Söke Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı İncedal:
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Söke Şubesi Başkanı Nimet İncedal, "Öğretim kurumlarında ve kamusal görevlerde, türban ve tesettüre yer yoktur" dedi
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Söke Şubesi Başkanı Nimet İncedal, "Öğretim kurumlarında ve kamusal görevlerde, türban ve tesettüre yer yoktur" dedi. Nimet İncedal, anayasaya aykırı olarak fiili durum yaratılmasının, hukuki güvenceler için büyük tehlike oluşturduğunu ifade etti.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Söke Şubesi Başkanı Nimet İncedal, türban dayatmasının, siyasi iktidarın, bazı aydınlar ve yazarların, cemaatlerin telkinleri ile hukukun üstünlüğünü ve mahkeme kararlarını tartışılır hale getirdiğini söyledi. Hukukun güvenilirliğinin ortadan kaldırıldığını anlatan İncedal, şöyle konuştu: "Siyasi iktidar; beyanları, davranışları, kararları ve yayınladığı genelgelerle öğretim kurumlarında ve bazı kamusal kurumlarda türban ve tesettür serbestliğine ilişkin fiili bir
durum oluşturmuştur. Anayasa Mahkemesi, 1989, 1991 ve 2005 tarihli kararlarıyla yüksek öğretim kurumlarında türban takmanın Anayasanın laiklik ilkesine aykırı olduğuna, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, öğretim kurumlarında türban yasağının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olmadığına karar vermiştir. Türkiye bir hukuk devleti ise, Anayasaya rağmen öğretim kurumlarında türban ya da tesettür serbestliğine ilişkin YÖK genelgesi ile fiili durum oluşturulması mümkün değildir. Çünkü, Anayasa Mahkemesi
kararları yasama, yürütme, yargı, idari makamları gerçek ve tüzel kişileri bağlar."
Bir hukuk devletinde Anayasaya aykırı olarak fiili durum oluşturulamayacağını anlatan Nimet İncedal, şunları söyledi: "Bu hukuki güvencelerimiz için en büyük tehlikedir. Türbana, genelgeler ve oldu bittilerle değil TBMM'de her grubun onaylayacağı, demokratik kitle örgütlerini rahatlatacak bir hukuki çözüm bulunmalıdır."
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Söke Şubesi Başkanı Nimet İncedal, türban dayatmasının, siyasi iktidarın, bazı aydınlar ve yazarların, cemaatlerin telkinleri ile hukukun üstünlüğünü ve mahkeme kararlarını tartışılır hale getirdiğini söyledi. Hukukun güvenilirliğinin ortadan kaldırıldığını anlatan İncedal, şöyle konuştu: "Siyasi iktidar; beyanları, davranışları, kararları ve yayınladığı genelgelerle öğretim kurumlarında ve bazı kamusal kurumlarda türban ve tesettür serbestliğine ilişkin fiili bir
durum oluşturmuştur. Anayasa Mahkemesi, 1989, 1991 ve 2005 tarihli kararlarıyla yüksek öğretim kurumlarında türban takmanın Anayasanın laiklik ilkesine aykırı olduğuna, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, öğretim kurumlarında türban yasağının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olmadığına karar vermiştir. Türkiye bir hukuk devleti ise, Anayasaya rağmen öğretim kurumlarında türban ya da tesettür serbestliğine ilişkin YÖK genelgesi ile fiili durum oluşturulması mümkün değildir. Çünkü, Anayasa Mahkemesi
kararları yasama, yürütme, yargı, idari makamları gerçek ve tüzel kişileri bağlar."
Bir hukuk devletinde Anayasaya aykırı olarak fiili durum oluşturulamayacağını anlatan Nimet İncedal, şunları söyledi: "Bu hukuki güvencelerimiz için en büyük tehlikedir. Türbana, genelgeler ve oldu bittilerle değil TBMM'de her grubun onaylayacağı, demokratik kitle örgütlerini rahatlatacak bir hukuki çözüm bulunmalıdır."