Abd'deki Soykırım İddialarına Karşı Temaslarını Tamamlayan Ak Parti Mardin Milletvekili Yüksel Yurda Döndü

1 hafta boyunca resmi temaslarda bulunmak üzere ABD'de bulunan AK Parti Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel TBMM heyetiyle birlikte ABD'den döndü.

ABD Dönüşü'nde açıklama yapan Milletvekili Cüneyt Yüksel şunları söyledi:
"Ermeni Soykırımı Tasarısı ABD Temsilciler Meclisi'nin Dış İlişkiler Komitesi'nde geçtiğimiz perşembe oylandı. Tasarının 23 evet oyuna karşılık 22 hayır oyu ile kabulünü iktidar ve muhalefetimizle büyük bir endişe ve esefle karşıladık.
Oylama öncesinde gerek politikacılar olarak bizler gerekse Türk-Amerikan Sivil Toplum Örgütleri önemli bir çaba gösterdik. Uzun yıllar Amerika'da uluslararası bir hukukçu olarak çalışmış ve aynı zamanda öğretim üyeliği yapmış bir milletvekili olarak söyleyebilirim ki Türkiye artık eski Türkiye değil, Dünya'nın Türkiye'ye bakışı da artık eski bakış açısı değil. Türkiye Dış Politika'da ilkeli duruşundan taviz vermeyen, her geçen gün artan bir şekilde Kamu Diplomasisi'nin gerekliliklerini yerine getiren,
duygusal davranmadan, soğukkanlı bir şekilde her opsiyonu düşünüp, sağduyulu hareket eden bir ülkedir. Komitenin tasarıyı geçirirken zorlanması bizlerin ve Türk-Amerikan Sivil Toplum Örgütlerinin oyunu kurallarına göre oynadığını göstermektedir. Komite Başkanı Howard Berman oylama sırasında bizlere Türkiye ile ilgili bir konuyu Türklerle konuşmadan gündeme getirmeyeceklerini de söylemiştir.
Tabii ki oylama sonucuna kamuoyumuz haklı olarak ciddi bir tepki vermiştir. Ama bizler bu ülkenin politikacıları olarak duygusal davranmadan, soğukkanlı bir şekilde, ilkeli duruşumuzdan taviz vermeden, kamu diplomasisini daha da yoğunlaştırarak, oyunu kurallarına göre oynayarak, sağduyulu hareket ederek haklılığımızı ortaya koyacağız.

KOMİTEDE BİR TİYATRO SAHNESİ SERGİLENDİ
Tasarının komiteden geçmesi ve oylanması sırasında salonda olağandışı gözlemlerimiz oldu. Berman'ın kişisel çabaları ve tasarının geçmesi yönünde komite üyelerine birtakım baskılar uygulaması tiyatro sahnesinden farksızdı.
Tarihi kayıtlara göre tartışmalı, taraflı ve seçici atıflarla dolu olmakla birlikte maddi hatalar içeren bu tasarının komiteden geçmesi Türkiye-ABD ilişkilerine yakışan bir tutum olmamıştır. Türkiye ile Ermenistan'ın normalleşme sürecinde üçüncü tarafların müdahalesi normalleşmeyi olumsuz hale getirmektedir. Bu gelişme, Güney Kafkasya'da barış ve istikrar tesisi için yürütülen çabalara zarar vermiştir.
Türkiye ve ABD'nin bölgemizde ve ötesinde refah, istikrar ve barışın tesisi hususlarında ortak bir vizyonu vardır. Türkiye ile ABD, iki yakın müttefik ve stratejik ortak olarak; Uluslar arası Terörizme karşı mücadele, enerji arz güvenliği, İran'ın nükleer programı, Irak, Afganistan, Pakistan, Ortadoğu, Balkanlar, Kafkasya, Orta Asya, Doğu Akdeniz ve hatta Küresel Finans Krizi ile mücadele konularında işbirliği içindedir.
Yarım asırdan daha fazla süredir, iki NATO müttefiki olan Türkiye ve ABD'nin ilişkileri sürekli gelişmiştir. Demokrasi, İnsan Hakları, Hukukun Üstünlüğü ve Serbest Pazar Ekonomisi'nin tesisi ilkelerine dayanan ortak değerler çerçevesinde iki ülke arası ilişkiler sürekli gelişti.''

TARİHİ SİYASALLAŞTIRANLARIN KENDİLERİ DE TARİH ÖNÜNDE MUTLAKA YARGILANACAKTIR.
Yüksel, şöyle devam etti:
"ABD ile geniş bir ortak gündem çerçevesinde yürüttüğümüz ilişkileri olumsuz etkileyebilecek ve ABD'deki bazı politikacıların seçim ve oy kaygısı içinde verdikleri bu karar maalesef bu politikacılardaki stratejik vizyon eksikliğine de işaret etmektedir.
Tarihi olaylarla ilgili bir konunun siyasiler tarafından ele alınmasının getireceği hataları gördük. Böyle bir sonucun ortaya çıkması hem üzücü hem de Başkan Obama'nın seçilmesiyle beraber Amerika'nın Dünya'daki İtibarı'nın Yeniden Tesisi yönünde adımlar atan bir ülke için oldukça manidar olmuştur.
Oylama sonucunda oy veren bazı üyelerin de 1915 olayları ile ilgili bilgi sahibi olmadıkları açıkça görülmüştür. Bilgi sahibi olmadan kesinlikle fikir sahibi olamazsınız. Dünya kamuoyuna şunu bir kez daha vurgulamalıyız ki bu oylamanın her alanda neden olabileceği sonuçların sorumlusu Türkiye olmayacaktır ve tarihi siyasallaştıranların kendileri de tarih önünde mutlaka yargılanacaktır."