Bdp Şırnak Milletvekili Kaplan'dan Vekillere 'Tatil' Uyarısı

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, artan terör olaylarının sorumlusunun, süreci yönetemeyen siyaset kurumu olduğunu öne sürdü

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, artan terör olaylarının sorumlusunun, süreci yönetemeyen siyaset kurumu olduğunu öne sürdü. Meclis tatile girmeden önce sorunun çözülmesi gerektiğini belirten Kaplan, "Eğer milletvekilleri denize girerken, tatil yaparken, bu Meclis kapalıyken cenazeler gelirse bunun vebalinden hiçbirisi kurtulamayacaktır" dedi.
BDP Şırnak Milletvekili Kaplan, Meclis'te gazetecilerin sorularını cevapladı. BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras'ın, terör örgütü PKK'ya yaptığı tek taraflı ateşkes çağrısını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Kaplan, DTP olarak da, BDP olarak da çatışmasızlık ortamının sağlanmasının, sorunların görüşülmesi ve demokratik siyasetin devreye girmesi için en önemli konu olduğunu söylediklerini hatırlattı. Bu konuda ısrarlı olduklarını belirten Kaplan, yaklaşan tehlikeleri aylar öncesinden
gördüklerini ve uyardıklarını bildirdi. Operasyonların durmasını ve tetikteki ellerin tetikten çekilmesini ısrarla dile getirdiklerine işaret eden Kaplan, "Yine de Türkiye'nin kaçınılmaz olarak geleceği noktanın, silahların sustuğu ve çözümün demokratik bir anlayış içinde Meclis'te arandığı bir ortam olacağına inanıyoruz. Nereden dönersek dönelim kardır. Şiddet hiçbir sorunun çözüm adresi değildir. Bu şiddeti uygulayan devletin silahlı güçlerinin ve örgütün, hepsinin bu konuda bir daha düşünmesine
Türkiye'nin barışı ve kardeşliği için büyük ihtiyaç vardır" şeklinde konuştu.
Diyarbakır'da yapılan bir toplantıda merkezi yönetimler ayrılma kararının alındığının hatırlatılması ve 'Bu ayrışma demokratik özerklik kapsamı içinde mi olacak?' sorusunun yöneltilmesi üzerine Kaplan, Avrupa Birliği'nin yerel yönetimler özerklik şartının tamamen demokrasinin yerel yönetimlere yaygınlaştırılması ve merkezi otoritenin yükünün hafifletilmesine yönelik olduğunu belirtti. BDP'nin 'demokratik özerklik' görüşünü kabul ettiğine işaret eden Kaplan, yerel yönetimlerin alabildiğine
güçlendirilmesini istediklerini, konferansın da bu çerçevede olduğunu söyledi.
Kapatılan DTP'nin eski Genel Başkanı Ahmet Türk'ün, BDP'nin inisiyatif alması gerektiğini söylediğinin hatırlatılması üzerine Kaplan, açılım süreci başladığında Ahmet Türk'ün, Başbakan Erdoğan'ı uyardığını ve 'Eğer bunu iyi yönetemezsek siz de, biz de altında kalırız' dediğini hatırlattı. Geçen zamanın boşa harcandığını ve yapılması gerekenlerin tam aksinin yapıldığını öne süren Kaplan, yarın Başbakan hakkında BDP'nin verdiği gensorunun Meclis'te görüşüleceğini hatırlatarak, açılımla ilgili düşüncelerini
Meclis'te açıklayacaklarını söyledi. Meclis'i tek çözüm adresi olarak gördüklerini ifade eden Kaplan, hükümetin verdiği ve yerine getirmediği sözleri tek tek önüne koyacaklarını söyledi. Demokratik siyaset devre dışına çıktığı anda şiddetin devreye girdiğini gören bir parti olarak misyonlarının farkında olduklarını dile getiren Kaplan, Türkiye'nin birliği ve bütünlüğü için barış ve kardeşlik projesinin hayata geçmesi için ellerini taşın altına koymaya hazır olduklarını söyledi. Kaplan, "Yaşanan acılardan,
batıda anaların Türkçe ağıtlarından, Doğu'da anaların Kürtçe ağıtlarından etkilenmeyen bir siyaset kurumu var. Bugünlerde bunca olay yaşanırken istimlak kanununu, özelleştirme kanununu, karayolları kanununu sabaha kadar görüşen bu Meclis'in bir tek gündemi olmalıdır. Bu sorunları konuşalım, tartışalım, sabahlayalım. Çözene kadar tatile gitmeyelim. Bir can bu Meclis için çok kıymetli olmalı" değerlendirmesinde bulundu.
'Artan şiddetin çözüm formülü nedir? Sizce de hükümet PKK ile müzakere etmeli mi?' sorusu üzerine Kaplan, çatışan taraflar bulunduğunu, bu konuda dünya örneklerinin incelenmesi gerektiğini söyledi. İngiltere'de, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde, Ortadoğu'da, ABD'de barışın nasıl gerçekleştiğine bakılması gerektiğini belirten Kaplan, "Çözümün tılsımı burada. Bu da Meclis'te konuşarak sağlanır" dedi.
Habur'da irade zaafiyeti gösterilmese bugün bu canların toprağa düşmeyeceğini öne süren Kaplan, Türkiye'de birlikte yaşama arzusunun son derece güçlü olduğunu vurguladı. Yaşananların baş sorumlusunun siyaset kurumu olduğunu iddia eden Kaplan, "Hem doğuda, hem batıda, hem Karadeniz'de, hem Akdeniz'de bombalar patlıyorsa, eğer bu sorun yönetilemiyorsa siyaset kurumu kendinde sorumluluk aramalıdır" dedi.
'PKK'ya yönelik bir çağrınız olmayacak mı?' sorusu üzerine Kaplan, sürekli olarak bütün bu alanda sorumlu olanlara çağrılarda bulunduklarını söyledi. Elinde silah bulunduranlara da, sivil topluma da, aydınlara da, medyaya da önemli görevler düştüğünü belirten Kaplan, saniye kaybetmeden bu konuda yoğunlaşıp ortaklaşmak gerektiğini söyledi. Kaplan şunları söyledi:
"Birinci sorun silahların susmasıdır. Silahlar susmadığı zaman aklın, mantığın sesi, siyasetin sesi duyulmuyor. Silahlar susmalıdır. Tek taraflı silahların susmasının bir şey ifade etmediği, geçen 26 senede anlaşılmıştır. Bir ortak iradenin şekillenmesi gerekiyor. Bu Meclis tatile girmeden bu sorunu konuşarak çözebilmeli ve ondan sonra milletvekilleri gönül rahatlığıyla denize girebilmelidir. Eğer onlar denize girerken, tatil yaparken, bu Meclis kapalıyken cenazeler gelirse bunun vebalinden hiçbirisi
kurtulamayacaktır. Bu konuyu siyasete, seçime malzeme etmeden tartışmalıyız. Kim ki ederse lanetlidir. Kim ki bu çatışmaları, ölümü siyasete dayanak yapmaya kalkarsa lanetlidir. Küçük, dar grup çıkarlarını, parti çıkarlarını bir kenara bırakıp Türkiye'nin geleceğini konuiEğer bunu iyi yönetemezsek sişmanın zamanıdır."