Kanserden korunmanın 10 yolu

Ülkemizde ve dünyada kansere yakalanma oranları artıyor. Değişen hayat şartları, kullanılan eşyalar, beslenme alışkanlıklarımızın farklılaşması gibi etkenler kansere davetiye çıkarıyor.

Aslında alacağımız birkaç küçük önlemle kanserden korunmamız mümkün.

İşte sizi kansere yakalanmaktan koruyacak 10 öneri...
Kanser, ölümcül ve tedavisi zor bir hastalık. Maalesef son yıllarda ülkemizde özellikle akciğer kanserinde bir artış söz konusu. Bunu tek bir sebebe bağlamamız da mümkün değil ancak gündelik hayatta girdiğimiz ortamlar, kullanılan eşyalar hatta yiyip içtiklerimiz bile tehlike taşıyabiliyor. Tabii kanserden korunayım derken paranoyak da olmamak gerekiyor. Yersiz telaşlar, bilinçsizce kullanılan bitkisel çaylar, ilaçlar vs. kanserden korumak yerine başka hastalıklara davetiye çıkarabilir.

Üç bilim adamının kanıtlanmış gerçeklerden yola çıkarak hazırladığı, Prof. Dr. Erkan Topuz'un Türkçeye çevirdiği "KANSER Salgınını Önlemek İçin 101 Çözüm Önerisi" kitabında kansere dair merak ettiğiniz her şeyi bulmanız mümkün. Alfa Yayınları'ndan çıkan kitapta kanser hastalığını ne kadar tanıdığımız, kansere neden yakalandığımız, hastalığın bu kadar yaygınlaşmasının sebeplerinden kanseri önlemenin ya da tedavisinin olup olmadığına kadar birçok konuya açıklık getiriliyor. İşte size kanserden korunmanız için 10 çözüm önerisi:

Gözlerinizi açın: Aslında kanser yapıcı birçok madde ile iç içeyiz. Bunları kanserle ilişkilendirmek aklımızı ucundan bile geçmiyor. Petrol, doğal olmayan pamuk ve sentetikler, temizleyiciler kanserojen madde içerir. Daha birçok örnek verilebilir. Tüm bu doğal ve yapay kanserojenlerle karşılaşma riskimizi azaltmak ilk kural bu tehlikelere karşı gözümüzün açık olması.

Sağlıklı davranışlara alışın: Fizik olarak aktif olun, az araç kullanın, bisiklete binin, yürüyün. Güneşte fazla kalmayın ancak D vitamininizi de alın.

Her türlü tütün dumanından kaçının: Sigaranın yol açtığı hastalıkların başında akciğer kanseri geliyor. Elinizden geldiği kadar tütünden uzak durun.

Sağlıklı beslenin: Bol miktarda taze, mevsiminde organik meyve ve sebze yemeye özen gösterin. Bol miktarda klor ve kirletici maddelerden arındırılmış su, çeşitli çaylar, yeşil çay gibi içecekler tüketin. Bağışıklık sistemini güçlendiren vitamin ve mineralleri de almaya çalışın.

Güvenli kişisel ürünler kullanın: Birçok kişisel bakım ürünü sağlıklı olmayabilir. Bunları kullanırken sağlığımızdan taviz vermeyin. Kullanmadan önce daha çok araştırma yapmamızda yarar var.

Sağlıklı bir evde yaşayın: Ev içi havanızın ve kullandığınız suyun temiz olduğundan emin olun. Eğer imkanınız varsa sağlıklı taban malzemeleri, sertifikalı organik dokuma eşyalar ve doğal duvar kaplamalarıyla evinizi değiştirerek daha sağlıklı bir ortam sağlayabilirsiniz.

Evinizi güvenli şekilde temizleyin: Ayakkabılarınızı kapıda çıkarın. Temiz bir ortam için yerleri haftada en az iki kere temiz ıslak bez ile silmek, halıları da donanımlı elektrik süpürgeleri ile süpürmek gerekir. Sirke, dezenfekte eder ve kokuları giderir. Ayrıca evinizin güzel kokması için kullandığınız parfümlerin doğal olmasına dikkat edin.

Bahçenizi doğal yollardan koruyun: Bahçe ilaçlarına elveda deyin. Plastik çimenleri kabul etmeyin. Sağlıklı havuz ve küvetleri tercih edin. Organik besinler yetiştirin.

Alkol almayın: Alkol; ağız, boğaz, karaciğer, meme ve kolon kanseri için bilinen bir risk unsuru. Bu açıdan alkolden uzak durmak gerek.

Radyasyonla temasınızı azaltın: Cep telefonları yüzünden günün hemen her saatinde radyasyona maruz kalıyoruz. Bunu engellemek istiyorsanız iletişimi elinizden geldiği kadar sabit telefonlardan yapın. Kablosuz dijital telefonları kullanmaktan kaçının. Eğer cep telefonu kullanıyorsanız konuşurken mutlaka kulaklık kullanın. Kullanmadığınız zamanlarda da telefonunuzu kapalı tutun.