'Allah nazardan korusun'

Bakan Babacan ekonomiyi bankaları değerlendirdi...

 

Bakan Babacan ekonomiyi bankaları değerlendirdi . . .

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan , kontrolden çıkacak banka sayısını Türkiye ' de görmek istemediklerini belirterek , ' ' Bir yandan oligopole karşıyız , rekabet istiyoruz ama bir yandan da denetim gözetim kapasitesini aşacak sayıda bankanın Türkiye ' de oluşmasını istemiyoruz ' ' dedi . Babacan , Türkiye Bankalar Birliği ' nin ( TBB ) Genel Kurulunda yayımlanan görüntülü mesajında , yaklaşık 1 yıllık süre içerisinde genel anlamda dünya ekonomisinde bir miktar toparlama görüldüğünü , krizin derin , kasvetli havasının bir miktar dağılmış , küresel ekonominin tekrar büyüme trendine girmiş durumda olduğunu söyledi .

Özellikle devletlerin borçlarının daha çok sorun olarak anıldığı ve daha önce belki üzerinde durulmayan bazı ülkelerdeki finans kuruluşlarının üzerinde durulduğu günlerin yaşandığını belirten Babacan , geçen yıldan bu güne bakıldığında dünyada toparlanma olduğunu , ancak bunun riskleri içinde barındırdığını kaydetti . Türkiye ' nin ekonomi tarihinin krizlerle , acı tecrübelerle ve uygulanan acı reçetelerle dolu olduğunu ifade eden Babacan , geçmiş krizlerin hemen hemen hepsinde finans sektörünün hep olumsuz etkilendiğini , ağır yaralar aldığını , bedeller ödediğini anımsattı .

Krizlerin sonuçlarına da toplum olarak katlanıldığını , son 2001 krizinin bedelinin hala ödendiğini , bu yıldan ileriye doğru hala toplamda 20 milyar liralık kamu borcu olduğunu bildiren Babacan , ' ' Aradan neredeyse 10 yıl geçmiş hala bedel ödüyoruz ' ' dedi . Bugüne kadar önemli mesafeler de kaydedildiğini dile getiren Babacan , bankacılıkla ilgili önemli reformları gerçekleştirdiklerini , yeni Bankacılık Yasası ' nı çıkardıklarını , Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ile ilgili düzenlemelerin yapıldığını , Mortgage ve Kredi Kartı Yasasını çıkardıklarını , bankaların denetim ve gözetim çerçevesini çok daha sıhhatli hale getirdiklerini anlattı .

' ' PROBLEMLİ GÖRDÜĞÜMÜZ BANKALARI UYARIYOR , TEDBİR ALMALARINI SAĞLIYORUZ ' '

Babacan , bankalara tek tek stres testleri uyguladıklarını anımsatarak , problemli gördükleri bankaları uyararak tedbirler almalarını sağladıklarını ve bu testler sonunda kriterleri de bir miktar değiştirdiklerini söyledi . Finansal İstikrar Değerlendirme Programı çalışmasını Türkiye ' nin o dönemde gönüllü olarak yaptırdığını hatırlatan Babacan , Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu ' ndan gelen karma bir heyetin finans sisteminin bütünü detaylı değerlendirmeye aldığını ve tertemiz bir raporun çıktığını belirterek , ' ' 2006 yılında biz biliyorduk ki artık sistem sağlam ' ' dedi . Bunu bu noktaya getirmenin siyasi iradeyle olduğuna dikkati çeken Babacan , şöyle devam etti :

