Ak Parti'li Arslan, Anayasa Değişikliği Paketini Değerlendirdi
AK Parti Manisa İl Başkanı Abdurrahim Arslan, anayasa değişiklik paketini ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki (TBMM) görüşmeleri değerlendirdi.
Yaptığı yazılı açıklamada, anayasa değişiklik paketinin ilk 18 maddesi ile ilgili 1. tur müzakere ve oylamaların tamamlandığını ve maddelerin 330'un üzerinde oy alarak geçtiğini hatırlatan AK Parti Manisa İl Başkanı Abdurrahim Arslan, değişen ilk 10 maddeyle ilgili değerlendirmede bulundu. Arslan, "Şimdiye kadar 1. tur müzakeresi ve oylaması yapılan değişiklik paketinin 1. maddesine göre kadınlar, çocuklar, yaşlılar, özürlüler, şehitlerimizin dul ve yetimleri ile gazilerimiz hakkında ekstra iyileştirici
tedbirlere başvurulması, onlara avantaj sağlayacak uygulamaların hayata geçirilmesi, anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olmayacaktır. Adı geçen kesimlerle ilgili pozitif ayırımcılık yapılması, böylelikle anayasal güvenceye kavuşturulmuştur. Değişikliğin kabul edilen 2. maddesi ile bundan böyle insanların izni ve bilgisi olmadan kendileri ile ilgili özel bilgiler başkasına verilmeyecek ve insanlar birileri tarafından fişlenemeyeceklerdir. Değişikliğin 3. maddesi ile yurt dışına çıkma sınırlaması,
daraltılmış; küçük vergi borçlarından dolayı bile insanların gümrük kapılarından çevrilmesi, yurt dışına çıkmalarının engellenmesi ortadan kaldırılmaktadır. 4. madde ile geleceğimizin güvencesi, bizlere verilen emanetler olan çocukların her türlü istismara karşı korunmaları anayasal güvenceye kavuşturulmuştur. 5. madde ile işçilerimizin aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olmaları önündeki sınırlama kaldırılmış, böylelikle Uluslararası Çalışma Örgütü'nün koyduğu prensiplere aykırı olan bu
husus düzeltilmiştir. 6. madde ile tüm memurlarımıza toplu sözleşme hakkı sağlanmıştır. Bugüne kadar anayasanın 53. maddesine göre memurlarımızın toplu görüşme hakları mevcuttu ama toplu sözleşme hakları yoktu. Bu düzenlemeye göre sadece memurlar değil, tüm emeklilerimiz de toplu sözleşme hakkından faydalanacaklardır. 7. madde ile grev ve lokavt hakkı ile ilgili kısıtlamalar, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün kabul ettiği prensipler çerçevesinde kaldırılmıştır. 8. madde ile siyasi partilerin kapatılması ile
ilgili dava açılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın tek başına vereceği bir karar olmaktan çıkarılmış, kurumsal idam anlamına gelen siyasi partilerin kapatılması ile ilgili dava açılması meclisin iznine bağlanmıştır. Bugüne kadar Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile 25 parti kapatan Türkiye, bu yönü ile ne yazık ki uluslararası camiada çok kötü bir şöhrete sahiptir. 9. madde ile Kamu Denetçiliği Kurumu kurulmaktadır. İdarenin her türlü iş ve işleminden dolayı haksızlığa uğrayan, uygunsuz bir muamele ile
karşılaşan vatandaşların şikayetlerini, mahkemelerin dışında, çok daha seri ve ilk elden çözüme ulaştırabilecekleri böyle bir mekanizmanın kurulması, şimdiye kadar gecikmiş bir hizmettir. 10. maddedeki düzenleme ile partisinin kapatılmasına eylem ve söylemleri ile yol açan milletvekilinin milletvekilliğinin düşürülmesine dair anayasanın 84. maddesinin son fıkrası ortadan kaldırılmaktadır. Mevcut uygulama ile milletvekilliği düşen bir milletvekili, bir sonraki seçimde bağımsız milletvekili olarak seçilip
meclise dönebilmektedir. Böylelikle verilen ceza anlamsız hale gelmektedir. Bu düzenleme ile hem seçme ve seçilme temel hakkının özünü yok eden ölçüsüz bir yaptırım niteliğinde olan bu uygulama yürürlükten kaldırılmakta hem de taraf olduğumuz uluslararası hukuk belgeleriyle çelişen bir durum düzeltilmektedir" ifadelerini kullandı.
