Bdp'li Yıldız'dan 'Kürdistan' Şovu
BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız, BDP'li belediyelerde eş başkanlık sistemi uygulama planının Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'le ilgili olmadığını, bu sistemi siyasal alanın bütününe yaymak istediklerini açıkladı
BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız, BDP'li belediyelerde eş başkanlık sistemi uygulama planının Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'le ilgili olmadığını, bu sistemi siyasal alanın bütününe yaymak istediklerini açıkladı. Doğu ve Güneydoğu için 'Kürdistan' ifadesini kullanan Yıldız, "Doğu ve Güneydoğu'nun Kürtlerde bir karşılığı yoktur. Biz oraya Kürdistan ya da Welat, yani ülke deriz" dedi. Yıldız, BDP'ye yönelik saldırıları AK Parti'ye misliyle iade etme tehdidinde de
bulundu.
BDP Grup Başkanvekili Yıldız, Meclis'te BDP milletvekilleriyle birlikte basın toplantısı düzenledi. Yıldız, dün akşam saatlerinde BDP Genel Merkezi'ne bir saldırı düzenlendiğini belirterek, saldırganın bir taraftan çanta dolusu torpili patlatırken, bir yandan da döner bıçağıyla genel merkez görevlilerine saldırdığını ifade etti. Saldırganın daha önce de Diyarbakır'da Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'e saldırı hazırlığı yapan ve 'delidir' denilerek serbest bırakılan kişi olduğuna işaret eden
Yıldız, görüştükleri Terörle Mücadele Şubesi yetkililerinin saldırganın akli dengesinin yerinde olmadığını söylediklerini anlattı. Yıldız, "Deliler AK Parti'ye ve diğer partilere saldırmıyor nedense. Sadece bize saldırmaya şartlandırılmışlar" diye konuştu. AK Parti hükümetinin Kürtleri iki şekilde sindirmeye çalıştığını öne süren Yıldız şunları söyledi:
"Birincisi yöneticilerimize ve teşkilatlarımıza, açık fiziki saldırılar yapmaktadır. Yapanlara göz yummakta ve kollamaktadır. İkincisi başta Kürdistan olmak üzere güçlü olarak siyaset yaptığımız bütün alanlarda kadrolarımızı gözaltına almak, tutuklamak ve bazen de tutuklamadan ceza vermek suretiyle demokratik alanda siyaset yapanları tasfiye edip AK Parti'nin önünü açmaktadır. Kürtleri hem fiziki şiddetle, hem de antidemokratik yasa ve uygulamalarla sindirme politikasından sonra dönüp hem kamuoyuna, hem
de Kürtlere, 'Kürtlerin demokratik sahada siyaset yapmasının önünde ne engel var' deniyor. Bu iddia doğru mudur, kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Ancak bu delilerin eylemine karşı sessiz kalmayacağımızı, misliyle AK Parti'ye iade edeceğimizi belirtmek isterim."
Basın toplantısının sonunda Yıldız, gazetecilerin sorularını cevapladı. Meclis Pasta Dağıtım Esasları'nda yapılan değişiklikle bundan sonra milletvekillerine gelen postaların denetime tabi olmadan, doğrudan kurye elemanlarınca dağıtılacağının hatırlatılması üzerine Yıldız, daha önce kendilerine özellikle Kürtçe gelen dökümanların Meclis İdare Amirleri tarafından uygunluk denetimine tabi tutulduğunu hatırlattı. Uygun görülmeyenlerin geldikleri yere iade edildiğini anlatan Yıldız, "Neyi okuyup neyi
okuyamayacağımıza ne Meclis Başkanı, ne İdare Amiri, ne de bir başkası karar veremez. Böyle bir karar alınması olumlu. Ama güvenlik boyutu da ele alınmalı. Birisi gelip de hernalde, 'Şu bombayı BDP'ye götüreyim, oraya bırakayım' diyemeyecek. Güvenlik konusunda denetimler devam etmeli" şeklinde konuştu.