' ' Problemlerin farkına yeni mi varıldı? Hayır . Hepsi aşağı yukarı herkesin bildiği sorunlardı . Fakat sorunlarla yaşamak ya da bu problemleri halının altına süpürmek de gelenek haline gelmişti . Herkesin bildiği fakat kimsenin kılını kıpırdatmadığı bir dönem yaşamıştı Türkiye . Biz bu konuya güçlü bir siyasi irade koyduk . Dedik ki ; ' bu işi biz başaracağız , Türkiye ' nin artık yeni bir bankacılık kriziyle karşı karşıya kalmaması için ne gerekiyorsa yapacağız . ' Bu konuda gerçekten toplumdan da , halkımızdan da büyük bir destek bulduk . Çünkü halkımız 2001 ' de ödenen ağır bedelin çok iyi farkındaydı . Düzenlemeyle , denetimle ilgili hangi konuyu meclisimize götürsek çok geniş kabul gördü ve bunu hızlı bir şekilde yasalaştırdık . Çünkü bir yandan toplum , bir yandan milletvekillerimiz , meclisimiz gayet iyi biliyorlardı ki tedbir almak , adım atmak lazım ki yaşananlar acı hatıralar bir daha tekrarlanmasın . ' '

' ' KONTROLDEN ÇIKACAK BANKA SAYISINI TÜRKİYE ' DE GÖRMEK İSTEMİYORUZ ' '

Bütün bunları bir yandan devlet olarak yaparken bir yandan da sektörün artık çok daha farklı bir yönetim anlayışını benimsediğini dile getiren Babacan , ' ' Daha sorumluluk sahibi , daha dikkatli , daha uluslararası iyi tecrübelerden örnek alan daha kurumsallaşmış bir bankacılık sektörünü biz artık Türkiye ' de görüyoruz . Artık bu işin ciddiliğini sektörümüz de anladı ve gerçekten gayet profesyonel , ciddi düzgün bankacılık yapılıyor artık Türkiye ' de . Ben bunu rahatlıkla söyleyebilirim . Çünkü biliniyor ki bu işi iyi yapanlar kalacak , rahat edecek , geceleri rahat uyuyacak ' ' diye konuştu .

2001 öncesi anlayışıyla banka yönetenlerin artık Türkiye ' de iş yapmasınını çok zor olduğunun altını çizen Babacan , ' ' Zaten bizim 2001 krizinden bu yana yeni bankacılık lisansı vermememizin altında da bu yatar ' ' dedi .

Bir süredir Türkiye ' de yeni bankaya izin verilmediğini hatırlatan Babacan , şunları kaydetti :

' ' Mevcutlar el değiştiriyor , birleşiyor çünkü sayı konusunda da böyle kontrolden çıkacak bir banka sayısını da Türkiye ' de pek de görmek istemiyoruz . Bir yandan oligopole karşıyız , rekabet istiyoruz ama bir yandan da denetim gözetim kapasitesini aşacak sayıda bankanın Türkiye ' de oluşmasını istemiyoruz . Bankacılık Düzenleme Denetleme Kurumumuzun bir limiti var . Diyor ki ; 300 milyon dolar getirmeyen Türkiye ' de banka sahibi olamaz . 300 milyon doları getiren olur mu? Hayır , onun da bir sürü şartları var . 300 milyon dolarını cebine koyup gelen herkes Türkiye ' de banka sahibi olabilir diye bir şey yok . Biz işi sıkı tutacağız , dikkatli olacağız ki sektör sıhhatli bir şekilde devam edebilsin . Ben özellikle bu geçtiğimiz 2008 ve 2009 ' da yaşadığımız ve belli ölçülerde hala yaşamakta olduğumuz bu uluslararası finans krizinde aslında Türk bankacılık sisteminin çok önemli sınav verdiğini düşünüyorum . Önemli bir testtir , sınavdır . Yani bütün dünya sarsılırken , gelişmiş ülkelerde dünyanın en büyük ekonomilerinde en büyük bankalar sallanırken bazıları batarken bazıları ancak devlet müdahaleleriyle zar zor ayakta tutunurken Türk bankacılık sisteminin sapasağlam ayakta kalması gerçekten büyük bir başarıdır . ' '

Ali Babacan , bu başarıda düzenleme ve denetleme çerçevesinin sağlam oluşunun , zamanında yapılan reformların önemli olduğuna dikkati çekerek , bankaların basiretli yönetimlerinin de yine önemli bir faktör olduğunu vurguladı . Babacan , bu kriz döneminde gösterdikleri yönetim ve basiret sebebiyle bankaları , bankacıları , banka yöneticilerini ve sahiplerini kutladı .

BANKA KARLARININ ELEŞTİRİ KONUSU OLMASI . . .

