Bülent Arınç Manisa'da
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, memleketi Manisa'da partisinin il danışma meclisi toplantısında yaptığı toplantıda, "Gerçek anlamda laiklik, din ve vicdan özgürlüğüdür
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, memleketi Manisa'da partisinin il danışma meclisi toplantısında yaptığı toplantıda, "Gerçek anlamda laiklik, din ve vicdan özgürlüğüdür. Laik devlet kılık kıyafetle uğraşmaz" dedi.
Pazarcılar Odası salonunda düzenlenen toplantıya Arınç'ın yanı sıra AK Parti Manisa Milletvekilleri Recai Berber, Mehmet Çerçi, İl Genel Meclisi Başkanı Abdurrahim Arslan, AK Parti İl Başkanı Abdurrahim Arslan, teşkilat başkanları ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. Arınç, Manisa Pazarcılar Odası'nda düzenlenen AK Parti Manisa İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada şunları söyledi: "403 bin 'evet' oyu çıkmasının 'hayır' oyu kampanyaları içinde tehdit ağır sözler ve iftiralara rağmen çok büyük
bir başarı sayılabilir. Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz. Mazeret üretmeyeceğiz. 'Evet' oyları çok daha fazla olmalıydı, olabilirdi. Bunun için daha çok gayret göstermeliydik. Yapabildiğimiz bu oldu. Eksiğiyle fazlasıyla Türkiye'nin ilerlemesi güçlenmesi büyümesi kalkınması daha ileri demokrasiye kavuşması için 'evet' oyu kullanmanı çok önemli olduğunu çok doğru olduğunu düşünen bir insanım."
Değişimin çok güçlü olduğunu ve değişimlere ayak uyduramayanların etkisiz hale geleceğini belirten Arınç, partisinin iktidarlık süresince yaptığı politikalardan bahsederek şöyle konuştu:" Değişime ayak uyduramayanlar yuvarlanıp giderler, güçsüzleşir etkisizleşirler. Hayat mobildir hareketlidir. Her gün yeni ihtiyaçlar ortaya çıkar. Dünyayı bir internetin tuşuna basmak suretiyle daha rahat takip edebilirisiniz. AK Parti kendisini yenileyen değişim ve dönüşümün gücüne inanan bir parti olarak bundan 8-9 yıl
önce kuruldu. 14 Ağustos 2001 de kurulduğumuz gün bütün Türkiye bizi kucakladı, bağrına bastı. 'Sizi beğendik size güveniyoruz' dediler. Sizin aile fotoğrafınızı çok sevdik dediler. Çünkü onlar yıllarca aile fotoğrafı adı altında hırsızların bir araya geldiğini görmüşlerdi. AK Parti fotoğrafında hep dürüst namuslu insanlar gördüler. Dokuz sene önce neysek bugün daha güçlüyüz. Yüzde 47'leri benim hafızam almamıştı. Şimdi aklı başında kalem erbabı köşe yazarları AK Parti yüzde 50'nin üzerinde oy alacak diyor.
Hatta Allah söyletiyor diyorum ben. Ben bu kadarını söyleyemiyorum da birisi yüzde 70'leri fısıldıyor. Bunlar hayal değil. Şimdi geldiğimiz noktaya bakın."
Saatte 257 km yapan hızlı tren yaptıklarını anlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ankara-Eskişehir bir senedir devam ediyor faaliyette. Eskişehirli şimdi ne düşünüyor, sabah kahvaltısını Ankara'da yapayım Cuma namazını Hacı Bayram da kılayım. Ne güzel bir şey. Ben 20 sene evvel Fransa'da görmüştüm. Saatte 220 km yapıyor. Memleketime baktım üzüldüm ve utandım. 7 sene önce Japonya'ya gittim. Saatte 330 km hızla giden trenleri var. Yarabbi neden benim ülkemde yok. 'Demiryollarını ördük, dört beş baştan'
diye marşlar var. Senin demiryollarında Alaşehir'e 1.5 saatte, Kırkağaç'a 1 saat 20 dakikada, Soma'ya 2 saatte dıgıdık dıgıdık gidiyorsun. 17 Aralık'ta bütün dünya Konya'da olur. Bize de bu sene talimat verdi başbakan '17 Aralık'a kadar bitireceksiniz.' Şeb-i Aruz günü, Konya-Ankara arası 6 saatten 2 buçuk saate inecek, devrim budur."