"OSMAN BAYDEMİR DIŞINDA 100 BELEDİYE BAŞKANIMIZ VAR"
BDP'nin belediyelerde eş başkanlık sistemine geçme hazırlığı içinde olduğu hatırlatılarak, 'Bu uygulamanın amacı Osman Baydemir'i cezalandırmak mı?' sorusunun yöneltilmesi üzerine Yıldız, bunun maksatlı bir yaklaşım olduğunu ifade etti. BDP'nin eş başkanlık sistemiyle yönetildiğini ve şimdiye kadar hiç kimsenin, 'Gültan Kışanak'ı etkisizleştirmek için Selahattin Demirtaş oradadır' yaklaşımı geliştirmediğini dile getiren Yıldız, BDP'nin bütün il ve ilçe örgütlerinde eş başkanlık sisteminin uygulandığını
kaydetti. Yıldız, "Bizim bunu siyasal alanımızın bütününe yaymak gibi bir yaklaşımımız baştan itibaren vardı. Bunu sadece getirip geçen haftalarda çokca tartışılan bir gündemle bağlantılandırmak doğru değil. Bana göre eş vekillik sistemi de gelmeli. Bizim yerelde olmadığımız sırada oradaki problemleri takip edecek, danışman diyoruz şimdi, eş vekillik sistemi de gelmeli ki biz daha çok yerelimizde ne olduğunu bilelim. Dolayısıyla bu demokratikleşme konusunda bir yaklaşımdır. Osman Baydemir dışında 100 tane
belediye başkanımız var. Bunu sadece bir belediyede somutlamayı art niyetli bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz" değerlendirmesini yaptı.
"URAS'LA SIKINTI OLSA ÖNCE PARTİ İÇİNDE KONUŞULURDU"
BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras'la parti yönetimi arasında kriz yaşandığı iddialarının hatırlatılması üzerine Yıldız, daha önce de benzer iddiaların ortaya atıldığını hatırlattı. Ufuk Uras'tan ya da BDP Genel Merkezi'nden buna ilişkin bir açıklama yapılmadığına dikkat çeken Yıldız, "Böyle bir durum sözkonusu değildir. Ufuk Uras ciddi bir birikime sahip siyasi gelenekten gelen bir arkadaşımız. Öyle bir problem olduğunda önce parti içinde konuşulur, tartışılır. Böyle bir durum yoktur. Ufuk bey herhalde
böyle dolaylı yoldan bunu tartışacak bir insan değil. Böyle bir durum sözkonusu değil. Böyle bir sıkıntımız yok. Partimiz dışındaki bazı gelişmeleri partimizin içindeki gelişmeler olarak yansıtmaya çalışan belirli arayışlar vardır. Bu arayışların bizi yıpratmaya yönelik olduğunu biliyoruz. Ufuk beyin böyle bir sıkıntısı, partimizin böyle bir sıkıntısı yoktur. Onu açıkça söylüyoruz" diye konuştu.
AK Partili bir bölge milletvekilinin, hakikatleri araştırma komisyonu kurulabileceğine dair BDP'ye bilgi verdiği şeklindeki haberlere ilişkin soru üzerine Yıldız, Meclis'e sundukları hakikatleri araştırma önergelerinin hepsinin AK Parti tarafından reddedildiğini hatırlattı. Şu ana kadar AK Parti'den 'bu alanda bir çalışma yapalım' önerisi gelmediğini belirten Yıldız, BDP olarak bu komisyonun mutlaka kurulması gerektiğine inandıklarını ifade etti.
"HUKUKSAL OLARAK EŞ BELEDİYE BAŞKANLARI OLAMAZ"
Yıldız, belediye başkanlarının seçimle işbaşına geldiklerinin hatırlatılması ve 'Seçilmişler için eş başkanlık sistemi nasıl uygulanacak?' sorusunun yöneltilmesi üzerine, bu konuda BDP Genel Başkanlarını örnek gösterdiklerini hatırlattı. Bu konuda hukuksal problemler olduğunu bildiklerini ifade eden Yıldız, "Hukuksal olarak eş belediye başkanları olamaz fakat fiili olarak böyle yürütüyoruz. İç hukukumuzda, parti hukukumuzda var. Kendi iç hukukumuzda bunu işletiyoruz. Yasal alanlarla problemler var" diye
konuştu.
