Bakan Eker: Türkiye'de terör ortamından beslenenler var (2)
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Hakkâri Yüksekova havaalanı ardından Şırnak havaalanının temelini attıklarını, iki havalanının da 2012 yılına ka
Eker, "Bu bölge tabii Türkiye'nin sınır ili, Türkiye'nin Ortadoğu'ya, Mezopotamya'ya açılan kapısı, ticaret kapısı, uluslararası ilişkilerinde önemli bir merkez ama bundan sonra buraya sadece karayoluyla değil aynı zamanda hava yoluyla da ulaşma imkânı olacak. Yani dünyanın diğer coğrafyalarından buraya ve buradan diğer coğrafyalara hava yoluyla, uçaklarla gelip gitme imkânı olacak." dedi.
Şırnak Havaalanı temel atma töreninde konuşan Bakan Eker, bölgenin, uzunca bir süre, alması gereken kamu hizmetleri yönünden ihmal edildiğini ifade ederek, şöyle dedi:
"Bunu hepimiz biliyoruz. Tabii Türkiye'nin sisteminden kaynaklanan, eksik demokrasiden kaynaklanan birçok sorun yaşadık geçmişte ve hükümetimiz 2001 yılından itibaren partimizin kuruluş programında yer alan 14 Ağustos 2001 yılındaki, parti programımızda yer alan hususlar hükümetimiz tarafında 2002 Kasım ayından itibaren adım adım uygulandı. Biz bugün daha iyi bir noktaya geldik. Türkiye'de birlik beraberlik ve kardeşlik projesini tesis ediyoruz. Başlattığımız demokratik açılım projesi, Türkiye'nin doğusu ile batısı, kuzeyi ile güneyi ve her yerinde yaşayan 72 milyon vatandaşımızın yani Kürt kardeşlerimizi de Türk kardeşlerimizi de diğer bütün etnik kökenli vatandaşlarımızın da demokrasinin nimetlerinden daha çok istifade edeceği, sivil bir rejimin nimetlerinden daha çok faydalanacağı bir sistemi temin etmeye çalışıyoruz. Türkiye, eksik demokratik sistemi açıklarını kapatmaya bu sistemi restore etmeye çalışıyoruz ve bunu da AK Parti yapıyor. AK Parti'nin bugüne kadar uyguladığı politikalar, TBMM'den geçirdiği düzenli kanunlar, hükümet olarak yaptığı icraatlar bunun en açık örneğidir."
"TÜRKİYE'DE TERÖR ORTAMINDAN BESLENENLER VAR"
Türkiye'de geçmişteki eksik demokratik uygulamalardan dolayı ortaya çıkan bir takım sorunları teröre bahane edip, bunu terör eylemleri yoluyla gerçekleştirmeye çalışan uygulamalara sonuna kadar karşı olduklarına dikkat çeken Bakan Eker, bununla herhangi bir yere varılamayacağını ilan ettiklerini kaydetti. Bakan Mehdi Eker, konuşmasında şu görüşlere yer verdi:
"Biz Türkiye'de mevcut kanunlarda yapılacak düzenlemelerin bazen Anayasa'ya takıldığını biliyoruz. Örneğin; çocuklarla ilgili bir düzenleme yapacağız kanun yetmiyor, karşımıza anayasa çıkıyor. Yaşlılarla ilgili bir düzenleme yapacağız karşımıza anayasa çıkıyor. Kadınlarla ilgili bir düzenleme yapacağız karşımıza anayasa çıkıyor. Türkiye'de bir takım demokratikleşme adımları atacağız karşımıza anayasa çıkıyor ve diyoruz ki 12 Eylül askeri darbe ürünü olan anayasayı değiştirmeniz lazım. Bizim elimizdeki güç Meclis'teki çoğunluğumuz 335-336 milletvekili ile bizim ancak yapabileceğimiz şey bu değişiklikleri milletin önüne referandum paketi halinde getirmektir. Biz ancak bunu yapabiliyoruz. Bize milletimizin verdiği yetki bu kadar. Bize verilen imkânlar bu kadar. Diğer partiler Meclis'te grubu bulunan partiler, bırakın bize yardımcı olmayı, bizim gibi Türkiye'nin demokratikleşmesi için çaba göstermeleri aksine milletvekillerine red oyu vermeleri için bile izin vermiyorlar. Bunların demokratik anlayışları bu. Ben soruyorum, Türkiye'de bu partiler milletvekillerine parlamentoda anayasa değişikliği paketine red oyu bile verdirmeyenler, 12 Eylül anayasasından memnun mudurlar, onun sonuçlarından memnun mudurlar, onun uygulamalarından memnun mudurlar? Bunun cevabını versinler.
