Baba Yadigari 48 Yillik Anadol'u Nasil Satacagini Kara Kara Düsünüyor
Konya’da bir kisi baba yadigari olan 48 yasindaki Anadol marka otomobili satisa çikarirken, ailenin bir üyesi gibi gördükleri otomobili satarken notere nasil gidecegini düsünüyor.
Yavuz Göçen (65), 1976 yilinda lise 2. sinifa giderken babasinin sifir olarak aldigi, aileden biri olarak gördükleri ve sayisiz hatirasi olan Anadol marka otomobilini satisa çikardi. Ailesindeki herkesin araba sürmeyi bu otomobilde ögrendigini hatta ehliyetlerini bile bu arabayla aldiklarini belirten Göçen, zorunlu sebeplerden dolayi arabasini satmak istedigini belirtti.
Babasini 2014 yilinda kaybeden Göçen, babasinin hayattayken son isteginin arabanin sesini son kez dinlemek oldugunu ifade etti.
Göçen, zorunlu sebeplerden dolayi arabasini satmak istese de alici çikmasi halinde notere nasil girecegini, anahtari bir baska kisiye nasil verecegini dalgin bir sekilde düsünüyor.
“Babamin ilk gözagrisi ve ilk arabamiz”
Arabanin alindigi zamani anlatan Yavuz Göçen, "Arabamizin bize gelisi 1976 yilinin Subat ayiydi. Bir kis günüydü karli ve buzluydu. Ben o zamanlar lise 2’ye gidiyordum. Babamin ilk gözagrisi ve ilk arabamiz. Araba sürmeyi bunda ögrendik, ehliyeti bunda aldik, ilk uzun yollarimizi bununla yaptik. 48 yil oldu, ilk geldigi günden beri ailenin bir ferdi. Hiç ayrilmadik. Babam 2014 yilinda rahmetli oldu. 2013 yilindan beri de bende bu araba. Yaklasik 11 senedir tüm bakimlarini kendim yapiyorum” dedi.
“Vedalasma zamanimiz geldi”
Arabasini zorunlu sebeplerden dolayi satmak istedigini belirten Göçen, “Konya’da önceden bu araba için bir parçacimiz vardi. O parçacimiz hayatini kaybetti ve dükkani kapatti. Biz çok dedik ‘sen ne olur hayatta kal, sen gitme’. O dükkan kapandiktan sonra Konya’da tamircisini zor buluyoruz. Yedek parçasini zor temin ediyoruz. Internet üzerinden iletisime geçip bulmamiz gerekiyor. Bu arabanin tamiri ile günlük is yapamiyorsun. Ustaya götürüyorsun kimse eski arabaya müdahale etmek istemiyor. Bir yerde çekiniyorlar, çogu anlamiyor. Durum böyle olunca artik vedalasma zamanimiz geldi diye düsünüyorum” seklinde konustu.
“Babam, bu arabaya ölünceye kadar bindi”
Ailenin ferdi olan Anadol marka arabasi ile unutamadigi hatiralarindan anlatan Göçen, “Lise zamanlarimizda her yaz yazliga giderdik. 1970’li yillarda bu arabanin kadraninda 160 yazar. Abim, birkaç sefer bu arabada 160’i asip kilometre telini koparttigini bilirim. Bu arabayla çok güzel hatiralarimiz vardir. Bu arabayi alirken 73 model Ford Granada vardi. Babama yalvardik. Baba ‘ne olur Ford Granada’yi alalim’. O 120 bin lira bu da 90 bin liraydi. Babam da bize ‘hiç Alman’in yaslisi ile Türk’ün genci bir olur mu?’ dedi.
Anadol’dan vazgeçmedi. Aradan 4-5 sene geçti Anadol’un yeni kasasi çikti. Babama ‘bunu satalim’ dedik. Rahmetli sasirdi, arabayi çok sever. Babama bu sefer sorunca ne alalim diye babam ‘tekrardan Anadol alalim’ dedi.
Bu arabaya babam ölünceye kadar bindi. Ölmeden önce de son istegi ‘oglum arabayi çikartin, bir sesini duyayim’ dedi.
Dinledi ve vefat etti” diye konustu.
“Gözlerimiz yasarir, bu durum hiç kolay olmayacak”
Yeni sahibinin sadece parayi vermesinin önemli olmadigini, arabaya iyi bakmasi gerektigini ve notere nasil gidecegini çok düsündügünü ifade eden Göçen, “Gözlerimiz yasarir. Bu durum hiç kolay olmayacak. 1982’de bu arabaya bir alici oldu. Adam dedi ki ‘bu arabayi bana satin’. Babami razi etmis. Babam en son bu arabayi ne yapacaksin diye sorunca adam da ‘ben bu arabayi ortadan kesecegim. Arkasina kasa yapacagim. Pikap yapacagim’ demis. Babam da kararindan vazgeçip adami kovalamis. Bu araba artik ailenin bir evladi gibi oldu. Ayrilik biraz zor olacak ama zorunlu sebeplerden” dedi.
