CHP Lideri Kılıçdaroğlu Türk-İş'i ziyaret etti
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, taşeron işçiliğine karşı olduklarını belirterek, "İnsana yakışmayan bu durumu kaldıracağız" dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum, Genel Başkan Yardımcıları Gürsel Tekin, İzzet Çetin, Umut Oran, CHP milletvekilleri Bayram Meral, Cevdet Selvi ile birlikte Türk-İş'i ziyaret etti. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Kılıçdaroğlu'nu kapıda karşıladı. Yapılan görüşmenin ardından Kumlu ve Kılıçdaroğlu düzenledikleri ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu. İlk olarak sözü alan Kumlu, konuşmasına "Sosyal demokrat partiler tüm çalışan örgütleri kucaklamayı görev saymaktadır.
Ziyaretinizi bu kucaklamanın ifadesi olarak görüyor ve teşekkür ediyorum" diyerek başladı. Aradan 30 yıl geçmesine rağmen çalışma hayatının henüz 12 Eylül askeri darbesinden aldığı yaraları saramadığını belirten Kumlu, "30 yıldır iktidar olan siyasi partiler, çalışanların arzu ettiği yasal düzenlemeleri gerçekleştirememiş, özellikle örgütlenmenin önündeki engeller nedeniyle sendikalar yıllar içinde ciddi kan kayıpları yaşamıştır" dedi.
Sendikaların demokrasinin vazgeçilmez kurumları olduğuna işaret eden Kumlu, bu yapılanmaların iktidar uygulamasının bir aynası olduğunu söyledi. Kumlu, "Sendikalar ve sivil toplum örgütleri, ne kadar güçlüyse, hükümet kendini o kadar net görebilecek ve hatasını telafi imkanına o kadar çabuk kavuşacaktır. Hükümetler sendikaların zayıflamasından sevinç duyarak bu aynayı kırma yoluna gidebilir. Ya da var olan aynaya hiç bakmama yolunu seçebilir. Ama o zaman da yönsüzlük duygusuna kapılıp toplumsal
koordinatlarını şaşırmış olmanın getireceği olumsuzluklara katlanmak zorunda kalır" diye konuştu.
İşsizlik ve yolsuzluğun on yıllardır Türkiye'nin değişmeyen tek gündem maddesi olduğunu ifade eden Kumlu, şöyle konuştu:
"İşsizlik sorununu çözmek aslında bir insanlık görevidir. Ama bu sorunu çözeceğim diye çalışan haklarına göz dikmek, çalışma hayatında kuralsızlığı hakim kılmaya çalışmak toplumsal yaşantımıza daha çok zarar verecektir. Türkiye'de eğer bir ulusal istihdam stratejisi oluşturacaksa , bunun temel ayağını esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması, kıdem tazminatının budanması, özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi verilmesi, bölgesel asgari ücret uygulaması gibi işveren taleplerini içeren
yaklaşımlar oluşturmamalıdır. Türkiye, çalışanların sahip olduğu hakları gözü gibi korumalı, daha fazla vermeyi hedeflemelidir."
Türk-İş'in aileleri ve etkilediği doğal çevre ile birlikte seçim sandığında ciddi bir yüzdeye sahip olduğunu belirten Kumlu, "Eğer bugün dönemin en yüksek oyunu alan siyasi partileri siyaset sahnesinden silindiyse, bunda Türk-İş topluluğunun rolü büyüktür. Kurumsal olarak Türk-İş bugüne kadar hiçbir genel seçimde herhangi bir siyasi partiden yana tavır koymamıştır ama üyelerimiz kendi sağduyulu muhasebesiyle her zaman gereğini yapmıştır" dedi.
Kumlu, Kılıçdaroğlu'nun genel başkan seçilmesinden bu yana çalışanlar, işsizler, emekliler, kayıt dışı çalışanların ve taşeron işçilerin sorunlarına işaret eden söylemlerinin Türk-İş topluluğunda heyecan yarattığını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, sözlerine Kumlu'nun yaptığı konuşmanın altına imza attığını söyleyerek başladı. Sendikaların demokrasinin olduğu kadar sosyal devletin de vazgeçilmez kurumu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sendikaların, örgütlenmenin olmadığı, ezilenlerin hakkının savunulmadığı bir sosyal devlet olamayacağını ifade etti. Taşeron işçiliğinin çalışanların önünde en büyük tehdit olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "CHP olarak biz taşeron işçiliğine karşıyız ve insana yakışmayan bu
durumu kaldıracağız" dedi.
Konuşmasında başörtüsü konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, "Mademki siz türbanlı kızları seviyorsunuz, İstanbul'da merdiven altında binlerce türbanlı çalışan var. Köle düzeninde çalıştırılıyorlar. Ey hükümet sen nerdesin? AK Parti buna sahip çıkıyor mu?" diye konuştu.
Parlamentodan Başbakan'ın başkanlığında işçi ve işveren temsilcilerinin de katıldığı 3 ayda bir Ekonomik Sosyal Konsey toplantısının yapılmasına ilişkin yasal düzenlemenin çıktığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bırakın 3 ayı, 3 yıldır bile toplanmadı. Bu hükümetin parlamento iradesini gasp etmesidir" dedi.
