Rektör Kazim Uysal Açiklamasi 'FETÖ Terör Örgütü Milli Ve Manevi Degerlerimizi Kirletti'
Kütahya Dumlupinar Üniversitesi (DPÜ) ve Kütahya Saglik Bilimleri Üniversitesi tarafindan çevrim içi ortamda düzenlenen “15 Temmuz Paneli” baslikli etkinlikte konusan DPÜ Rektörü Prof. Dr. Kazim Uysal, FETÖ terör örgütünün milli ve manevi degerleri kirlettigine dikkat çekti.

“Terör örgütlerine karsi geç kalinirsa kanser gibi yayiliyor”
Panelde ilk sözü alan Prof. Dr. Fatih Özcura, geç kalinmasi durumunda terör örgütlerinin kanser gibi yayildigini söyledi.
Prof. Dr. Özcura, “ Türkiye’nin her kösesinde milletimiz meydanlara çikarak ülkesini savundu. Siyasi görüsleri ne olursa olsun, bütün vatandaslarimiz tanklarin önünde durarak demokrasiyi savundular. Bu hain saldiri demokrasinin zorlu bir süreç oldugunu bize gösterdi. Türkiye Yüzyil’inda her geçen gün daha çok çalismaliyiz. Bu anlamda ülkemizde iyi gelismeler oluyor. Ülkemizin millî savunma alaninda geldigi noktayi görüyoruz. Bunun bizi yükselten deger oldugunun farkindayiz. Içten ve distan gelen tehlikelere karsi uyanik olmaliyiz. Sadece sinir güvenligimizi saglamak yeterli olmayacaktir. Bu cografyalarda olmazsak ve sadece kendi sinirlarimizi korursak emperyalist devletler bu cografyalarda istedikleri yönetimleri kuruyor. Bunlari sinirlarimiz içinde kalarak yapamayiz. Terör örgütlerine karsi uyanik olmali, ayrica cemaatlere de kanmamaliyiz. Örnek olarak her kanser küçük bir tümör olarak küçük bir hücrede basliyor, geç kalinirsa, önce organa sonra da vücuda yayiliyor. Bu tür olusumlari önceden tespit etmek ve önlem almamiz gerekiyor” dedi.
Özcura, konusmasinin son bölümünde gençlere verilecek egitimin, bir daha 15 Temmuz 2016’da yasananlari yasamamak ve FETÖ gibi örgütlere karsi uyanik olunmasi hususunda çok önemli oldugunu kaydederek sözlerini, ’Allah milletimizin birlik ve beraberligini korusun. Katilimlariniz için tesekkür ederim’ diyerek tamamladi.
“Darbeler Türk Tarihinin kötü bir gelenegi”
Panelde söz alan Doç. Dr. Arif Kolay, “Osmanli Devleti’nde Darbeler” baslikli sunumunda,” Cumhuriyet döneminde demokrasinin isleyisi sik sik darbelerle kesilmistir. Aslinda bu bizim tarihimizde eskiden beri devam edegelen kötü bir gelenektir. Dolayisiyla Osmanli döneminde de asker birçok defa isyan ederek yönetime müdahale etmis, Osmanli padisahlarinin yaklasik üçte biri askerin müdahalesiyle degistirilmistir. Tarihimizde yasanmis olan çesitli darbe ve darbe tesebbüsleri hazin sonuçlara ve büyük felaketlere sebep olmustur. Osmanli Imparatorlugu’nda askeri isyanlar ve darbeler, Fatih Sultan Mehmet’in ilk hükümdarligi zamaninda Buçuktepe Isyani ile baslar ve 1913’teki Bâbiâli Baskini ile sona erer. Neredeyse Fatih Sultan Mehmet’ten sonra isyanla yüzlesmeyen Osmanli padisahi yok gibidir. 36 Osmanli padisahindan 12’sinin isyan ve darbeyle tahtini kaybettigi göz önüne alindiginda durumun vahameti daha iyi anlasilir. Günlerce, hatta aylarca devam eden isyanlar Istanbul halkina korkulu günler yasatiyor, günlük hayat tamamen felç oluyordu. Isyanlar zaman zaman o kadar ileri boyutlara ulasiyordu ki, bazen devlet adamlarinin cesetleri hayvanlara yem ediliyor, bazen sadrazamlar bazen de padisahlar acimasizca katlediliyorlardi” dedi.
