Türkiye Nüfusunun Yüzde 70'i Birinci Ve İkinci Derece Deprem Bölgesinde

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof

Türkiye Nüfusunun Yüzde 70'i Birinci Ve İkinci Derece Deprem Bölgesinde
  İstanbul Teknik Üniversitesi ( İTÜ ) Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof . Dr . Haluk Eyidoğan , Türkiye nüfusunun yüzde 70 ' inin birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde olduğunu belirterek , ülkenin geleceğe yürüyüşünde deprem riskinin azaltılmasının önemli bir konu olduğunu söyledi .
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ( TMMOB ) Bursa İL Koordinasyon Kurulu ( İKK ) tarafından , ' Deprem yine gündemde , şimdi sıra nerede? ' konulu bir toplantı düzenlendi . BAOB Yerleşkesi ' ndeki toplantıda , ' Bursa ve deprem gerçeği ' konulu bir sunum yapan İTÜ Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof . Dr . Haluk Eyidoğan , kentleşen Türkiye ' de depremin , plansızlığın ve denetimsizliğin düşmanı olduğunu söyledi . Türkiye gibi deprem kuşağı üzerindeki bir ülkede hızlı kentleşmenin getirdiği plansız ve denetimsiz
yerleşmelerin , depremlere karşı zayıf bir durum ortaya çıkardığını belirten Eyidoğan , depreme güvenli yerleşimlerin oluşması için ilgili meslek kuruluşların iş birliği yapması gerektiğini ifade etti . Bursa ' nın olası bir depreme maruz kalana kadar riskleri en aza indirmesini öneren Eyidoğan , plansızlığın bu hızla devam etmesi durumda kayıpların boyutunun büyük olacağını anlattı .

" BURSA ' NIN 50 VEYA 100 KİLOMETRE UZAKTAKİ BÜYÜK BİR DEPREMDEN ETKİLENME RİSKİ VAR "
İstanbul ve Marmara Bölgesi ' nde bir deprem beklentisinin olduğunu dile getiren Eyidoğan , " Marmara Bölgesi ' nde büyük bir deprem olma olasılığı yüksek . Marmara ' yı ve İstanbul ' u etkileyecek bir deprem , tabii ki Bursa ' yı ve deniz kıyısındaki yerleşimleri etkiler . Bursa ' nın riski çok yüksek . Bursa ' nın 50 veya 100 kilometre uzaktaki büyük bir depremden etkilenme riski var . Bursa ' nın kendi fay özelliklerinin olduğunu da unutmamak gerekir . Bursa ' nın 1855 depremi vardır . Dolayısıyla Bursa bu konuda daha hassas
davranmalı " dedi .
Türkiye ' nin yüzde 45 ' inin birinci derece deprem bölgesinde yer aldığını hatırlatan Eyidoğan , " Türkiye ' deki büyük kentlerimizin birçoğu da birinci ve ikinci derece deprem bölgesindedir . Türkiye ' nin yüzde 70 ' inin birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde olduğunu , nüfusun yüzde 70 ' inin de bölgede olduğunu unutmayalım . Dolayısıyla Türkiye ' nin geleceğe yürüyüşünde deprem risklerinin azaltılması önemli bir konu " diye konuştu .

" DEPREM RİSKİNİN AZALTILMASI SOMUT PROJELERLE GERÇEKLEŞEBİLİR "
Deprem konusunun sık sık gündeme getirilmesini ve nelerin başarılıp başarılmadığının tartışılmasını tavsiye eden Eyidoğan , " Yeni kurulan Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı ' nın oluşturduğu ve Başbakanlığa bağlı olan ' Deprem Danışma Kurulu ' vardır . Onların da gündeminde Türkiye ' deki deprem riskinin nasıl azaltılacağı vardır . Deprem riskinin azaltılması somut projelerle gerçekleşebilir " şeklinde konuştu .
Depremin öngörüsüyle ilgili bilimsel çalışmaların sürdüğünü anlatan Eyidoğan , bunun yapılması gerektiğini de dile getirdi . Bugün gelinen noktada depremi önceden haber veren bir teknolojinin olmadığını ifade eden Eyidoğan , " Bilim adamları bu konuda çalışıyor . Bizim daha çok kısa ve orta vadeli somut projelere ihtiyacımız var . Deprem öngörüsü uzun vadeli bir projedir . Onu da üniversiteler yapıyor " dedi .
TMMOB Bursa İKK Sekreteri Erdal Aktuğ ise deprem risklerine karşı çözüm önerilerini aktardı . Olası Marmara depremi ve bölgesinde oluşacak depremlerde hangi alanların daha çok etkileneceğinin belirlenmesine yönelik taban kaya topoğrafyası çalışmasının gerçekleştirilmesini isteyen Aktuğ , " Bölgesel ölçekte il afet bilgi sistemine yönelik Ar-Ge niteliğinde projeler geliştirilmeli . Herhangi bir mühendislik hizmeti almamış olan yapıların söz konusu olduğu bölgelerde kent yenileme projeleri hayata geçirilmeli .
Ülkemizin jeolojik gerçekliğine uygun bir deprem strateji planı hazırlanarak devlet politikası olarak benimsenmeli " diye konuştu .