Manisa'ya da sürat treni geldiğini anlatan Arınç, şöyle konuştu: "Bu hizmettir. Nereden bulursun bu kadar parayı bu işleri yaparsın kardeşim. Adam inandı mı tekeden süt çıkarır. Yeter ki işini iyi bil, inan buna. Yüksek hızlı tren Allah'ın izniyle bu çok önemli bir iştir. 6.5 milyar liraya ihale edilen Gebze-İzmir otobanı inşaata başlıyor. İstanbul-İzmir'i 3.5 saate düşünüyoruz. Zaten her tarafı bölünmüş yol yapmıştık. Şimdi az geldi otoban ve asma köprüyle körfezi geçiş projesi yapıyoruz. 6.5 milyar.
Aklınız varsa bu işler yapılıyor. Aklı var AK Parti'nin."
Yap-işlet-devret metoduyla bütün havalimanını yenilediklerini anlatan Arınç, sözlerine şöyle devam etti: "Yüksek hızla trenler yapıyoruz. Bu işler akıl etmekle olur. Boğaz Köprüsüne karşı çıkan eski solcuların kulağı çınlasın. Boğaz Köprüsü oluyordu da, adam 'ben üniversite talebesiyim, bize zapt köprüsü lazım' diyor. Aklı 80 sene öncesinde kalmış. Hiç değişmemiş. Hiç aklı bu duvardan ötesini görmüyor. Türkiye'nin geliştiğinin farkında değil. İkincisi oldu. Üçüncüsü olacak. Şimdi onlar yetmediği için
boğaz altından Marmaray geçişi yapıyoruz . Boğazın altından hem tren geçecek hem karayolu şeklinde tüp geçit yapıyoruz. Bunların aklı bunu almaz. Bunlar kavgayla çekişmeyle meşgul. Karşılarına din diye laiklikliği almışlar başka hiçbir şeye kafaları basmıyor. Birbirlerini bununla itham ediyorlar. Bununla suçlamaya çalışıyorlar."
Oysa laikliğin din ve vicdan özgürlüğü olduğunu anlatan Arınç, sözlerine şöyle devam etti: "Herkes inanır veya inanmaz inanmayana kızmak inananı yükseklere çıkarmak değil. Herkese devletin eşit gözle bakması. Devletin özgürlük ortamını sağlaması. Başını örtmeyenlere de örtenler de şöyle açacaksın böyle örteceksin demez devlet. Laik devlet ikisine de sahip çıkar. Kılık kıyafetle uğraşmaz. Bunları bireysel tercih ederler. Kemal bey, o Recep bey dediği için söylüyorum. Karşısındakini bununla suçluyor, diyor
ki 'artık laikliği konuşmanın da tadı kaçtı, biraz da sosyal devlet olmaya bakalım.' Önder bey de yani karşısındaki zaat 'biz buna laf söyletmeyiz' diyor. Kavgalarına bakın. Birbirlerini dikdatörlükle suçluyorlar. Öbürü onu koltuğuna yapışmakla suçluyor, kavga ediyorlar. Değişime direnen partide çatırdamalara yol açıyor. AK Parti çıktıktan sonra Türk siyaseti yeniden dizayn edildi. Herkes buna uymak zorunda. Statükocu olanlar kaybediyorlar."
100. YILDA DÜNYA EKONOMİSİNİN İLK SIRASINI ALACAĞIZ
Bakan Arınç, ekonomi anlamında Türkiye'nin iç ve dış piyasa durumlarını değerlendirerek Cumhuriyetin 100. yıl coşkusunda Türkiye'nin ilk sıralarda yer alacağını belirtti. Bakan Arınç şöyle konuştu: "Cumhuriyet'in 100. yılında dünya ekonomileri içinde ilk sıraya geleceğiz. Fert başına gelen milli geliri 25 bin dolara getireceğiz. Bu iddiadır. Bu iddia neye benziyor. Bizim genel başkanımız 'benim partim 2. olursa ben siyaseti bırakırım' diyor ve karşısındakilere teklifte bulunuyor siz de aynı şeyi
söyleyin. 40 defa mağlup olmasına perişan olmasına rağmen hala burada kalacağım diye iddia etmemeli. Çekilmenin yolunu, istifa etmenin erdemini bilmeli. Başbakan desteksiz söylemiyor. 'Eğer benim partim 2. parti olursa ben siyaseti başka arkadaşıma bırakırım kendimi başarısız kabul ederim.' Batıdaki demokrasinin güzel örneklerinden biridir. Bunu zamanında Baykal'a teklif etti, 'beni ilgilendirmez' dedi. Bahçeli'ye dedi, duymazdan geldi. Birinci olma iddiası yok. İkinci olması şüpheli olduğu için böyle
teklifi duyacak değiller. Biz tek başına iktidarız. İyinin daha iyisi var. Daha bu yol çok güzel oldu ama ah şu Sabuncubeli olmasa. Bu Sabuncubeli'de kazalar oluyor. Bazen freni patlayan bir kamyon önündekilerin hepisini alıp götürüyor. Bu doğru bir şey mi."