Türkiye ' nin kredi hacminin de genişlemediği bir dönemin yaşandığını anımsatan Babacan , yaklaşık 1 yıl kadar Türkiye ' de kredi hacminin 370 milyar lira civarında seyrettiğini söyledi .

Babacan , belki reel sektör kuruluşlarından arzu edenlerin , her kredi isteyenin kredi alamadığını , bu durumların da yaşandığını ifade ederek , reel sektörün bankacılık sektörüyle sorunları olduğunu , bunu da yakından takip ettiklerini ifade etti .

Bir yandan bankaların ihtiyatlı duruşlarının , öte yandan da reel sektörün finansman ihtiyacı arasında o doğru dengeyi bulabilmenin gerçekten önemli olduğunu vurgulayan Babacan , bu noktada dengeyi iyi bulan bankaların olduğunu , ancak aşırı muhafazakar kalan bankaların da bulunduğunu söyledi .

Babacan , ' ' Ama öyle ya da böyle o sıkıntılı dönemleri artık biz geride bıraktık ve bu dönemi geride bırakmanın ötesinde sadece hasarsız atlatmakla kalmadık üstelik bankalarımız önemli bir mali performans sergilediler . Kar ettiler ve bu karlarının önemli bir kısmı da sermayelerine eklediler ' ' dedi .

Bazen bunun eleştiri konusu olabildiğine işaret eden Babacan , şunları kaydetti :

' ' Diyorlar ki ' reel sektör bu kadar sıkıntı çekerken bankalar bu kadar kar etti bu adalet mi? Belki bu haklı bir soru . Gerçekten belki derinlemesine ele alınması gereken bir soru . Ancak bunun bir de öbür türlü olduğunu düşünelim . Allah korusun bankaların kar edemediği hatta zarar ettiği ve bu zararların devletin , kamunun üstlenmek zorunda kalacağı bir senaryo düşünün . Herhalde onu da hiç arzu etmezdik . Olan oldu , artık biz geleceğe bakacağız . Bankaların geçen yılki 20 milyar liralık karının önemli bir kısmı sermayeye eklendi ve bizim kaldıracımız aktif sermaye dengesine bakacak olursak 7-8 . Bu şu demek aslında , bugün bankalarımızın sermayesine eklenen her 1 milyar lira ileriye doğru en az 7-8 milyar , belki 10 milyar liralık kredi hacmi demek . Bugün eğer 20 milyar liralık bir kar söz konusuysa nereden baksanız bu böyle 150-200 milyar liralık ilave kredi hacmine imkan vermek aynı zamanda . Çünkü kaldıraç böyle çalışıyor , çünkü bankanın sermayesi ne kadar çoksa o kadar kredi imkanı oluyor . 1 lira sermaye aktifini 7-8 artırma imkanına ulaşıyor bankalar . Dolayısıyla bunu sonuçlarını da göreceğiz . Aslında görmeye başladık . ' '

' ' BU YILIN İLK ÇEYREĞİNDE İKİ HANELİ BİR BÜYÜME BEKLİYORUZ ' '

Eylül 2009 ' a kadar kredi hacminde fazla genişleme olmadığını , yatay seyrettiğini ancak 2009 ' un son çeyreğiyle beraber kredi hacminde genişleme başladığını belirten Babacan , ' ' Ve o günden bugüne yaklaşık 50 milyarlık bir kredi hacmi artışı var Türkiye ' de . Bu küçük bir rakam değil . Yani şu anda toplam 50 milyar lira tüketicilere , şirketlere , bankalar tarafından ilave kullandırılmış bir kredi söz konusu ' ' dedi .

Bunun büyümeye de etkilerinini son derece önemli olduğunu vurgulayan Babacan , aynı dönemde Türkiye ' nin ekonomik toparlanmasının da hızlandığına işaret etti .

Geçen yılın son çeyreğinde Türk ekonomisinin yüzde 6 büyüdüğünü hatırlatan Babacan , ' ' Bu yılın ilk çeyreğinde iki haneli bir sonuç bekliyoruz . Yani yüzde 10 ' un üzerinde bekliyoruz . Dolayısıyla kredi hacmindeki genişleme hemen büyümeyi beraberinde getiriyor ' ' diye konuştu .

