TÜRK-IS Genel Baskani Atalay Açiklamasi 'Türkiye Meselesi Oldugu Zaman Yan Yana Durma Mecburiyeti Var'

Türkiye Isçi Sendikalari Konfederasyonu (TÜRK-IS) Genel Baskani Ergün Atalay, milli meselelerde yan yana durmak gerektigini ifade ederek, "Onun için benim de, hepimizin Türkiye’den yana olma mecburiyeti var. Vatan yoksa ne anlatacaksin, vatani olmayanlari beraber görüyoruz. Onun için milli meselelerde ABD’den yana olmanin bir anlami yok, Yunan’dan yana olmanin bir anlami yok, Israil’den yana olmanin bir anlami yok" dedi.

TÜRK-IS Genel Baskani Atalay Açiklamasi 'Türkiye Meselesi Oldugu Zaman Yan Yana Durma Mecburiyeti Var'
TÜRK-IS Genel Baskani Ergün Atalay, Trabzon’da 15 ilin temsilcileri ve TÜRK-IS’e bagli sendikalarin baskanlari ile birlikte basin açiklamasi yapti. Atalay, ülkede yasanan is kazalari nedeniyle her gün isçilerin hayatini kaybettigini söyleyerek, "Memur yüksek ücret almiyor, biz düsük ücret aliyoruz. Onlar gibi konusmuyoruz, ’çöpçü müdürü geçti, soför daire baskanini geçti’. Memur da benim, emekli de benim. Memurun aleyhinde hiç kötü bir sey konusma sansim yok, onu da temsil ediyorum, isçiyi de temsil ediyorum. Üç gün önce ‘Iyi ki varsin Eren’ denen delikanli, Allah mekânini cennet eylesin yedinci senesi oldu, Basçavus Ferhat ile birlikte can verdi. Her yil bu ülkede, bu salonlarda oturalim diye Erenler, basçavuslar can vermeye devam ediyor. Ama isçiler de is kazasinda her gün can vermeye devam ediyor” diye konustu.



"Beddua etmiyorum ama hakkimi da helal etmiyorum"

Alti yil önce yasanan mikrofon olayi ile ilgili hakkini helal etmedigini kaydeden Atalay, ”Mikrofon denen bir sey var. Alti yil evvel ben hiçbirini yapmadim. Salonda 60 kisiyiz diyoruz ki;’ taseronu buraya koyun altina imza atacagiz’, sözlesme bitmis. Bütün sendikalar imza atmis, diyorlar ki bu üç saat doldu, bir daha imzalayin bunu. Bana soruyorlar, ben neye konusacagim, ondan sonra mikrofon diyorlar. Tam üç ay haber yaptilar, sag olsunlar. Bu kervana katilan bizim isçiler de var. Dudak büktü, bakmadi, incelemedi. Beddua etmiyorum ama hakkimi da helal etmiyorum, haberiniz olsun. Ben onlari yapmadim. Arkasindan baska bir haber kanali ’asgari ücretle bu ülkeyi karistiracak’ diye ’on gün tutuklayin bunu’ dediler. Sendikanin biri beni mahkemeye verdi. Ben ne demisim; asgari ücret az. Ben burada emanetçiyim. TÜRK-IS Genel Kurulunu beraber yaptik, ben hiçbirinize adayim demedim, imzam da olmadi. Imzam yine yok orada. Sendikalarin hepsi toplandi, dediler ki ’Ya buraya gel, dörtte üçü salona gelmeyecegiz’ dediler. Bunun üzerine geldim, göreve devam ediyorum. Yillardir kamu sözlesmelerini yapiyoruz. Kamu Koordinasyon Kurulu’nu Anayasa Mahkemesi bozdu, diyor ki her sendika kendisi yapacak. Benim ek protokole imza sansim yok“ dedi.



"Türkiye meselesi oldugu zaman yan yana durma mecburiyeti var"

Bütün siyasi partilerin Türkiye’den yana olma mecburiyeti oldugunu kaydeden Atalay, “Bizim yoksuldan yana olma mecburiyetimiz var, emekten yana olma mecburiyetimiz var, isçiden yana olma mecburiyetimiz var, issizden yana olma mecburiyetimiz var. 1 milyon 400 bin kendi üyemiz var, onun bedelini siz ödüyorsunuz. Beraber oturacaksiniz surada kamu sözlesmesini yapacagiz 5-6 ay sonra. Isçinin razi gelmedigi bir ise razi gelmeyeceksiniz. Zor oldugunu siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. Simdi bu ülkede ekonomik bir sikinti var, sebepleri var. Covid bir sebep, savaslar bir sebep, deprem büyük sebep. Büyük sebeptir, ekonomiyi kötü yönettik. Dördünü topladigin zaman ben böyle hiçbir sey görmedim. Sikinti bu ülkede var mi? Var. Sikintiyi beraber çekelim, herkes beraber çeksin. Bu ülke bizim vatanimiz, bizim ülkemiz. Bütün partilerin Türkiye’den yana olma mecburiyeti var. Seçim zamani kim nereye isterse oraya oy versin. Öyle oldu zaten. Bir sene evvel bir seçim oldu, bir parti geldi, bir sene sonra baska bir parti geldi. Millet akilli bir millet, millet neyin ne oldugunu biliyor. Onun için benim de, hepimizin Türkiye’den yana olma mecburiyeti var. Vatani yoksa ne anlatacaksin, vatani olmayanlari beraber görüyoruz. Onun için milli meselelerde ABD’den yana olmanin bir anlami yok, Yunan’dan yana olmanin bir anlami yok, Israil’den yana olmanin bir anlami yok. Hükümeti sevmezsin götürürsün, sevdigini getiririsin ama Türkiye meselesi oldugu zaman yan yana durma mecburiyeti var. TÜRK-IS tam 72 yildir ayni bunu yapiyor, ben de yapiyorum. Benden sonra gelen bunu yapmak zorunda. Gördügümüz sikintilari, problemleri en üst noktasindan söylemek zorundayiz” seklinde konustu.



"Taseron meselesi çözülmeli"

Taseron sorununun çözülmesi gerektigini ifade eden Atalay, “Taserona verilen bir söz var; devlet verdi, herkes verdi, uygulanmadi. Staj magdurlari diyorlar ki ’Bizim derdimiz ne olacak?’ Ben onlara diyorum ki, kisa bir zamanda kamu isçileri taseron ücret seviyesine geldi. Taseron meselesi çözülmeli, staj magdurlari meselesi çözülmeli. Is yerlerinde kadinlarla ilgili sikintilar var. Hâlâ biz 2024 yilindayiz kres meselesini çözemedik. 2024 yilindayiz, devlet hedef koyuyor, 2050 yilinda Türkiye 100 milyon olacak diye; olmaz. Kadinlarimizin büyük bir bölümü çaresizlikten dolayi çalisiyor. Kimse keyiften çalismiyor. Çocuguna mi baksin, esine mi baksin, yemek mi yapsin, ise mi gitsin? Ya çocuk yok ya da bir tane çocuk var. Kusura bakmayin, bu sekilde 100 milyonu görmeyiz. Bakin istatistiklere. Benim kimsenin çoluguna çocuguna karisacak halim yok. Kadinin sartlarini da düzeltmek durumundalar. Kadinin ev ile ilgili, izin ile ilgili, çocugu ile ilgili sosyal yönden sartlari gözetilmek zorunda” dedi.

Kaynak: İHA