'Taş atan çocuklar' yasa tasarısı yeniden TBMM Adalet Komisyonu'na geliyor.

Bir süre önce rafa kaldırılan 'Taş atan çocuklar' tasarının bu hafta komisyona inmesi, mart ayı içinde de Genel Kurul'da görüşülmesi bekleniyor.

'Taş atan çocuklar' yasa tasarısı yeniden TBMM Adalet Komisyonu'na geliyor.
Aylardır konuşulan, tartışılan ve kamuoyunda 'taş atan çocuklar' diye bilinen yasa tasarısı raftan iniyor.

18 yaşın altındaki çocukların ağır cezada değil çocuk mahkemelerinde yargılanmasına ilişkin yasal düzenleme, Meclis Adalet Komisyonu'na gelmiş ancak daha sonra geri çekilmişti.

İşte bu yasa hazırlığı yeniden raftan indiriliyor ve Meclis'e geliyor. NTV’den Nilgün Balkaç’ın özel haberiyle ilgili detayları, Canlı Gaste’ye konuk olan AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik anlattı.

MART SONUNDA GENEL KURUL'DA
Yasanın Meclis’in gündemine yeniden geleceğini doğrulayan Hüseyin Çelik, "Bu hafta ya da önümüzdeki hafta başında Adalet Komisyonu’nda ele alınması ön görülüyor. Mart ayı bitmeden de Genel Kurul’a iner ve problem bitmiş olur diye umuyoruz" dedi.

GECİKMENİN NEDENİ
Çelik, konunun bu kadar uzama nedeniyle ilgili olarak, "Bu, herkesin hassasiyet göstermesi gereken bir konu ama öyle olmuyor. Darbe anayasası ile idare edilmekte de hassas olunmalı ama öyle değil. Hükümet bu problemi gördü ve yasayı TBMM’ye sevk etti ancak tüm tarafların duyarlılığı da gözönünde bulundurulmalı diye düşünüyoruz.

İstanbul’da bir otobüse atılan molotof nedeniyle genç bir kızımız hayatını kaybetti. Tuplumda infial uyandı. Mağdur taraflar ve bazı hasssiyetler var. Bunları da gözardı edemezdik" dedi.

"SUÇA İTİLEN ÇOCUKLAR"
"Çocukları çocuk gibi yargılamazsanız, cezaevinden militan olarak çıkarlar" diyen Çelik, "Bu çocuklara suçlu gözüyle bakmıyoruz. Tüm uzmanlar da böyle düşünüyor. Suça itilen çocuklar kavramını kullanmakta fayda var. Taş atan çocuklar basın tarafından kullanılıyor ama burada sadece taş atan çocukları ifade etmemek gerekir. Genel olarak çocukların yargılanmasıyla ilgili bir durum. 4 bin çocuktan söz ediliyor ama bunların hepsinin taş atan çocuklar olduğunu düşünmüyorum" şeklinde konuştu.

"PKK’NIN İŞİNE GELİYOR"
Bu çocukların devlete ve eğitim camiasına emanet olduğunu ve suçtan uzak tutulmaları gerektiğini söyleyen Çelik, emniyete, ailelere, eğitim kurumlarına, sivil topluma görevler düştüğünü söyledi.

"Bu ülkenin geleceğini sokağa emanet etmememiz gerekiyor" diyen Çelik, "İçeriye atılmaları, yetişkin muamelesi görmeleri PKK’nın da işine geliyor. Her evden bir mağdur çıkması, terör örgütünün de işine yarıyor. Bu onlar için avantaj ve bu ortadan kaldırılmalı" ifadelerini kullandı.

"DÜNYADAKİ ŞARTLAR BELLİ"
Çelik, düzenlemenin içeriğiyle ilgili olarak, "Son şekli TBMM Adalet Komisyonu’nda ve Genel Kurul’da verilecek. Biz, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne imza koyan bir ülkeyiz. Bir insan, 18 yaşına gelene kadar kendi iradesiyle hareket ediyor sayılmaz. Bunlar, suça teşvik edilen çocuklardır. Bu unsurları tespit edebiliyorsak, hukuk, teşvik edenlerin yakasına yapışmalıdır. Çocuklara gelişmiş ülkelerde ne haklar tanınıyorsa, Türkiye de bunu yapacaktır. Tekerleği yeniden icat etmenin anlamı yok, dünyadakli şartlar bellidir" şeklinde konuştu.

Çocukların yargılanması meselesini sadece terörle ilgili düşünmenin yanlış olacağını söyleyen Çelik, "Demokratik açılım ekseninde düşünüyorsanız, Türkiye’deki yargının, hukukun, demokrasinin standartlarını yükseltmekten bahsediyorsak, bu da bu yolda atılan bir adımdır" dedi.

"İNCE İNCE DOKUNUYOR"
Demokratik açılıma mola verildiği, ilk heyecanın kaybedildiği ve söz konusu düzenleme ile yeniden yola çıkıldığı yorumuna Çelik, "Bir şeyin başlangıcı, ilk zamanlar daha çok ses getirir. AB sürecinde de benzer şeyler söylendi. 'Dört elle sarıldılar, sonra durakladılar' dendi. Biz de 'böyle değil' dedik. Büyük bir inşaatın kabasının çok hızlı çıkılmasına benzeyen bir durum. Ama ince işlere gelince, bu dokuma çabuk olmaz. AB müzakere sürecinde de bir satır aylar-yıllar alabiliyor.

Açılım sürecinde ortaya bir irade kondu ve konu toplumun gündemine taşındı. İlk defa Türkiye’de bir hükümet, elini taşın altına koymuştur. Daha önce taşın altına mehmetçiğin eli vardı. Mola denilen şey, Habur, Mahmur ve Avrupa’dan gelen, suç işlediği tespit edilememiş teröristlerin, infial uyandıran dönüşleridir. Ama demokratik açılım sürecinde mola yoktur. Her yön ve cephede, açılım tüm Türkiye’yi sarmış durumdadır" şeklinde yanıtladı.