Datüb'den Doğu Anadolu Organik Hayvancılık Projesi
Doğu Anadolu Tarımsal Üreticiler ve Besiciler Birliği (DATÜB) organik tarımdan sonra organik hayvancılık için de proje hazırladı
Doğu Anadolu Tarımsal Üreticiler ve Besiciler Birliği ( DATÜB ) organik tarımdan sonra organik hayvancılık için de proje hazırladı . Birlik tarafından hazırlanan ' Doğu Anadolu Organik Hayvancılık Projesi ' ile 3 il ve 13 ilçede organik hayvancılığı başlatılması planlanıyor . DATÜB Başkanı Nazmi Ilıcalı , " Bu proje elimizdeki potansiyeli değerlendirmek için önemli bir fırsat olacak " dedi .
DATÜB Başkanı Nazmi Ilıcalı ' nın koordinatörlüğünde gerçekleştirilecek olan ' Doğu Anadolu Organik Hayvancılık Projesi ' Erzurum , Aşkale , Aziziye , Pasinler , Horasan , Köprüköy , Kars , Sarıkamış , Akyaka , Arpaçay , Selim , Digor , Ardahan , Göle , Çıldır , Hanak ' ta yapılacak .
Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanlığı , Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Doğu Anadolu Veteriner Araştırma Enstitüsü tarafından desteklenen projede , Doğu Anadolu da var olan organik hayvansal üretim potansiyelini değerlendirmek ve organik tarım kanunu esaslarına göre organik hayvansal üretimi uygulamak yayılmasını ve gelişmesini sağlamak amaçlanıyor .
ÖNEMLİ BİR POTANSİYELE SAHİBİZ
Türkiye ' de mera varlığının yüzde 21 ' ine hayvan varlığının yüzde 9 ' una sahip Doğu Anadolu Bölgesi ' nde hayvancılık yönünden önemli bir potansiyele sahip olunduğunu belirten DATÜB Başkanı Nazmi Ilıcalı , buna rağmen Tarım Bakanlığı ' nın kayıtlarına göre Doğu Anadolu Bölgesi ' nin hayvan hastalıkları yönünden arınmış bir bölge olmadığın söyledi .
Bölgedeki işletmelere " Hastalıklardan arı işletmeler sağlık sertifikası " verilmediğini anımsatan Başkan Ilıcalı , " Hastalıkların yaygın olduğu bu bölgede hayvancılık oldukça risklidir . Hayvancılığın riskli olduğu bir bölgeye hangi projeyi uygulatsanız uygulayın hangi destek ve teşviki verirseniz verin hangi kültür ırkından hayvan getirirseniz getirin , hayvancılığı geliştiremezsiniz . Hayvancılık için risk oluşturan hayvan hastalıklarından en iyi korunma yöntemi olan şab aşısını , karma aşıyı tüm hayvanlara vurmaz , Tüberküloz ve Burucella testi yaptırmazsanız hayvancılığı geliştiremezsiniz . Doğu Anadolu ' da yaygın olan ahır ve nahır sistemi ile hayvancılığı geliştiremezsiniz . Doğu Anadolu ' daki mandıraların kaliteli vasıflı süt değil de ucuz süt talebi sürdükçe hayvancılığı geliştiremezsiniz . Doğu Anadolu ' da hayvancılık böyle geldi böyle gitmez diyerek ; AB hibe fonlarına , çıtamızı oldukça yüksek tutarak , bu projeyi hazırladık " diye konuştu .
