'Kirlilik' Ticareti Başlıyor

Küresel ısınmayla mücadelenin temelini oluşturan karbon emisyonunda tehdit ve fırsatlar Bursa'da masaya yatırıldı.

'Kirlilik' Ticareti Başlıyor
Çevre ile ilgili en önemli gündem maddelerinden biri olan iklim değişikliği ve bu konuda dünya çapında alınan tedbirlere dikkat çekmek maksadıyla BUSIAD Çevre ve İş Güvenliği Uzmanlık Grubu tarafından "Karbon emisyonu yönetiminde tehdit ve fırsatlar" paneli düzenlendi. Kültürpark'taki dernek binasında yapılan panelde konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Arif Özer, küresel iklim değişikliğiyle mücadele etmek için, Birleşmiş Milletler'in 1997'de Japonya'nın Kyoto şehrinde düzenlediği çevre toplantısında katılımcı hükümetler tarafından Kyoto sözleşmesinin imzalandığını hatırlatarak, "Gelişmiş ülkelerin sera etkisine sebep olan gazların salınımını 2008-2012 döneminde 1990 değerlerinin yüzde 5,2 altına indirmesi öngörülmektedir. Türkiye'nin de taraf olduğu Kyoto protokolüne ilişkin kanun tasarısı 17.02.2009'da resmi gazetede yayımlandı" dedi.
Anlaşmanın bazı esnek mekanizmaları olduğuna işaret eden Özer, "Mesela, belirli oranda salınım ticareti yapılabilecek. Temiz ve verimli enerji kullanan kuruluşlar, kullanmadıkları salınım iznini, limitin üstüne çıkan başka kuruluşlara satabilecek. Yani bir ülke, para karşılığında, az gaz salınımı olan bir ülkeden gaz salınımı yapma hakkı satın alabilecek. Söz konusu salınım izn belli bir bedelle el değiştirecek. Bir diğer yöntem de, ülkeler, başka ülkelerin karbondioksit gazını yutan bir takım projelere imza atmasıyla da salınım ticaretinden faydalanabilecek. Ağaçlandırma, yenilenebilir enerji santralleri gibi. Bu durumda, 'temiz enerji' kullanan veya çevreyi kirletmeyen kuruluşların elinde satılabilir daha az salınım izni kalırken, çevreyi kirleten kuruluşların bunu satın almaları gerekiyor. Düşük salınımlı enerji teşvik edilirken, yüksek salınımlı kirli enerjiler ise cezalandırılmış oluyor. Zaman içinde çevreyi kirletmenin maliyeti artacak" diye konuştu.
Kyoto ile daha az enerji ile ısınma, daha tasarruflu araçlar, daha az enerji tüketen teknoloji, ulaşımda ve çöp depolamada çevre unsurunun öne çıkacağını anlatan Özer, "Atmosfere bırakılan metan ve karbondioksit oranının düşürülmesi için alternatif enerji kaynaklarına yönelinilecek. Fosil yakıtlar yerine biyo dizel kullanılacak. Çimento, demir çelik ve kireç fabrikaları gibi yüksek enerji tüketen işletmelerde atık işlemleri yeniden düzenlenecek. Termik santrallerde daha az karbon çıkartan sistemler, teknolojiler devreye alınacak. Güneş enerjisinin önü açılacak. Nükleer enerjide karbon oranı sıfır olduğu için dünyada bu enerji ön plana çıkarılacak. Fazla yakıt tüketen ve fazla karbon üretenden daha fazla vergi alınacak" diye bilgi verdi.
Türkiye'nin Kyoto protokolünün ilk yükümlülük döneminde (2008-2012) sera gazı azaltma veya sınırlama yükümlülüğü olmadığını, bu yüzden emisyon ticaretine konu olan esneklik mekanizmalarından yararlanamadığını hatırlatan Özer, şunları söyledi:
"Ancak bu mekanizmalardan bağımsız olarak işleyen, çevresel ve sosyal sorumluluk ilkesi çerçevesinde kurulmuş gönüllü karbon piyasasına yönelik projeler Türkiye'de geliştirilmekte ve uygulanmaktadır. Kyoto'yu imzalayan bir ülke olmak, en azından küresel ısınmadaki payını kabul etmenin ve tedbir almaya başlamanın ilk adımı olacaktır".
Bureau Veritas Belgelendirme Bölümü Müdürü Mahmut Genç ise, gönüllü karbon piyasaları ve ürün standartları hakkında bilgi verdi.
Çevre Mühendisi Bade Cebeci de, ISO14064-1 standardı ve 16001 enerji yönetim sistemi standardı hakkında bilgi verdi. Sera gazlarının azaltılması ve kontrol altına alınmasında enerji yönetiminin önemine dikkati çeken Cebeci, standartlarla ilgili gerekenleri anlattı.
Panelin ikinci bölümünde konuşan Bursa Çimento Çevre Şefi İbrahim Çoğal, çimento sektöründe karbon emisyonları yönetimini ele aldı. Sera gazlarının dünyada gelişimi ve çimento sektörünün sera gazlarına katkı payından bahseden Çoğal, ülkemizin de taraf olduğu ve 2012'den itibaren yürürlüğe girecek olan Kyoto protokolü ve getireceği yükümlülüklerdeh bahsetti. Sektörün sera gazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik tekliflerini aktaran Çoğal, Bursa Çimento'da enerji verimliliği ve CO2 emisyonlarının azaltılması konusundaki çalışmaları anlattı.
İklim değişikliği kapsamında yürürlüğe girecek olan yönetmeliklerin sektörler üzerindeki etkilerinin ve önceden hazırlıklı olunmasının getireceği avantajların tartışıldığı panel büyük ilgi gördü.