Ali Babacan , bireysel kredilerin 140 milyar lirayı geçtiğini , konut ve ihtiyaç kredisinde artış olduğuna işaret ederek , bunların sıhhatli alanlar olduğunun altını çizdi .

Konut kredisinde ortada bir alışveriş olduğunu , kanun gereği yüzde 25 ' inin peşin ödenmesi gereken bir alışverişin söz konusu olduğunu belirten Babacan , bankalar açısından sağlam , konut alacaklar açısından da güzel bir imkan olduğunu anlattı .

İhtiyaç kredilerinin artık kredi stoku olarak kredi kartlarını geçtiğini ve bunun çok sevindirici olduğunu bildiren Babacan , bunun da önemli olduğunu dile getirdi .

Kredi kartını bir borçlanma aracı olarak görmediklerini ve olmaması gerektiğine vurgu yapan Babacan , dünyanın her ülkesinde kredi kartı faizinin en yüksek faiz olduğunu hatırlattı .

Babacan , kredi kartının bir ödeme kolaylığı sağlayan araç olduğunu ifade ederek , ' ' Yani cebinizde para taşımayacaksınız , günlük alışverişini yapacaksınız ay sonunda da onu tam kapatacaksınız . Bakiye kaldığı zaman yazık günah . Çok büyük faizler var orada . Çünkü kredi kartının amacı borçlanmak değil ' ' dedi .

Asıl sıhhatli sistemin ihtiyaç kredisi olduğunu söyleyen Babacan , ihtiyaç kredisi söz konusu olduğunda bankaya gidildiğini , bunun başlangıcı ve bitişi belli olan bir proje olduğunu anlattı . Burada geri ödeme oranının da çok yüksek olduğuna işaret eden Babacan , ' ' Hem bu krediyi kullananlar daha rahat ödüyor , daha az üzülüyor hem de bankaların bilançoları açısından çok daha sağlam bir alacak türü . Biz bunu Türkiye ' de daha fazla görmek istiyoruz ' ' dedi .

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan , Türkiye ' nin uluslararası çalışmalara katkı verirken bir yandan da kendisine bakacağını belirterek , ' ' Türkiye için doğru olan ne varsa biz icabında tek taraflı olarak uygular geçeriz . Kendi kararlarımızı alır geçeriz , bunda da hiç tereddüt etmeyiz ' ' dedi .

Babacan , Türkiye Bankalar Birliğinin Genel Kurulunda yayımlanan görüntülü mesajında , nereden bakılırsa bakılsın Türkiye ' nin bu krizde çok iyi bir sınav verdiğini söyledi . Türkiye Cumhuriyeti ' nde ilk kez bir kriz döneminde faizlerin düştüğünün altını çizen Babacan , krizlerde faizlerin hep yükseldiğini hatırlattı .

2001 krizinde gecelik yüzde 8 bin faizlerin görüldüğünü anımsatan Babacan , bugün bir yandan küresel kriz bir yandan dünyada yer yerinden oynarken Türkiye ' de hem nominal hem reel faizlerin düştüğünü söyledi .

Türkiye ' nin dış borçlanmasındaki risk priminin yine çok düşük noktalara indiğini belirten Babacan , bugün AB ' ye üye birçok ülkenin risk priminin Türkiye ' yi geçtiğini bildirdi . Babacan , hem doğru makro ekonomik politikalar hem de sağlam bir finans sisteminin Türkiye ' nin bu krizden önemli bir sınav vererek geçmesini sağladığını söyledi . Türk Lirasının değerinin tüm kriz boyunca önemli bir istikrar gösterdiğini hatırlatan Babacan , şunları kaydetti :