Kılıçdaroğlu, Türk-İş'in daha aktif olmasını ve bu söylemlerini her yerde, her ortamda söylemelerini istedi. Kılıçadroğlu, bütün işçilere sahip çıkacaklarını sözlerine ekledi.
Ziyaretinizi bu kucaklamanın ifadesi olarak görüyor ve teşekkür ediyorum" diyerek başladı. Aradan 30 yıl geçmesine rağmen çalışma hayatının henüz 12 Eylül askeri darbesinden aldığı yaraları saramadığını belirten Kumlu, "30 yıldır iktidar olan siyasi partiler, çalışanların arzu ettiği yasal düzenlemeleri gerçekleştirememiş, özellikle örgütlenmenin önündeki engeller nedeniyle sendikalar yıllar içinde ciddi kan kayıpları yaşamıştır" dedi.
Sendikaların demokrasinin vazgeçilmez kurumları olduğuna işaret eden Kumlu, bu yapılanmaların iktidar uygulamasının bir aynası olduğunu söyledi. Kumlu, "Sendikalar ve sivil toplum örgütleri, ne kadar güçlüyse, hükümet kendini o kadar net görebilecek ve hatasını telafi imkanına o kadar çabuk kavuşacaktır. Hükümetler sendikaların zayıflamasından sevinç duyarak bu aynayı kırma yoluna gidebilir. Ya da var olan aynaya hiç bakmama yolunu seçebilir. Ama o zaman da yönsüzlük duygusuna kapılıp toplumsal
koordinatlarını şaşırmış olmanın getireceği olumsuzluklara katlanmak zorunda kalır" diye konuştu.
İşsizlik ve yolsuzluğun on yıllardır Türkiye'nin değişmeyen tek gündem maddesi olduğunu ifade eden Kumlu, şöyle konuştu:
"İşsizlik sorununu çözmek aslında bir insanlık görevidir. Ama bu sorunu çözeceğim diye çalışan haklarına göz dikmek, çalışma hayatında kuralsızlığı hakim kılmaya çalışmak toplumsal yaşantımıza daha çok zarar verecektir. Türkiye'de eğer bir ulusal istihdam stratejisi oluşturacaksa , bunun temel ayağını esnek çalışma biçimlerinin yaygınlaştırılması, kıdem tazminatının budanması, özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisi verilmesi, bölgesel asgari ücret uygulaması gibi işveren taleplerini içeren
yaklaşımlar oluşturmamalıdır. Türkiye, çalışanların sahip olduğu hakları gözü gibi korumalı, daha fazla vermeyi hedeflemelidir."
Türk-İş'in aileleri ve etkilediği doğal çevre ile birlikte seçim sandığında ciddi bir yüzdeye sahip olduğunu belirten Kumlu, "Eğer bugün dönemin en yüksek oyunu alan siyasi partileri siyaset sahnesinden silindiyse, bunda Türk-İş topluluğunun rolü büyüktür. Kurumsal olarak Türk-İş bugüne kadar hiçbir genel seçimde herhangi bir siyasi partiden yana tavır koymamıştır ama üyelerimiz kendi sağduyulu muhasebesiyle her zaman gereğini yapmıştır" dedi.
Kumlu, Kılıçdaroğlu'nun genel başkan seçilmesinden bu yana çalışanlar, işsizler, emekliler, kayıt dışı çalışanların ve taşeron işçilerin sorunlarına işaret eden söylemlerinin Türk-İş topluluğunda heyecan yarattığını söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, sözlerine Kumlu'nun yaptığı konuşmanın altına imza attığını söyleyerek başladı. Sendikaların demokrasinin olduğu kadar sosyal devletin de vazgeçilmez kurumu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sendikaların, örgütlenmenin olmadığı, ezilenlerin hakkının savunulmadığı bir sosyal devlet olamayacağını ifade etti. Taşeron işçiliğinin çalışanların önünde en büyük tehdit olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "CHP olarak biz taşeron işçiliğine karşıyız ve insana yakışmayan bu
durumu kaldıracağız" dedi.
Konuşmasında başörtüsü konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, "Mademki siz türbanlı kızları seviyorsunuz, İstanbul'da merdiven altında binlerce türbanlı çalışan var. Köle düzeninde çalıştırılıyorlar. Ey hükümet sen nerdesin? AK Parti buna sahip çıkıyor mu?" diye konuştu.
Parlamentodan Başbakan'ın başkanlığında işçi ve işveren temsilcilerinin de katıldığı 3 ayda bir Ekonomik Sosyal Konsey toplantısının yapılmasına ilişkin yasal düzenlemenin çıktığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Bırakın 3 ayı, 3 yıldır bile toplanmadı. Bu hükümetin parlamento iradesini gasp etmesidir" dedi.
Kılıçdaroğlu, Türk-İş'in daha aktif olmasını ve bu söylemlerini her yerde, her ortamda söylemelerini istedi. Kılıçadroğlu, bütün işçilere sahip çıkacaklarını sözlerine ekledi.