Muhalefet, Vergi Ve Cezalarda İndirimi 'Seçim Yatırımı' Olarak Değerlendirdi, Şartlı Destek Verdi

Muhalefet, gecikmiş vergi borçları ve cezalarda indirim öngören düzenlemeye destek verirken, hükümete de, 'Vergisini ödeyen vatandaşı unutma' uyarısı yaptı

Muhalefet, gecikmiş vergi borçları ve cezalarda indirim öngören düzenlemeye destek verirken, hükümete de, 'Vergisini ödeyen vatandaşı unutma' uyarısı yaptı. CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, "Vergisini ödemeyene bir avantaj sağlıyorsunuz, öyleyse zamanında görevini yapmış olan dürüst, namuslu vergi mükellefleri için de onların ödemesi gereken vergilerden yüzde 10 gibi, yüzde 15 gibi bir indirim yapılması adaletli olur, hakkaniyetli olur" dedi.
Kamuoyunda vergi ve prim affı olarak gündeme gelen gecikmiş vergi ve prim borçları ile cezalarda indirim öngören düzenleme muhalefetten de şartlı destek gördü. 2011 Bütçe Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerinde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan görüşmeler öncesinde gazetecilerin sorularını cevaplayan Komisyon üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, hükümetin, daha önceki düzenlemeyi 'bu son af' diye çıkardığını, hatta eski Maliye Bakanı Unakıtan'ın, 'Anayasa'ya bir hüküm koyalım, kesinlikle
vergi affı bundan sonra çıkmayacak diyelim' dediğini hatırlattı. Şimdi yine bir kez daha bir af tasarısının gündemde olduğunu belirten Özyürek şunları söyledi: "Önemli bir çelişkiye işaret etmek istiyorum. Sayın Bakanlar, bunun gerekçesi olarak 2009 yılının bir kriz yılı olduğunu, özel sektörün, esnafın, tüccarın güç durumda kaldığını ifade etti. Ama daha önce de Başbakan, 'Kriz bizi teğet geçti' demişti. Gerekçeleriyle söylemleri arasında büyük bir çelişki var. Geldiğimiz noktada, 2009 önemli bir kriz
yılıydı. Bu krizin yaralarının sarılmasına ihtiyaç var. O nedenle böyle bir affın doğru olduğunu düşünüyorum. Ama bunu biraz daha geniş tutmakta yarar var. Artık geldiğimiz noktada yaşanan kriz nedeniyle böyle bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu anlaşılıyor. Bunun yapılması doğrudur. Ama burada bir incelik var. O da şu. Zamanında görevini yapanlar, sosyal güvenlik primini, vergilerini zamanında yatıranlar enayi yerine konuluyor. Peki onlar için ne diyeceksiniz? Geçmişteki vergi afları çıkarken de ifade etmiştik.
Onlara da vergi borçlarından veya ödemeleri gereken vergiden bir indirim yapın. Onlar görevlerini zamanında yapmışlar, kaçırmadan gitmişler vergilerini ödemişler. Vergisini ödemeyene bir avantaj sağlıyorsunuz, öyleyse zamanında görevini yapmış olan dürüst, namuslu vergi mükellefleri için de onların ödemesi gereken vergilerden yüzde 10 gibi, yüzde 15 gibi bir indirim yapılması adaletli olur, hakkaniyetli olur."
Hükümetin buradan büyük bir gelir beklediğini ifade eden Özyürek, bu gelire ulaşabilmek için biriken borçların dağılımına bakmak gerektiğini söyledi. Borçların önemli kısmının belediyelerin borçları olduğuna işaret eden Özyürek, "Belediyelere ek bir kaynak vermezseniz onlar ödeyemez. Bir kısmı zaten batmak üzere olan şirketlere ait. TMSF'ye devredilen şirketlerin borçları, onlara yürütülen faizler var. Onları ayıklamak lazım. Tahsil şansı olmayan borçlardır. Önümüze geldiğinde ayrıntılı şekilde
değerlendireceğiz. Öyle anlaşılıyor ki hükümet, af çıkara çıkara yoluna devam etmek istiyor" dedi.