' ' Kurda öyle çok büyük çalkalanmalar yaşamadık . 1994 ' ü bir hatırlayın , doların üçe , dörde katladığını . Bakıyorsunuz bugün 2 . Dünya Savaşı ' ndan sonraki en derin ekonomik daralmayı dünya yaşıyor . 1929 buhranından bu yana en derin finans krizini dünya yaşıyor ve Türk Liramız göreceli olarak istikrarını koruyor . Bu da yine doğru politikaların neticesi . Zamanında alınan tedbirlerin neticesi . Çünkü kriz dönemleri eğer önceden tedbir almadıysanız kriz başladıktan sonra birşeyler yapmaya çalışıyorsanız mümkün değil , iş işten geçiyor . Bunun ikisi de önemli , hem kriz öncesi tedbirler hem de kriz döneminde atılan adımlar . . . Türkiye bunun ikisini de başardı . Hem krizden önce kötü günler için hazırlandı iyi günlerde , kamu borç stokunu düşürdü , bankalara çeki düzen verdi , bütçe disiplinini sağladı , yapısal reformlarını gerçekleştirdi , hem de kriz başladıktan sonra doğru zamanda doğru adımlar atarak bu krizi iyi bir şekilde yönetti . ' '

Geçen yılın son çeyreğinden itibaren artık büyüme başladığını hatırlatan Babacan , bunun Türkiye ' de pek çok ülkeden erken gerçekleştiğine dikkati çekti .

Babacan , ' ' O dip noktadan çok şükür yukarı doğru çıkıyoruz ' ' dedi .

Bunun yine benzer sonuçlarının bankacılık sektöründe , istihdamda görüldüğüne işaret eden Babacan , en son açıklanan rakamların geçen yılın aynı dönemine göre işsizlikte 1 , 7 puanlık düşme olduğunu gösterdiğini hatırlattı .

Babacan , ' ' Hem de bu ne zaman oluyor? Uluslararası kuruluşların hepsinin birden ' 2010 ve 2011 ' de işsizlik oranları yükselecek ' dediği günlerde çok şükür bizim işsizlik oranımızda düşüşler başlamış durumda . Gerçekten bunlar istisnai durumlar , kıymetini bilmemiz gereken durumlar ' ' değerlendirmesinde bulundu .

Türkiye ' nin nispeten problemsiz bir şekilde bu zorlukları aştığını söyleyen Babacan , boş durmadıklarını , senaryo analizleri yapmaya devam ettiklerini anlattı .

Babacan , stres testlerinin bugün de sonuçların olumlu olduğunu gösterdiğini bildirdi .

Şu anda G20 ülkeleri içerisine bakıldığında sermaye yeterliliği ve likidite rasyosu en yüksek bankacılık sisteminin Türkiye ' de olduğunu belirten Babacan , kaldıraç oranının en düşük olduğu iki ülkeden birisinin de Türkiye olduğunu ifade etti .

KRİZ ÖNCESİ VE SONRASI AVRUPA . . .

Türkiye ' nin hangi uluslararası platformda olursa olsun gördüğü ilginin çok farklı bir noktada olduğunu ifade eden Babacan , ' ' Allah nazardan korusun diyorum , hem ekonomimizi hem bankacılık sistemimizi ' ' dedi .

Ali Babacan , Türkiye ' nin hemen yanı başında Avrupa ' da sıkıntılar olduğunu , şu anda finans sektörünün yediği darbenin ve ülkelerin kamu borçlarındaki çok hızlı artışın bu ülkelerin onlarca yıl boyunca başlarına problem olacağını , ezileceklerini , büyüme oranları üzerine sürekli baskı görüleceğini anlattı .

Babacan , ' ' Artık kriz öncesi Avrupası ile kriz sonrası Avrupa bambaşka iki yer . Kriz öncesinde o hani medeniyetin belki en üst noktalarına ulaşmış , demokrasi insan hakları konusunda tüm dünyaya örnek olmuş , ekonomisiyle parlamış bir Avrupa , kriz sonrasında pek olamayacak ' ' diye konuştu .

Avrupa ' nın göreceli ağırlığının dünyada artık hızla azalacağını dile getiren Babacan , toplam dünya milli gelirinden aldığı payın da gerileyeceğini söyledi .

Avrupa ' ya göre Türkiye ' nin ağırlığının , gücünün , etkisinin artacağını ifade eden Babacan , ' ' Bu arada biz AB ' ye üye oluruz , olmayız o ayrı , belki de oluruz . Ama dışında da olsak içinde de olsak Türkiye artık çok daha ağırlığı olan bir ülke olacak ' ' değerlendirmesinde bulundu .

