun tek istisnası Dubai Anlaşması'dır. Ali Babacan imzaladı. Yüce Divan yolunu görünce vazgeçti. Şimdi de savunuyor. Ama Dubai Anlaşması ne Babacan'ı, ne de Recep Tayyip Erdoğan'ı Yüce Divan'a gitmekten kurtaramaz. O anlaşma, onların Yüce Divan'a gitmesinin somut açık bir göstergesidir."

CNN Türk