Dünyadaki 439 Reaktörün 376'sına 12 Ülke Sahip

Türkiye Bilimler Akademisi Şeref Üyesi, Asya Bilimler Akademileri Birliği (AASA) Projeler Koordinatörü Prof

Türkiye Bilimler Akademisi Şeref Üyesi, Asya Bilimler Akademileri Birliği (AASA) Projeler Koordinatörü Prof. Dr. Namık Kemal Aras, "2008 yılı kayıtlarına göre dünyada bulunan 439 reaktörün 376'sına 12 ülke sahip. Yani en çok reaktöre sahip olan 12 ülke, dünyadaki reaktörlerin yüzde 87'sine sahip" dedi.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Çevre Kulübü tarafından Mühendislik Fakültesi Konferans Salonu'nda düzenlenen "Nükleer Güç Nasıl Gelişti?" adlı konferansa konuşmacı olarak Türkiye Bilimler Akademisi Şeref Üyesi ve AASA Projeler Koordinatörü Prof. Dr. Namık Kemal Aras katıldı. Öğretim üyeleri ve öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği konferansta konuşan Prof. Dr. Aras, "Atom fikri bundan 2400 yıl önce Anadolu'nun bilim merkezi Milet'te doğan Leicippus ve öğrencisi Democritus tarafından Abdera'da, maddenin
bölünemeyen en küçük parçası anlamında ortaya atılmıştır. Nükleer gücün geliştirilmesi, bilimsel, teknoloji, mühendislik ve bunlar kadar önemli bir koordinasyondur. Yüzlerce, hatta binlerce yıllık birikimin sonucudur. Sümerlerden, Yunanlılardan, Mısırlılardan beri devam eden bir bilimsel olgudur. Abdera'daki felsefi atomos fikrinden 2200 yıl sonra yani günümüzden 200 yıl önce John Dalton'un modern atom teorisi ile her elementin farklı atomlardan oluştuğu çalışmaları felsefi fikirlerden çıkıp, deneysel
çalışmalara dayanan 'atom' fikrini oluşturmuştur" diye konuştu.
2008 yılı kayıtlarına göre dünyada bulunan 439 reaktörün 376'sına 12 ülkenin sahip olduğunu belirten Aras, şöyle konuştu:
"Yani en çok reaktöre sahip olan 12 ülke, dünyadaki reaktörlerin yüzde 87'sine sahip. Halen 42 reaktörün yapımına devam ediliyor. ABD 104, Fransa 59, Japonya 55, Rusya 31, Güney Kore 20, İngiltere 19, Kanada 18, Almanya 17, Hindistan 17, Ukrayna 15, Çin 15, İsveç 10 adet reaktöre sahip. Bizler de kendimize şu soruyu sormalıyız; 'Neden gelişmiş ülkeler nükleer santraller kurmaktadır?' Şu anda nükleer güç elektrik üretiminde kullanılıyor. Dünyada yüzde 17 seviyelerinde olan bu kullanım en temiz
enerjilerden biridir ve dünyanın karşı karşıya olduğu küresel ısınma ve karbondioksit konularından uzak bir enerji seklidir. Nükleer güç, giderek artan elektik enerjisi gereksinimini karşılayan en iyi kaynaklardan biri olacaktır. GAP Projesi, çok uzamasına rağmen Güneydoğu'da su gücünün elektrik enerjine çevrilmesini ve susuz ovaları sulamayı hedefleyen önemli bir güdümlü projedir. Ümit ederim ki bizler de kendi bilimsel ve teknik gücümüzü koordine ederek, ülkemizin karşılaştığı pek çok problemi çözme imkanı
buluruz."
Aras, 2011 yılının 'Kimya Yılı' olarak kabul edildiğini de söyledi. Konferansın sonunda Prof. Dr. Namık Kemal Aras, öğretim üyeleri ve öğrencilerin sorularını cevapladı.