Konuşmasında "Keşke Sabuncubeli yokuşu olmasa" ifadelerini kullanan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şuraya bir tünel yapılsa da bu tünelle İzmir-Manisa birbirine bağlansa. Sabuncubeli'ni baypas etsek nasıl olur. Günün birinde bir sene önce ulaştırma bakanımız Manisa'ya gelmişti. vilayette otururken bize müjde açıkladı. Dedi ki 'Manisa-İzmir'e tünel yoluyla bağlantı yolu kuracağız.' 2.5 km'lik bir tüneldir. Hesapları kitapları yapıldı. 70 trilyondan fazla ihtiyaç gösteriyor. Önümüzdeki aylarda kazmayı
vuracağız ve başlayacağız. Bu referandum halkı birleştirmiştir. Demirci'de yüzde 75 oy almak kolay değil. Özellikle MHP'li belediye olduğunu, CHP ve MHP'yi düşünün. Ama buna rağmen yüzde 75'i parti farkı gözetmeksiniz bütün Demirci'ye kabul ettirmek hakikaten büyük bir başarı."
İSTİHDAM ARTIRICI TEDBİRLER İÇERİSİNDEYİZ
Bakan Arınç konuşmasında, istihdamı artırıcı yeni tedbirler içerisinde olduklarını söyledi. Arınç , "Manisa Organize Sanayi Bölgesi'nde hem bölgenin yaptırdığı 12 trilyonluk bir meslek yüksek okulunu açacağım hem de sadece 7 tane yeni fabrikanın açılış törenini yapacağım. Manisa Organize Sanayisi'nde her gün yeni fabrika temelleri atılıyor, yeni işletmeler açılıyor" dedi.
Bazen görev değişikliği bayrak yarışı gibi bayrak yarışı kadrolara ihtiyaç duyulabileceğini anlatan Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: "Biz gücümüzü bundan alıyoruz. Herkes ne yapıyorsa ben daha çoğunu yapacağım demek siyasette iddia işidir. Bakın Kemal bey diyor ki 'partimizde korku imparatorluğu vardı biz bunu yıktık'. AK Parti'de korku imparatorluğu yok. Sevginin hakimiyeti var kardeşlik dostluk var. Millete hizmette güzelde yarışmak var. Hiçbiriniz korku içinde değilsiniz. Hepiniz birbirinize kardeşçe
dostça bakıyorsunuz. Allah AK Parti'deki bu güzellikleri başkalarına da nasip etsin. CHP'den yüzde 10 ya da yüzde 6 buçuk 7, MHP'den yüzde 30 seviyesinde 'evet' oyu çıktı. Bu bizim öngörümüzdür. MHP'li arkadaşlarımızı tanımaz mıyız? Sayın Bahçeli yanıldı. Kendi partisini kendi tabanını tanımamazlıktan geldi. Geçmişte çile çekmiş insanlara hakaret etti. Onlara 'asalaklar müsveddeler' dedi. Milletvekilleri her yerde 'evet' oyu verelim diyenleri en büyük hakaretlerle suçladılar. Onlar da bunu yapanlara çok
güzel ders verdi. Bağımsız ülkücü kardeşlerimi candan kutluyorum. Bütün anketler MHP'nin baraj sorunu olduğunu gösteriyor. Türkiye gerçeklerini tanımazsanız, kendi tabanınıza yabancı kalırsanız, geçmişte olduğu gibi barajın altında kalabilirsiniz. Şimdi kızdığı, bağırdığı hakaret ettiği insanlara mektup yazıp 'gelin el ele tekrar yola çıkalım' diyorlar. O onların takdiridir. "
