Dolmabahçe'de patlayan silah

Atatürk öldüğünde patlamıştı bu silah.10 Kasım'da Atatürk'ün ölümüyle Başyaver'in kalbinde patlayan silah tarih arşivlerindeki yerinden çıktı.

Atatürk'ün öldüğü gün olan 10 Kasım 1938'de başyaveri Smith Wesson marka tabancayı kalbine doğru ateşlemişti.

Salih Bozok’un Atatürk’ün ölümü üzerine kalbine sıktığı Smith Wesson marka tabanca Yapı Kredi Bankası tarih arşivinde çıktı.

Milliyet yazarı Can Dündar bugünkü köşesinde o tabancanın fotoğrafını yayınladı. Dündar, silaha nasıl ulaştığını, Atatürk'ün başyaveri Bozok'un anılarını, intirara giden süreci ve oğluna yazdığı vasiyeti kaleme aldı.

(...)Ne zamandır o tabancayı arıyordum. “Sarı Zeybek”in final sahnesinde patlayan o tabancayı...
10 Kasım sabahı Atatürk’ün yaveri Salih Bozok’un kalbine sıktığı tabancayı...
Geçen ay Yapı Kredi Yayınları’na uğradığımda, “Biliyor musunuz, o tabanca bizde” dediler.
İnanamadım.
Az sonra bankanın zengin tarih arşivinin kasaları açıldı; içinde özenle korunan tabanca çıkarıldı.
Smith Wesson marka, sedef kabzalı, 228411 seri numaralı bir silahtı bu...
Banka, tabancayı bir koleksiyonerden satın almıştı. Salih Bozok’un diğer bazı eşyaları, notları, kitapları, fotoğraflarıyla birlikte...
Bu sayede Atatürk’ün çocukluk arkadaşı ve hayat boyu yoldaşı olmuş yaverinin şahsi tarihçesi, gördüğüm en düzenli arşivlerden birinde koruma altına alınmıştı.

PLANLI İNTİHAR

Bu, 10 Kasım’ın üzüntüsüyle o an karar verilmiş bir intihar girişimi değildi.
Planlıydı.
Atatürk’ün sağlığının hepten bozulduğu 1938’in sonlarına doğru bir gün Salih Bozok 17 yaşındaki oğlu Muzaffer’i Dolmabahçe Sarayı’na çağırtmış, karşısına oturtup şöyle demişti:
“Bak Muzaffer! Artık koca adam oldun. Atatürk ölüyor. Şunu bil ki eğer Atatürk ölürse ben de hayatıma son vereceğim. Sen artık koca adam oldun. Ailenin erkeği sensin. Annen, ablaların sana emanet. Aileye bakarsın. Oku, memleketine faydalı bir adam ol.”

YÜREKTEKİ İZ

Muzaffer Bozok, intihar edeceğini açıklayan babası karşısında hiçbir şey söyleyememiş, sadece ağlamış, yüzünü saklamış ve bitik bir vaziyette eve dönmüştü.
Sonra bir sabah okula giderken babasını banyoda görmüş, tıraş olduğunu sanmıştı. Oysa Salih Bozok, elindeki tentürdiyotla Atatürk öldüğünde kalbine ateş edeceği yeri işaretliyordu.
10 Kasım sabahı Salih Bozok’un oğlunu okul müdürü çağırttı, “Derhal eve gidiyorsun” dedi.
Muzaffer yolda bayrakların yarıya indiğini görmüş, Atatürk’ün öldüğünü anlamıştı.
Ya babası?
O da planladığını yapmış, Atatürk’ün ölüm haberini alınca bir odaya kapanmış, tabancasını çıkarıp kalbine sıkmış, ancak kurşun kalbi bulmadığı için yaralı olarak Şişli Sıhhat Yurdu Hastanesi’ne kaldırılmıştı.
İşte 10 Kasım sabahı Dolmabahçe’de Atatürk’le dolu bir yüreğin üzerinde patlayan o tabanca ilk kez gün ışığına çıkıyor.
“Ölesiye bağlılık”ın en somut kanıtı olarak...