Sağlık Bakanı Recep Akdağ Gaziantep'te

Sağlık Bakanı Recep Akdağ bir dizi program için geldiği Gaziantep'te, sağlık çalışmaları ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Gaziantep'teki temasları çerçevesinde ilk olarak Valiliği ziyaret eden Bakan Akdağ, burada yaptığı açıklamada, hükümet olarak sağlığa büyük önem verdiklerini söyledi.
Bakan Akdağ, Gaziantep Valiliği'ne gelişinde polis mangasını selamladı ve valilik şeref defterini imzaladı.
Akdağ, ziyarette yaptığı açıklamada, son yıllarda Gaziantep'in çok büyük bir atak gösterdiğini, gerek sanayisini geliştirmek suretiyle gerekse de şehirciliğiyle, artık bölgenin tartışmasız bir lider şehri konumunda olduğunu ifade etti.
Bakan Akdağ, özellikle Suriye ile ilişkilerin hükümetleri tarafından son derece geliştirilmesiyle de Gaziantep'in bu anlamdaki stratejik pozisyonunun da çok güçlenmiş olduğunu belirterek, "'Biliyorum ki arada çok ciddi ticaret var. Özellikle Suriye tarafından Gaziantep'e çeşitli sosyal ihtiyaçlarını bu arada sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için gelen Suriyeli vatandaşlar var. Bunlar bizi ziyadesiyle memnun ediyor. Türkiye son 7-8 yılını takip eden herkes, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu süre içinde büyük bir
hamle gerçekleştirdiğini net olarak görecektir" dedi.
Bir taraftan dış politika ve komşularıyla ilişkiler düzeyinde Türkiye'nin bir lider ülke durumunda olduğunu vurgulayan Akdağ konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Olayların akıntısı içinde sürüklenen değil, olayları yöneten kendi bölgesinde barışı tesis eden, komşularıyla ilişkilerini barış içinde kuvvetlendirirken bir taraftan bölge barışını sağlamak için de çok önemli adımlar atan bir ülke konumundadır. Son olarak İran ile ilgili Brezilya ile birlikte yapılan çalışmalar bunun çok açık bir göstergesi olmuştur. Bunun yanı sıra büyük bir ekonomik krizin dünyada yaşandığı 2009 yılında Türkiye'de finans sektörü çok güçlü bir şekilde ayakta kalmıştır. Şimdi de reel
sektörün de hızla güçlenmekte olduğunu hepimiz şahitlik ediyoruz. Sosyal hizmetler açısından da gerçekten çok büyük hizmetler başarıldı. Bunlardan birisi de sağlıktır. Bugün artık Dünya Sağlık Örgütü, OECD, UNİCEF ve diğer uluslararası örgütler Türkiye'yi diğer sağlık reformu yolunda olan ülkelere örnek göstermektedir. Özellikle koruyucu sağlık hizmetleri açısından sağlık iş gücünün motive edilerek verimli istihdamı açısından Türkiye bir örnek ülke konumuna geçmiştir. Sigarayla ilgili olarak yaptığımız
çalışmalar yine Türkiye'yi bu hususta Avrupa'da hatta dünyada bir lider ülke konumuna getirme durumundadır.''

GAZİANTEP'TE BÖLGENİN ÇOK GELİŞMİŞ BİR EĞİTİM VE ARAŞTIRMA KAMPUSUNU İNŞAA ETMEK İSTİYORUZ
Gaziantep'te sağlık hizmetlerinde çok büyük mesafeler alındığını söyleyen Bakan akdağ, "200 milyon liranın üzerinde yatırım yapmış durumdayız, il ve ilçelerde. Bunların içinde inşaat yatırımları var, donanım yatırımları var, onarımlar var. Ancak, aslında Gaziantep için istediğimiz yalnızca bu değildir. Açıkçası biz Gaziantep'te bölgenin çok gelişmiş bir eğitim ve araştırma kampusunu inşaa etmek istiyoruz. Bu anlamda Gaziantep kamuoyu Sağlık Bakanlığı olarak uygun bir arsa arayışı içinde olduğumuzu çok
iyi biliyor. Doğrusu şehirde buna çok gayret etti. Farklı alanlarda bunu araştırdık. Nihayetinde TRT arsası üzerinde mutabık kalınmış olundu. Hem milletvekillerimiz hem Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek bu hususta büyük bir gayret gösterdiler. TRT ile görüşüldü ve bir anlaşmaya da varıldı.
Öyle ümit ediyorum ki çok yakın zaman içinde bu arsanın Sağlık Bakanlığı'na tahsisi mümkün olacak, ve biz burada bölgenin çok büyük bir kampusunu gerçekleştireceğiz. Bir kalp-damar cerrahisi hastanesi, bir onkoloji hastanesi, bir psikiyatri hastanesi, bir fizik-tedavi ve rehabilitasyon hastanesi ve bir genel hastane ile bütün bunların birbiriyle ilişkili olduğu bir kampus, hem Gaziantepimizin hakkı olan bir kampustur hem de bölgenin hakkı olan bir kampustur. Geçmişte böyle bir vizyon Türkiye'de yoktu.
Şehirlerde sağlık alanı olarak ayrılan, hastane alanı olarak imarda ayrılan yerlere baktığımızda bunu anlıyoruz zaten. 20-30 dönüm yer ayrılmışsa çok büyük yer gibi düşünülüyordu. Bu kampusu yapacağımız arazi 200 dönümün üzerinde bir arazidir. Kaldı ki oradaki diğer hastanelerle birlikte bir kampus düşünülüyor.''şeklinde konuştu.