Ekonomik gücün , ekonomide başarının önemli olduğunu belirten Babacan , ekonomisi zayıf olan , krizden krize savrulan ülkelerin uluslararası arena etkinliğinin çok zor olacağını anlattı . Ali Babacan , konuşmasını şöyle sürdürdü :

' ' ( Önce kendi problemlerini çöz de öyle gel ) derler , dolayısıyla bizim ekonomik başarımız Türkiye ' nin uluslararası etkinliği için de olmazsa olmaz bir şart . Uygulamalarımızda da bunu göreceğiz ve asla taviz vermeyeceğiz , ihtiyatlı olacağız .

' ' BAŞKA PARALARLA UĞRAŞMAYA , KUMAR OYNAMAYA GEREK YOK ' '

Bankacılık sektörüyle ilgili Türkiye ' yi diğer ülkelerden ayıran konulardan birinin tahsili gecikmiş alacaklar olduğunu söyleyen Babacan , söz konusu alacaklarda Türkiye ' nin kriz öncesi 3 , 7 ' de olduğunu , bunun 5 , 4 ' e kadar çıktığını , bunun mütevazı bir artış olduğunu ifade etti . Son 5-6 aydır düşüş görüldüğünü , bugün itibariyle yüzde 4 , 8 ' e indiğini bildiren Babacan , bu rakamın Letonya , Litvanya , Romanya gibi ülkelere bakıldığında yüzde 15 gibi rakamların görüldüğünü , Yunanistan , İrlanda , İtalya gibi ülkelerde bu oranların Türkiye ' den daha yüksek olduğunu söyledi .

Türkiye ' de hane halkının borçlanma oranının nispeten düşük olduğunu hatırlatan Babacan , Türk halkının başka ülkelerle kıyaslandığında daha az borçlu olduğunu , bunun da hem sosyal açıdan bakıldığında Türkiye ' yi farklılaştırdığını hem de bankacılık sektörünün bilançosunu daha sağlam kıldığını anlattı .

Tüketici kredileriyle ilgili önemli tedbirler de alındığını dile getiren Babacan , Türkiye ' de değişken faizli kredinin çok yaygın olmadığını , döviz bazında tüketici kredilerinin önünü tamamen kapattıklarını hatırlattı .

Babacan , ' ' Başka paralarla uğraşmaya , kumar oynamaya gerek yok . Biz kendi istikrarlı güvendiğimiz para birimimizle yapalım ne yapacaksak . Toplum olarak da artık buna daha çok alışalım ' ' dedi .

KÜRESEL EKONOMİ VE FİNANS SİSTEMİ . . .

Küresel ekonomi ve finans sistemiyle ilgili önümüzdeki dönemde Türkiye ' yi nelerin beklediği konusunda da görüşlerini aktaran Babacan , bankacılığın bir risk yönetme sanatı olduğunu hatırlattı .

Bu sanatın icrasında zaman zaman hataların olduğunu , kriz döneminde de gerek operasyonel riskin , gerek kredi riskinin gerekse de piyasa riskinin iyi yönetiliyormuş gibi görünmesine rağmen aslında sistemin teorik altyapısında bazı hatalar olduğunun görüldüğünü anlattı .

Babacan , uluslararası finans ve akademi camiasının oturup bu sorunları gidermek için şu anda yoğun bir çaba harcadığını anımsatarak , bu çalışmaların koordinasyonundan da G20 ' nin sorumlu olduğunu ve Basel Bankacılık Komitesinin de yine önemli bir rol üstlendiğini söyledi .