PROJEYE YABANCILAR DA ORTAK
Organik hayvancılık uygulamasında deneyimli IFOAM-International Federation of Agricultural Movements , ( Bonn/Germany ) ve Forschungsinstitute für biologischen Landbau Deutschland ' in de yabancı ortak olarak katıldığını belirten Başkan Ilıcalı , " Projemizin geniş bir bölgeye yayılması elbette zor ve güçtür . Bölgesel kalkınma , hayvancılığı bir bölgede geliştirmeyle sağlanamayacağı için zoru tercih ettik . Bu güne kadar uyguladığımız projelerde karşılaştığımız zorluklar olduğu gibi , bölgenin potansiyelinin geliştirilmesi sonucu bölge çiftçisinin gelirinin artmasını dolayısıyla ülke ekonomisine katkı sağlanmasını ödülümüz olarak görüyoruz . ABD den ASHOKA vakfından ve Davos ' tan Schwas Foundatıon vakfından da sosyal girişimcilik ödülü ile uluslar arası ödül almıştık . Projenin Doğu Anadolu hayvancılığına büyük katkı sağlayacağını biliyoruz . Doğu Anadolu çiftçisinin bir aylık vade ile sütün litresini 400 Kuruşa sattığını , süt parası yerine ihtiyaçlarını aldığını , bu durumdan memnun olmadığını biliyoruz . Projenin başlaması ile organik hayvancılık kurallarına uyan çiftçilerin sütün litresini peşin 1 TL açıklandığında , organik hayvancılığı başarmaya uğraşan çiftçinin AB standardında hayvancılığı yakalayacağını hayvancılığın nasıl gelişeceğini de biliyoruz . Dedi .
ÜRETİLEN ET VE SÜT STANDARTLARIN ÇOK ALTINDA
Erzurum da üretilen et ve sütün normal standartların çok altında olduğu gibi AB standartlarına ulaşmasının da zor olduğunu vurgulayan Başkan Ilıcalı , " Tarım Bakanlığının yayınladığı süt tebliğine uymak için yapılmış bir çalışma yoktur . Üretici bildiği sistemde et ve süt üretimi ile uğraşmaktadır . Süt üretiminde yapıldığı için belli aylarda süt fazlalığı yaşanırken , kalan aylarda süt bulmak zordur . Hayvan ıslahı amacı ile suni tohumlama çalışmaları sürmesine karşılık , yinede suni tohumlama yapılan hayvanlar kızgınlık göstermekte köylerde suni tohumlamadan sonra boğa ile aşım yapılmaktadır . Tarım Bakanlığı hayvancılığı geliştirmek amacı ile yem bitkilerine ciddi destekler vermektedir . Hayvan varlığına sahip olmayan büyük tarla sahipleri bu desteklerden yararlanarak suluda yonca , kıraçta korunga münavebede ise fiğ ekilmekte olup üreticinin büyük bir kısmı bu yem bitkilerini satmayı amaçlamaktadırlar . Yem bitkileri iç pazardan çok tek alıcı Pazar Karadeniz bölgesidir . Tüm Doğu Anadolu ' daki illerde durum aynı olup ; biçmiş olduğu yem bitkisini Karadeniz ' e götürüp satma yarışı vardır . Ayrıca köyde hayvanların günlük meraya çıkmaları , hayvan sağlığını olumsuz etkilemektedir . Hastalıkların yayılmasına neden olmaktadır . Bu sistem devem ettiği süre Erzurum ' da AB standardında et ve süt üretmek mümkün değildir . Et ve Süt tebliği yürürlüğe girdiğinde sistem zaten bitmiş olacaktır . " Şeklinde konuştu .
HAYAL DEĞİL . . .
