Ergenekon sanıklarının avukatının 28.5 yıl hapsi istendi

Ergenekon ve Balyoz soruşturmasında bazı sanıkların avukatlığını yapan Özbay Demirel'in 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, nitelikli yağm

Ergenekon ve Balyoz soruşturmasında bazı sanıkların avukatlığını yapan Özbay Demirel'in 'suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, nitelikli yağmaya teşebbüs ve ateşli silahlar kanuna muhalefet' suçlarından 28,5 yıla kadar hapsi istendi. Demirel'in üyesi olduğu iddia edilen örgütün haksız çıkar temin etmek amacıyla çek senet tahsilatçılığı ve yağma suçlarını işlediği iddia edildi.

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar tarafından hazırlanan 46 sayfalık iddianamede, aralarında avukat Özbay Demirel'in de bulunduğu 7'si tutuklu 10 şüpheli yer aldı. İddianamede, 19 Şubat 2008'de gelen bir ihbarda, "Kendisini Manisalı Volkan olarak tanıtan bir şahsın, yanında iki avukatı da çalıştırmak suretiyle iş takip bürosu işlettiği, ancak bu şahsın legal görünümlü iş takip bürosu adı altında özellikle yargılanma aşamasında olan veya cezaevine girmiş şahısların beraat ettirilmesi, daha az ceza alması gibi bir takım hukuk dışı işlemler yürüttüğü, bu işlemler karşılığında yüklü miktarlarda paralar aldığı. Manisalı Volkan isimli şahsın bir takım çek ve işlerinin tahsil ve takip edilmesinde güç kullanmak suretiyle ve ayrıca MİT ve JİTEM adını kullanarak bir takım rantlar elde etmeye çalıştığı ve bu konularda bir takım illegal yapılanmalar içerisine girdikleri." anlatıldı.

İhbar üzerine başlatılan çalışmalarda örgüt üyelerinin yaklaşık 2 yıl takip edildiği belirtildi. İddianamede, 26 Haziran 2010 tarihinde de aralarında lider olduğu belirtilen Volkan Çetin ve avukat Özbay Demirel'in de olduğu şüphelilere yönelik operasyon yapıldığı hatırlatıldı.

Telefon konuşmalarına yer verilen iddianamede, 17 Nisan 2008'de Volkan Çetin ile görüşen Özbay Demirel'in "Bu Sahrayı Cedit'teki neydi? Tefeci miydi?"sorusu üzerine Çetin'in "İyi onu ne yapacağız. Tamam ağabeycim. Hallederiz. Bir konuşuruz. Anasını ... ortalığın, koparırız yine." dediği anlatıldı. 21 Mayıs 2008'de Sabahattin Yavaş adlı şüpheliyle görüşen Özbay Demirel'in "Abi, şimdi onu Kartal Cezaevi'nde bizim elemanların yanına yerleştirdik" sözleri üzerine Yavaş'ın "Ne oldu, var mı paran?" diye sorduğu belirtildi. Demirel'in ise, "Onu öttürüyoruz işte anladın mı abi?" dediği ifade edildi. 30 Nisan 2008'de Çetin ile Yavaş arasında yapılan görüşmede Çetin'in "Bugün iki tane tefeci kopardım. Ayağımın biri kırıldı, hastanedeyim. Özbay'a veriyorum" dediği anlatılan iddianamede, telefonu alan Özbay Demirel'in "Konuşuruz sonra telefondayız abi, anladın mı?" dediği kaydedildi.

Zanlıların örgütü güçlü göstermek amacıyla bir kısım kamu görevlileri ile irtibat kurduklarını ya da kendilerini MİT veya JİTEM gibi gizli örgütlerle irtibat içerisinde gösterdikleri belirtildi. 19 Nisan 2008'de Volkan Çetin'i arayan Özbay Demirel'in Ergenekon'la ilgili bir operasyon olup olmayacağını sorduğu ve operasyonla ilgili bir duyum aldığını söylediği ifade edildi.

İddianamede, örgütün gerçekleştirdiği iddia edilen müştekiler Şükrü Kaya ve Tezcan Ulucan'a yönelik nitelikli yağma eylemleri de anlatıldı. Örgütün lideri Volkan Çetin'in Şükrü Kaya'yı "Ben MİT'çiyim" diye korkutmaya çalıştığı aktarıldı. Müşteki Tezcan Ulucan'ın 5 Mayıs 2008'de kaçırıldığı sırada aracı kullanan kişi olduğunu söylediği Özbay Demirel'in daha sonradan avukat olduğunu söylediği anlatıldı. İddianamede astsubay Murat Yaşar'la ilgili olarak bağlı olduğu askeri birliğe disiplin ve askeri suçlar yönünden suç duyurusunda bulunulduğu ifade edildi.

İddianamede örgütün liderliğini yaptığı iddia edilen Volkan Çetin'in "Silahlı suç örgütü kurmak, nitelikli yağma, nitelikli yağmaya teşebbüs, resmi evrakta sahtecilik" suçlarından 26 yıldan 51 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi. Avukat Özbay Demirel'e "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, nitelikli yağmaya teşebbüs ve ateşli silahlar kanuna muhalefet" suçlarından 14 yıldan 28,5 yıla kadar hapis cezası öngörülen iddianamede astsubay Murat Yaşar'ın "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, ateşli silahlar kanuna muhalefet, görevi kötüye kullanmak, yargı görevini yapanları etkilemeye teşebbüs, kamu görevlisinin suçu bildirmemesi, suç delillerini gizleme, yok etme, yetkili olmadığı bir iş için yarar sağlama, fuhşa aracılık etmek" suçlarından 14 yıldan 42 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianamede şüpheliler İsmet Ulucan ve Cüneyt Gürbüz'ün "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, nitelikli yağma ve nitelikli yağmaya teşebbüs" suçlarından 19 yıldan 31,5 yıla, şüpheliler Sıddık Gündüz, Latif Aşığçel, Nazım Alkan'ın "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, nitelikli yağma" suçlarından 11,5 yıldan 19, 5 yıla, şüpheli Hasan Algan'ın "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak, nitelikli yağmaya teşebbüs" suçlarından 9 yıldan 16,5 yıla ve şüpheli Sabahattin Yavaş'ın "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak ve ateşli silahlar kanuna muhalefet" suçlarından 6,5 yıldan 16,5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.