Pazarcılar Odası salonunda düzenlenen toplantıya Arınç'ın yanı sıra AK Parti Manisa Milletvekilleri Recai Berber, Mehmet Çerçi, İl Genel Meclisi Başkanı Abdurrahim Arslan, AK Parti İl Başkanı Abdurrahim Arslan, teşkilat başkanları ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. Arınç, Manisa Pazarcılar Odası'nda düzenlenen AK Parti Manisa İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada şunları söyledi: "403 bin 'evet' oyu çıkmasının 'hayır' oyu kampanyaları içinde tehdit ağır sözler ve iftiralara rağmen çok büyük
bir başarı sayılabilir. Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz. Mazeret üretmeyeceğiz. 'Evet' oyları çok daha fazla olmalıydı, olabilirdi. Bunun için daha çok gayret göstermeliydik. Yapabildiğimiz bu oldu. Eksiğiyle fazlasıyla Türkiye'nin ilerlemesi güçlenmesi büyümesi kalkınması daha ileri demokrasiye kavuşması için 'evet' oyu kullanmanı çok önemli olduğunu çok doğru olduğunu düşünen bir insanım."
Değişimin çok güçlü olduğunu ve değişimlere ayak uyduramayanların etkisiz hale geleceğini belirten Arınç, partisinin iktidarlık süresince yaptığı politikalardan bahsederek şöyle konuştu:" Değişime ayak uyduramayanlar yuvarlanıp giderler, güçsüzleşir etkisizleşirler. Hayat mobildir hareketlidir. Her gün yeni ihtiyaçlar ortaya çıkar. Dünyayı bir internetin tuşuna basmak suretiyle daha rahat takip edebilirisiniz. AK Parti kendisini yenileyen değişim ve dönüşümün gücüne inanan bir parti olarak bundan 8-9 yıl
önce kuruldu. 14 Ağustos 2001 de kurulduğumuz gün bütün Türkiye bizi kucakladı, bağrına bastı. 'Sizi beğendik size güveniyoruz' dediler. Sizin aile fotoğrafınızı çok sevdik dediler. Çünkü onlar yıllarca aile fotoğrafı adı altında hırsızların bir araya geldiğini görmüşlerdi. AK Parti fotoğrafında hep dürüst namuslu insanlar gördüler. Dokuz sene önce neysek bugün daha güçlüyüz. Yüzde 47'leri benim hafızam almamıştı. Şimdi aklı başında kalem erbabı köşe yazarları AK Parti yüzde 50'nin üzerinde oy alacak diyor.
Hatta Allah söyletiyor diyorum ben. Ben bu kadarını söyleyemiyorum da birisi yüzde 70'leri fısıldıyor. Bunlar hayal değil. Şimdi geldiğimiz noktaya bakın."
Saatte 257 km yapan hızlı tren yaptıklarını anlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ankara-Eskişehir bir senedir devam ediyor faaliyette. Eskişehirli şimdi ne düşünüyor, sabah kahvaltısını Ankara'da yapayım Cuma namazını Hacı Bayram da kılayım. Ne güzel bir şey. Ben 20 sene evvel Fransa'da görmüştüm. Saatte 220 km yapıyor. Memleketime baktım üzüldüm ve utandım. 7 sene önce Japonya'ya gittim. Saatte 330 km hızla giden trenleri var. Yarabbi neden benim ülkemde yok. 'Demiryollarını ördük, dört beş baştan'
diye marşlar var. Senin demiryollarında Alaşehir'e 1.5 saatte, Kırkağaç'a 1 saat 20 dakikada, Soma'ya 2 saatte dıgıdık dıgıdık gidiyorsun. 17 Aralık'ta bütün dünya Konya'da olur. Bize de bu sene talimat verdi başbakan '17 Aralık'a kadar bitireceksiniz.' Şeb-i Aruz günü, Konya-Ankara arası 6 saatten 2 buçuk saate inecek, devrim budur."