"MUHALEFET SABOTE EDİYOR"
TBMM Genel Kurulu'nda muhalefetin görüşmeleri sabote etmek, meclisi tıkamak, yürütülen çalışmayı engellemek için türlü çabalar içerisinde olduğunu öne süren Arslan'ın açıklaması şöyle devam etti:
"AK Parti grubu, gerekirse günde 20 saat çalışarak 28 yıllık darbe anayasasını, hiç olmazsa kısmen, değiştirmek konusunda kararlıdır. 2011 seçimlerinden sonra halkımızın iradesiyle teşkil edecek olan yeni Meclis'te, bütünüyle, demokratik ve sivil bir anayasayı halkımıza armağan etmek bizim için büyük bir şeref olacaktır. Öncelikle bilinmelidir ki, anayasa değişikliği yapmak, her kesimin ekonomik problemleri ile ilgilenmemek anlamına gelmez. Hükümetimiz her alanda ülkenin imkanlarını zorlayarak halkımızın
refah ve mutluluğu için alınabilecek her tedbiri almaktadır. Daha kısa bir süre önce Sayın Başbakanımız, esnaf ve sanatkarlarımız, kobilerimizle ilgili hükümetimizin aldığı tedbirler paketini açıkladı. Türkiye, küresel krizden en az zararla ve en erken çıkabilen ve hasarları gidermeğe çalışan bir ülke olmuştur. Başta IMF olmak üzere birçok uluslararası kuruluş, Türkiye'nin artık dışarıdan bir desteğe ihtiyaç duymadan kendi imkanları ve kendi gücüyle yoluna devam edebilen bir ülke olduğunu açıklamıştır. Bir
ülkede demokratik standartların yüksek olması, oturmuş bir hukuk sistemine ve uluslararası sermayeye güven veren bağımsız ve tarafsız bir yargı gücüne sahip olmak, elbette ekonomik kalkınmanın olmazsa olmaz şartlarındandır. Biz AK Parti iktidarı olarak insanları hiçbir zaman özgürlük ile güvenlik arasında bir tercihle karşı karşıya bırakmadığınız gibi, insanımızı maddi refahla özgürlük arasında bir tercihe de zorlamıyoruz. 1921 Anayasası, İstiklal Savaşı sürerken yapıldı. 1924 Anayasası ise savaşın
külleri içinden çıkan bir ülkenin anayasası idi. O gün milli irade, ekonomik problemler var diye anayasa yapmaktan vazgeçmedi."
"CHP, BDP ve DSP, kendi gruplarına güvenmeyerek, onların evet oyu vereceğinden korkarak oylamalara katılmalarını engelledi" diye devam eden Arslan, "MHP ise ne acıdır ki eksiksiz oylamalarda 'red' vermeyi sürdürmektedir. CHP genel merkezinin kendi milletvekillerinin oyuna güvenmediği bir ortamda; MHP'nin blok olarak milletin çoğunluğunun istediği böyle bir değişiklik paketine firesiz 'red' vermelerini de Manisa kamuoyunun dikkatine sunuyorum. MHP üst yönetimi, CHP'lileşmekte tereddüt göstermemektedir,
milletin değerlerine karşı durmaktadır. Bu konuda duyarlı olduğunu bildiğim dürüst MHP'lilere sesleniyorum; milletvekillerinizi uyarın, genel merkezinizi uyarın. Bu değişiklikler millet tarafından onaylanacaktır; onlar istese de istemese de" ifadelerini kaydetti.
tedbirlere başvurulması, onlara avantaj sağlayacak uygulamaların hayata geçirilmesi, anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olmayacaktır. Adı geçen kesimlerle ilgili pozitif ayırımcılık yapılması, böylelikle anayasal güvenceye kavuşturulmuştur. Değişikliğin kabul edilen 2. maddesi ile bundan böyle insanların izni ve bilgisi olmadan kendileri ile ilgili özel bilgiler başkasına verilmeyecek ve insanlar birileri tarafından fişlenemeyeceklerdir. Değişikliğin 3. maddesi ile yurt dışına çıkma sınırlaması,
daraltılmış; küçük vergi borçlarından dolayı bile insanların gümrük kapılarından çevrilmesi, yurt dışına çıkmalarının engellenmesi ortadan kaldırılmaktadır. 4. madde ile geleceğimizin güvencesi, bizlere verilen emanetler olan çocukların her türlü istismara karşı korunmaları anayasal güvenceye kavuşturulmuştur. 5. madde ile işçilerimizin aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olmaları önündeki sınırlama kaldırılmış, böylelikle Uluslararası Çalışma Örgütü'nün koyduğu prensiplere aykırı olan bu
husus düzeltilmiştir. 6. madde ile tüm memurlarımıza toplu sözleşme hakkı sağlanmıştır. Bugüne kadar anayasanın 53. maddesine göre memurlarımızın toplu görüşme hakları mevcuttu ama toplu sözleşme hakları yoktu. Bu düzenlemeye göre sadece memurlar değil, tüm emeklilerimiz de toplu sözleşme hakkından faydalanacaklardır. 7. madde ile grev ve lokavt hakkı ile ilgili kısıtlamalar, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün kabul ettiği prensipler çerçevesinde kaldırılmıştır. 8. madde ile siyasi partilerin kapatılması ile