Kaynak: İHA
Babasini 2014 yilinda kaybeden Göçen, babasinin hayattayken son isteginin arabanin sesini son kez dinlemek oldugunu ifade etti.
Göçen, zorunlu sebeplerden dolayi arabasini satmak istese de alici çikmasi halinde notere nasil girecegini, anahtari bir baska kisiye nasil verecegini dalgin bir sekilde düsünüyor.
“Babamin ilk gözagrisi ve ilk arabamiz”
Arabanin alindigi zamani anlatan Yavuz Göçen, "Arabamizin bize gelisi 1976 yilinin Subat ayiydi. Bir kis günüydü karli ve buzluydu. Ben o zamanlar lise 2’ye gidiyordum. Babamin ilk gözagrisi ve ilk arabamiz. Araba sürmeyi bunda ögrendik, ehliyeti bunda aldik, ilk uzun yollarimizi bununla yaptik. 48 yil oldu, ilk geldigi günden beri ailenin bir ferdi. Hiç ayrilmadik. Babam 2014 yilinda rahmetli oldu. 2013 yilindan beri de bende bu araba. Yaklasik 11 senedir tüm bakimlarini kendim yapiyorum” dedi.
“Vedalasma zamanimiz geldi”
Arabasini zorunlu sebeplerden dolayi satmak istedigini belirten Göçen, “Konya’da önceden bu araba için bir parçacimiz vardi. O parçacimiz hayatini kaybetti ve dükkani kapatti. Biz çok dedik ‘sen ne olur hayatta kal, sen gitme’. O dükkan kapandiktan sonra Konya’da tamircisini zor buluyoruz. Yedek parçasini zor temin ediyoruz. Internet üzerinden iletisime geçip bulmamiz gerekiyor. Bu arabanin tamiri ile günlük is yapamiyorsun. Ustaya götürüyorsun kimse eski arabaya müdahale etmek istemiyor. Bir yerde çekiniyorlar, çogu anlamiyor. Durum böyle olunca artik vedalasma zamanimiz geldi diye düsünüyorum” seklinde konustu.
“Babam, bu arabaya ölünceye kadar bindi”
Ailenin ferdi olan Anadol marka arabasi ile unutamadigi hatiralarindan anlatan Göçen, “Lise zamanlarimizda her yaz yazliga giderdik. 1970’li yillarda bu arabanin kadraninda 160 yazar. Abim, birkaç sefer bu arabada 160’i asip kilometre telini koparttigini bilirim. Bu arabayla çok güzel hatiralarimiz vardir. Bu arabayi alirken 73 model Ford Granada vardi. Babama yalvardik. Baba ‘ne olur Ford Granada’yi alalim’. O 120 bin lira bu da 90 bin liraydi. Babam da bize ‘hiç Alman’in yaslisi ile Türk’ün genci bir olur mu?’ dedi.
Anadol’dan vazgeçmedi. Aradan 4-5 sene geçti Anadol’un yeni kasasi çikti. Babama ‘bunu satalim’ dedik. Rahmetli sasirdi, arabayi çok sever. Babama bu sefer sorunca ne alalim diye babam ‘tekrardan Anadol alalim’ dedi.
Bu arabaya babam ölünceye kadar bindi. Ölmeden önce de son istegi ‘oglum arabayi çikartin, bir sesini duyayim’ dedi.
Dinledi ve vefat etti” diye konustu.
“Gözlerimiz yasarir, bu durum hiç kolay olmayacak”
Yeni sahibinin sadece parayi vermesinin önemli olmadigini, arabaya iyi bakmasi gerektigini ve notere nasil gidecegini çok düsündügünü ifade eden Göçen, “Gözlerimiz yasarir. Bu durum hiç kolay olmayacak. 1982’de bu arabaya bir alici oldu. Adam dedi ki ‘bu arabayi bana satin’. Babami razi etmis. Babam en son bu arabayi ne yapacaksin diye sorunca adam da ‘ben bu arabayi ortadan kesecegim. Arkasina kasa yapacagim. Pikap yapacagim’ demis. Babam da kararindan vazgeçip adami kovalamis. Bu araba artik ailenin bir evladi gibi oldu. Ayrilik biraz zor olacak ama zorunlu sebeplerden” dedi.