Ak Partili Şahin Amasya'da Demokratik Açılımı Anlattı

AK Parti Genel Sekreteri ve İstanbul milletvekili İdris Naim Şahin, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ne aslında hiçbir partinin akli olarak karşı olmadığını iddia etti.

Ak Partili Şahin Amasya'da Demokratik Açılımı Anlattı
Amasya'da düzenlenen "Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi" konulu konferansta konuşan Şahin, "Esasında hiçbir siyasi partinin milli birlik ve kardeşlik anlayışına, düşüncesine, arayışına, gerçeğine karşı olmasını düşünmek mümkün değil. Türkiye'de irili, ufaklı 61 tane siyasi parti var. Hiçbirisi ben inanıyorum ki Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ne akli olarak karşı çıkamaz. Ama niye kafalar karıştırılıyor? Olay sadece siyasi hesap, siyasi kazanç veya kayıp açısından değerlendiriliyor ve kafalar bu nedenle karıştırılıyor. Yoksa rozetlerimizi çıkarsak, aynı masa etrafında bugünkü parlamentoda grubu olan partiler CHP, MHP, BDP ve AK Parti dahil oturup konuşsak, siyasi çıkar kaygısı olmasa hiçbiri Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nde AK Parti'den daha az savunmada ve sahiplenmede olmaz. Yani hepsi bunu savunur. Ama siyaseten birçok alanda projeyi, işleri, gündemi AK Parti'ye kaptırmış olmanın ve siyasette geri, yaya kalmanın sıkıntısıyla birtakım saldırılar yapmaktalar, bu meseleyi çarpıtmaya çalışmaktalar. Fakat biz inadına bu meseleyi Ankara'da da Ardahan'da da Amasya'da da Hakkari'de de Edirne'de de milletimize anlatmaya devam edeceğiz" dedi.
Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi meselesinin Türkiye'nin konuşan Türkiye olma meselesi olduğunu belirten AK Partili Şahin, "Konuşan Türkiye'yi oluşturacağız. Herkes konuşabilecek ama sınırı ne? Kimse kimseye hakaret etmeyecek, zarar vermeyecek, edebiyle, adabıyla bildiğini, düşündüğünü bu memleketin kalkınması için ortaya koyacak. Bu proje aynı zamanda konuşan Türkiye'yi, düşünen Türkiye'yi hayata geçirme projesidir" diye konuştu.

Türklüğün, ırk sınırını, ırkiyet sınırını aşmış bir kavram olduğunu, Balkanlar'da Arnavutlara da Müslüman Arnavutlara da özellikle Avrupa'da Müslüman insanlara "Türk" denildiğinin altını çizen Şahin, "O halde Osmanlı döneminden itibaren Türklük bir ırktan gelen insanların adı olmaktan öte; bir düşünceyi, bir imanı taşıyan bir kültüre sahip insanların isimlendirildiği bir bir ad olmuştur. Varsayalım ki Türklük bir ırkın adıdır. Peki millet nedir? Sosyolojide devletin, milletin tanımı var. Milletin unsurları arasında ortak dil, kültür var. Bir ırktan varsa gelmişlik, o var. Ortak vatan, idealler, mefkure var. Bu unsurların her biri millete, ülkeye, zamana göre öne çıkar, geriye gider. Hiçbir zaman bir ırktan gelmiş olmak, bir milletin varlığı için tek ve yeterli sebep asla değildir. Hiçbir zaman yüzde 50 payı yoktur. Hal böyleyken Türk milletini Türk ırkına veya Türk ırkını Türk milletine hapsetmeye hakkımız yoktur. Sınırını ve tanıtımını büyük Atatürk yapmış, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.' Anayasa'mız 66. maddede tanımını yapmış, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür' denilmiş" şeklinde konuştu.

"Dünyanın hiçbir yerinde, bilimin hiçbir gerçeğinde ırk yapısının milli yapının yüzde 20'sinden fazlasını oluşturmaz. Ya ne oluşturur ortak idealler, orta tarih, ortak kültür oluşturur ve en önemlisi ortan din oluşturur, iman oluşturur, itikat oluşturur" diyen Şahin, "Biz eskinin devamıyız. Osmanlı'nın, Selçuklu'nun, Orta Asya'nın ortak devamıyız. O halde bizim o günkü yapımız, bugünde aynen değilse de ufak değişikliklerle bugün de devam etmeli. Türkiye'nin varsa sorunu gelecek nesillere ve dünyaya karşı açık seçik tartışmak durumundayız, varsa eteklerimizdeki taşı dökmek durumundayız. Sorun sadece bir Güneydoğu sorunu değil. Milli birlik ve kardeşliğimizi güçlendirmek için ya da bu noktada bizim başka sorunlarımız da olabilir ve vardır da. Mesela Türkiye'de inanç bağlamında haklı haksız, yerli yersiz sorunlarını dile getiremeyen bir özel mezhep grubu var. Alevi insanlarımızın, yurttaşlarımız, vatandaşlarımızın var olduğu söylenen sorunları var. Açıklıkla arkadaş, sorunun varsa nedir bunu konuşmak bu açılımın içerisinde. Daha başka sorunlar bu bağlamda konuşulacak, konuşulmaya devam edilecek. Ama sonuç hiçbir zaman bir ayrışma amacı taşıyamaz. Çünkü Türkiye'nin girdiği yol büyük yol, aldığı rol büyük rol" ifadelerini kullandı.

Dış basında ve siyasetçilerin Türkiye'nin yeniden Osmanlı'nın rolüne soyunduğu fikrine sahip olduklarına işaret eden AK Parti'li Şahin, şunları söyledi: "Hakikaten bazı uygulamalara bakıldığında Osmanlı'nın rolüne soyunuyoruz. Afrika'da, Balkanlar'da, Orta Asya'da, Kıbrıs'ta pek çok Türk eserini, ecdat eserini biz gidip buluyoruz. Sadece bununla da kalmıyoruz. Türk iş birliği, Türk dünyası ve akraba toplulukları ile artık biz bütünleşmeye doğru gidiyoruz. 'Türkiye, Osmanlı'nın hayalini taşıyor' diyorlar, biz demiyoruz. Birileri bize diyorsa da ondan da gocunmuyoruz, bundan da utanç değil, aksine onur, gurur duyuyoruz. Keşke Osmanlı'nın torunları olabilsek, Osmanlı'yı çağrıştıran bir Türkiye Cumhuriyeti'ni gerçekleştirebilsek, yaşatabilsek. Dolayısıyla büyük devlet, büyüyen devlet, daha da büyüyen bir Türkiye'yi gerçekleştirmek için, birliği ve kardeşliği sağlamış bir milli yapıyı oluşturmak durumundayız. Dava, amaç, hedef budur. Bugün için hayalidir ama yakın zamanın gerçeği budur, bu olacaktır."

Amasya İl Özel İdare Düğün Salonu'nda düzenlenen konferansa AK Parti Amasya milletvekili Dr. Avni Erdemir, Amasya Belediye Başkanı Cafer Özdemir, AK Parti Amasya İl Başkanı Mustafa Çiftçi ve çok sayıda partili katıldı.