Referandum kumar oynanacak düello alanı değildir

MHP Lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündemdeki konularla ilgili açıklamalarda bulundu.

Devlet Bahçeli'nin partisinin grup toplantısında yaptığı konuşma şöyle:

Canibaşının sinevizyon görüntüleri medyada 'Nevruz sakin geçti' yorumlarına yol açmıştır. Milletimizi 36'ya bölme çabaları ve bölücüler hararetle desteklenmiş ve açılan pankartlarda başbakanın kimlik ayrıştırma mesajları yer almıştır.

TERÖRİSTLERE KUÇAĞINI AÇMIŞTIR

Bu alçakça tahrikler büyük bir oyuna adım adım nasıl getirildiğini, siyasi bölücülüğü haklı göstermeye çalışan AKP zihniyetini tahriplerini nasıl içten içe hazırlandığını herkes görmüştür.

Bir dönem topraklarımızda ırkçılığa hiçbir zaman olmadığını söylerken diğer yandan tek tek saydığı etnik gruplardan söz etmektedir. Bir yandan Mehmet Akif'ten bahsetmekte diğer yandan şehitlere kapalı olan kucağını teröriste açmıştır. Bu ne çelişkidir, bu ne tutarsızlıktır bu ne ilkesizliktir?

Çanakkale'de yatanların manevi mevkinin şehide kelle teröriste sayın diyenlerin anlayacağı mevki değildir. Milletimizin haysiyetinin korunacağı yerler Çanakkale şehitleri değil, hükümetin boyun eğdiği Avrupa'daki müzakere salonlarıdır.

MHP’NİN DURUŞU NET

Hükümetin anayasa taslağı partimize ulaşmıştır. Bu konuda MHP'nin duruşu tartışmaya mahal vermeyecek kadar net ve berraktır. Anayasa değişikliği konusunda partimizin daha önceki açıklamalarında mevcut anayasanın değişikliği için toplumsal bir mutabakata ihtiyaç olduğu belirtilmiştir.

Hükümetin neden olduğu uzlaşma tavırların bu zeminin oluşmasına imkan vermediği, bu tablonun değişmeden yeni anayasa çalışmasının yeterli olamayacağını belirtmiştik. Biz daha önce bir Anayasa Komisyonu kurulması ve bu komisyonda demokratik sözleşme yapılması ve değişiklik onayının 24. dönem TBMM iradesine bırakılması gerektiğini kamuoyuyla paylaşmıştık.



Partimiz önerilerin sonuna kadar arkasındadır. Anayasa değişiklik taslaklarının istişare adına dosya içine konup partileri turlamak uzlaşma olmayacaktır. Bizim bir toplum sözleşmesi olan anayasanın üzerinde tartışılmadan, bütün tarafların görüşleri alınmadan yapılacak oldu-bittileri kabul etmemiz mümkün değildir.

Referandum tehlikeli bir kumardır. Böyle bir şey olursa MHP meydan meydan gezerek tavrını halka anlatacaktır.

Gelin uzlaşma komisyonu kurun. Görüşelim, mutabakata vardığımız hükümleri de bir sonraki döneme bırakalım. Anayasalar kirli eller ve lekeli alınların kendilerini aklayacakları istismar malzemesi ve paravan değildir.

Bizler temiz toplum ve temiz siyasetin gereklerini yerine getirirken korkmayız, çekinmeyiz. Geçtiğimiz hafta hakkında ciddi ithamlarda bulunulan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı ile bu iddiaların sahibi meclis üyesi partimiz adına talep ettiğimiz istifalar gerçekleşmiştir. Çağrımıza uyarak gösterdikleri hassasiyet takdir uyandırmıştır. Doğru ile yanlışın ortaya çıkacağına inandığımız adli süreç başlatılmıştır.

ERDOĞAN’A MÜJDEMİZ OLACAKTIR

Büyükşehir belediyesine sahip olmak bizim için önemli ama daha önemli olanlar partimize olan güven ve emanettir. Biz Alidibo markasını anlına kazınanlara bırakın bakan yapmayı siyaset bile yaptırmayız. Çünkü inancımıza terstir, çünkü ahlakımıza aykırıdır, vicdanımıza uymaz. Millet hakkını helal etmez, Allah da bizi affetmez.

