Devrimci Karargah davasında 2 tahliye

17 sanıklı ana dava dosyasıyla birleştirilmesi sonucu sanık sayısı 35'e çıkan terör örgütü ''Devrimci Karargah Örgütü'' davasında, tutuklu yargılananlardan Melek Seven ile Gökhan Aydın tahliye edildi.

İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Özgür Dinçer, Cemal Bozkurt, Fatih Aydın, Necdet Öztürk, Ergin Öncü ve Melek Seven ile bazı tutuksuz sanıklar katıldı.

Duruşmaya gelmeyen internet sitesi yayın yönetmeni tutuksuz sanık Aylin Duruoğlu'nu avukatı temsil etti.

İstanbul Barosuna kayıtlı avukatlardan Ömer Kavili'nin de baro adına izlediği duruşmada, mahkemedeki ''Devrimci Karargah'' ana davası dosyasının bu dava dosyasıyla birleştirildiği tutanağa geçirildi.

Duruşmada yazılı savunmasını okuyan tutuklu sanıklardan Cemal Bozkurt, haklarındaki iddianamenin tutarsızlıkları ve ideolojik içeriğiyle ele alınması gerektiğini öne sürerek, tutuklanan 24 kişiden üçte ikisinin tahliye edilmesinin şaşırtıcı olduğunu söyledi.

''İlerde daha fazla tahliye olacaktır ama yargılamanız da yerlerde sürünecektir'' ifadesini kullanan Bozkurt, tahliyelerin iddianamenin geçersizliğinin kanıtı olduğunu öne sürdü.
Bozkurt, siyasi içerikli her telefon görüşmesinin iddianameye suç unsuru olarak yerleştirildiğini ileri sürerek, ''Gizli tanık garabeti iddianameye sokuşturulmuştur. 'Son tezgah' isimli gizli bir tanıkla suç ve iddianame belirlenmiştir. Gizli tanığın sözde bilgilerine itibar edilmiştir'' diye konuştu.

''DEVRİMCİ KARARGAH, SELİMİYE KIŞLASI'NI TOPA TUTMUŞTUR''

''TSK'nın halkın ordusu olmadığını'' ileri süren Bozkurt, ''Devrimci Karargah örgütü, devrimcilik ruhuyla Üsküdar Selimiye Kışlası'nı topa tutmuştur'' dedi.

Bozkurt, devrimciler ile ''Ergenekon'' karşı devrimcilerini aynı fotoğrafta göstermenin ideolojik bir çaba olduğunu iddia etti.

''Ergenekon'' örgütüyle zoraki bağ kurma çabasının söz konusu olduğunu ileri süren Bozkurt, ''iddianamenin Fethullah Gülen ideolojisiyle aynı rengi taşıdığını'' öne sürdü.
Bozkurt, 27 Nisan 2009'da Bostancı'da düzenlenen operasyonda öldürülen Orhan Yılmazkaya'nın sağ olarak ele geçirilmek istenmediğini, gerçek amacın infaz olduğunu iddia etti.

Cemal Bozkurt, ''Yılmazkaya'nın elinde direniş imkanı olan her devrimci gibi kendini savunduğunu'' söyledi.

Bozkurt'un avukatı Ercan Kanar da hukuka aykırı delillerin dosyadan çıkarılmasını ve müvekkili Bozkurt'un sevk maddesi dikkate alınmadan tahliye edilmesini talep etti.
Tutuklu sanıklardan Özgür Dinçer ise dosyanın tamamı eline ulaşmadığı için savunma yapmayacağını belirterek, savunma için süre istedi.

MELEK SEVEN

Tutuklu sanıklardan Melek Seven, üzerine atılı suçun kendisi için utanç verici olduğunu, kendisiyle ilgili kullanılan ''terörist'' sıfatını televizyonda duyduğunu ve hazmedemediğini söyledi.
Orhan Yılmazkaya'yı nişanlısı Necdet Öztürk sayesinde 4 kez gördüğünü ve sadece nişanlısının taşınması için yardıma gittiğini kaydeden Seven, tanımadığı Yılmazkaya ve kendisine ait olmayan ev nedeniyle 14 aydır cezaevinde olduğunu ifade etti.

Seven, tutukluluğunun tek nedeni olarak Necdet Öztürk ile nişanlı olmasını gösterdi.
Mahkeme heyeti, tutuklu kaldıkları süreyi göz önüne alarak, sanıklar Melek Seven ve Gökhan Aydın'ın tahliyesine karar verip duruşmayı erteledi.

Tahliye kararı üzerine, Seven'in yakınları birbirlerine sarılarak ağladı.
Terör örgütü ''Devrimci Karargah'' üyesi olduğu öne sürülen, Vatan Gazetesi internet sitesinin yayın yönetmeni Aylin Duruoğlu'nun da aralarında bulunduğu 16'sı tutuklu 17 sanığın yargılandığı İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki 23 Şubat 2010 tarihli ilk duruşmada, Duruoğlu'nun da olduğu 10 tutuklu sanığın tahliyesine karar verilmişti.

Sansasyonel eylem hazırlığında olduğu iddia edilen ''Devrimci Karargah'' örgütüne yönelik 5 ilde düzenlenen operasyonlarda yakalanan 8'i tutuklu 18 sanıkla ilgili yargılama da aynı mahkemede 3 Haziran 2010'da başlamış, duruşmada bu dosyanın 17 sanıklı dava dosyasıyla hukuki ve fiili irtibat nedeniyle birleştirilmesine karar verilmişti. 8 tutuklu sanıktan 4'ü tahliye edilmişti.

İDDİANAMELER

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ilk iddianamede, sanıklar Fatih Aydın, Cemal Bozkurt, Özgür Dinçer ve İbrahim Şimşek hakkında ''devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma'' ve ''kasten adam öldürme'' suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet, diğer suçlardan 9 ay ile 300 yıl arasında değişen hapis cezaları istenmişti.

Sanıklar Mehmet Yeşiltepe, Ergin Öncü, Abdülselam Sultan, Muhammet Çetin, Süleyman Gürkan Anıl, Mustafa Aşula, Nail Arıkan, Necdet Öztürk, Sevim Öztürk, Melek Seven, Ceren Sütlaş ve Metin Akdemir hakkında da 7,5 ile 36'şar yıl arasında değişen hapis cezalarının istendiği iddianamede, sanıklardan Aylin Duruoğlu'nun ''örgüt üyeliği'' suçundan 7,5 ile 15 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti.

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Kadir Altınışık tarafından hazırlanan diğer iddianamede ise tutuklu sanıklardan Ulaş Erdoğan'ın, ''Devrimci Karargah terör örgütü yöneticisi olma'' suçundan 15 ile 22,5 yıl, ''sahte nüfus cüzdanı ve sahte pasaport kullanma'' suçundan 6 ile 15 yıl ve ''kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme, kaydetme'' suçundan da 2 yıl 3 ay ile 9 yıl arasında olmak üzere toplam 23 yıl 3 ay ile 47.5 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması istenmişti.

Diğer tutuklu sanıklar Cenk Büyükkahraman, Zafer Kaygın ve Gökhan Aydın hakkında ''Devrimci Karargah terör örgütü üyesi olma'' ve ''kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme, kaydetme'' suçlarından 9 yıl 9 ay ile 24'er yıl arasında hapis cezaları istenen iddianamede 4'ü tutuklu 14 sanık hakkında da ''Devrimci Karargah terör örgütü üyesi olma'' suçundan 7,5 ile 15'er yıl arasında değişen hapis cezası talep edilmişti.



Kaynak: İha