Tahttan indirilen 12 Osmanli padisahini sayan Doç. Dr. Kolay, Cumhuriyet döneminde basarili olan ya da girisimde kalan darbeleri açikladiktan sonra, sözü 15 Temmuz 2016 tarihindeki basarisiz darbe girisimine getirdi ve söyle devam etti,” 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girisimi kahraman Türk milleti, ordu içinde darbe karsisinda olan askerler ve kahraman emniyet güçlerinin direnisi sonrasinda basarisiz kilinmistir. Darbenin basarisiz kilinmasinda hiç süphesiz Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan’in rolü ve etkisi büyüktür. Darbeye karsi halki meydanlara davet etmesi insanimiza büyük cesaret vermistir. Bu olay süphesiz Türkiye’de hafizalardan uzun yillar silinmeyecek izler birakmistir. Özellikle darbe girisiminin sivil bir tepki ve direnisle bastirilmasi unutulmayacak bir öneme sahiptir. Insanimizin darbecilere karsi gösterdigi direnis ve mücadele her türlü takdirin üzerinde bir deger sahiptir” diye konustu.
“15 Temmuz siyasetimizi ve bürokrasimizi degistirmeyi hedefleyen bir eylemdi”
Panelde son sözü alan Doç. Dr. Cantürk Caner, 15 Temmuz’un siyaseti ve bürokrasiyi degistirmeyi hedefleyen bir eylem olduguna dikkat çektigi konusmasinda,” 15 Temmuz darbe girisimi siyasete hâkim olamayan güçlerin devlete hâkim olma istedigi neticesinde olmustur. Darbecilerin dünyayi ne kadar çok istediklerini de gördük. Bürokrasi içerisine yillarca sessiz sessiz hâkim olan dini yapinin devletin önce siyasetini sonra bürokratik yapisini degistirmeyi hedeflemistir. Halkin demokrasiye hem de Sayin Cumhurbaskanimiza sahip çikmasi sonucu darbe girisimi basarisiz oldu. Yakin siyasi tarihimizde en enteresan darbe girisimi olarak tanimliyoruz. FETÖ darbesi basarili olsaydi, bu ülkede bugünkü istikrari ve sükuneti saglamak çok zor olacakti. Darbeyi düzenleyen yapilarin darbenin basarisiz olacagi anlasilmasi üzerine yurt disina kaçmasi bu yapinin bati destekli oldugunu da gösteriyor. Bir ayagi disarida olan bir darbe girisimiyle karsi karsiyaydik. 2016 yilindaki bu sürecin sonucunda yeni bir siyasal sisteme geçtik. Türkiye 2017’den itibaren bürokrasiyi kontrol edebilecek ve siyasete tamamiyla hâkim olabilecek bir sisteme geçmistir. Elbette bu sistemin hem iyi ve hem de aksayan yanlari var. Zaman içinde Türkiye’nin sistemin aksayan yönlerini tamir edecek iradeyi gösterecegine inaniyorum” dedi.
"Kur’an ve sünneti uyguladigimiz sürece bu aldatmalara maruz kalmayacagiz"
Rektör Uysal, panelin sonunda yaptigi degerlendirme konusmasinda, Kur’an ve sünneti uyguladiklari sürece bu aldatmalara maruz kalmayacaklarina dikkat çekti.
Uysal,” Tarihimiz itibariyle darbe sicilimiz pek iyi degil. Öte yandan FETÖ terör örgütü de milli ve manevi degerlerimizi kirletti. Tarikatlar, cemaatler ve vakif kültürü Anadolu’nun bir gelenegi, degeri. Allah için hizmet eden tüm STK’lara, cemaatlere ve tarikatlara bir çagri yapmak istiyorum: Hepimizin derdi Allah’in dinine hizmet etmektir, bu sebeple istisarelere önem verecegiz ve ortak akla önem verecegiz. Millet ve devletimize en ufak katkisi olan kimseyi takdir etmek gerekir. Bir Müslüman için hedef ne kadar büyükse hedefe götürecek yollar da o derece mesru olmalidir. Kur’an ve sünnet bize yol gösteren rehberdir. Biz bu rehberi iyi bilelim. Kur’an’i ve sünneti uyguladigimiz sürece aldatmalara ve tehlikelere maruz kalmayacagiz. Üniversitemizde düzenlemis oldugumuz 15 Temmuz Paneli’nin faydali bir etkinlik olduguna inaniyor, katilan herkese tesekkür ediyorum" diye konustu.
