DP eski Genel Başkanı Soylu: Türkiye'nin ayağına 400 yıl sonra büyük fırsat geldi

DP eski Genel Başkanı Süleyman Soylu, 21. yüzyılda Türkiye'nin ayağına 400 yıl sonra büyük bir fırsat geldiğini belirterek, dünyadaki değişime ayak uy

DP eski Genel Başkanı Süleyman Soylu, 21. yüzyılda Türkiye'nin ayağına 400 yıl sonra büyük bir fırsat geldiğini belirterek, dünyadaki değişime ayak uydurulduğunda çok önemli bir güç olacağını söyledi. Hrank Dink, Zirve Yayınevi, Danıştay ve Rahip Santoro cinayetleriyle ülkenin sinir uçlarının uyarılmaya çalışıldığını vurgulayan Soylu, "Bunların hepsi Türkiye'nin millî bütünlüğünü, beraberliğini, yarına olan özgüveni ve heyecanını tarumar etmek ve kendi içindeki kavgaları devam ettirmek için ortaya konan şeyler. 21. yüzyıl, Türkiye açısından hiç geride takılıp kalacağımız ve ihtilafları devam ettireceğimiz değil, ortak bir dille çözmek zorunda kaldığımız bir sürecin adıdır." dedi.

Türk Ocakları Muğla Şubesi'nin davetlisi olan Süleyman Soylu, "21. Yüzyılda Türkiye Vizyonu" konulu bir konferans verdi. İl Özel İdaresi Kültür Merkezi'ndeki konferansa Ula Belediye Başkanı Nadi Şenkal, MHP İl Başkanı Mehmet Korkmaz, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Bülent Karakuş ve çok sayıda vatandaş katıldı.

'WİKİLEAKS'LA DEVLETİN YATAK ODASINDA SIRLAR SAÇILDI'

Süleyman Soylu, Wikileaks skandalıyla bazı diplomatların saygısızlığını, özensizliğini, ülkelere ve devlet adamlarına karşı bir diplomata yakışmayacak tavırlarını çıplak gözle gördükleri söyledi. Soylu, "Wikileaks'te en temel sorgulanacak şey, 5 bin yıllık bir devlet kavramını neredeyse tekrar dünyanın önünde tanımlamak, tartışmak ve devletin işleyiş biçimini, diğer devletlerle ilişkilerini, milletiyle ilişkileri yeniden tartışmak ve tanımlamak üzere dünya insanlığının önüne gelmektedir. Yeni kurulan bir imparatorluğun, aslında belki de karton kuleler gibi tek tek devrilmesini yaşayacağız. Bir devletin yatak odasındaki sırların etrafa saçıldığını görüyoruz." şeklinde konuştu.

'DÜNYAYI ÖTEKİLER YÖNETMEYE BAŞLADI'

Dünyanın sürekli değiştiğini ve hızlı gelişmeler yaşandığını anlatan Soylu, şunları söyledi: "Dünyanın süper gücü sayılan ABD'de, daha 50 yıl önce zencilerle beyazlar aynı otobüse binemezken şimdi zenci Obama başkanlık yapıyor. 'Sokak adamı' olarak nitelendirilen Sarkozy, Fransa'da cumhurbaşkanı. Almanya Başbakanı Merkel de bir diğeri. Türkiye Cumhuriyeti'nin verdiği kırmızı pasaportla yurtdışına çıkabilen Talabani, Irak'ta cumhurbaşkanı oldu. Sekiz yıl önce Türkiye'de muhtar bile olamaz denilen Tayyip Erdoğan, ülkeyi idare ediyor." dedi.

'DÜNYA ÇOK KUTUPLU ORTAKLIĞA GİDİYOR'

Dünyanın tek kutupluluktan çok kutuplu bir ortaklığa doğru gittiğini anlatan Süleyman Soylu, "21. yüzyıl ABD, Rusya, Çin, Hindistan, Japonya ve AB'nin oluşturduğu çok kutuplu bir ortaklık düzenine doğru ilerliyor. Dünyanın yeni kodları oluştu. Bunlar demokrasi, rekabet, şeffaflık, adalet, güven ve birinci sınıf vatandaşlık." diye konuştu.

'TÜRKİYE'NİN ELİNE TARİHÎ FIRSAT GEÇTİ'

400 yıldır Avrupa'da olan dünyanın bilim, sanat, kültür merkezliğinin 21. yüzyılda Orta Asya ve Doğu Asya'ya doğru kaymaya başladığının altını çizen Soylu, "Bugün Türkiye'nin önüne, 400 yıldan beri ilk kez büyük bir fırsat geldi. Bunu bir vinçle alıp oradan oraya mı koyacaklar? Hayır. Bu bir güzergâhla birlikte kayacak. Kendisine bir iklim arayacak. Bir geçiş yapabilmek için güvenli bir alan arayacak. Dünyanın cazibe merkezleri olacak Orta Asya, Güney Doğu Asya, Kafkasya ve Ortadoğu; bunların temel özellikleri Türklük ve Müslümanlık. Bizim coğrafyamız, aslında bir barış coğrafyası. Etrafını dengeleyebilecek çok önemli bir zenginliği ihtiva ediyor. Buradaki en güvenli ülkeyiz. Ne kadar demokrasi ve özgürlük olursa o kadar ilerler ve zenginleşiriz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin uzun zamandan beri içine düşürüldüğü ihtilaf, tefrit ve ayrılıklardan kurtulmadığı takdirde gücünü yarına taşımayacağını belirten Soylu, şunları kaydetti: "Bir gün Alevi-Sünni, Türk-Kürt, laik-antilaik kavgasını ortaya koyacaksa, koymaya devam edecekse kendisini yarına taşıyabileceği gücü bulamaz. O zaman bir oyun kurucu olmaz, basit bir tahta köprü olmaktan bile uzak durur ama etrafımızdaki bu potansiyeli, ortaya koyduğumuz bu tarihsel gelişimin değerlendirdiği süreci Türkiye iyi yönetmelidir. Soğuk savaş dönemi anlayışına devam edersek Türkiye, inanın NATO'nun daha önce olan en uzak tarafındaki bekçiliği konumundan daha zayıf bir duruma düşer."