Almanya Türkçe konuşmayı tartışıyor

Cumhurbaşkanı Wulff'un, "İslam'ın da Almanya'nın bir parçası haline geldiğini" belirttiği konuşmasında, "Yakla...

Cumhurbaşkanı Wulff'un, "İslam'ın da Almanya'nın bir parçası haline geldiğini" belirttiği konuşmasında, "Yaklaşık 200 yıl önce Johann Wolfgang von Goethe, 'Doğu-Batı Divanı' adlı eserinde dile getirmiştir: 'Kendini ve diğerlerini tanıyan, bunu da bilecektir. Doğu ve Batı artık ayrılamaz" ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Wulff'un konuşmasının sonunda da şu ifadeler yer aldı:

"Cesaret ve güvenle ileriye gidiyoruz. Geçen son 20 yıl, bunu birlikte başarabileceğimizi gösterdi. Kelimenin tam anlamıyla biraraya geldik ve biraradayız."

ALMAN POLİTİKACILAR WULLF'UN KONUŞMASINI TARTIŞIYOR

Alman Hristiyan Sosyal Birlik Partisi'nden (CSU) Norbert Geis, Bild gazetesine yaptığı açıklamada, İslam'ın Yahudilik ve Hristiyanlık gibi Almanya'ya ait olduğu yönündeki saptamanın yanlış olduğunu belirterek, Almanya'da sadece 4 milyon Müslüman yaşarken, Almanya'nın iki bin yıllık geçmişine Yahudilik ve Hristiyanlığın damgasını vurduğunu savundu.

Bavyera Eyaleti Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı Christine Haderthauer (CSU) de Leipziger Volkszeitung gazetesine yaptığı açıklamada, "Bu şekildeki açıklamalar yanlış anlaşılabilir. Din özgürlüğü dinlerin eşitliği demek değildir" dedi.

Alman Federal Meclis İçişleri Komisyonu Başkanı Wolfgang Bosbach (CDU), İslamiyet'in Almanya'daki yaşam gerçekliğinin bir parçası olmasına rağmen, ancak Hristiyan ve Yahudi geleneğinin Almanya'ya ait olduğunu söyledi.

Alman Hür Demokrat Parti (FDP) Genel Sekreteri Christian Lindner, Wulff'un konuşması ile ilgili olarak "Alman Anayasası'nda dini inançlar konusunda bir indirim yok" dedi.

Federal Dışişleri Bakanlığı Devlet Bakanı Cornalia Pieper (FDP) ise, Wullf'un konuşmasında bu denli zor bir konuyu gündeme getirmesini önemli bulduğunu söyledi.

İslam Toplumu Milli Görüş (İGMG) Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü de yaptığı yazılı açıklamada, Wulff'un konuşmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

Üçüncü, açıklamasında şunları kaydetti:

"Almanya Cumhurbaşkanı Sayın Wulff'un konuşmasında, toplumun çoğunluğunun sesine kulak vererek, ülkemizdeki kültürel çeşitliliğin değerinin bilinmesi çağrısında bulunmasını büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz. Geleceğin, kültürel çeşitliliğe açık, özgürlükçü ülkemiz gibi, çeşitlilik, farklı yaşam tarzları ve yeni fikirlere hoşgörüden beslenen ulusların olacağı ifadelerinin altına sadece imza atılabilir. Sayın Cumhurbaşkanımızın göçmenlerle ilgili önyargı ve dışlamaların toplumumuzda kök salmasına izin verilmemesi yönündeki gayet net çağrısını memnuniyetle karşılıyoruz."

İslam'ın artık Almanya'nın bir parçası olduğu gerçeğinin geniş halk kesimleri nezdinde kabul görmediğini ileri süren Üçüncü açıklamasında, "Özellikle de Birlik partileri içerisinde olsa olsa sadece bir azınlığın bu düşünceyi kabul ettiği gözükmektedir. Bu nedenle, İslam'ın Almanya'nın parçası olduğu gerçeği ne kadar tekrarlansa azdır ve dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımız gibi net bir tavır alınması ortak sorumluluktur. Aidiyetin pasaporta, ailenin kökenine ya da inanca indirgenmediği, aksine daha geniş algılandığı bir Almanya perspektifine hepimizin ihtiyacı var" ifadelerini kullandı.