Yıldız, okuduğu basın toplantısı metninde geçen 'Kürdistan' ve 'Bu saldırıları AK Parti'ye misliyle iade edeceğiz' ifadeleriyle ne kastettiğinin sorulması üzerine AK Parti'nin İçişleri Bakanı, Emniyet Müdürü, Valisi, Kaymakamı ve Terörle Mücadele Şubesi'nin bu saldırıları 'delilik' kisvesi altında gerekçelendirmesi halinde bunu kabul etmeyeceklerini dile getirdi. Milletvekillerine yönelik saldırıları kabul etmeyeceklerini ifade eden Yıldız, "Bunun misliyle nasıl iade edileceğinin şeklini, yöntemini biz
kendi içimizde konuşuruz. Buna karşı sessiz kalmayacağımızı, artık 'delilik' ya da 'bireysel eylem' meselesiyle bunu hükümetin geçiştirmesine izin vermeyeceğimizi belirtmek istiyoruz" şeklinde konuştu.
'Kürdistan' ifadesini kullandıkları için haklarında onlarca dosya bulunduğunu hatırlatan Yıldız, Kürdistan'ın bin yıl önce değil 5 bin yıl önce de Kürtlerin kararlı bir şekilde üzerinde çoğunluk olarak yaşadıkları coğrafyanın adı olduğunu belirtti. Selçuklu'nun, Osmanlı'nın, Mustafa Kemal'in ve Bengi Yıldız'ın da Kürdistan dediği Kürt coğrafyasına tüm Kürtlerin 'Kürdistan' dediklerini ifade eden Yıldız şöyle konuştu:
"Ya Kürdistan deriz, ya da Welat deriz. Yani ülke deriz. Sen AK Partili Kürde de, BDP'li Kürde de sorsan sana vereceği cevap ya Kürdistan'dır, ya Welat'tır. Doğu ve Güneydoğu'nun Kürtçe'de karşılığı yoktur. Gidin herhangi bir AK Partili'ye, herhangi bir CHP'liye, otogarda Batman'a, Diyarbakır'a gidiyorsa, 'Nereye gidiyorsunuz?' dediğinizde ya 'Kürdistan'a gidiyorum' diyecek, ya da 'Welat'a gidiyorum' diyecek. Kürdistan dediğimizde illa siyasi bir coğrafya anlamında değil. Tarihte öyle adlandırılmış,
Sultan Sencer'den Mustafa Kemal'e kadar herkes oraya Kürdistan demiş. 80 yıldır 'Doğu ve Güneydoğu' denmesinin bizim cephemizde bir karşılığı yoktur."
"BEN TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN MİLLETVEKİLİYİM"
Yıldız, 'Siz Türkiye'nin milletvekili misiniz, Kürdistan'ın milletvekili misiniz?' sorusuna, "Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin milletvekiliyim' karşılığını verdi. Doğu ve Güneydoğu ifadesinin pratik karşılığı bulunmadığını belirten Yıldız, "Sizin orayı nasıl formüle ettiğiniz, gerçek hayatta yansımasını bulmalı. Gerçek hayatta bir yansıması yoktur. Doğu ve Güneydoğu'nun Kürtlerde bir karşılığı yoktur. Siyasi bir argüman olarak, malzeme olsun diye söylemiyorum. Kürdistan dediğimde Türkiye'nin dısunşındaki bir
siyasi organizasyonu, siyasi coğrafyayı kastetmiyorum. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yere kimisi Kürt coğrafyası diyor, kimisi Kürdistan diyor, kimisi Doğu ve Güneydoğu Anadolu diyor, kimisi bölge diyor, kimisi 'orası' diyor" diye konuştu.
KESK içinde yaşanan gelişmelerle ilgili soru üzerine Yıldız, bu konunun tamamen KESK'in iç sorunu olduğunu söyledi. "İstifalarla, disiplin tedbirleriyle kendi içinde çözüyor. Bizim tartışmamızın dışında. Nasıl bizim partimizdeki tartışmalar KESK'i ilgilendirmiyorsa, KESK'in içindeki sorunlar da bizi ilgilendirmiyor. Ama tabii ki bu gelişmeleri biz de izliyoruz ve üzülüyoruz" dedi.