Gaziantep'in kamu sağlık hizmetleri açısından geçmişte çok fakir bırakılmış bir il olduğunu anlatan Bakan Akdağ, "Gerçi özel sektör bunu kısmen karşılayacak şekilde bir yapılanma içindeydi ama tabi dar gelirli ve orta gelirli vatandaş için mutlaka kamu hastaneciliğinin, kamu hastanelerinin çok güçlü olması lazım. Bunun için de öncelikle personel ihtiyacını karşılamak lazım. Biz Gaziantep'te kamuda çalışan uzman hekim sayısını 301 ile devralmışız. Şu anda 466 uzman hekim çalışıyor kamuda. Pratisyen hekimi
362 ile almışız 590 pratisyen hekim var şu anda. Gaziantap'te bütün sağlık personeline baktığımızda Sağlık Bakanlığı'na bağlı olarak çalışan 2029 kişi iken bugün 4 bin 461 kişi hizmet veriyor'' dedi.
"Tam Gün Yasası'nı da vatandaşımız büyük bir hevesle bekliyor" diyen Bakan Recep Akdağ, "Tam Gün Yasası şu anlama geliyor, üniversite hastaneleri dahil, kamuya ait bütün hastanelerde artık vatandaşımız hastanede muayenehaneye giderek bir para ödemek durumunda kalmayacak. Üniversite hastanelerinde hoca parası adı altında, döner sermaye parası adı altında önemli paralar ödemek zorunda kalmayacak. Tam Gün Yasası böyle bir yasa. Üzülerek ifade etmem lazım ki Anamuhalefet partisi bu yasayı da Anayasa
Mahkemesi'ne götürmekte bir behis görmedi. Ama ben inanıyorum ki yasayı yürürlüğe koyacağız. Temmuz ayında Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerde, yılsonunda da üniversitelerde yürürlüğe girmiş olacak.
Bu da vatandaşımızın hizmet almasını daha da kolaylaştıracak. Bir vatandaş üniversite hastanesine gittiği zaman karşısına 100-200 lira yerine göre 500-1000 lira hoca parası adı altında bir ödeme planı çıkarıldığında ne kadar sıkıntılı bir duruma düşer. Asgari ücretlimiz, işçimiz, memurumuz, emeklimiz. Bunu biz kesinlikle istemiyoruz, kabul etmiyoruz. Sağlık bir insan hakkıdır ve yasada bunu getiriyor. Buna karşı çıkmak, bunu Anayasa Mahkemesi'ne götürmek açık söyleyeyim akla ziyan bir iş, vicdani açıdan,
insani açıdan akla ziyan bir iş, siyasi açıdan da akla ziyan bir iş. Bunu yapanlar neye hizmet ediyorlar. Bunu kamuoyu önünde daha da tartışacağız.'' ifadelerini kullandı.
Bakan Akdağ, bir gazetecinin referandum çalışmalarıyla ilgili sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:
Anayasa Mahkemesi, benim inancıma göre usulden inceleyebileceği için böyle bir davayı, yaptığımız Anayasa değişikliğiyle ilgili yaptığımız çalışmalarda en ufak eksiklik bile yok. Bu iş yoluna devam edecek ve biz 12 Eylül'de referandumu yapacağız diye düşünüyorum.''
Bir basın mensubunun referandum sonucunu tahmini konusundaki sorusuna ise Bakan Akdağ, ''Bunu göreceğiz. Ama milletimizin büyük bir ümit ve heyecanla bu referandumu beklediğini biliyoruz. Çünkü bu referandum milletin iradesinin bir anlamda oylanması olacaktır. Millet, kendi üstündeki vesayetleri kaldıracak bu referandumla. Biliyoruz ki 1982 Anayasası bir ihtilal Anayasasıdır, bir darbe Anayasasıdır. Çük kötü şartlarda insanımız bu Anayasa'yı oylamıştır. Yani aleyhinde konuşmanın yasak olduğu, zarfların
da şeffaf, şeffaf olmasa bile içini gösterdiği bir oylama düşünün...'' şeklinde yanıtladı.
27 Mayıs'ta yapılan darbe ile Türkiye'de aslında halkın seçtiği 3 değerli devlet adamının asılmadığını, halkın asıldığını savunan Bakan Akdağ, ''Bunu da 1982 Anayasası ile de halkın iradesini gasp ettiler. Bu iradeyi de halk geri alacaktır. Halkın ne kadar heyecanlı olduğunu biz gittiğimiz her yerde görüyoruz" dedi.
Bütün meselenin vizyon olduğunu, Başbakan Erdoğan'ın ve hükümetin bu konuda vizyonunu Gazianteplilerin yakından takip ettiklerini, Suriye ile inanılmaz bir ilerleme yaşandığını vurgulayan Akdağ konuşmasını şu sözlerle bitirdi:
"Demek ki gölgelerle savaşmak, korku senaryoları üretmek bir ülkeye yaramıyormuş. Herkes düşman, etrafınızdaki herkese kuşkuyla bakacaksınız. Böyle olmaz. Türkiye güçlü bir ülke. Bizim kimseden çekinecek bir halimiz yok. Güçlü bir ekonomimiz var, tarihimiz güçlü bir devlet olmamızı gerektiriyor. İnsanımızın altyapısı buna hazır. Güçlü bir ordumuz var, biz kimden korkacağız yani. Dolayısıyla bütün ülkelerle iyi ilişkiler kurabileceğimizi biliyorduk ve bunu gerçekleştirdik. Suriye ilişkileri bunun çok iyi
bir örneği''