Terör Örgütü Pkk, Ateşkes Sürecini 1 Ay Uzattı

Terör örgütü PKK'nın liderlerinden Murat Karayılan, Kandil'de düzenlendiği basın toplantısında, eylemsizlik sürecini 1 ay uzattıklarını açıkladı

Terör örgütü PKK'nın liderlerinden Murat Karayılan, Kandil'de düzenlendiği basın toplantısında, eylemsizlik sürecini 1 ay uzattıklarını açıkladı. Karayılan, karşılıklı güven verici çabaların gelişmesi durumunda sürecin süresiz ateşkese dönüşebileceğini belirtti.
12 Eylül referandumu öncesi STK'ların çağrısı üzerine ateşkes ilan eden PKK terörö örgütü, süreci 1 ay daha uzattı. Karar, yerli ve yabancı çok sayıda basın mensubunun katıldığı basın açıklamasıyla duyuruldu. Süleymaniye sınırında sabahın ilk ışıkları ile alınan gazeteciler, araçlarla Kandil dağına giderken, güvenlik gerekçesiyle basın toplantısının yapılacağı yer hakkında bilgi verilmedi. Uzun bir bekleyişin ardından Kandil dağının ücra bir köşesinde kameralar karşısına çıkan Karayılan, Ortadoğu'da
çözüm bekleyen en temel sorunlardan birinin Kürt sorunu olduğunu belirterek, "Bu sorunun yüzyıla dayanan çözümsüzlük ve çatışma durumu başta Kürt halkı olmak üzere bölge halklarına çok acılar yaşattı. Şimdi her zamankinden daha fazla çözüme ve kalıcı bir barışa yakın olduğumuzu düşünüyoruz. Çünkü her şey tarihi, siyasal ve toplumsal koşullar sorununun çözümünü zorlamakta ve bizlere dayatmaktadır. Hareketimiz baştan beri bu sorununun çözümü için ciddi çabalar sarf etmiştir" dedi.
Hareket olarak bu sürecin kalıcı bir barış ortamına dönüşmesi için tek taraflı adımların ve çabaların istenen sonucu vermediğini belirten Karayılan şöyle devam etti:
"Halkımızın geliştirdiği özgürlük mücadelesinde Zap direnişi ve 2009 Mart yerel yönetim seçimlerinde aldığı başarılı sonuçlar, önemli bir dönüm noktası olmuştur. Hareketimizin 13 Nisan 2009 tarihinde ilan ettiği tek taraflı eylemsizlik kararı, bu dönüm noktasındaki gelişmelerin bir sonucuydu. Hareket olarak bu sürecin kalıcı bir barış ortamına dönüşmesi için tek taraflı adımlarımız ve çabalarımız istenen sonucu vermemiştir. Bunun nedeni, hükümetin beklentilerin tam tersine, binlere varan siyasi
tutuklama, DTP'nin kapatılmasıdır. Ardından da adına milli birlik ve kardeşlik projesi dediği içi boş, tamamen bir aldatma ve tasfiyeden ibaret olan demokratik açılım adı altında bir proje geliştirmiştir. Hükümetin bu yaklaşımı sorunun daha da ağırlaşmasına, acıların artmasına ve daha ciddi bir güven bunalımına neden olmuştur. Türk devleti bu süreçte ciddi bir biçimde sarsılmıştır. Hükümetin tasfiye politikasında başarılı olamayacağı açığa çıkmıştır. Açık ki hareketimiz bu hamle sürecinde başarılı bir
performans göstererek önemli siyasi ve askeri sonuçlar elde etmiş, bu da halkımız ve yapımızda moral ve motivasyonu daha da yükseltmiştir".