Yıldız, 'Sizce Genel Sekreter Emir Ali Şimşek istifa etmeli mi?' sorusuna, "Sorumlu düzeyde olan insanlar eğer tartışılıyorlarsa bir ölçüde gereğini de yapmaları gerekir" cevabını verdi.
(ZÇ-CC-Y)
bulundu.
BDP Grup Başkanvekili Yıldız, Meclis'te BDP milletvekilleriyle birlikte basın toplantısı düzenledi. Yıldız, dün akşam saatlerinde BDP Genel Merkezi'ne bir saldırı düzenlendiğini belirterek, saldırganın bir taraftan çanta dolusu torpili patlatırken, bir yandan da döner bıçağıyla genel merkez görevlilerine saldırdığını ifade etti. Saldırganın daha önce de Diyarbakır'da Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'e saldırı hazırlığı yapan ve 'delidir' denilerek serbest bırakılan kişi olduğuna işaret eden
Yıldız, görüştükleri Terörle Mücadele Şubesi yetkililerinin saldırganın akli dengesinin yerinde olmadığını söylediklerini anlattı. Yıldız, "Deliler AK Parti'ye ve diğer partilere saldırmıyor nedense. Sadece bize saldırmaya şartlandırılmışlar" diye konuştu. AK Parti hükümetinin Kürtleri iki şekilde sindirmeye çalıştığını öne süren Yıldız şunları söyledi:
"Birincisi yöneticilerimize ve teşkilatlarımıza, açık fiziki saldırılar yapmaktadır. Yapanlara göz yummakta ve kollamaktadır. İkincisi başta Kürdistan olmak üzere güçlü olarak siyaset yaptığımız bütün alanlarda kadrolarımızı gözaltına almak, tutuklamak ve bazen de tutuklamadan ceza vermek suretiyle demokratik alanda siyaset yapanları tasfiye edip AK Parti'nin önünü açmaktadır. Kürtleri hem fiziki şiddetle, hem de antidemokratik yasa ve uygulamalarla sindirme politikasından sonra dönüp hem kamuoyuna, hem
de Kürtlere, 'Kürtlerin demokratik sahada siyaset yapmasının önünde ne engel var' deniyor. Bu iddia doğru mudur, kamuoyunun dikkatine sunuyoruz. Ancak bu delilerin eylemine karşı sessiz kalmayacağımızı, misliyle AK Parti'ye iade edeceğimizi belirtmek isterim."
Basın toplantısının sonunda Yıldız, gazetecilerin sorularını cevapladı. Meclis Pasta Dağıtım Esasları'nda yapılan değişiklikle bundan sonra milletvekillerine gelen postaların denetime tabi olmadan, doğrudan kurye elemanlarınca dağıtılacağının hatırlatılması üzerine Yıldız, daha önce kendilerine özellikle Kürtçe gelen dökümanların Meclis İdare Amirleri tarafından uygunluk denetimine tabi tutulduğunu hatırlattı. Uygun görülmeyenlerin geldikleri yere iade edildiğini anlatan Yıldız, "Neyi okuyup neyi
okuyamayacağımıza ne Meclis Başkanı, ne İdare Amiri, ne de bir başkası karar veremez. Böyle bir karar alınması olumlu. Ama güvenlik boyutu da ele alınmalı. Birisi gelip de hernalde, 'Şu bombayı BDP'ye götüreyim, oraya bırakayım' diyemeyecek. Güvenlik konusunda denetimler devam etmeli" şeklinde konuştu.