Erdoğan'a müjdemiz olacaktır. Madem ki yolsuzluklar konusunda bu kadar hassastır. Soygun yapılan belediyelerinizin yakasına mutlaka biz yapışacağız. Ankara'nın ve İstanbul'un nasıl soyulduğunu bir bir ortaya çıkaracağız. Allah'tan başka kimseden korkumuz yoktur. Çok şükür vicdanımız aktır.

Siyasetin temizlenmesi, temiz bir toplum ve devlet yapılanmasını başlangıcını gören, yolsuzluk ve yozlaştırmanın önlenmesini öncelikle devlet siyaseti olarak değerlendiren MHP bir çağrıda bulunmaktadır. Bu çağrının ekseninde siyasi ahlak yasasının meclisten acilen çıkartılmasını tekraren teklif ediyoruz.

Bu konuda bazı önerilerimiz şunlardır: Yolsuzluklarla ilgili milli bir program hazırlanmalı, özerk yapıda bir yolsuzlukla mücadele kurulunun oluşturulması, milli denetim standartlarının belirlenerek Türkiye Denetim Kurumu'nun teşkili. Siyasi özgürlük alanının kısıtlamadan milletvekilliği dokunulmazlığının makul esaslara bağlanması, belediyelerle ilgili denetim etkinliğinin arttırılması, siyasi partilerin kaynaklarının şeffaf hale getirilmesi ve denetimi.

Parti liderlerinin malvarlıklarının kamuoyuyla paylaşılması. Siyasetin yanı sıra mesleki ve ahlaki krizle karşı karşıya olduğu anlaşılan medya kurumların doğru, tarafsız haber aktarımlarının yanı sıra açıklama, düzeltme ve tekzip gibi alanlara çözüm getirilmesi.

Yerel yönetimlere getirilecek şeffaflaşma. Yolsuzluk yoluyla elde edildiği hukuki yoldan tespit edilen, yolsuzluktan suçlu görünen kimselerin varlıklarına zaman aşımı gözetilmeksizin el konulması gerekmektedir.

SİYASİ PROPAGANDAYA ÇEVRİDİLER

MHP'ye göre yolsuzlukları önleyebilmenin yolu temiz siyaset ve temiz toplumdan geçmektedir. Bunlar yapılmadığı takdirde kişi dokunulmazlığından, düşünce ve kanaat özgürlüğünden, kanun önünde eşitlikten, özel hayatın gizliliğinden, din ve vicdan özgürlüğünden, kadın ve çocuk haklarından, basın özgürlüğünden, serbest teşebbüsten, hukukun üstünlüğünden, kuvvetlerin ayrılığından milli irade ve demokrasinin işleyişinden adaletten, kalkınmadan, eşitlikten, hakkaniyetten söz etmek mümkün değildir.

Ne kadar mükemmel anayasa yaparsanız yapınız arkasında ahlak sorunu olan birilerinin haksız servet elde ederken yüzbinlerce kişi mutlaka yoksullaşacaktır. Terazinin kefesi bir avuç kişinin lehine dolarken yoksul ve çaresiz kişiler ya ahlaklı ekibin gelmesini bekleyecek ya da en korkuncu rüzgâra kapılacaktırlar.

Türkiye 7,5 yıllık AKP iktidarı döneminde hiç haketmediği görüntülerin sıklet merkezi olmuştur. Hayat pahalılığı, işsizliğin ve yoksulluğun, çaresizlik hepimizin malumudur. Vatandaşlarımızın katlanan dertlerinin Başbakan Erdoğan ve hükümetin öncelikleri arasında olmadığı görülmektedir. Ancak ekonomik meseleler halledilmeyecek duruma gelmiştir. Erdoğan sorunların görmezden gelinmemesinin hiçbir fayda sağlanmayacağını bizzat itiraf etmiştir.

Bizim kimi ziyaret edip etmeyeceğimiz Başbakan ve partisinin işi değildir. Bunu beyan etmek hadleri de değildir. Bizim anlayışımızda bir elin verdiği diğer elin bile görmemesi asıldır ve buna inancımız tamdır. Vatandaşlarımızın derdine deva olmak bir yana muhtaç olmalarını politik hedeflerine alet eden, kameralar eşliğinde haneleri siyasi propagandaya çeviren bu zihniyetin önce milletin verdiği vergilerle nasıl göz koyduğunu, kendi yandaşlarını nasıl abad ettiğini de itiraf etmesi gerekmektedir.