Eğer memnunsalar zaten mesele yok. Çıksınlar desinler biz 12 Eylül askeri anayasa darbesinden memnunuz desinler. Bunu diyebiliyorlar mı? Hayır demiyorlar. Peki, düzeltelim diyoruz hayır niye? Çünkü Türkiye'de terör ortamından beslenenler var. Türkiye'de kandan ve gözyaşından beslenenler var. Bunu kolay ve ucuz bir siyaset alanı olarak görenler var. Maalesef Türkiye'nin belirli etnik milliyetçilik duyguları üzerinde siyaset yapan bir takım partiler, bunun bu şekilde barış içerisinde bu işin çözülmesini istemiyorlar. Çünkü bu sorun devam ettikçe onlar daha kolay, daha ucuz siyaset yaparlar. Ama biz AK Parti olarak milletimizden aldığımız destekle, milletimizden aldığımız dua ile milletimizin sevgisi ile bu sorunları demokrasi ve barış içerisinde halletmeye, çözmeye kararlıyız. Çünkü biz gözyaşı dinsin istiyoruz. Gözyaşı aksın istemiyoruz. Çünkü biz bu memlekette kan dursun istiyoruz. Kan aksın istemiyoruz ve bunu milletimiz de istiyor. Şimdi 12 Eylül günü yani bir askeri darbenin 30. yıldönümünde biz sandığı milletimizin önüne koyacağız.
Bazıları diyorlar ki biz bunu boykot yapacağız. Neyi boykot ediyorsunuz. Siz askeri rejimin ortaya koyduğu problemlerden beslendiğiniz için bu problemlerinin ortadan kalkacağı için mi boykot yapıyorsunuz. Bu bölgede bizler bunu iyi bilmemiz lazım. Bunları iyi tanımamız lazım ve bunlar bu bölgenin insanını demokratik haklarının kavuşmalarıyla bir alakaları yok. Öyle bir istekleri yok. Bakın ne diyorlardı. Kürtler Türkiye'de kimliklerine sahip çıkamıyorlar. Türkiye'de devlet müsaade etmiyor. İşte biz Kürtçe konuşamıyoruz. Kürtçe öğrenemiyoruz. Buyurun TRT Şeş 24 saat Kürtçe yayın yapmıyor mu? Yapıyor, peki siz yardımcı oluyorsunuz, hayır siz seyrediyor musunuz hayır siz seyrettiriyor musunuz? Hayır! Orada Kürtçe program yapan sanatçıları tehdit eden kim? Siz! Niye? Çünkü siz Roj tv'ye rakip çıksın istemiyorsunuz. Mesele bu. Roj Tv'ye rakip çıkmasın diye TRT Şeş'te program yapan kardeşlerimize tehditler savuruyorlar, onlara saldırılar yapıyorlar, onları engellemeye çalışıyorlar. Demek ki sizin aslında Kürtçe yayınla, Kürtçenin öğrenilmesiyle bir alakanız yok. Siz aksine istiyorsunuz ki bu yasaklar devam etsin. Bu yasaklar devam edince istismarlar oluşsun siz de halka dönün bakın devlet size müsaade etmiyor desinler. Biz bütün bu sorunları demokrasi içerisinde, sivil demokratik standartları artırmak ve geliştirme yöntemleri ile çözeceğiz."