Gelecek hafta Kore ' de kendisinin de katılacağı bir G20 bakanlar toplantısı olacağını hatırlatan Babacan , şöyle devam etti :

' ' Gündemde , uluslararası düzeyde faaliyette bulunan finansal kuruluşların sınır ötesi faaliyetleri ve bunların denetimlerine ilişkin hususlar var . Çıkış stratejileri var , ulusal mevduat sigorta sistemlerinin uyumlaştırılması var . Basel Komitesi tarafından geliştirilen stres testi uygulamalarının denetçiler tarafından kullanılması var . Asgari sermaye düzeyinin gözden geçirilmesi , finansal kuruluşlarda likidite rezervleri oluşturulması , Basel II sermaye çerçevesinin tüm G20 ülkelerinde benimsenmesi , varlık değerlerinde meydana gelen önemli değişikliklerin ve bunların etkilerinin izlenmesi , ücretlendirme politikalarının risk yönetimi kılavuzlarına işlenmesi , finansal araçların muhasebeleştirilmesi ve kredi derecelendirme kuruluşlarının gözetime tabii tutulması , bunların hepsi gündemimizde . Mevcut düzenlemelerin sıkıştırılacağı ve ilave birtakım tedbirlerin getirileceği bir döneme giriyoruz . Bunu küresel düzeyde bankacılığın geleceğine ilişkin yürütülen çalışmalara ve yapılan tartışmalara bakınca da görüyoruz . ' '

Yoğun bir tartışma olduğunu , ülkelerin bir arada kararlar almaya çalıştığını hatırlatan Babacan , bazen bunların da çok kolay olmadığını anlattı .

Sermaye yapısının riskleri kapsama gücünün artırılması , Basel II ' nin risk bazlı yapısını desteklemek üzere uygun bir gözden geçirme ve kalibrasyona dayalı olarak bir kaldıraç rasyosunun tanımlanması , stres durumlarında kullanılabilmek üzere iyi dönemlerde sermaye tamponları oluşturulmasının teşvik edilmesi , uluslararası faaliyet gösteren bankalar için global bir minimum likidite standardının belirlenmesinin olası küresel düzenlemeler olduğunu söyleyen Babacan , ' ' Fakat bu düzenlemeler aslında bizim Türkiye ' deki bankacılık sektörümüz için hiç de yabancı düzenlemeler değil . Bunlar nereden baksanız bizim vakti zamanında yaptığımız işler ' ' dedi .

' ' TÜRKİYE ' NİN KATKILARI DİNLENİYOR VE İLGİ GÖRÜYOR ' '

Uluslararası bir düzenlemenin , gerektiğinde uygulanabileceğini , bunlara Türkiye ' nin katkıda da bulunduğunu söyleyen Babacan , bu katkının çok dinlendiğini ve ilgi gördüğünü anlattı .

Babacan , ' ' Çünkü , ' biz bunu uyguladık , başarılı olduk ' diyoruz . Bunları anlatıyoruz . Dolayısıyla Türkiye artık uluslararası düzenlemelere aktif destek veriyor ' ' dedi .

Uluslararası kararlar verilemese dahi Türkiye ' nin doğru adımları atmak zorunda olduğuna dikkati çeken Bakan Babacan , şöyle devam etti :

' ' Çok kritik bir konu mu , bir türlü karara bağlanamıyor . . . Onu bekleyecek halimiz yok . Ne yapacağız , krizin gelip tekrar vurmasını mı bekleyeceğiz? Başka ülkeler bekleyebilir . Biz kendimize bakacağız ve Türkiye için doğru olan ne varsa biz icabında tek taraflı olarak uygular geçeriz . Kendi kararlarımızı alır geçeriz , bunda da hiç tereddüt etmeyiz . Önce kendimize bakacağız . Tabii ki uluslararası çalışmalara katkı vereceğiz ama bir yandan da kendimize bakacağız . Çünkü her ülke dönüyor dolaşıyor bedel ödüyor . ' '

Bankacılığın son derece dinamik bir sektör olduğunu , durup dünün başarılarıyla övünmeye de fazla vakit olmadığını ifade eden Babacan , sürekli ileriye bakmak , yenilikçi olmak ve güçlü kalmak gerektiğinin altını çizdi .

