Agri Terörü Açiklamasi Trigeminal Nevralji

Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Nöroloji Bölümünden Dr. Ögr. Üyesi Burçak Ekinci Evci, trigeminal nevralji hakkinda önemli uyarilarda bulundu. Dr. Ögr. Üyesi Evci, trigeminal nevraljinin (TN) en siddetli agrilardan biri oldugunu belirterek “Trigeminal nevralji, direkt olarak beyinden çikan 12 çift sinirden besincisi olan ‘trigeminal sinir’in tutuldugu, çok siddetli agrilarla seyreden bir hastaliktir. Trigeminal nevralji olabilecek en siddetli agrilardan biri olarak bilinir ve 30 yas altinda çok nadir olarak görülür. Hastayi günlük aktivitelerini, hatta yasamsal islevlerini dahi yapamaz duruma getirebileceginden en kisa sürede taninin konmasi ve tedavi edilmesi gereken ciddi bir rahatsizliktir. Trigeminal sinirin üç dali vardir. Bunlarin birincisi göz çevresinin, ikincisi üst çene ve yanagin, üçüncüsü ise alt çenenin duyusunu beyne iletir. Ayrica üçüncü dal bazi çigneme kaslarinin hareketlerinden de sorumludur. Trigeminal nevraljide en çok üçüncü ve ikinci dallar tutulur. Birden fazla dalin ayni anda tutuldugu da görülür” diye konustu.



Agrili tik ataklari aylarca sürebilir

Trigeminal nevraljinin yüzün bir tarafini ve genellikle alt yarisini tutan, saniyeler veya 1-2 dakika süren, elektrik ya da simsek çarpmasi seklinde saplanan çok siddetli agrilar olduguna dikkat çeken Dr. Ögr. Üyesi Evci, söyle devam etti:

"Genellikle haftalar, aylar süren atak dönemlerinde bu agrilar gün ve gece boyu birçok kez tekrarlar. Hasta agri nedeniyle yüzünü kasar, burusturur. Bu nedenle tabloya agrili tik adi verilmistir. Agrilar spontane olarak ortaya çikabilecegi gibi konusma, gülme, çigneme gibi hareketlerle de ortaya çikabilir. TN’nin oldukça karakteristik bir özelligi yüz, dudaklar, dil veya dis eti üzerinde bir noktaya dokunulmasinin agriyi tetiklemesidir. Agri ataklarinin arasinda hasta genellikle tamamen agrisizdir, fakat özellikle uzun yillardir süregelen TN’lerde ataklar arasinda süregelen daha künt bir agri olabilir. TN’de haftalar, aylar süren agrili dönemler ve aralarinda kismi ya da tam sifa dönemleri olabilir."

Gençler için de risk yüksek

Dr. Ögr. Üyesi Evci, trigeminal nevraljinin görülme oranina iliskin de, "Avrupa Nöroloji Akademisi’nin (EAN) yeni yayinlanan trigeminal nevralji rehberine göre TN’ler birincil ve ikincil olarak iki gruba ayrilir. Olgularin çogunlugunu olusturan birincil TN’ler en çok orta-ileri yasta görülür ve hastalarin yüzde 60’i kadindir. Birincil TN’lerin incelemelerinde trigeminal sinirin beyin sapina giris bölgesinde bir nörovasküler basi ve buna bagli yapisal degisiklikler görülür. Bu olgulara klasik TN denilir. Böyle bir damar iliskisi görülmeyen ya da varsa bile sinirde yapisal degisiklik saptanmayan olgular ise idiopatik TN olarak siniflanir. Klinik planda ikincil TN’lerin daha genç hastalarda görüldügü, daha siklikla iki yanli olabildigi (MS olgularinda), trigeminal sinir alaninda objektif duyu kusuru ve TN disindaki diger nörolojik bulgularla birlikte olabildigi bilinir. Ancak birincil ve ikincil TN’yi klinik planda birbirinden kesin olarak ayirt etmek mümkün degildir" dedi.



Ilacin yetmedigi durumlarda ameliyat

Trigeminal nevraljinin tani ve tedavi yöntemlerini anlatan Dr. Ögr. Üyesi Evci, sunlari söyledi:

"Trigeminal nevralji tanisi hastanin yaptigi agri tanimina göre konur. Trigeminal nevralji (TN) yüzün bir tarafini ve genellikle alt yarisini tutan, saniyeler veya 1-2 dakika süren, elektrik ya da simsek çarpmasi seklinde saplanan çok siddetli agrilarla karakterizedir. TN’yi teshis etmek ve altta yatan sebepleri belirlemek için görüntüleme yöntemlerine basvurulabilir. Hem birincil hem ikincil TN’nin agriya yönelik tedavisinde ilk olarak basvurulmasi gereken yöntem ilaçtir. Trigeminal nevralji ‘nöropatik agri’ kategorisinde degerlendirilebilecek bir agri oldugundan ilk basvurulacak olanlar antikonvulzif ilaçlardir. Bunlar arasinda karbamazepin adli madde altin standart olusturur. Karbamazepin tedavisinin 5-10 yil içerisinde etki kaybi oraninin yaklasik yüzde 50 oldugu ifade edilmistir. Okskarbazepinin etkinligi karbamazepine benzerdir ancak muhtemelen daha az yan etkiye yol açar. Botulinum toksin tip A uygulamasi da yararli olabilir. Hastalara agrilarinin siklik ve siddetine göre ilaç dozlarini yavas sekilde ayarlama konusu ögretilmeye ve uygulatilmaya çalisilmalidir. Ilaç tedavisinin yetersiz kaldigi durumlarda cerrahi gündeme gelmektedir. Bunlar arasinda mikrovasküler dekompresyon (MVD) ameliyatlari klasik TN olgularinda en az yan etki ile en uzun sifayi saglamalari sayesinde ön plandadir. Idiyopatik olarak siniflanan olgularin önemli bir kisminin da bu ameliyatlardan yararlanmalari mümkün olmakla birlikte, klasik TN’lerin MVD’den yararlanma orani daha yüksektir” ifadelerini kullandi.