Erzurum ' un tarımsal ekonomisinin yüzde 64 ' ü hayvansal üretim yüzde 36 ' sının ise bitkisel üretimden oluştuğunu anımsatan Başkan Ilıcalı , şunları söyledi : " AB ortak Tarım Politikaları gereği küçük üreticilerin üretimde devre dışı bırakılması böylece gerçekleşmiş olacaktır . Bölgede var olan organik tarım potansiyelini değerlendirmek , üreticiyi organik et ve organik süt üretimine yönlendirmek , hayvancılığın bir sistem içerisinde gelişmesini sağlayacak hastalıklardan arınmış bir bölge olacaktır . Bölge çiftçisinin organik hayvancılık sistemine hayvancılığın gelişmesi için değil organik hayvancılığın cazip desteklerinden faydalanmak için organik hayvancılığın kurallarını öğrenecek süt et fiyatındaki fiyat farkı cazip gelecektir . Organik hayvancılık sistemine uymaya çalışırken AB standardını yakalayacaktır . Bu hayal değil . "
DATÜB Başkanı Nazmi Ilıcalı ' nın koordinatörlüğünde gerçekleştirilecek olan ' Doğu Anadolu Organik Hayvancılık Projesi ' Erzurum , Aşkale , Aziziye , Pasinler , Horasan , Köprüköy , Kars , Sarıkamış , Akyaka , Arpaçay , Selim , Digor , Ardahan , Göle , Çıldır , Hanak ' ta yapılacak .
Atatürk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanlığı , Doğu Anadolu Tarımsal Araştırma Enstitüsü ve Doğu Anadolu Veteriner Araştırma Enstitüsü tarafından desteklenen projede , Doğu Anadolu da var olan organik hayvansal üretim potansiyelini değerlendirmek ve organik tarım kanunu esaslarına göre organik hayvansal üretimi uygulamak yayılmasını ve gelişmesini sağlamak amaçlanıyor .
ÖNEMLİ BİR POTANSİYELE SAHİBİZ
Türkiye ' de mera varlığının yüzde 21 ' ine hayvan varlığının yüzde 9 ' una sahip Doğu Anadolu Bölgesi ' nde hayvancılık yönünden önemli bir potansiyele sahip olunduğunu belirten DATÜB Başkanı Nazmi Ilıcalı , buna rağmen Tarım Bakanlığı ' nın kayıtlarına göre Doğu Anadolu Bölgesi ' nin hayvan hastalıkları yönünden arınmış bir bölge olmadığın söyledi .
Bölgedeki işletmelere " Hastalıklardan arı işletmeler sağlık sertifikası " verilmediğini anımsatan Başkan Ilıcalı , " Hastalıkların yaygın olduğu bu bölgede hayvancılık oldukça risklidir . Hayvancılığın riskli olduğu bir bölgeye hangi projeyi uygulatsanız uygulayın hangi destek ve teşviki verirseniz verin hangi kültür ırkından hayvan getirirseniz getirin , hayvancılığı geliştiremezsiniz . Hayvancılık için risk oluşturan hayvan hastalıklarından en iyi korunma yöntemi olan şab aşısını , karma aşıyı tüm hayvanlara vurmaz , Tüberküloz ve Burucella testi yaptırmazsanız hayvancılığı geliştiremezsiniz . Doğu Anadolu ' da yaygın olan ahır ve nahır sistemi ile hayvancılığı geliştiremezsiniz . Doğu Anadolu ' daki mandıraların kaliteli vasıflı süt değil de ucuz süt talebi sürdükçe hayvancılığı geliştiremezsiniz . Doğu Anadolu ' da hayvancılık böyle geldi böyle gitmez diyerek ; AB hibe fonlarına , çıtamızı oldukça yüksek tutarak , bu projeyi hazırladık " diye konuştu .