Dünyanın , krizin yaralarını sarmakla uğraşırken , Türkiye ' nin bankacılık sektörünün kriz sonrası süreçte doğru bir rota izlemesini sağlamak zorunda olduğunu dile getiren Babacan , şunları kaydetti :

' ' Biz nasılsa iyiyiz diye oturmak doğru değil . Hep daha önde olacağız . Onlar bizi takip etsin . Biz daha önden gidelim . Tabii bunu yaparken bankalarımızı durup dururken zora sokacak bir adım da atmayız . Biz bunu özellikle söylüyoruz . Ne yaparız , ufuk veririz , hedef veririz , vizyon veririz ve ' o hedefe o vizyona doğru da hep beraber yönelelim ' deriz ve bunu yine ülkemiz için yaparız , kendi insanımız için yaparız .

Bankalarımız yurt içinde yurt dışında karşılarına çıkan fırsatları iyi değerlendirmeliler . Özellikle bankalarımızın etkinliğini artıracak stratejiler izlemeleri önemli . Bizim yakın coğrafyamızda varlıklarını artırmaları önemli . Türk bankacılık sektörünün sadece Türkiye içerisinde değil , bölgede varlığının , etkinliğinin artmasını istiyoruz . Diyoruz ya , İstanbul sadece Türkiye ' de değil bu bölgenin finans merkezi olmalı , hatta ileride küresel finans merkezlerinden biri olmalı diyoruz . Bu kendi kendine olmayacak . Bu çabada bankalarımızı da biz görmek istiyoruz ve bununla ilgili de ne türlü destek varsa biz de hükümet olarak vermeye hazırız . ' '

İSTANBUL ' UN FİNANS MERKEZİ OLMASI . . .

İstanbul ' un finans merkezi olmasının önemli vizyon projelerinden biri olduğunu ifade eden Babacan , İstanbul ' un bunun için gerekli potansiyele , kapasiteye sahip bulunduğunu , doğru adımların atılması ve çok çalışılması gerektiğinin altını çizdi . Yapılanmalarını tamamladıklarını hatırlatan Babacan , bütün yapının tümünü ilk kez 9 Haziran tarihinde İstanbul ' da toplayacaklarını bildirdi .

Bundan sonraki çalışmalara bu toplantının ivme vereceğini düşündüğünü dile getiren Babacan , çok sayıda komite olduğunu , onların her birinin bir görev alacağını anlattı .

İstanbul ' un şimdiden ilgi çekmeye başladığını gördüklerini söyleyen Babacan , geçen haftalarda Financial Times ' in İstanbul finans merkezi özel ekinin çıktığını anımsattı .

Babacan , ' ' Eğer o ek hazırlandıysa demek ki şimdiden insanların aklında bu iş yavaş yavaş yer etmeye başlıyor . Dünyanın her yerinden insanlar onu aldı okudu . Bu bir izdir . Hele hele bu ortamda , bu kaosta İstanbul ' un böyle ön plana çıkması , konuşulmaya başlanması şimdiden önemli bir kazanımdır ' ' dedi .

Bu konuda hükümet olarak çalıştıklarını anlatan Babacan , Türkiye Bankalar Birliği ' nin de bu konuda emeği olduğunu söyledi .

Hem makroekonomik göstergelerdeki iyileşmelerin hem de güçlü finans sisteminin Türkiye ' yi bu krizden çıkışta diğer ülkelerden ayrıştırdığını belirten Babacan , ' ' Şu anda bakıyorsunuz uluslararası bütün kuruluşlar artık diyor ki ' tüm Avrupa ' da en hızlı büyüyecek ekonomi , Türkiye ekonomisi ' . . . 2010 ' da kim? Türkiye . 2011 ' de kim? Bunun da cevabı artık Türkiye olmaya başladı ' ' dedi .

Gelişmelerin son derece olumlu olduğunu dile getiren Babacan , ' ' Türkiye ekonomisi ile ilgili gerçekten güzel şeyler oluyor . Ancak dışarıda da riskli bir ortam var . İşte bir yandan dışarıyı izleyerek , gözleyerek ve dışarıda işlerin daha düzgün gitmesini elimizden geldiğince sağlayabilecek önerileri katkıları sağlamamız , bir yandan da kendi işimize bakıp hızla Türkiye ' yi o hak ettiği günlere ulaştırmak bizim en önemli amacımız ' ' diye konuştu .


Akşam