İçkiye, sigaraya büyük zamlar geldiğini, ÖTV'nin arttığını hatırlatan Özyürek, Maliye Bakanı'nın, 'Biz halkın sağlığını düşünüyoruz' dediğine işaret etti. Özyürek şunları kaydetti: "Halkın sağlığını düşünüyorsanız ilaç fiyatlarını da indirin. Halk kolayca ilaca ulaşsın. Et fiyatlarını da indirin, halk doğru dürüst beslensin. İçki ve sigaraya yapılan ÖTV artışları kolay tahsilattır. Hükümet onu tercih ediyor. AK Parti zihniyeti açısından uygun zamlardır. İçki haram olduğuna göre buna zam yapmak onlar
açısından çok doğru, haklı bir gerekçe gibi gösteriliyor. Ama büyük bir yanlışlık yapılıyor. İçkiye, rakıya eroin muamelesi yapmamak lazım. İsteyen içer, istemeyen içmez ama makul bir fiyatta da bunu tutmak lazım. Astronomik vergiler yükleyerek büyük bir haksızlık yapılıyor, bunu da doğru bulmuyorum."
MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan ise ekonominin çok iyi gittiğinin söylendiği bir anda böyle bir ihtiyacın ortaya çıkmasının iki nedeni olabileceğini belirtti. Ayhan, "Bir tanesi şu olabilir. Gerçekten vatandaşların ödeme güçlüğünde büyük problemler vardır. Bu nedenle ekonomi büyük bir sıkıntı içindedir. Kapsamlı bir düzenlemenin kamuoyu önüne gelmesi, vatandaşların, esnafın, çiftçinin, sanayicinin ve diğer ekonomik aktörlerin büyük sıkıntıda olduğunu gösterir. İkincisi de, seçim öncesi yapılan
bir hadisedir. 2011 yılı için, 2010 yılı bütçe yatırım harcamalarından daha düşük bir yatırım ödeneyi tahsis ediyorsunuz. Hadiseye böyle baktığınızda imkanların son derece dar olduğunu görüyorsunuz. Buradan bir anlam daha çıkabilir. Hükümet, seçim öncesi ne toplayabilirsem, seçime yatırım için bunu bir toplayayım diye düşünüyor olabilir. Ama netice itibariyle vatandaşa bir kolaylaktır. Bu problem çözülürken de yerine getirilmesi gereken sorumluluğu ifa etmiş vatandaşların ve ekonomik aktörlerin de aldatılmış
duygusu içinde bırakılması gerekir. Hükümetin buna bir çare bulması lazım. Zamanında yükümlülüklerini yerine getirenlere vergi ödemede bazı kolaylıklar getiribileceğini daha önce söyledik" şeklinde konuştu.
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da kriz sonrası yine 2001'de olduğu gibi faturayı emekçi halka, çalışana, işçi ve memura yükleme hesabı yapıldığını öne sürdü. "Napolyon gibi 'para para para' diyen bir anlayışla, seçime kadar nasıl para bulunur anlayışıyla hazırlanmış bir seçim bütçesiyle karşelefleri için de onların öı karşıyayız" diye konuşan Kaplan, bir taraftan sıcak para akışı, likidite bolluğu sağlanmak istendiğini, diğer taraftan 50 milyar liralık beyaz bir sayfa açılmak istendiğini dile
getirdi. Kaplan şunları söyledi: "Bir taraftan af adı altında bütçeye, seçime kadar bir 50 milyar lira kazandırmak, bir taraftan özelleştirmeye bunu desteklemek, öte taraftan sıcak parayla bunu beslemek, hormonal bir şekilde bütçeyi şişirip, seçime bu şekilde girme anlayışıyla hazırlanmış. Ama bütçenin asıl felaketi gelirler ve vergi bölümüdür. ÖTV'nin ve tüketim vergisinin artırılacağı görülüyor. Alkollü içkilerde bu artış hemen yapıldı. Vatandaşın alım gücünün düşeceğini açıkça söyleyebiliriz. Kriz sonrası
yeni bir ekonomi anlayışı benimsenmesi gerekirken maalesef yapılmadığını gördük. Bu bütçenin çoğulcu, katılımcı yanı olmadığını, son gün bize getirilip dağıtıldığını ve silah harcamaları, askeri harcamaları konusunda tek kalem bilginin olmadığını, komisyonda da silah harcamalarını denetleme şansımız olmadığını görüyoruz. Bu çok tehlikeli bir seçim yaklaşımıdır. Seçimler Türkiye'de bitmez."