"1 AY SONRA YENİDEN DEĞERLENDİRECEĞİZ"
Karayılan süreci 1 ay sonra tekrar değerlendireceklerini belirterek, "Hareketimizin yönetimi bu mesajı değerlendirmiş, bundan hareketle 13 Ağustos'ta ilan edilen ve 20 Eylül'de süresi biten eylemsizlik sürecini uzatma kararını almıştır. Karşılıklı güvenin gelişmesi ve sürecin nitelik kazanarak kalıcı bir barışa dönüşmesi için, bu sürecin süresiz bir ateşkes olarak uygulanması tarafımızdan arzulanmıştır. Ancak hükümetin son iki hafta içerisinde gerçekleştirdiği güvenlik zirvesiyle birlikte hareketimizin
tasfiyesine dönük başta ABD ve Irak olmak üzere çeşitli güçlerle yürüttüğü diplomatik faaliyetler ve yenilemekte olduğu sınır-ötesi operasyon tezkeresi karşı tarafın samimiyetine ilişkin bizlerde ciddi kaygılar oluşturmuştur. Ayrıca hükümetin kullandığı üslup ve yürütülen psikolojik savaş bu kaygılarımızı haklı olarak arttırmış bulunmaktadır. Öte yandan, örgütümüzce başlatılan diyalog sürecinin ne kadar yürüyüp-yürümeyeceğini de görmek ve izlemek gerekmektedir. Bu nedenlerden dolayı esas olarak süresiz
ateşkes biçiminde düşündüğümüz bu sürecin sağlıklı gelişimi açısından bir ay sonra yeniden bir durum değerlendirmesi yapmayı gerekli görmüş bulunuyoruz. Önümüzdeki ay içerisinde karşılıklı güven verici barışçıl çabaların vücut bulması halinde sürecin süresiz bir biçimde ateşkese dönüşeceği açıktır. Aksi taktirde yeni bir değerlendirmeye gidilecektir".

"ATEŞKES İÇİN KOŞULLAR"
Belirlenen süre içinde PKK güçlerinin zorunlu ihtiyaçlar çerçevesindeki faaliyetler dışında herhangi bir hareketlilik içinde bulunmayacağını açıklayan Karayılan, "Ancak güçlerimizin üzerine şiddetle gidildiğinde kendini savunma çerçevesinde cevap verme ve misileme haklarını kullanacaklardır. Bu dönemde güçlerimiz kendisini savunmayı esas alacaktır" dedi.
Tüm kamuoyunun ve barıştan yana olan kesimlerin bu sürecin sürmesi ve bir daha çatışmaların başlamaması için, karşı tarafın uyması gereken hususları olduğunu hatırlatan Karayılan, şöyle devam etti: "Öncelikle, askeri operasyonlara son verilmesi gerekmektedir. Çünkü askeri operasyonların devam etmesi, ateşkesi kendiliğinden anlamsız hale getirecektir. Bu nedenle gerçek anlamda bir ateşkesin uygulanması için çift taraflı olması kesin gereklidir. Diğer önemli bir husus; Kürt halkının toplumsal, siyasal ve
kültürel alanlarına dönük siyasi amaçlı operasyonlarla, baskı, şiddet ve haksız yere tutuklamaların durdurulmaması toplumsal gerginliği arttıracağı ve ateşkesi sürdürülemez hale getireceği açıktır. Bu nedenle ortamı tahrik edici, Kürt halkının siyasal iradi güçlerine karşı siyasal operasyonlara son verilmesi gerekmektedir. Sürecin kalıcı bir barışa dönüşmesi için en önemli bir husus da, Kürt sorunun çözümünü de kapsayan demokratik bir anayasa ile demokratik cumhuriyet sürecinin geliştirilmesidir. Sorunun
çözümü ve Türkiye'nin demokratikleştirilmesi için demokratik anayasa ertelenemez bir görev olup, bu konuda pratik adımlarının atılması süreci derinleştireceği muhakkaktır. Bütün bunlarla birlikte Öcalan ile diyalog ve müzakerenin ilerletilmesi, bu sürecin gelişmesi, sağlıklı yürümesi ve sonuç alıcı olması için stratejik bir husus durumundadır. Sorunun köklü çözümünde genel ve güvenlik boyutunun Öcalan ile, demokratik haklar ve anayasa boyutunu da Kürt halkının yasal temsilcileri durumunda olan DTK ve BDP
ile diyalog ve müzakerenin sürdürülmesi kalıc'si biten eylemsizlik sürecini uzatma kararını almışı barışı gerçekleştirecek yegane yol durumundadır."

