Prof. Uslu: Volkanik küller kıyametin değil, rahmetin külleridir
Prof. Dr. İbrahim Uslu, İzlanda'daki Eyyafyallayöküll buzulu altındaki yanardağın patlamasıyla oluşan küllerin kıyamet değil, rahmet külleri olarak an
Prof. Dr. İbrahim Uslu, İzlanda'daki Eyyafyallayöküll buzulu altındaki yanardağın patlamasıyla oluşan küllerin kıyamet değil, rahmet külleri olarak anılması gerektiğini söyledi.
Nükleer bilim uzmanı da olan Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Kimya Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Uslu, volkanik püskürmelerin yer altındaki nimetlerin yukarıya çıkışında bir kanal vazifesi görerek, dünyaya adeta nefes aldırdığını ifade etti.
Eyyafyallayöküll volkanının, 9. yüzyılda püskürmesinden bu yana ilk defa 14 Nisan 2010'da yeniden harekete geçtiğini ve beş defa patladığını belirten Prof. Dr. Uslu, "Bazı Türk ve yabancı bilim adamları, patlama sonucu çıkan küllerin hava sıcaklığını 1 ile 4 derece düşüreceğini, bunun da yazsız geçen yıllar, soğuk yaz ve kış ayları, düşük tarım rekoltesi, kıtlık, açlıklar ve isyanlara yol açacağını belirtmişlerdir. Hattâ aynı bilimadamları daha önce küresel ısınmanın felaket olduğunu söylerken şimdi, 'Küresel soğukluk felakettir.' diyerek herkesi şaşırtmaktadır." şeklinde konuştu.
Volkanik patlamalar ve bunun sonucunda oluşan küllerin sayısız faydaları olduğunu ifade eden Uslu, bilim adamlarının atmosferin ve suyun büyük bir bölümünün volkan patlamalarıyla ortaya çıktığını belirttiğini, karbondioksit gibi hayat için lazım olan gazlar ve birçok elementin de yanardağlardan atmosfere çıktığını ve oradan da toprağa katıldığını vurguladı.
İbrahim Uslu, şunları söyledi: "Bor noksanlığında bitkilerde gelişme yavaşlar, yapraklar küçülür, yaprak ayasında başlangıçta küçük olan, sonra birleşerek büyüyen yanık lekeleri oluşur. Sürgün uçları kurur. Fotosentez ürünleri yapraklardan meyvelere, dallara, gövdeye ve köklere taşınamaz. Bor, bitkilerin su düzenini sağlar. Fotosentez ürünlerinin meyvelere ve diğer depo organlarına gitmesini temin eder."
Türkiye genelinde yapılan bir çalışmanın, tarım topraklarının yüzde 50'sinde çinko noksanlığı bulunduğunu gösterdiğini belirten Uslu, "Bu alanın büyük bir bölümünü Orta Anadolu teşkil etmektedir. Topraklarımızda görülen çinko eksikliği, bitkisel üretimimizin azalması yanında besin kalitesinden insan ve hayvan sağlığının olumsuz etkilenmesine kadar bir dizi problemle karşılaşmamıza yol açmaktadır. Halbuki volkanik küllerde önemli miktarda çinko kaynakları bulunur." diye konuştu.
Bitkiler için demir, kükürt dioksit, nitrat ve sülfatların çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İbrahim Uslu, şunları kaydetti: "Bitkilerde demir eksikliği, yaprak damarlarında sararmayla hemen fark edilir. Kükürt, organik maddelerin yapısında bulunan bir elementtir. Bitkiler kükürdü, kökleri vasıtasıyla sülfat iyonu şeklinde alır. Stomaları aracılığıyla kükürt dioksit olarak da alabilirler. Klorofil oluşumu için gerekli olup bitkide proteinlerin bileşiminde bulunur. Aynı şekilde nitrat, bitkinin büyümesi için hayati önem taşıyan elemanlardan biridir. Doğal ve suni gübrenin temeli nitrattır. İzlanda'da Ruapehu volkanının küllerinde 5,74 mg/kg demir, 21 mg/kg nitrat ve 5 bin 190 mg/kg sülfat mevcuttur."
