Mesiad'dan 2010 Yılı Değerlendirmesi

Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği (MESİAD) Başkanı Ali Doğan, 2010 yılında dünyanın derin bir krizin artçı sarsıntılarını yaşamaya devam ederken, Türk iş dünyasının bir toparlanma yılı yaşadığını söyledi

Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği (MESİAD) Başkanı Ali Doğan, 2010 yılında dünyanın derin bir krizin artçı sarsıntılarını yaşamaya devam ederken, Türk iş dünyasının bir toparlanma yılı yaşadığını söyledi.
Doğan, 2010 yılını değerlendirdiği açıklamasında, anayasanın bazı maddeleriyle ilgili bir referandum sürecinin yaşanmasına rağmen uygulanan ekonomi politikalarının genel olarak iyi sonuçlar ortaya çıkardığını belirtti. 2011 yılının, ülkemiz açısından bir kırılma noktası olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunan Doğan, "İnanıyoruz ki, özellikle haziran ayında yapılacak genel seçimler ve akabinde Türkiye'nin önünü açacak yeni ve çağdaş bir anayasa, bizlere refah içinde yaşayan, mutlu insanlardan oluşan güçlü bir Türkiye hedefine ulaşmanın önünü açacaktır.
Ancak seçimler öncesi başta iktidar partisi olmak üzere tüm siyasi partilerimizin, gerginliği arttıracak üsluptan kaçınarak sevgi ve barış içerisinde, demokratik kurallara bağlı bir seçim sürecini gerçekleştirmeleri en büyük arzumuzdur" dedi.
'Yurtta Sulh Cihanda Sulh' ilkesi kapsamında, doğru adımlar atarak öncelikle içerde huzuru tesis edip girişimcilere güven vererek ve uygun yatırım iklimi yaratarak yerli ve yabancı yatırımın öncelikle tercih ettiği bir ülke statüsüne ulaşmanın gerçekleştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Doğan, "Bu manada 'Demokratik Açılım' projesini de ülkemiz için geç kalmış ve barışın tesisine katkı sağlayacak yaşamsal bir proje olarak sahip çıkılması gerektiğine inanmaktayız" diye konuştu.
Nüfusunun yarısının 28 yaş altında olduğu bu genç ve dinamik ülkede, barışı tesis etmenin hemen akabinde bu kez bölgesinde dengeleri koruyan ve muhtemel problemlerde öncü rol üstlenebilecek güçlü ve lider rol sergileyen bir ülke olma hedefine emin adımlarla ilerlemek gerektiğini ifade eden Doğan, şöyle devam etti; "Bize göre; içinde bulunduğumuz coğrafya hem tehditler hem de fırsatlar içermektedir. Bu konuda doğru hedefler belirleyip buna uygun olarak da doğru stratejiler ve eylem planları uyguladığımız takdirde, 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmış, gençlerine ve kadınlarına yeterli istihdam yaratabilmiş, dünyanın en güçlü ilk 10 ekonomisi içerisine girmemiz olasıdır. Özel bir öneme sahip olan Çukurova coğrafyası ise Türkiye'nin gelişiminde sıçrama yapacağı bir bölge konumundadır. Bu anlamda bu yıl tohumları atılan Mersin-Adana kardeşlik projesinin 2011 yılında filiz vereceğine ve kalkınmanın altyapısını oluşturan Çukurova Hava Limanı, Lojistik Merkez ve Tarsus-Kazanlı Kıyı Kesimi Turizm Projelerinin de bu birliği güçlendireceğine inancımız tamdır."