"OSMAN BAYDEMİR DIŞINDA 100 BELEDİYE BAŞKANIMIZ VAR"
BDP'nin belediyelerde eş başkanlık sistemine geçme hazırlığı içinde olduğu hatırlatılarak, 'Bu uygulamanın amacı Osman Baydemir'i cezalandırmak mı?' sorusunun yöneltilmesi üzerine Yıldız, bunun maksatlı bir yaklaşım olduğunu ifade etti. BDP'nin eş başkanlık sistemiyle yönetildiğini ve şimdiye kadar hiç kimsenin, 'Gültan Kışanak'ı etkisizleştirmek için Selahattin Demirtaş oradadır' yaklaşımı geliştirmediğini dile getiren Yıldız, BDP'nin bütün il ve ilçe örgütlerinde eş başkanlık sisteminin uygulandığını
kaydetti. Yıldız, "Bizim bunu siyasal alanımızın bütününe yaymak gibi bir yaklaşımımız baştan itibaren vardı. Bunu sadece getirip geçen haftalarda çokca tartışılan bir gündemle bağlantılandırmak doğru değil. Bana göre eş vekillik sistemi de gelmeli. Bizim yerelde olmadığımız sırada oradaki problemleri takip edecek, danışman diyoruz şimdi, eş vekillik sistemi de gelmeli ki biz daha çok yerelimizde ne olduğunu bilelim. Dolayısıyla bu demokratikleşme konusunda bir yaklaşımdır. Osman Baydemir dışında 100 tane
belediye başkanımız var. Bunu sadece bir belediyede somutlamayı art niyetli bir yaklaşım olarak değerlendiriyoruz" değerlendirmesini yaptı.
"URAS'LA SIKINTI OLSA ÖNCE PARTİ İÇİNDE KONUŞULURDU"
BDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras'la parti yönetimi arasında kriz yaşandığı iddialarının hatırlatılması üzerine Yıldız, daha önce de benzer iddiaların ortaya atıldığını hatırlattı. Ufuk Uras'tan ya da BDP Genel Merkezi'nden buna ilişkin bir açıklama yapılmadığına dikkat çeken Yıldız, "Böyle bir durum sözkonusu değildir. Ufuk Uras ciddi bir birikime sahip siyasi gelenekten gelen bir arkadaşımız. Öyle bir problem olduğunda önce parti içinde konuşulur, tartışılır. Böyle bir durum yoktur. Ufuk bey herhalde
böyle dolaylı yoldan bunu tartışacak bir insan değil. Böyle bir durum sözkonusu değil. Böyle bir sıkıntımız yok. Partimiz dışındaki bazı gelişmeleri partimizin içindeki gelişmeler olarak yansıtmaya çalışan belirli arayışlar vardır. Bu arayışların bizi yıpratmaya yönelik olduğunu biliyoruz. Ufuk beyin böyle bir sıkıntısı, partimizin böyle bir sıkıntısı yoktur. Onu açıkça söylüyoruz" diye konuştu.
AK Partili bir bölge milletvekilinin, hakikatleri araştırma komisyonu kurulabileceğine dair BDP'ye bilgi verdiği şeklindeki haberlere ilişkin soru üzerine Yıldız, Meclis'e sundukları hakikatleri araştırma önergelerinin hepsinin AK Parti tarafından reddedildiğini hatırlattı. Şu ana kadar AK Parti'den 'bu alanda bir çalışma yapalım' önerisi gelmediğini belirten Yıldız, BDP olarak bu komisyonun mutlaka kurulması gerektiğine inandıklarını ifade etti.
"HUKUKSAL OLARAK EŞ BELEDİYE BAŞKANLARI OLAMAZ"
Yıldız, belediye başkanlarının seçimle işbaşına geldiklerinin hatırlatılması ve 'Seçilmişler için eş başkanlık sistemi nasıl uygulanacak?' sorusunun yöneltilmesi üzerine, bu konuda BDP Genel Başkanlarını örnek gösterdiklerini hatırlattı. Bu konuda hukuksal problemler olduğunu bildiklerini ifade eden Yıldız, "Hukuksal olarak eş belediye başkanları olamaz fakat fiili olarak böyle yürütüyoruz. İç hukukumuzda, parti hukukumuzda var. Kendi iç hukukumuzda bunu işletiyoruz. Yasal alanlarla problemler var" diye
konuştu.