Nükleer bilim uzmanı da olan Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Kimya Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Uslu, volkanik püskürmelerin yer altındaki nimetlerin yukarıya çıkışında bir kanal vazifesi görerek, dünyaya adeta nefes aldırdığını ifade etti.
Eyyafyallayöküll volkanının, 9. yüzyılda püskürmesinden bu yana ilk defa 14 Nisan 2010'da yeniden harekete geçtiğini ve beş defa patladığını belirten Prof. Dr. Uslu, "Bazı Türk ve yabancı bilim adamları, patlama sonucu çıkan küllerin hava sıcaklığını 1 ile 4 derece düşüreceğini, bunun da yazsız geçen yıllar, soğuk yaz ve kış ayları, düşük tarım rekoltesi, kıtlık, açlıklar ve isyanlara yol açacağını belirtmişlerdir. Hattâ aynı bilimadamları daha önce küresel ısınmanın felaket olduğunu söylerken şimdi, 'Küresel soğukluk felakettir.' diyerek herkesi şaşırtmaktadır." şeklinde konuştu.
Volkanik patlamalar ve bunun sonucunda oluşan küllerin sayısız faydaları olduğunu ifade eden Uslu, bilim adamlarının atmosferin ve suyun büyük bir bölümünün volkan patlamalarıyla ortaya çıktığını belirttiğini, karbondioksit gibi hayat için lazım olan gazlar ve birçok elementin de yanardağlardan atmosfere çıktığını ve oradan da toprağa katıldığını vurguladı.
İbrahim Uslu, şunları söyledi: "Bor noksanlığında bitkilerde gelişme yavaşlar, yapraklar küçülür, yaprak ayasında başlangıçta küçük olan, sonra birleşerek büyüyen yanık lekeleri oluşur. Sürgün uçları kurur. Fotosentez ürünleri yapraklardan meyvelere, dallara, gövdeye ve köklere taşınamaz. Bor, bitkilerin su düzenini sağlar. Fotosentez ürünlerinin meyvelere ve diğer depo organlarına gitmesini temin eder."
Türkiye genelinde yapılan bir çalışmanın, tarım topraklarının yüzde 50'sinde çinko noksanlığı bulunduğunu gösterdiğini belirten Uslu, "Bu alanın büyük bir bölümünü Orta Anadolu teşkil etmektedir. Topraklarımızda görülen çinko eksikliği, bitkisel üretimimizin azalması yanında besin kalitesinden insan ve hayvan sağlığının olumsuz etkilenmesine kadar bir dizi problemle karşılaşmamıza yol açmaktadır. Halbuki volkanik küllerde önemli miktarda çinko kaynakları bulunur." diye konuştu.
Bitkiler için demir, kükürt dioksit, nitrat ve sülfatların çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İbrahim Uslu, şunları kaydetti: "Bitkilerde demir eksikliği, yaprak damarlarında sararmayla hemen fark edilir. Kükürt, organik maddelerin yapısında bulunan bir elementtir. Bitkiler kükürdü, kökleri vasıtasıyla sülfat iyonu şeklinde alır. Stomaları aracılığıyla kükürt dioksit olarak da alabilirler. Klorofil oluşumu için gerekli olup bitkide proteinlerin bileşiminde bulunur. Aynı şekilde nitrat, bitkinin büyümesi için hayati önem taşıyan elemanlardan biridir. Doğal ve suni gübrenin temeli nitrattır. İzlanda'da Ruapehu volkanının küllerinde 5,74 mg/kg demir, 21 mg/kg nitrat ve 5 bin 190 mg/kg sülfat mevcuttur."