PROJEYE YABANCILAR DA ORTAK
Organik hayvancılık uygulamasında deneyimli IFOAM-International Federation of Agricultural Movements , ( Bonn/Germany ) ve Forschungsinstitute für biologischen Landbau Deutschland ' in de yabancı ortak olarak katıldığını belirten Başkan Ilıcalı , " Projemizin geniş bir bölgeye yayılması elbette zor ve güçtür . Bölgesel kalkınma , hayvancılığı bir bölgede geliştirmeyle sağlanamayacağı için zoru tercih ettik . Bu güne kadar uyguladığımız projelerde karşılaştığımız zorluklar olduğu gibi , bölgenin potansiyelinin geliştirilmesi sonucu bölge çiftçisinin gelirinin artmasını dolayısıyla ülke ekonomisine katkı sağlanmasını ödülümüz olarak görüyoruz . ABD den ASHOKA vakfından ve Davos ' tan Schwas Foundatıon vakfından da sosyal girişimcilik ödülü ile uluslar arası ödül almıştık . Projenin Doğu Anadolu hayvancılığına büyük katkı sağlayacağını biliyoruz . Doğu Anadolu çiftçisinin bir aylık vade ile sütün litresini 400 Kuruşa sattığını , süt parası yerine ihtiyaçlarını aldığını , bu durumdan memnun olmadığını biliyoruz . Projenin başlaması ile organik hayvancılık kurallarına uyan çiftçilerin sütün litresini peşin 1 TL açıklandığında , organik hayvancılığı başarmaya uğraşan çiftçinin AB standardında hayvancılığı yakalayacağını hayvancılığın nasıl gelişeceğini de biliyoruz . Dedi .
ÜRETİLEN ET VE SÜT STANDARTLARIN ÇOK ALTINDA
Erzurum da üretilen et ve sütün normal standartların çok altında olduğu gibi AB standartlarına ulaşmasının da zor olduğunu vurgulayan Başkan Ilıcalı , " Tarım Bakanlığının yayınladığı süt tebliğine uymak için yapılmış bir çalışma yoktur . Üretici bildiği sistemde et ve süt üretimi ile uğraşmaktadır . Süt üretiminde yapıldığı için belli aylarda süt fazlalığı yaşanırken , kalan aylarda süt bulmak zordur . Hayvan ıslahı amacı ile suni tohumlama çalışmaları sürmesine karşılık , yinede suni tohumlama yapılan hayvanlar kızgınlık göstermekte köylerde suni tohumlamadan sonra boğa ile aşım yapılmaktadır . Tarım Bakanlığı hayvancılığı geliştirmek amacı ile yem bitkilerine ciddi destekler vermektedir . Hayvan varlığına sahip olmayan büyük tarla sahipleri bu desteklerden yararlanarak suluda yonca , kıraçta korunga münavebede ise fiğ ekilmekte olup üreticinin büyük bir kısmı bu yem bitkilerini satmayı amaçlamaktadırlar . Yem bitkileri iç pazardan çok tek alıcı Pazar Karadeniz bölgesidir . Tüm Doğu Anadolu ' daki illerde durum aynı olup ; biçmiş olduğu yem bitkisini Karadeniz ' e götürüp satma yarışı vardır . Ayrıca köyde hayvanların günlük meraya çıkmaları , hayvan sağlığını olumsuz etkilemektedir . Hastalıkların yayılmasına neden olmaktadır . Bu sistem devem ettiği süre Erzurum ' da AB standardında et ve süt üretmek mümkün değildir . Et ve Süt tebliği yürürlüğe girdiğinde sistem zaten bitmiş olacaktır . " Şeklinde konuştu .
HAYAL DEĞİL . . .
Erzurum ' un tarımsal ekonomisinin yüzde 64 ' ü hayvansal üretim yüzde 36 ' sının ise bitkisel üretimden oluştuğunu anımsatan Başkan Ilıcalı , şunları söyledi : " AB ortak Tarım Politikaları gereği küçük üreticilerin üretimde devre dışı bırakılması böylece gerçekleşmiş olacaktır . Bölgede var olan organik tarım potansiyelini değerlendirmek , üreticiyi organik et ve organik süt üretimine yönlendirmek , hayvancılığın bir sistem içerisinde gelişmesini sağlayacak hastalıklardan arınmış bir bölge olacaktır . Bölge çiftçisinin organik hayvancılık sistemine hayvancılığın gelişmesi için değil organik hayvancılığın cazip desteklerinden faydalanmak için organik hayvancılığın kurallarını öğrenecek süt et fiyatındaki fiyat farkı cazip gelecektir . Organik hayvancılık sistemine uymaya çalışırken AB standardını yakalayacaktır . Bu hayal değil . "