Yıldız, okuduğu basın toplantısı metninde geçen 'Kürdistan' ve 'Bu saldırıları AK Parti'ye misliyle iade edeceğiz' ifadeleriyle ne kastettiğinin sorulması üzerine AK Parti'nin İçişleri Bakanı, Emniyet Müdürü, Valisi, Kaymakamı ve Terörle Mücadele Şubesi'nin bu saldırıları 'delilik' kisvesi altında gerekçelendirmesi halinde bunu kabul etmeyeceklerini dile getirdi. Milletvekillerine yönelik saldırıları kabul etmeyeceklerini ifade eden Yıldız, "Bunun misliyle nasıl iade edileceğinin şeklini, yöntemini biz
kendi içimizde konuşuruz. Buna karşı sessiz kalmayacağımızı, artık 'delilik' ya da 'bireysel eylem' meselesiyle bunu hükümetin geçiştirmesine izin vermeyeceğimizi belirtmek istiyoruz" şeklinde konuştu.
'Kürdistan' ifadesini kullandıkları için haklarında onlarca dosya bulunduğunu hatırlatan Yıldız, Kürdistan'ın bin yıl önce değil 5 bin yıl önce de Kürtlerin kararlı bir şekilde üzerinde çoğunluk olarak yaşadıkları coğrafyanın adı olduğunu belirtti. Selçuklu'nun, Osmanlı'nın, Mustafa Kemal'in ve Bengi Yıldız'ın da Kürdistan dediği Kürt coğrafyasına tüm Kürtlerin 'Kürdistan' dediklerini ifade eden Yıldız şöyle konuştu:
"Ya Kürdistan deriz, ya da Welat deriz. Yani ülke deriz. Sen AK Partili Kürde de, BDP'li Kürde de sorsan sana vereceği cevap ya Kürdistan'dır, ya Welat'tır. Doğu ve Güneydoğu'nun Kürtçe'de karşılığı yoktur. Gidin herhangi bir AK Partili'ye, herhangi bir CHP'liye, otogarda Batman'a, Diyarbakır'a gidiyorsa, 'Nereye gidiyorsunuz?' dediğinizde ya 'Kürdistan'a gidiyorum' diyecek, ya da 'Welat'a gidiyorum' diyecek. Kürdistan dediğimizde illa siyasi bir coğrafya anlamında değil. Tarihte öyle adlandırılmış,
Sultan Sencer'den Mustafa Kemal'e kadar herkes oraya Kürdistan demiş. 80 yıldır 'Doğu ve Güneydoğu' denmesinin bizim cephemizde bir karşılığı yoktur."
"BEN TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN MİLLETVEKİLİYİM"
Yıldız, 'Siz Türkiye'nin milletvekili misiniz, Kürdistan'ın milletvekili misiniz?' sorusuna, "Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin milletvekiliyim' karşılığını verdi. Doğu ve Güneydoğu ifadesinin pratik karşılığı bulunmadığını belirten Yıldız, "Sizin orayı nasıl formüle ettiğiniz, gerçek hayatta yansımasını bulmalı. Gerçek hayatta bir yansıması yoktur. Doğu ve Güneydoğu'nun Kürtlerde bir karşılığı yoktur. Siyasi bir argüman olarak, malzeme olsun diye söylemiyorum. Kürdistan dediğimde Türkiye'nin dısunşındaki bir
siyasi organizasyonu, siyasi coğrafyayı kastetmiyorum. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı yere kimisi Kürt coğrafyası diyor, kimisi Kürdistan diyor, kimisi Doğu ve Güneydoğu Anadolu diyor, kimisi bölge diyor, kimisi 'orası' diyor" diye konuştu.
KESK içinde yaşanan gelişmelerle ilgili soru üzerine Yıldız, bu konunun tamamen KESK'in iç sorunu olduğunu söyledi. "İstifalarla, disiplin tedbirleriyle kendi içinde çözüyor. Bizim tartışmamızın dışında. Nasıl bizim partimizdeki tartışmalar KESK'i ilgilendirmiyorsa, KESK'in içindeki sorunlar da bizi ilgilendirmiyor. Ama tabii ki bu gelişmeleri biz de izliyoruz ve üzülüyoruz" dedi.
Yıldız, 'Sizce Genel Sekreter Emir Ali Şimşek istifa etmeli mi?' sorusuna, "Sorumlu düzeyde olan insanlar eğer tartışılıyorlarsa bir ölçüde gereğini de yapmaları gerekir" cevabını verdi.
(ZÇ-CC-Y)