Manisa'ya da sürat treni geldiğini anlatan Arınç, şöyle konuştu: "Bu hizmettir. Nereden bulursun bu kadar parayı bu işleri yaparsın kardeşim. Adam inandı mı tekeden süt çıkarır. Yeter ki işini iyi bil, inan buna. Yüksek hızlı tren Allah'ın izniyle bu çok önemli bir iştir. 6.5 milyar liraya ihale edilen Gebze-İzmir otobanı inşaata başlıyor. İstanbul-İzmir'i 3.5 saate düşünüyoruz. Zaten her tarafı bölünmüş yol yapmıştık. Şimdi az geldi otoban ve asma köprüyle körfezi geçiş projesi yapıyoruz. 6.5 milyar.
Aklınız varsa bu işler yapılıyor. Aklı var AK Parti'nin."
Yap-işlet-devret metoduyla bütün havalimanını yenilediklerini anlatan Arınç, sözlerine şöyle devam etti: "Yüksek hızla trenler yapıyoruz. Bu işler akıl etmekle olur. Boğaz Köprüsüne karşı çıkan eski solcuların kulağı çınlasın. Boğaz Köprüsü oluyordu da, adam 'ben üniversite talebesiyim, bize zapt köprüsü lazım' diyor. Aklı 80 sene öncesinde kalmış. Hiç değişmemiş. Hiç aklı bu duvardan ötesini görmüyor. Türkiye'nin geliştiğinin farkında değil. İkincisi oldu. Üçüncüsü olacak. Şimdi onlar yetmediği için
boğaz altından Marmaray geçişi yapıyoruz . Boğazın altından hem tren geçecek hem karayolu şeklinde tüp geçit yapıyoruz. Bunların aklı bunu almaz. Bunlar kavgayla çekişmeyle meşgul. Karşılarına din diye laiklikliği almışlar başka hiçbir şeye kafaları basmıyor. Birbirlerini bununla itham ediyorlar. Bununla suçlamaya çalışıyorlar."
Oysa laikliğin din ve vicdan özgürlüğü olduğunu anlatan Arınç, sözlerine şöyle devam etti: "Herkes inanır veya inanmaz inanmayana kızmak inananı yükseklere çıkarmak değil. Herkese devletin eşit gözle bakması. Devletin özgürlük ortamını sağlaması. Başını örtmeyenlere de örtenler de şöyle açacaksın böyle örteceksin demez devlet. Laik devlet ikisine de sahip çıkar. Kılık kıyafetle uğraşmaz. Bunları bireysel tercih ederler. Kemal bey, o Recep bey dediği için söylüyorum. Karşısındakini bununla suçluyor, diyor
ki 'artık laikliği konuşmanın da tadı kaçtı, biraz da sosyal devlet olmaya bakalım.' Önder bey de yani karşısındaki zaat 'biz buna laf söyletmeyiz' diyor. Kavgalarına bakın. Birbirlerini dikdatörlükle suçluyorlar. Öbürü onu koltuğuna yapışmakla suçluyor, kavga ediyorlar. Değişime direnen partide çatırdamalara yol açıyor. AK Parti çıktıktan sonra Türk siyaseti yeniden dizayn edildi. Herkes buna uymak zorunda. Statükocu olanlar kaybediyorlar."
100. YILDA DÜNYA EKONOMİSİNİN İLK SIRASINI ALACAĞIZ
Bakan Arınç, ekonomi anlamında Türkiye'nin iç ve dış piyasa durumlarını değerlendirerek Cumhuriyetin 100. yıl coşkusunda Türkiye'nin ilk sıralarda yer alacağını belirtti. Bakan Arınç şöyle konuştu: "Cumhuriyet'in 100. yılında dünya ekonomileri içinde ilk sıraya geleceğiz. Fert başına gelen milli geliri 25 bin dolara getireceğiz. Bu iddiadır. Bu iddia neye benziyor. Bizim genel başkanımız 'benim partim 2. olursa ben siyaseti bırakırım' diyor ve karşısındakilere teklifte bulunuyor siz de aynı şeyi
söyleyin. 40 defa mağlup olmasına perişan olmasına rağmen hala burada kalacağım diye iddia etmemeli. Çekilmenin yolunu, istifa etmenin erdemini bilmeli. Başbakan desteksiz söylemiyor. 'Eğer benim partim 2. parti olursa ben siyaseti başka arkadaşıma bırakırım kendimi başarısız kabul ederim.' Batıdaki demokrasinin güzel örneklerinden biridir. Bunu zamanında Baykal'a teklif etti, 'beni ilgilendirmez' dedi. Bahçeli'ye dedi, duymazdan geldi. Birinci olma iddiası yok. İkinci olması şüpheli olduğu için böyle
teklifi duyacak değiller. Biz tek başına iktidarız. İyinin daha iyisi var. Daha bu yol çok güzel oldu ama ah şu Sabuncubeli olmasa. Bu Sabuncubeli'de kazalar oluyor. Bazen freni patlayan bir kamyon önündekilerin hepisini alıp götürüyor. Bu doğru bir şey mi."