"KATKI SUNMAYA ÇAĞRIYORUZ"
Türkiye'de Kürt sorununun çözümü için, halkların kardeşliği ve ulusal çıkarlar temelinde herkesin çaba göstermesi gerektiğini belirten Karayılan şöyle devam etti: "Türkiye'de Kürt sorununun çözümü için, halkların kardeşliği ve ulusal çıkarlarımız temelinde herkesi çaba göstermeye çağırıyoruz. Kürt sorununun çözümü tüm parçalarda Kürt sorununun çözümünün koşullarını oluşturacaktır. Bölgede Kürt sorununun çözümü Ortadoğu'nun demokratikleştirilmesi anlamına gelecektir. Bu açıdan barış ve kardeşlikten yana
olan tüm bölge halklarını Kürt sorununun çözümüne katkı sunmaya çağırıyoruz. Özellikle Türkiye'deki tüm aydın, demokrat, devrimci ve sorunun çözümünden yana olan herkesi, Kürt sorunun demokratik çözümünün aynı zamanda Türkiye'nin demokratikleştirilmesi anlamına geleceğinden hareketle, bu süreçte rollerini oynamaya, onurlu ve kalıcı bir çözüm için ciddi çabalar ortaya koymaya çağırıyoruz. Hükümeti bir kez daha ilan ettiğimiz ateşkes karşısında ucuz politikalardan kaçınmaya, tasfiye planlarına son vermeye,
çözüm için güven verici, samimi ve doğru politikalar üretmeye ve bu temelde pratik adımlar atmaya çağırıyoruz. Türkiye'deki muhalefet partilerini de Kürt sorunu üzerinden ırkçılığı ve milliyetçiliği körükleme siyasetini terk etmeye, barış, kardeşlik ve özgür birlik çizgisine katkı sunmaya çağırıyoruz. Attığımız bu önemli adım, taktik değil, stratejik bir adımdır. Bu Kürt sorununda yeni bir sürecin başlatılması anlamına gelmektedir. Bir toplumsal sorun olan Kürt sorununun çözümünde silahların tümden
devre dışı edilmesi mümkündür. Ancak bunun için karşılıklı fedakarlık ve çabaya ihtiyaç vardır. Bütün bu önemli çağrı ve çabalarımıza rağmen tasfiyeden ve şiddetten vazgeçilmez ve ısrarla üzerimize gelinirse, bizim buna vereceğimiz cevap devrimci halk savaşı temelinde kapsamlı bir direnme ve savunma savaşı olacağı açıktır. Hareketimizin direniş dinamikleri, güçlerimizi, mevzilerimizi ve değer yargılarımızı en yetkin bir biçimde savunabilecek kabiliyette olduğunu ispatlamıştır. Umarız bu çağrılarımız dikkate
alınır, Kürt sorununda şiddet değil, barışçıl yöntemlerle yeni bir dönemin başlaması için ilgili tüm güçler gereken sorumlu yaklaşımı gösterir ve ortaya çıkan tarihsel fırsatın değerlendirilmesi için herkes üzerine düşeni yapar. Bu temelde biz, yeni dönemin barış ve diyalog dönemi olarak sonuç alıcı olması için ilkeli ve sorumlu yaklaşacağımızı bir kez daha vurgulamak istiyoruz".
Yapılan açıklama sonrası gazeteciler yine araçlarla alındıkları noktalara bırakıldılar.