"Kaset olayı, toplumun ahlakını ve dini hassasiyetlerini zedeledi"

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı partisinden istifa etmeye götüren kaset olayının toplum üzerindeki etkilerini tartışan ilahiyatçılar, gizlice çekilen

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ı partisinden istifa etmeye götüren kaset olayının toplum üzerindeki etkilerini tartışan ilahiyatçılar, gizlice çekilen görüntülerin ifşa edilmesini dini anlayışa aykırı olduğunu söylüyor. Diğer taraftan kanaat önderlerinin özel yaşantılarına dikkat etmelerinin ne kadar önem taşıdığının bir kez daha anlaşıldığını ifade eden ilahiyat profösörleri, "Bu olayda önemli olan fiili kimin yaptığı değil, ahlaki yönden gençlerin ve çocukların olumsuz yönde etkilenmesi, dini hassasiyetlerin zedelenmesidir." diyor.

Ondokuzmayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Zeki Terzi, söz konusu görüntülerin foto montaj olmasının topluma kötü örnek olunduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini söyledi. Prof. Dr. Terzi, "Burada olayın aktörlerinin kim olduğu teknik olarak incelendikten sonra anlaşılacak. Ama görüntülerde dinen yasak ve çirkin bir fiil işlenmiş. Bu şekil sonuçlara götürebilecek dürtülerden uzak durulması bir nefis terbiyesi gerektirir. Nefsi arzuları dizginleyerek böyle ortamlara düşmeyi önlemek duyarlı bir davranış örneğidir. Bu duyarlığı herkesin göstermesi gerekiyor. Özellikle de toplum siyasilerin. Bu olayda önemli olan fiilin kimin yaptığı değil, ahlaki yönden gençlerin ve çocukların olumsuz yönde etkilenmesi, dini hassasiyetlerin zedelenmesidir. " dedi.

Bu tür davranışların işlenmesi kadar görüntülerin toplumda yayılmasını da endişe verici bulan Prof. Dr. Mustafa Zeki Terzi, bunun ahlaki ve dini anlayışa da aykırı olduğunu vurguladı. Terzi, başta siyasiler olmak üzere tüm toplum önderlerinin özel hayatlarına dikkat etmesi, çirkin durumlara kendilerini sürükleyecek ortamlardan uzak durmaları, bu konuda titiz ve duyarlı olması gerektiğini de sözlerine ekledi.

OMÜ İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Osman Güner ise, toplumda sıradan bir insandan Cumhurbaşkanı'na kadar herkesin sorumluluk taşıdığını bildirdi. Bir hadiste 'Hepiniz bir çobansınız ve güttüğünüzden sorumlusunuz. Devlet başkanı da bir çobandır, o da güttüklerinden sorumludur.' diyor. Bir aile mahremiyeti ve ailenin saygınlığı söz konusu ise parti liderlerinin, yaşantılarına herkesten önce çok daha özen göstermesi gerekiyor. Bunlar bizim hassasiyetlerimizdir. Dine olan bağlılığımız ne kadar sarsılırsa toplumdaki dejenerasyon da o ölçüde artacaktır. Kendi değerlerimizi esas almamız ve önemsememiz, bunları yıkacak, tahrip edecek şeylerden kaçınmak gerekiyor. Kanaat önderleri toplumdan güzel şeyler beklerken kendileri yanlışın içine düşerse bu halk katmanlarına çok farklı yansıyor. Bu tür insanlar toplumun lokomotifidir. Lokomotif arıza yapıyorsa bu vagonlara da yansıyacaktır. " şeklinde konuştu.

Olayın meslek etiğine de aykırı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Güner, sözlerini şöyle sürdürdü; "Her meslek grubunda olduğu gibi siyasetin de bir etiği vardır. Meslek etiğine aykırı olmayan davranışlar insanlar üzerinde o mesleğin saygınlığını artırıyor. Bu etikte insanların kandırılmaması ve aldatılmaması esastır. Aldatıldığı zaman onun güveni tamamen sarsılmıştır. Burada mesleğin saygınlığı yerle bir olabilir. Ayrıca çıkar hesapları içinde de olmamak lazım. Yani toplumun önüne çıkmış insanların kişisel hesaplarını tamamen devre dışı bırakması gerekiyor. Siyasiler kamu görevi yapıyorlar. Bir takım şeyleri kotarmak gibi anlayışın olması, icra edilen mesleğe çok büyük bir darbe indirmiş olacaktır. "