Konuşmasında "Keşke Sabuncubeli yokuşu olmasa" ifadelerini kullanan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şuraya bir tünel yapılsa da bu tünelle İzmir-Manisa birbirine bağlansa. Sabuncubeli'ni baypas etsek nasıl olur. Günün birinde bir sene önce ulaştırma bakanımız Manisa'ya gelmişti. vilayette otururken bize müjde açıkladı. Dedi ki 'Manisa-İzmir'e tünel yoluyla bağlantı yolu kuracağız.' 2.5 km'lik bir tüneldir. Hesapları kitapları yapıldı. 70 trilyondan fazla ihtiyaç gösteriyor. Önümüzdeki aylarda kazmayı
vuracağız ve başlayacağız. Bu referandum halkı birleştirmiştir. Demirci'de yüzde 75 oy almak kolay değil. Özellikle MHP'li belediye olduğunu, CHP ve MHP'yi düşünün. Ama buna rağmen yüzde 75'i parti farkı gözetmeksiniz bütün Demirci'ye kabul ettirmek hakikaten büyük bir başarı."
İSTİHDAM ARTIRICI TEDBİRLER İÇERİSİNDEYİZ
Bakan Arınç konuşmasında, istihdamı artırıcı yeni tedbirler içerisinde olduklarını söyledi. Arınç , "Manisa Organize Sanayi Bölgesi'nde hem bölgenin yaptırdığı 12 trilyonluk bir meslek yüksek okulunu açacağım hem de sadece 7 tane yeni fabrikanın açılış törenini yapacağım. Manisa Organize Sanayisi'nde her gün yeni fabrika temelleri atılıyor, yeni işletmeler açılıyor" dedi.
Bazen görev değişikliği bayrak yarışı gibi bayrak yarışı kadrolara ihtiyaç duyulabileceğini anlatan Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: "Biz gücümüzü bundan alıyoruz. Herkes ne yapıyorsa ben daha çoğunu yapacağım demek siyasette iddia işidir. Bakın Kemal bey diyor ki 'partimizde korku imparatorluğu vardı biz bunu yıktık'. AK Parti'de korku imparatorluğu yok. Sevginin hakimiyeti var kardeşlik dostluk var. Millete hizmette güzelde yarışmak var. Hiçbiriniz korku içinde değilsiniz. Hepiniz birbirinize kardeşçe
dostça bakıyorsunuz. Allah AK Parti'deki bu güzellikleri başkalarına da nasip etsin. CHP'den yüzde 10 ya da yüzde 6 buçuk 7, MHP'den yüzde 30 seviyesinde 'evet' oyu çıktı. Bu bizim öngörümüzdür. MHP'li arkadaşlarımızı tanımaz mıyız? Sayın Bahçeli yanıldı. Kendi partisini kendi tabanını tanımamazlıktan geldi. Geçmişte çile çekmiş insanlara hakaret etti. Onlara 'asalaklar müsveddeler' dedi. Milletvekilleri her yerde 'evet' oyu verelim diyenleri en büyük hakaretlerle suçladılar. Onlar da bunu yapanlara çok
güzel ders verdi. Bağımsız ülkücü kardeşlerimi candan kutluyorum. Bütün anketler MHP'nin baraj sorunu olduğunu gösteriyor. Türkiye gerçeklerini tanımazsanız, kendi tabanınıza yabancı kalırsanız, geçmişte olduğu gibi barajın altında kalabilirsiniz. Şimdi kızdığı, bağırdığı hakaret ettiği insanlara mektup yazıp 'gelin el ele tekrar yola çıkalım' diyorlar. O onların takdiridir. "