ilgili dava açılması, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın tek başına vereceği bir karar olmaktan çıkarılmış, kurumsal idam anlamına gelen siyasi partilerin kapatılması ile ilgili dava açılması meclisin iznine bağlanmıştır. Bugüne kadar Anayasa Mahkemesi'nin kararı ile 25 parti kapatan Türkiye, bu yönü ile ne yazık ki uluslararası camiada çok kötü bir şöhrete sahiptir. 9. madde ile Kamu Denetçiliği Kurumu kurulmaktadır. İdarenin her türlü iş ve işleminden dolayı haksızlığa uğrayan, uygunsuz bir muamele ile
karşılaşan vatandaşların şikayetlerini, mahkemelerin dışında, çok daha seri ve ilk elden çözüme ulaştırabilecekleri böyle bir mekanizmanın kurulması, şimdiye kadar gecikmiş bir hizmettir. 10. maddedeki düzenleme ile partisinin kapatılmasına eylem ve söylemleri ile yol açan milletvekilinin milletvekilliğinin düşürülmesine dair anayasanın 84. maddesinin son fıkrası ortadan kaldırılmaktadır. Mevcut uygulama ile milletvekilliği düşen bir milletvekili, bir sonraki seçimde bağımsız milletvekili olarak seçilip
meclise dönebilmektedir. Böylelikle verilen ceza anlamsız hale gelmektedir. Bu düzenleme ile hem seçme ve seçilme temel hakkının özünü yok eden ölçüsüz bir yaptırım niteliğinde olan bu uygulama yürürlükten kaldırılmakta hem de taraf olduğumuz uluslararası hukuk belgeleriyle çelişen bir durum düzeltilmektedir" ifadelerini kullandı.
"MUHALEFET SABOTE EDİYOR"
TBMM Genel Kurulu'nda muhalefetin görüşmeleri sabote etmek, meclisi tıkamak, yürütülen çalışmayı engellemek için türlü çabalar içerisinde olduğunu öne süren Arslan'ın açıklaması şöyle devam etti:
"AK Parti grubu, gerekirse günde 20 saat çalışarak 28 yıllık darbe anayasasını, hiç olmazsa kısmen, değiştirmek konusunda kararlıdır. 2011 seçimlerinden sonra halkımızın iradesiyle teşkil edecek olan yeni Meclis'te, bütünüyle, demokratik ve sivil bir anayasayı halkımıza armağan etmek bizim için büyük bir şeref olacaktır. Öncelikle bilinmelidir ki, anayasa değişikliği yapmak, her kesimin ekonomik problemleri ile ilgilenmemek anlamına gelmez. Hükümetimiz her alanda ülkenin imkanlarını zorlayarak halkımızın
refah ve mutluluğu için alınabilecek her tedbiri almaktadır. Daha kısa bir süre önce Sayın Başbakanımız, esnaf ve sanatkarlarımız, kobilerimizle ilgili hükümetimizin aldığı tedbirler paketini açıkladı. Türkiye, küresel krizden en az zararla ve en erken çıkabilen ve hasarları gidermeğe çalışan bir ülke olmuştur. Başta IMF olmak üzere birçok uluslararası kuruluş, Türkiye'nin artık dışarıdan bir desteğe ihtiyaç duymadan kendi imkanları ve kendi gücüyle yoluna devam edebilen bir ülke olduğunu açıklamıştır. Bir
ülkede demokratik standartların yüksek olması, oturmuş bir hukuk sistemine ve uluslararası sermayeye güven veren bağımsız ve tarafsız bir yargı gücüne sahip olmak, elbette ekonomik kalkınmanın olmazsa olmaz şartlarındandır. Biz AK Parti iktidarı olarak insanları hiçbir zaman özgürlük ile güvenlik arasında bir tercihle karşı karşıya bırakmadığınız gibi, insanımızı maddi refahla özgürlük arasında bir tercihe de zorlamıyoruz. 1921 Anayasası, İstiklal Savaşı sürerken yapıldı. 1924 Anayasası ise savaşın
külleri içinden çıkan bir ülkenin anayasası idi. O gün milli irade, ekonomik problemler var diye anayasa yapmaktan vazgeçmedi."
"CHP, BDP ve DSP, kendi gruplarına güvenmeyerek, onların evet oyu vereceğinden korkarak oylamalara katılmalarını engelledi" diye devam eden Arslan, "MHP ise ne acıdır ki eksiksiz oylamalarda 'red' vermeyi sürdürmektedir. CHP genel merkezinin kendi milletvekillerinin oyuna güvenmediği bir ortamda; MHP'nin blok olarak milletin çoğunluğunun istediği böyle bir değişiklik paketine firesiz 'red' vermelerini de Manisa kamuoyunun dikkatine sunuyorum. MHP üst yönetimi, CHP'lileşmekte tereddüt göstermemektedir,
milletin değerlerine karşı durmaktadır. Bu konuda duyarlı olduğunu bildiğim dürüst MHP'lilere sesleniyorum; milletvekillerinizi uyarın, genel merkezinizi uyarın. Bu değişiklikler millet tarafından onaylanacaktır; onlar istese de istemese de" ifadelerini kaydetti.