Türkiye Partisi Genel Başkanı Şener, Batman'da

Türkiye Partisi (TP) Genel Başkanı Abdullatif Şener, parti çalışmaları için geldiği Batman'da Başbakan Erdoğan ve yargı arasındaki vesayet tartışmasına değindi.

Türkiye Partisi Genel Başkanı Şener, Batman'da
Şener, daha önce "Kurumlar arası çatışma yoktur" açıklaması yapan Başbakan'ın dedikleri ile çeliştiğini söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın son dönemde yargıya ilişkin yaptığı açıklamaları, kurumlar arası çatışmanın göstergesi olarak değerlendiren TP Genel Başkanı Şener, "Ülkesine zarar veren bir siyaset sadece Türkiye'de vardır. Siyasetin görevi vazifesi kesinlikle ülkesine ve insanına hizmet etmektir. Yararlı olmaktır. Ancak çarklar yanlış dönmeye başlarsa yanlış üslupla, yanlış bir tarzla siyaset yapılmaya devam ederse zararlı olur. Zarar verir. Şu anda gördüğümüz manzara da budur. İktidar ve Meclis'te
(TBMM) bulunan siyasi partilerin siyaset tarzları ne Batman için ne Edirne, ne de Hakkari için ne de ülkemiz için yararlı bir üsluptur. Biz buna eski siyaset tarzı diyoruz. Eskimiş siyaset tarzı ya da. Biz bu eskimiş siyaset tarzını değiştirmek için geliyoruz" dedi.

ÜLKEDE KURUMLAR ARASI İŞ BİRLİĞİ GELİŞTİRİLMELİDİR
Ülkede kurumlar arası çatışma olduğunu savunan Şener, tüm kurumların yetkilerinin Anayasa'da belli olduğunu vurguladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yargı Başbakan'dan rahatsız, Başbakan da yargıdan rahatsız. Karşılıklı rahatsızlıklar var. Yargıtay Başkanı dedi ki, yargı kuşatılıyor. Başbakan da dedi ki, yasama ve yürütme kuşatılıyor. Cumhuriyet tarihi boyunca yargı ile yasama ve yürütmenin birbirinden bu kadar şikayetçi olduğu, dertli olduğu bir dönem hatırlamıyorum. Bu ülkenin ne hale geldiğini gösterme açısından önemlidir. Ülkede kurumlar arası iş birliği geliştirilmelidir. Başbakan belki 10 kez demiştir ki, kurumlar arası çatışma yoktur
demiştir. Bu sözü söyleyen Başbakan şimdi izah etsin bakayım. Tuzağa düşmüştür. 'Yasama ve yürütme yargı tarafından kuşatılmıştır' diyor Başbakan. Yargıtay Başkanı da diyor ki, yargı, yürütme organı, siyaset tarafından kuşatılmıştır. Bu çatışma değil de nedir. Kurumlar arası güven bunalımı değil de nedir? O halde Sayın Başbakan ya daha önce doğru söylemiyordu, ya da şimdi doğru söylemiyor. Ne zaman doğru söylemediğini ilan etsin. Türkiye bir hukuk devletidir. Tüm kurumların yetkileri Anayasa'da bellidir.

Kanunlar da bellidir. Demokrasi dediğin şey gücün yoğunlaşması, bir elde toplanması değildir. Demokrasi gücün paylaşımı demektir. Farklı erklerin, farklı güçlerin var olması demektir. Yasama kanun çıkarıyor. Yargı ve yürütme çıkarılan bu kanunları uygular. Her birinin görevi ayrıdır. Yürütme Bakanlar Kurulu kanun çıkardığı zaman, denetim organı olarak Anayasa Mahkemesi vardı. Anayasa Mahkemesi aykırılıkları inceler. Danıştay vardır, Bakanların, idarenin yaptığı işlemleri hukukun genel ilkelerine göre
inceler ve kararını verir. Bu yapı, yani sistemin karşılıklı birbirini denetlemesini sağlayan bu yapı, demokratik ortamın bir gerekliliğidir. Bu kavram üçlüsü son derece önemli. Demokrasinin gerekliliğinden kaynaklanan, güçlerin, erklerin birbirini dengelemesinden Sayın Başbakan rahatsız oluyorsa burada demokrasiyi anlayamamış olmak lazım. Elbetteki, idare bir karar aldığında onun denetleneceği yer vardır. Yoksa Başbakan olmak, tek başına iktidar olmak demek, ben istediğim şeyi yaparım demek değildir.

Başbakan olmak iktidar olmak ve Anayasa'nın ve yasaların bana verdiği yetkiler çerçevesindeki görevlerimi yaparım. Bu görevin gerektirdiği sorumlulukları da taşırım demektir. Hayret edilecek bir şeydir ki, bu ülkede kimse rolünün ne olduğunu anlamaz hale gelmiştir. Görevinin ne olduğunu anlamaz hale gelmiştir. Somluluğunun ne anlama geldiğini anlamaz hale gelmiştir. Bu bir kıyamet senaryosudur. Ülke diktatörlük değil, mutlakıyetle de idare edilmiyoruz, meşrutiyetle de. Demokratik bir cumhuriyettir
Türkiye. Demokrasi neyi gerektiriyorsa, hukuk devletinin gereği neyse o olur. Benim dediğim olmadı demenin bir faydası yok. Ben yapıyorum yargı bozuyor. Bütün ülkelerde böyle zaten. Sen yapacaksın, yaptığın hukukun genel ilkelerine uygun değilse yargı bozacak. Yargının hangi konuya nasıl bakacağı ile ilgili kanunları da sen çıkaracaksın. Yargı da kanun çıkaramaz. Herkes birbirinin görev alanına saygı duyacaktır. Ama maalesef karşılıklı kuşatılmışlıktan söz eden erkler vardır. Ve Başbakan diyor ki çatışma
yoktur. Başbakan'ın yaptığı açıklamalar bu ülkede kurumlar arası çatışmanın olduğunun açık kanıtıdır."

Şener, demokratik açılım yapabilmek için insanların demokrat olması gerektiği belirterek, "Demokrasiyi içselleştirmemiş, benimsememiş, ruhuna, genlerine demokrasi işlememiş bir kişinin, yapının demokratik açılım gerçekleştirmesi mümkün değildir. Anti demokratik bakış var her konuda. Bu bakış tarzı ile nasıl demokrasi olacak? Hangi demokratik açılım olacak" diye sordu.