Pamuğun Önemi Konuşuldu

Ödemiş Belediyesi ve Ödemiş Kent Konseyi işbirliği ile "Pamuk ve pamuk sektörünün önemi" adlı konferansta bir araya geldi

Ödemiş Belediyesi ve Ödemiş Kent Konseyi işbirliği ile "Pamuk ve pamuk sektörünün önemi" adlı konferansta bir araya geldi. Konferansta konuşan Ödemiş Kent Konseyi Başkanı ve Ege Üniversitesi (E.Ü.) Ziraat Meslek Yüksek Okulu öğretim görevlisi Yard. Doç. Dr. Hüseyin Akdemir; "Bir zamanlar pamuk ülkesi olan Türkiye, dünyada pamuk ithalatında ikinci sıraya yükseldi" dedi.
Belediye Nikah Salonunda düzenlenen konferansa, Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Akça, EÜ Ödemiş Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Yılmaz Şayan, belde belediye başkanları, oda ve dernek yöneticileri, öğretim üyeleri, öğrenciler ve üreticiler katıldı.Renkli pamuk konusunda yaptığı araştırmalarıyla tanınan Ödemiş Kent Konseyi Başkanı Yard. Doç. Dr. Hüseyin Akdemir, pamuğun Türkiye ve dünyadaki durumu hakkında bilgiler verdi.Pamuğun anavatanın Akdeniz iklimine hakim olan Ege ve Akdeniz bölgesi olmasına rağmen Türkiye'de pamuk üretiminin her geçen gün azaldığına dikkati çeken Akdemir şunları söyledi: "Bölgemizde pamuk üretiminin yapıldığı dönemde 18 tane çırçır işletmesi vardı. Şimdi bunlardan eser kalmadı. Pamuk demek su demektir. Şimdiki iklim şartlarında barajın olmadığı yerde pamuk üretimi yapmak zordur. Barajlar pamuk ekelim diye yapılır. Peki ne oldu da ekim alanları daraldı. 2003 yılında ülke genelinde 700 bin hektar alanda ekim yapılırken, 2008 verilerine göre bu alan 400 bin hektara düştü.Pamuk üretimi de 2,5 milyon tondan 1,5 milyon tona düştü. Lifli pamuk 1,5 milyon tondan 400 bin kiloya düştü. 9 yıl önce lifli pamuk ekim alanı 230 bin hektar iken bu alan 50 bin hektarlık alana düştü. Daha 5 yıl öncesine kadar Ödemiş'ten Torbalı'ya kadar yolda giderken pamuk tarlalarını görürdük. Bugün maalesef o pamuk tarlalarından eser kalmadı. Son 5 yılda da bölgemizdeki ürün deseni değişti. Artık Küçük Menderes havzasında pamuk ekimi yok gibi. Bu arazilere arpa buğday eker hale geldik. Adeta Konya ovasına döndük. En iyi buğday Anadolu'da yetişir, En iyi pamuk da bölgemizde yetişir. Pamuk ekimi unutulmaya başlanırken ikinci ürün olarak Mısır, Soya, ayçiçeği, yer fıstığı, salçalık domates ekim ve dikimleri yer aldı. Şu unutuldu; Pamuk açısından en uzun lifli, mıntıka pamuğu Ödemiş ve Bergama'da yetişir. Bu ovalarımız pamuk için en uygun ovalardır. Fakat şimdi pamuk tarlaları yerine bölgemizde salçalık biber ve domates yetişiyor. Ovamız özel bir ova. Salça fabrikaları Marmara'da istedikleri verimi alamadıkları ve nematod hastalığı nedeniyle bölgemize gelmeye başladılar. Şu an bölgemizde 6 tane büyük firma ve işletme salçalık domates ektiriyor. Havzamız iyi güneş aldığı için kuru maddesi çok yüksek. Salça fabrikaları onun için buradalar. Bölgemizde hasatlar erkencidir. Bazı üreticilerimizde meyveciliğe yöneldi. Denge bozuldu. Mısırı her yerde ekebilirsiniz, Ancak pamuğu her bölgeye ekemezsiniz."
ÜRETİCİ MEMNUN MU?
Ödemiş Kent Konseyi Başkanı Yard. Doç. Dr. Hüseyin Akdemir üreticilerin memnuniyetlik durumunu ürünlerin fiyatlarınıaçıklayarak sundu. Akdemir; "Salçalık geçen sene 13 kuruş, Bu sene açıklanan fiyat 10 kuruş. Mısır geçen sene 12,5 kuruş, bu sene 7,5 kuruş. Buğday 30-40 kuruş, Saman 20 kuruş idi, bu sene 7,5 kuruş. Lifli pamuk üretimi toplamda Türkiye'de 600 bin ton. İthalat ise 700 bin ton. Demek ki Türkiye'de bin 300 ton her yıl pamuğa ihtiyacımız var. Bu üreticiye kulak verelim. 1,5 Milyar dolar ithalat parası veriyoruz. Ülkede tüketim de var. O halde dışarıya niye döviz veriyoruz. 750 bin ton kütlü pamuk üretimi için çiftçimizin alet-ekipmanı hala duruyor. Gelişmiş ülkelerde naylon giysi giyen kişi yok. Tekstil zorunlu ihtiyaç. Gerek ev tekstili, Gerekse insanların giyimi için kullanılan kumaşlar ve elbiseler için pamuğa zorunlu olarak ihtiyacımız var. 1 milyon 300 tondan çekirdek ve 200 bin ton yağ üretiyoruz. Ama 1 milyon ton yağ ithalatı yapıyoruz. Bunun için 1,5 Milyar dolar veriyoruz."
DESTEK ŞART
Pamukçunun desteğe ihtiyacı olduğunu ifade eden Ödemiş Kent Konseyi Başkanı Yard. Doç. Dr. Hüseyin Akdemir; "Pamukçunun desteklenmesi gerekir. 2009 yılı destekleme primi 42 kuruş idi. 2010 yılı destekleme primi yine 42 kuruş. Bu en az 50 kuruş olmalıydı. Taban fiyatı 950 kuruş, çiftçinin eline 1300 kuruş geçecek. Çiftçinin eline 2 lira para geçerse, Bu üreticilerimiz tekrar pamuğa döner. Döviz kaybımız olmaz. Yağ açığı azalır, Gizli işsizlik önlenir, Vatandaş tarlaya pamuk çapasına gider. Çiftçinin çalışma alanı tarlasıdır. Yakıt desteği, Kredi desteği, düşük faiz oranları ile kredi verilirse, Dışa bağımlı olmadan pamuğumuz bize yeter" diye konuşmasını sonlandırdı.