Erzurumlu yaralı Gazze Gönüllüsü: Türk heyetini görünce annemden yeniden doğdum

Canip Tunç, "Erzurum'dan topladığımız giysileri Gazze'deki yetim gariban çocuklara götürüyorduk. Ama zalim İsrail izin vermedi." diyor kendine has şiv

  Canip Tunç , " Erzurum ' dan topladığımız giysileri Gazze ' deki yetim gariban çocuklara götürüyorduk . Ama zalim İsrail izin vermedi . " diyor kendine has şivesiyle . İsrail ' in insani yardım gemisine yaptığı saldırı ve sonrasında vahşet dolu anlar yaşadıklarını ifade eden Tunç , Türk heyetini gördüğünde yaşadıklarını ise , " Havalimanında Türk heyetini gördüğümüz zaman sanki annemden yeni dünyaya geldim . Ortalık ışıklandı . Daha neyi göreyim . " sözleriyle dile getirdi .

CİHAN insani yardım taşıyan gemiye yapılan İsrail saldırısnda yaralananların odasına girdi . Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi ' nde tedavileri süren yaralılar o gece ve sonrasında yaşananları anlattı . Erzurum ' dan yetim gariban çocuklara memleketten topladıkları elbiseleri götürmeye karar verip yola çıktıklarını belirten Tunç , İsrail ' in uluslararası sularda yaptığı baskının buna izin vermediğini söylüyor . " Malesef zalim İsrailliler buna müsade etmediler . Etmedikleri yetmemiş gibi bir seher vakti tanklarıyla toplarıyla sis bombası el bombası o sabahtan uyguladılar . " ifadelerini kullanıyor .

" ASKERLERİN ATEŞİYLE SOL KOLUM PARÇALANDI "

İsrailli komandoların baskınında ilk vurulanlardan olduğunu dile getiren Tunç , sol kolunun parçalandığını ifade ediyor . Ardından kendilerine gemideki Türkiye ' den giden sağlık ekibinin müdahale ettiğini İsrailli askerlerin oradaki insanlık dışı muamelelerinin sürdüğünü aktaran Tunç , hastaneye kaldırıldıkları zaman zorla belge imzalatılmaya çalışıldığını belirtiyor . Tunç , iki günlük eziyetin ardından Tel Aviv ' deki havalimanında Türk heyetini gördüklerinde yaşadıkları büyük mutluluğu şöyle özetliyor : " Türk heyetini gördüğümüz zaman sanki annemden yeni dünyaya geldim . Ortalık ışıklandı . Daha neyi göreyim . Buraya indiğimde Sağlık Bakanımız geldi . Onları görür görmez ağlamamak elde değil . Bizi bırakmamışlar anladık . Sizler arkamızda durdunuz bizim sıkıntılarımızı dünyaya ilan ettiniz . "

" İLK VURULAN KAMERAMAN KUCAĞIMDA ÇIRPINIYORDU "

İsrail ' in saldırısı sırasında kameramanları korumakla görevli Muharrem Güneş ' in yaşadıkları da bu kadar da olmaz dedirtecek cinsten . " Ben geminin güvertesindeydim , kameramanı korumaktı benim görevim . İsrail askerleri helikopterle indikleri anda ilk hedef seçtikleri kameramanlar oldu . " diyen Güneş , arkasındaki kameramanın vurulduğunu söylüyor .

Ardından büyük korku ve panik yaşanan gemide kafasını kaldıran herkesin kafasından vurulduğunu dile getiren Güneş şahit olduğu dehşet dakikalarını şu sözlerlen anlatıyor : " Kafamı önüme eğmiş vaziyetteyken vurulan kameramanın kafasını tutmuştum . Kameraman hala yerde çırpınıyordu . Sol tarafım askere dönüktü . Lazer ışığıyla yüzüme tuttular yaralı olmadığımı fark etmiş olacaklarki gerçek mermiyle sıktılar . Mermi ağzımdaki diş eti ve dişleri parçalayarak kurşun boynumdan çıktı . Ağzımın içi tamamen parçalandı . 7 dişim dökülmüş durumda . Böyle yaralandım . "

" YALAN İFADE VERMEYE ZORLANDIK "

Yaralanmasının ardından birkaç saat elleri kelepçeli bekletildiklerini kaydeden Güneş , İsrail askerlerinin insanlık dışı muamelelerini gözler önüne seriyor : " Kelepçeli vaziyette kanlar içinde olmamıza rağmen beklettiler . Helikopterlerle sular sıktılar . Ardından helikopterin şiddetli pervanesiyle psikolojik olarak yıpranmamız için bizi soğukta beklettiler . Üşümemizi sağlıyorlardı . " Hayfa ' daKİ hastanede kendisine müdahale edildiğini aktaran Güneş , ağır yarasının tedavi süresi 6 ay devam edeceğini ifade ediyor . İsraillilerin yaralıları çektiği sorguda yalan ifade vermeye zorlandıklarını belirten Güneş , " İsrail askerlerinin bize silah sıkmadığını söylüyorlardı . ' Sana silah sıkanı tanırmısın? ' diye soruyorlardı . Biz ismini bilmediğimizi söyleyince ' Öyleyse size silahı sizinkiler sıktılar ' dedirtmeye ve buna imza attırmaya çalışıyorlardı . ' Biz bunları kabul etmedik . " şeklinde konuşuyor .